Ekonomi çevrelerinde son dönemde çok konuşulan ancak Türkiye’deki yoğun gündem nedeniyle bir türlü istenen ağırlıkta dikkat çekilemeyen bir konu var…
Orta gelir tuzağı… Çok bilimsel tarafından girmeden şu ifade ile özetlenebilir… Türkiye 10 bin dolar gelir seviyesine takılıp kalabilir…
10 bin dolar gelir seviyesine gelmek çok önemliydi Türkiye için…
Ama bunu aşmak 20 bin dolarlara doğru ilerlemek daha da önemli…
10 bin dolar gelir seviyesini aşmak bu noktaya gelmekten daha zor… Çünkü artık çok zorlu bir lige çıkmış bulunuyorsunuz… Bu ligde öyle adımlar atmalısınız ki rakiplerinizin sağından solunda geçmeniz mümkün olabilsin…
Çok cin fikirler ortaya koymanız gerekiyor. İcat çıkarmanız, yeni ve farklı sektörlerle herkesi şaşırtacak adımlar atmanız gerekiyor.
Kolay mı?
Görüldüğü kadarıyla öyle kolay değil. Ama imkansız da değil…
Mesela Türkiye geçen yıl yeni ve farklı bir alanda bir önemli adım attı… Afet yönetimi ile ilgili çok önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı…
Türkiye’nin en büyük acılarından birini yaşadığı 17 Ağustos depreminin üzerinden geçen onca yıla rağmen istenen hazırlıklar yapılamadı…
İşte buradan yola çıkılarak hazırlanan Afet Yönetimi Fuarı Türkiye’ye ve dünyaya yeni ve doğru bir geleceğin kapılarını açıyor… Bu önemli etkinliğini ikincisi bu yıl 28-30 Ağustos'ta yapılacak…
Afet yönetimi etkinliği sadece depremi değil her türlü doğal afeti kapsıyor. Ayrıca sadece afet sonrasına ilişkin bir organizasyon değil…
Afet öncesini, afet sırasını ve afet sonrasını kapsayan önlemleri gündeme getiriyor… Bu alandaki teknolojik yenilikleri, önlem alışları, yeni araç ve gereçleri, müdahaleyi ve hepsinden önemlisi doğru ve afetlere karşı dik durabilen kentleri kapsıyor.
Aslında geleceğin kentleri afetleri yönetebilen kentler olacak… İşte bu kentlerin hazırlık süreçlerine ilişkin bilgileri bu etkinlikte bulmak mümkün…
Bu etkinlik Türkiye’de yeni bir sektörün önünü açıyor. Afet yönetimi sektörü… Çünkü daha ikincisi düzenlenen etkinliğe bu yıl tam 41 ülkeden binin üzerinde katılımcı iştirak ediyor ve 1 milyar dolarlık bir iş hacminin oluşması bekleniyor.
Yılların fuarlarına bu kadar katılım sağlanamıyor… Çünkü bu alanda büyük bir boşluk var ve Türkiye bir cin fikir geliştirip bu alanda önderlik yapıyor. Zaten yapması da gerekiyor.
Neden yapması gerekiyor…
Bu cin fikrin sahibi ve fuarın düzenleyicisi Trio Fuar’ın sahibi Mustafa Cingöz şu cümlelerle anlatıyor…
- Dünyada başta deprem olmak üzere sel, heyelan, çığ gibi doğal afetler giderek artıyor. Bu coğrafyanın insanları, birçok milletten daha fazla afet tecrübesine sahip. Yaraları sarmak ve afeti yönetmek konusunda refleksleri çok güçlü. Türkiye, bu fuarın düzenlenmesi için ideal koşulları barındıran merkez ülke. Bu etkinlikte ikinci yıl 1 milyar dolarlık bir iş hacmini yakalıyoruz… 3 yılda 3 milyar dolarlık iş hacmine ulaşmış oluruz.
Türkiye’nin bir de bu konuda sosyolojik bir duruşu var… Belki kendi başına çok geldiği için dünyanın neresinde doğal afetle başı derde giren bir insan olursa yardımını koşuyor.
Bu anlamda bu fuarın Türkiye’de düzenlenmesinden daha doğal bir adım olamazdı… Yardıma koşan ülkenin elinde güçlü teknolojiler, yeni geliştirilmiş icatlar ve insanlığı kurtaracak yönetim biçimleri olmalı… İşte biz bu fuarda bu duruşu sergileyebilirsek, afete dirençli yeni kentler kurmak isteyenlerin, kurdukları kentleri afete karşı doğru yönetmek isteyenlerin bütün dünyadaki adresi olabiliriz.
İşte size yeni bir iş alanı… Hem de bakir ve önü açık… Daha da önemlisi yaptığınız iş aynı zamanda insanlığı kurtarmak için bir araç olacak… Yeni sosyal sorumluluk gibi profesyonel bir iş… Şimdiden Türkiye’de 2 bine yakın firma bu alanda kafa yorup üretim yapıyor…
Ama yetmez…
Üniversitelerin bu alanda çalışması gerekiyor… Türkiye’nin önde gelen gruplarının bu alana girip ar-ge çalışması yapması gerekiyor…
İş önemli… Önü açık… Bu yıl ki etkinliğe Brezilya Savunma Bakanı, Şili İçişleri Bakanı ve daha birçok ülkenin üst düzey bürokratları katılacak.
Türkiye bütün dünyanın özellikle de Ortadoğu, Afrika ve Uzakdoğu'nun bu alandaki merkezi olabilir.
Olayın en çarpıcı yanı kamu bu işi farkında… Etkinliğin ev sahibi Mustafa Cingöz katılımcıları anlatırken buna şu cümlelerle dikkat çekiyor.
- Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı-AFAD, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı bu etkinliğe tam destek veriyor. İngiltere merkezli Al Khair Foundation'un etkinliğin ana sponsorluğunu yapıyor. AKUT, GEA, Lidam, Nesar gibi yerli, yabancı 18 farklı sivil toplum kuruluşu yaptığımız işi destekliyor.
Yani olayın sosyal boyutu çok güçlü… Dünyanın afete direnişini arttırırken hem prestij hem de para kazandıran bir iş doğru bir alan değil mi sizce…
Ayrıca bu iş Türkiye’ye orta gelir tuzağında çıkaran cinliklerden biri olabilir bunu da kimse unutmasın.
