Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, Volkswagen’in Türkiye’ye yapması gündemde olan sıfırdan otomotiv yatırımını konuşmak üzere kendisinden randevu alan Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) muhabiri Christian Geinitz’e öncelikle şu mesajı verdi:
- Alman şirketlerin yatırım kararları artık çok fazla politik ilişkilerden etkilenmiyor. Son aylarda önemli iyileşme sinyalleri görüyoruz.
Ardından Türkiye’deki yabancı sermayeli şirketler listesinden şu bilgiyi paylaştı:
- Ülkemizde faaliyet gösteren Alman sermayeli şirket sayısı 7 bin 312 düzeyinde. Ayrıca 99 şirketin de irtibat ofisi var.
Bu verinin yatırım değeri açısından düzeyini ortaya koydu:
- 2002 yılından bugüne Almanya’dan Türkiye’ye gelen doğrudan yatırım 9.5 milyar doları buldu. Aralık 2017 sonu itibariyle Alman sermayeli şirketlerin doğrudan yatırım stok tutarı 18.3 milyar dolar düzeyinde.
Yeri gelmişken Türkiye’den Almanya’ya giden doğrudan yatırıma işaret etti:
- 2010’da Türkiye’den Almanya’ya giden doğrudan yatırım 68 milyon dolar düzeyinde idi. 2017’de 212 milyon dolar, 2018’de de 155 milyon dolar oldu.
Almanya’nın Türkiye’nin en büyük ihracat, 3’üncü büyük ithalat ortağı olduğunu kaydetti:
- 2018 sonu itibariyle Almanya’ya 16 milyar 166 milyon dolar ihracat yaptık. Almanya’dan ithalatımız da 20 milyar 407 milyon dolar oldu. Yani, Almanya ile ticaret hacmimiz 36 milyar 551 milyon dolar düzeyinde seyrediyor.
Almanya’nın Türkiye’de ekonomik açıdan önemine turizm penceresinden de baktı:
- Almanya’dan ülkemize 2015 yılında 4 milyon 724 bin turist geldi. 2017’de 2 milyon 991 bine düştü. 2018’de yeniden 3 milyon 678 bine yükseldi. Türkiye’den Almanya’ya giden vatandaşlarımız da 400-500 bin dolayında seyrediyor.
Sonra şu noktanın altını çizdi:
- Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak Almanya her zaman yatırım çekmek açısından radarımızda yer alıyor. Ülkemize daha fazla Alman yatırımı çekmek için çalışmalar yürütüyoruz.
Türkiye’nin otomotiv sektöründeki gücüne vurgu yaptı:
- Ülkemizde 9 uluslararası otomotiv üreticisi bulunuyor. Otomotiv ana sanayiine parça üreten tedarikçi firma sayısı 400 dolayında. Yani, otomotiv ana sanayinin yatırımı için oldukça uygun ekosistem var. Bu ekosistem 2-3 ana sanayi yatırımının daha ihtiyacını karşılayacak kapasiteye sahip.
İnsan kaynağı avantajı üzerinde durdu:
- İnsan kaynağımızın kaliteli üretimdeki rolü, ülkemizde üretim yapan uluslararası firmalar tarafından gayet iyi biliniyor. Haftalık çalışma saatlerinin uzunluğu, hasta olunan gün sayısının azlığı, üretime gelecek yatırımcı için güçlü yanlarımız olarak elimizde bulunuyor.
7 bin 312 Alman firmanın ülkemizdeki 18 milyar doları aşan yatırımı, Volkswagen’in Türkiye’ye yatırıma gelmesi gerektiğini gösteren veri olarak görülüyor.
İstanbul Havalimanı’nda 1000 kişi ‘ask me’ diyor
İGA Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu, İstanbul Havalimanı’yla ilgili sosyal medya dahil, çeşitli mecralar üzerinden yönelen eleştirilerden oluşan notları arasından birini seçti:
- Ask me (Bana sor) tişörtleriyle yolcuları karşılayan arkadaşlarımızla ilgili olarak, “Bilgileri yetersiz” eleştirileri alıyoruz. Biz o arkadaşlarımızı göreve hazırlarken gerekli eğitimi veriyoruz. Verilen eğitimin birinci maddesinde yolcuları mutlaka güler yüzle karşılamaları var. Personelin yüzde 10’un eksik bilgisi olabilir.
İstanbul Havalimanı’nda 1000 kişinin “Ask me” görevi yaptığını belirtti:
- Burası zor bir havalimanı değil. Yepyeni bir yapı. Yolcularımızın alışması zaman alacak. Yönlendirme ekranlarının yanı sıra “Ask me” gibi hizmetlerle yolcularımıza yardımcı olmaya, onları rahat ettirmeye çalışıyoruz. Bu hizmetimiz Kurban Bayramı sonuna kadar devam edecek.
Elektronik teminat mektubu veriyoruz
Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, bankanın dijitale taşınan işlemlerini anlatırken, ipotekleri örnek gösterdi:
- Mesela biz ipoteklerin tüm işlemini elektronik ortamda yapan ilk bankayız. Biliyorsunuz saatler sürüyordu, tapuya gidiyordunuz. Avukatlar geliyor. Hâlbuki biz şu anda tapunun TAKBİS sistemine bağlanıyoruz, buradan ipoteği koyuyoruz. Borcunuzu ödediniz, krediniz bitti, buradan kaldırıyoruz. Oysa tapuya gidecektiniz, tapu yazı yazacaktı, bir sürü süreç ortadan kalkıyor, dakikalara iniyor.
Bir başka örneği de teminat mektubundan verdi:
- Elektronik teminat mektubu veriyoruz şimdi. Eskiden kağıda yazardık. Kağıt giderdi, alan kişi bizi arardı, bu imza senin midir, kimindir… Şimdi e-imzayla buradan teminat mektubunu gönderiyorsunuz, ilgili kurum hiç sorgulamadan süreç günler seviyesinden dakikalara inmiş oluyor.
Elektronik ipotek, elektronik teminat mektubu...
Bankacılık sektörünün ulaştığı noktayı gösteriyor...
