Gündemde Volkswagen skandalı konuşulurken arka tarafta farklı bir kazan kaynamaya başladı. Acaba binek araçlarda Dizel yakıt kullanımı hızla azalarak sona erecek mi ve yerine LPG kullanımı ikame sağlayacak mı?

Dünya çapında girişimciler fırsatları çok iyi değerlendiriyor. Ancak bu sefer “opportunism” yani kaba anlamıyla fırsatçılık dünyayı iyi bir yere götürecek gibi görünüyor.

Volkswagen Diesel araçların ABD standartlarında göre neredeyse 40 kat, AB regülasyonlarına göre 7 kat daha fazla NOX yani Azot Oksit gazları salınımına neden olduğu belirlendi ve skandal duyuldu.  Görevden almalar, özür dilemeler derken Şansölye Angela Merkel, “Bu sorun Alman endüstri itibarına zarar vermez” diye bir açıklama yaptı. Bu açıklama bile akıllara böyle bir ihtimalin varlığını getiriyor. Öte yandan peş peşe açıklama ve hesaplama yöntemleri devreye girdi. Görünen o ki Volkswagen milyarlarca dolarlarla ifade edilebilen tazminatlara mahkum edilebilir.

Medya bunları tartışa dursun; fırsatçılık bu kez başka bir şekilde ortaya çıkacak. Fırsatın sloganı da hazır “Daha Temiz Yakıt = LPG.” Nasıl mı?

  • IPCC’ye göre (Birleşmiş Milletler Uluslararası İklim Değişikliği Paneli) karbondioksitin (CO2) küresel ısınma potansiyeli (GWP) faktörü, yani sera gazı etkisi 1 iken, doğal gazın (metan) 25, LPG'ninki 0'dır

  • Avrupa Birliği ülkelerinde PM'den (Katı parçacıklardan) kaynaklanan sağlık harcamalarının ton başına yaklaşık 75.000 Euro, NOx'den kaynaklanan harcamaların da yaklaşık 12.000 Euro olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakam binek araçlar için ABD’de kilometre başına 50 mg, AB ülkelerinde kilometre başına 80 mg ve Volkswagen skandalı eğer bir tazminata konu olacaksa bu bilgilere kadar derinleşecek bir hesaplama söz konusu olabilir.

  • LPG, dizele oranla 10 defa, benzinden de yüzde 30 daha az PM salınımına neden olur.

  • Azot oksit (NOx) salınımı en düşük otomotiv yakıtı LPG'dir. LPG kullanan bir araç kilometre başına doğal gazlı bir araca göre yüzde 50, benzinli bir araca göre yüzde 75, dizel kullanan bir araca göre yüzde 200 daha az NOx üretir.

  • Avrupa Birliği'nde 1000 kilometre başına ortaya çıkan zararlı maddelerin neden olduğu sağlık harcamaları hesaplandığında LPG'nin olumlu etkileri görülmektedir. Zira LPG sağlık harcamalarını benzine kıyasla yüzde 70, dizele kıyasla yüzde 700 oranında azalmasını sağlamaktadır.

Sonuç olarak dünya araç yakıt türlerinde hızlı bir değişim yaşanacağını düşünüyorum. Bütün otomotiv üreticileri bu riskleri gözden geçirmek zorunda kalacaklar ve Dizel’den bir şekilde kaçmaya çalışacaklar. Bunu da tüketiciye “tazminat riski” yansıtarak yapacaklarını düşünüyorum. Zaten durum bir miktar öyleydi, dizel motorun benzinli araçtan maliyet farkı neydi ki daha pahalıydı? Cevap maliyette ama üretim maliyetinde değil, tüketicinin dizel yakıtı “düşük maliyetli” bulmasından dolayı Dizel araçlar bu pazarda daha pahalı durumdalar. Şimdi dizel araç fiyatlarında bu ekonomik farkın da üzerinde bir risk ilavesi olacağını düşünüyorum.

TÜRKİYE BU İŞİN NERESİNDE

Şaşıracağınız veriler paylaşacağım. Türkiye’deki araçlara baktığımızda daha ileri çevreci bir anlayışın var olduğunu görmekteyiz. Bunu ekonomik sebeplere bağlayabilirsiniz. Ama dünyanın her yerinde bu ekonomik gerçeklikler varsa Türkiye pozitif anlamda nasıl bu kadar farklılaşabilmiş diye düşünmek gerekiyor. Zira;

  • Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar otomotiv yakıtı olarak LPG kullanım oranının yüzde 2'den yüzde 10'a çıkarılmasını hedeflemektedir. Bu oran şu an Türkiye’de yüzde 12’dir. Yani AB hedeflerinin üzerindedir.

  • Ülkemizde LPG kullanan yaklaşık 4 milyon araç sayesinde her yıl yaklaşık 2 milyon ton daha az CO2 salınımı gerçekleşmektedir.

  • Türkiye, LPG tüketimi açısından 2000 yılında zirveye ulaşmıştır. Bu tarihte, Rusya haricinde, Avrupa'nın en büyük pazarı Türkiye olmuştur. Bu oran araç üreticilerini bile iştahlandırmış “fabrika çıkışlı orijinal LPG’li araçlar” alanında Türkiye farklılaşan bir Pazar olmuştur.

  • WLPGA (Argus/2015) verilerine göre Otogaz tüketiminde Türkiye 2.838.000 ton ile 3.780.000 ton tüketimli Kore ve 2.900.000 ton tüketimi olan Rusya’dan sonra dünya üçüncüsüdür.

  • Türkiye 4.076.730 LPG’li araçla dünya birincisidir. Rusya 3.000.000 araçla ikinci, Polonya 2.846.000 araçla üçüncü,  Kore 2.355.000 araçla dördüncü ve Hindistan 2.150.000 araçla beşinci sıradadır. ABD’de trafiğe kayıtlı LPG araç sayısı yalnızca 148.909’dur!

  • Türkiye 10.397 LPG istasyonu ile tartışmasız dünya birincisidir en yakın rakibi Almanya’da o denli tüketim olmamasına rağmen sadece 6850 istasyon mevcuttur.

Bravo Türkiye!

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106