Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) çatısı altındaki benim de Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğüm Medya ve İletişim Meclisi’nin (MİM) arama konferansı için Bolu’daki Gazelle Otel’deyiz.
Arama adlı şirketiyle bu konferansları Türkiye’de 25 yıldır başarıyla hayata geçiren Oğuz Babüroğlu’nun yönettiği programın akşam molasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la sohbet ediyoruz.
TRT’yi temsil eden meslektaşlarımızdan biri yakından bildiği bir çabayı anımsattı:
- Gençlik yıllarında suça karışan, cezaevinde de yatan bir genç, hukuk fakültesini bitirdikten sonra avukatlık yapmak için Baro’ya başvurdu. Ancak, hakkında hüküm bulunduğu için Baro’dan ret yanıtı oldu. Bunun üzerine size ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na birer mektup gönderdi, yardım istedi.
Mektupların akıbetini şöyle aktardı:
- Mektubunun üzerinden birkaç gün geçtikten sonra telefonu çaldı. Arayan sizdiniz. Kendisiyle konuştunuz, neler yapması gerektiği yönünde rehberlik ettiniz. Böyle durumlarda avukatlık yapmanın yolunu açan adımlardan örnekler verdiniz.
Bülent Arınç konuyu dinleyince anımsadı:
- Arkadaşın adı 4 kelimeli idi. Şimdi adını tam hatırlayamadım. Ancak konuyu hatırladım.
TRT’deki meslektaşımız diğer mektuba verilen yanıta da değindi:
- Söz konusu genç arkadaşın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gönderdiği mektuba 35-40 gün sonra yanıt verildi. Yanıtta, “Başvurunuz kayıtlarımıza alınmıştır, ilgileneceğiz” mesajı vardı.
Bülent Arınç, CHP’den geç yanıt verilmesine pek takılmadan konuya yakın ilgisini ortaya koydu:
- Ben de hukukçuyum. Avukatlık da yaptım. O nedenle konuyu yakından bilirim. Genç kardeşimiz avukatlık yolunu açabildi mi bilmiyorum ama ona örnekleri anlatmaya çalışmış, yol göstermiştim.
Sohbette TOBB Yönetim Kurulu Üyeleri İlhan Parseker ve Harun Karacan’ın dışındaki 20 kişinin tamamı meslektaşlarımızdan oluşuyordu. İki mektubun öyküsünü, verilen yanıtları dinleyince birbirimize baktık, hepimizin izlenimi aynıydı:
- AK Parti’yle CHP arasındaki çalışma sistemi farkını mektup örneği de ortaya koyuyor. 
Hepinize mutlu yıllar dilerim.
‘Gaz Eğitim Merkezi’ olduk, yerli sanayimizi oluşturduk 

Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD), geçenlerde KalDer Başkanı Hamdi Doğan ile aldığı Kalite Büyük Ödülü’yle öne çıkan İGDAŞ’ın Genel Müdürü Bilal Aslan’ı üyeleriyle buluşturup, rehberliklerine başvurdu.
İGDAŞ Genel Müdürü Bilal Aslan, 5 milyar lira ciroyla Türkiye’nin 27’nci büyük şirketi haline geldiklerini anımsatıp, attıkları önemli adımlara bir örnek verdi:
- İGDAŞ’ın ilk yıllarıydı. Gas de France’dan gelen bir ekip bizim personelimize eğitim veriyordu. Dönemin Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, “Kendiniz de bir eğitim merkezi kurmaya bakın. Gelecekte başka ülkelerden size eğitim için gelenler olacaktır” talimatı verdi. Biz de eğitim merkezimizi kurduk.
Aslan, Erdoğan’ın öngörüsünün aynen tuttuğunu vurguladı:
- Şu anda bizim eğitim merkezimiz yurtdışına da hizmet veriyor.
Bilal Aslan, İGDAŞ’ın malzemedeki yerlileştirme başarısını da aktardı:
- 1990’larda gaz dağıtımı için kullandığımız altyapı malzemelerinin yüzde 100’ü ithaldi. Çünkü, o dönemde az miktarda yerli malzemenin standartları da bizim kullanımımıza uygun değildi. Bugün ise kullanılan malzemelerin yüzde 95’i yerliye dönüştü. Yani, doğalgaza dönük sanayinin oluşmasına katkıda bulunmuş olduk.
Gizli müşteri anketleriyle kendilerine sürekli çekidüzen verdiklerini kaydetti:
- Bu tür hizmetleri veren bir şirketle anlaşmamız var. Onların ekipleri bütün çalışmalarımızı içeren gizli müşteri izlenimlerini toparlar, bize aktarır. Biz de eksiklerimizi görür, tamamlarız.
Kalite yolculuğuna 2008’de çıktıklarını belirtti:
- 2011’de de Büyük Ödül’e ulaştık...

Kalite mükemmelliktir, ucunda para da var

KalDer Başkanı Hamdi Doğan kaliteyle ilgili tanımı anımsattı:
- Kalite mükemmelliktir, hata barındırmamaktır.
Konunun ekonomik yanına dikkat çekti:
- Bu işin sonunda para da var. Kalite yolculuğuna çıkan şirketler bunun ekonomik sonuçlarını da alıyor. Daha verimli çalışır hale geliyor, şirketin değeri de yükseliyor.
Bu konuda İDO örneğini verdi:
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İDO’yu kalite ödülü sayesinde  daha iyi fiyata satabildiklerini söylüyor.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106