Geçen mayıs ayının ilk yarısında gerçekleşen Forum İstanbul-2023 toplantılarının “Nostalji” başlıklı oturumu... Forum İstanbul Platformu Başkanı Yavuz Canevi ile Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan’ın birlikte yönettiği oturumun konuşmacıları arasında Fiba Holding ve Fibabanka Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin de var.
Özyeğin, 1980’li yıllara dönük bankacılık anılarını aktarırken, o dönemlerin önemli buluşmalarından birini anımsattı:
- Türkiye’de serbest faiz dönemine geçilince bankacılar olarak aramızda kıyasıya yarış başladı. Biz aramızda yarıştıkça faizler hızla yükseldi. Bunun üzerine o dönemlerde Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığını da yürüten Merkez Bankası Başkanı, bizi belirli periyotlarla “Centilmenlik Anlaşması” için toplar hale geldi.
Bankacıların o toplantılarla ilgili genel tavrını şöyle aktardı:
- Merkez Bankası Başkanı’nın Türkiye Bankalar Birliği Başkanı şapkasıyla yönettiği toplantılarda hep birlikte “Faiz yarışını bırakalım” kararı alırdık. Bunun adı da “Centilmenlik Anlaşması”ydı. Anlaşmayı yapar, oradan çıkar çıkmaz toplantının yapıldığı otelin telefonlarına sarılır bankalarımıza talimat geçerdik: Biz yine “Centilmenlik Anlaşması” yaptık ama kimsenin uyacağı yok. En yüksek faizi vermeye devam.
Rekabet Kurumu’nun bir süre önce 12 bankaya verdiği 1.1 milyar liralık para cezasının gerekçeli kararında “uyumlu hareket” eyleminin detaylarını okuyunca yakından izlediğim “Centilmenlik Anlaşması” günlerini anımsadım.
Hüsnü Özyeğin’in anlattığı gibi bankacılar Merkez Bankası Başkanı’nın huzurunda birbirlerine “centimenlik” sözü verir, hiçbir zaman da uymazlardı. Biz de anlaşmayı ilk hangi bankanın bozacağını yakından izler, haberlerimizde bu duruma yer verirdik.
1980’li yıllarda böyle davranan bankaların 2013’te “uyumlu hareket”ten ceza yiyeceği kimin aklına gelirdi...
Rekabet Kurumu, “uyumlu hareket”i saptadığını gerekçeli kararına yansıtmış olsa da merak ediyorum.
Acaba bankacılar bu dönemde “Centilmenlik Anlaşması”na titizlikle uymuş olabilir mi?
Çin’e 100 dolara ayakkabı satıyorum
Jaguar Ayakkabı ve Giyim CEO’su Ahmet Polat, İstanbul İhracatçı Birlikleri’nin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın katılımıyla gerçekleşen “Başarılı İhracatçılara Ödül” töreninde, küçük ölçekli de olsa yaptığı işin önemine dikkat çekti:
- Türkiye, Çin’den 20-22 dolara ayakkabı ithal ediyor. Ben ise Çin’e 100 dolara ayakkabı ihraç ediyorum.
- Bu fiyata nasıl satabiliyorsunuz?
- Benim ürünüm el imalatı ve özel. Fiyat farkı ondan kaynaklanıyor.
- Yıllık ihracatınız ne kadar?
- Toplam ihracatım 2 milyon dolar. Butik iş yapıyorum.
Çin’e 100 dolara ayakkabı ihraç etmek, hiç de yabana atılacak bir iş değil...
Müşterinin promosyon ve reklama tepkisini göz hareketinden izleyecek
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun desteklediği, kurucu Başkanlığı’nı Mustafa Özel’in yürüttüğü Bilim ve Sanat Vakfı’nın kurduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Ahmet Ademoğlu, araştırma-geliştirmeye dönük çalışmalarını anlatırken şu örneği verdi:
- İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan aldığımız destekle Mikroteknoloji Uygulamaları Araştırma Laboratuvarı kurduk. Orada başlatılan çalışmalardan biri de müşterilerin ürün reklam ve promosyonlarına tepkilerini göz hareketlerinden izlemek.
Bu çalışmaya Türk Hava Yolları (THY) ve Yıldız Holding’in de destek verdiğini vurguladı:
- Bu bir anlamda nöromarketinge dönük çalışma olacak.
Prof. Ademoğlu, bir başka çalışmadan da şu örneği aktardı:
- Güvenlik kameralarından potansiyel suçlu taraması üzerinde de çalışıyoruz. Bunun uygulanıp uygulanmayacağı elbette tartışma konusudur. Ancak, bize düşen çalışıp olabilirliğini ortaya koymak.
Centilmenlik anlaşması yapar, salondan çıkıp hemen bozardık
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
