15 Temmuz Cuma akşamı Türkiye'de yaşayanların büyük çoğunluğu güzel bir hafta sonuna hazırlanırken tanklar sokaklara çıktı, halk makineli tüfeklerle tarandı, uçaklar demokrasinin mabedi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni hayasızca bombaladı.
Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanımız Binali Yıldırım'ın çağrısı ve TBMM’nin bombalar altında grubu bulunan 4 partiyle olağanüstü toplanmasıyla millet ülkesine, Cumhuriyete, demokrasiye sahip çıktı. Bombalara, mermilere karşı korkmadan yürüdü, tankların üstüne çıktı. 249 yurttaşımız şehit oldu, 2 bin 797 kişi yaralandı.
Halk, her il ve ilçede bayraklarıyla toplanıp darbecilere meydanların boş olmadığını gösterdi.
Demokrasi için inançla sokaklara dökülen milyonlarca insanımız, dünya demokrasi tarihine altın harflerle yazılan destansı mücadele örneği verdi.
Demokrasiyi rafa kaldırıp kötü düşüncelerini iktidara taşımak isteyenler, tankların milyonları aşıp geçemeyeceğini ve yığınlar içinde kaybolup gittiğini hatırlayarak bir daha böyle bir girişimde bulunmaya cesaret edemeyeceklerdir.
Biz, kendi özgür irademizle bu ülkede demokratik parlamenter rejimi benimsedik ve ölünceye kadar da sahip çıkacağız. Türkiye’yi kendi kabuğuna çekilmeye zorlayanların çabaları, komploları ve provokasyonları hedefine ulaşmayacak ve Türk milleti tarafından boşa çıkarılacaktır.
Darbe girişimi sonrasında, ÇOSB'nin katılımcıları, çalışanları ve personeliyle birlikte hem Çerkezköy'de hem de Tekirdağ'da onbinlerce kişiyle demokrasi nöbetleri tuttuk, elimizde ayyıldızlı bayrağımızla yürüyüşler yaparak demokrasi aşkımızı haykırdık. Demokrasi mücadelemizi de kitaplaştırdık.
Biz şunu çok iyi biliyoruz ki bu dünyada demokrasiden daha mükemmel bir yönetim tarzı yok.
Ekonomi, sanayi, girişimcilik, ticari yaşam da demokrasiye çok şey borçludur. Demokratik rejimlerin sanayicisi, iş insanları daha özgür, mutlu, girişkendir.
Sanayicilerimize, özgürlük içinde mutlu, başarılı günler diliyorum.
