* Üretici firmaların kalite altyapısını kurmada ISO 9001 sisteminin ne kadar katkı yaptığı yadırganamaz. Aynı olumlu bakışı çevre odaklı ISO 14001 için söylemek mümkün müdür? Belki de hiç düşünmeden buna “Evet” diyebilirsiniz. Fakat uygulamaya gelince firmalarımızın kalite sistemine göstermiş oldukları duyarlılığı görmek mümkün değildir. Zira kalitede artış bir “kazanç” olarak karşımıza çıkarken çevredeki duyarlılık her zaman “maliyet” olmuştur. 
…………………….
Herhangi bir fabrikayı ziyaret ettiğinizde ziyaretçilerin rahat bir şekilde görebileceği ve çerçevelenmiş birçok belge görürsünüz. Bu belgeler firma ve sektöre göre değişiklik gösterse bile temel olan sertifikalar:

ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi

ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi

ISO 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği

Her ne kadar Türkiye’de bu belgeleri temin etmenin çok kolay yolları olsa da ve üretim tesislerinin standardın getirdiği gereklilikleri yerine getirmeseler de olumlu çıktıları olduğu söylenebilir. Özellikle üretici firmaların kalite altyapısını kurmada ISO 9001 sisteminin ne kadar katkı yaptığı yadırganamaz.

Acaba aynı olumlu bakışı çevre odaklı ISO 14001 için söylemek mümkün müdür? Belki de hiç düşünmeden buna “Evet” diyebilirsiniz. Fakat uygulamaya gelince firmalarımızın kalite sistemine göstermiş oldukları duyarlılığı görmek mümkün değildir. Zira kalitede artış bir “kazanç” olarak karşımıza çıkarken çevredeki duyarlılık her zaman “maliyet” olmuştur. O nedenle üretici firmalarımızda çevre duyarlılığı ve bilincinin kalite seviyesinde artığı söylenemez.

İstatistiklere baktığımızda tüm dünyada 171 ülkeden 300 binin üzerinde firmanın ISO 14001 sertifikası aldığını görüyoruz. Türkiye’de bu rakam 2014 yılına kadar 2 bin 300 olarak görülüyor. Yani toplam belgelerin yaklaşık % 0.75’i Türkiye’de. Bu iyi bir oran mıdır? Karşılaştırma açısından Türkiye gibi üretici ülkelere bakmak faydalı olabilir.  Örneğin Polonya’da bu rakam 2 bin 213, Tayland’da 3 bin 286 ve Romanya’da ise 9 bin 302 olarak biliniyor. 20 Milyonluk nüfusu ile Romanya bizim dört katımızdan daha fazla bu belgeyi almış. Listede 117 bin 758 belge ile Çin ise başı çekiyor. Nüfusu Türkiye’nin yaklaşık 20 katı iken, belgeli firma sayısı Türkiye’den 50 kat daha fazla. Bu Çinli firmaların çevreye daha duyarlı olduğunu mu gösterir? Çin’deki hava kalitesiyle ilgili son gelen haberlerden buna kesinlikle “Hayır” cevabı verebiliriz. Ama yine de pozitif olarak bakılırsa belgeyi de almalarının bir gün faydası olacaktır.

Bilindiği gibi ISO 14001 belgesi aslında bir firmanın çevreci ya da çevreye duyarlı olduğunu ifade etmiyor. Firmanın çevreye duyarlılığını ortaya koyabileceği sistemi tanımlıyor. Bir başka tabirle çevreye duyarlı firma bu sistemle çevresel performansını ölçebilir ve yönetebilir. Fakat bu bir zorunluluk olmadığından mevcut ISO 14001 sistemine sahip firmalarda çevreye olan duyarlılık oluşmadı. 

YENİ ISO 14001 STANDARDINA 2018 KADAR GEÇİŞ ÖNGÖRÜLÜYOR

Artık bu durum değişiyor. ISO 14001:2015 Çevre Yönetim sistemi Eylül 2015 itibari ile yenilendi. Yenilenen standart ile artık çevre duyarlılığı ve “aktif” bir şekilde bunun yönetimi bir gereklilik haline geliyor. 2018 yılında kadar geçiş öngörülen yeni ISO 14001:2015 standardında firmalar için aşağıdaki gereklilikler ön plana çıkıyor:  

Çevresel performanslarını hedefler koyarak sürekli iyileştirme çalışmalarında bulunmaları

Üst düzey yöneticilerinin bu konuda daha büyük kararlılık göstermesi 

Sürdürülebilir kaynak tüketimi ve iklim değişikliği etkisini azaltma yönünde proaktif kararlar alması

Ürünün hammaddeden başlayarak, üretim ve bertarafını da içine alacak şekilde çevresel etkilerinde yaşam döngüsü düşüncesine odaklanma

Paydaşların beklentilerine karşılık verebilecek bir iletişim stratejisinin oluşturulması

Kısacası yenilenen standart paydaşlarınızın size; sizin de paydaşlarınıza odaklanmanızı, firma dışındaki çevresel performansınızı anlamanızı ve buradan kazanılacak değeri firmanıza aktarmanızı teşvik ediyor. Sadece çevresel sorunlarımızı konuşmak değil de aynı zamanda daha aktif bir yönetimle azaltılması yönünde adım atılması gerekiyor. Mevcut çevre yönetim sisteminin tedarik zincirini ve sosyal sürdürülebilirlik yaklaşımını da içeren daha geniş sürdürülebilirlik yönetim sistemine dönüştürülmesi anlamına geliyor. Yaşam döngüsü yönetimiyle ISO 14040/44 Life Cycle Assesment (LCA)  standardı kullanılarak üretim öncesi, üretim ve üretim sonrası ürün üretim süreçlerinde çevresel açıdan sıkıntılı noktaların ortaya konulması gerekiyor. LCA ile ölçülebilir olan çevresel etkiler firmanın da aktif bir yaklaşımı ile çevre ve nihayetinde insanlık için bir fayda yaratma fırsatı sağlıyor. İklim değişikliği karbon ayakizi, su ayakizi ve EPD  çevresel performans etiketleri için yoğun olarak kullanılan LCA artık ISO 14001:2015 çevre yönetim sisteminin ayrılmaz bir parçası oluyor.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106