Öne Çıkanlar Endüstri 4.0 Sao Paulo Necat Öney ÇOSB Habertürk Bakış programı Hababam Sınıfı ÇOSB

“Yeni havalimanına 44 saat 55 dakikada taşınacağız”

MUSA ALİOĞLU

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Funda Ocak, İstanbul Yeni Havalimanı'nın açılışının 29 Ekim 2018’de yapılacağını açıkladı. Ocak, "Bütün hazırlıklarımızı ve çalışmalarımızı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95’inci yılı olan 29 Ekim 2018’e göre yapıyoruz. O tarihte bu havalimanımız açılacak. Bütün gelişmeler ve çalışmalar da bu konuda herhangi bir öteleme ve aksama olmayacağını açık seçik ortaya koyuyor" dedi.

Florya DHMİ Sosyal Tesisleri'nde bir basın toplantısı düzenleyen Ocak, dünyanın gözünün İstanbul Yeni Havalimanı’nın üstünde olduğunu, Türkiye'nin başarı öyküsünü bu projeyle herkese göstereceğini ifade ederek, birinci etap inşaatın yüzde 80'inin tamamlandığını bildirdi.

DHMİ ekibinin bu havalimanına sarf ettiği emeklerin görmezlikten gelinmemesi gerektiğine dikkati çeken Ocak, yeni havalimanı seferlerinde kullanılacak modern cihaz ile haberleşme ekipmanlarının hazır olduğunu, yer tesliminden sonra bunların montajının ve kalibrasyon çalışmalarının yapılacağını söyledi.

44 SAAT 55 DAKİKADA TAŞINACAĞIZ

Atatürk Havalimanı'ndan yeni havalimanına taşınma sürecine de değinen Ocak, "29 Ekim oranın tören tarihi, o gün olmaz. 30 Ekim 03.00'te taşınma sürecine başlanılacak ve 31 Ekim saat 23.55'te taşınma süreci tamamlanacak." dedi. Atatürk Havalimanı için Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'nden (IATA) yeni bir uçuş kodu aldıklarını aktaran Ocak, "ISL, Atatürk Havalimanı'nın yeni uçuş kodu, IST kodunu da İstanbul Yeni Havalimanı'na verdik" bilgisini iletti.

AVRUPA HAVA SAHASINI DA ETKİLEYECEK BİR PROJE

Yeni havalimanı hizmete girmeden önce hava sahalarında bazı düzenlemeler yaptıklarını ifade eden Ocak şunları söyledi: "İstanbul Yeni Havalimanı, sadece İstanbul hava sahasını değil, Avrupa hava sahasını da etkileyecek bir projedir. Romanya, Bulgaristan ve Orta Avrupa'ya kadar, anlaşma mektuplarıyla bizden kalkan, onlardan kalkıp bize inen, bizden kalkıp onlara inen bütün ülkelerin hava sahalarını birebir etkileyecek bir proje. Bu nedenle İstanbul hava sahasına yönelik olarak kapasite artırımına gittik. 100 hava trafik kontrolörünün İstanbul Yeni Havalimanı sahasına yönelik eğitimlerini tamamladık. 25 hava trafik personelinin eğitimleri sürüyor. Diğer meydanlarda çalışan deneyimli 25 kontrolör de burada görev yapacak. Sistem ve cihazları temin ettik, usul dizaynlarını yaptık, bütün Avrupa hava sahasında etkileşimde olan ülkelerle anlaşma mektuplarını hazırladık. Toplantılarımızı yaptık. 'Eurocontrol' raporlarımızı yaptık, personelimizi tefrik ettik.

Biz, İstanbul Yeni Havalimanı devreye girdikten sonra bu hava sahasında artık hazırız ve varız. DHMİ, sadece İstanbul Yeni Havalimanı projeleriyle, takibiyle, denetimiyle ve kontrolüyle uğraşmadı. Asıl hava sahasıyla ilgili çok yoğun bir alın teri ve akıl teri akıttı. Bu çalışmalarımız hala devam ediyor. İnşallah, temmuz ayına kadar tüm sistem ve cihazların montajı yapıldıktan sonra uçuş kontrolleri yapılacak."

DHMİ Genel Müdürü Ocak, iki bağımsız pist, 8 milyon metrekarelik kaplamalı saha, 1.4 milyon metrekarelik terminal ve diğer destek binalardan oluşan yeni havalimanının yapımı için 42 aylık sürenin yetersiz olduğunu ancak bu yıl hava şartlarının güzel gitmesinin projenin zamanında bitirilmesine yardımcı olduğunu söyledi.

METRO HATLARI AÇILIŞA YETİŞMEYECEK

Gayrettepe - Havalimanı Metrosu'nun 29 Ekim'deki havalimanı açılışına yetişmeyeceğini kaydeden Ocak, "Büyük bir ihtimalle açılıştan en geç 7 - 8 ay sonra bu metro hattını hizmete sokmak için yoğun çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki günlerde de bu sefer, Havalimanı - Halkalı Metro Hattı için de ihale hazırlıkları başlatıldı" ifadelerini kullandı.

Ocak, bir soru üzerine, yeni havalimanı ikinci etap çalışmalarında planlanan hava trafik kontrol ünitesi kuruluncaya kadar uçakların yaklaşma hizmetlerinin Atatürk Havalimanı'ndan verileceğini, kule hizmetlerinin ise İstanbul Yeni Havalimanı'ndaki kontrolörler tarafından icra edileceğini belirtti.

KRİZ 2017’DE SONA ERMEYE BAŞLADI

DHMİ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Funda Ocak havacılık sektöründe krizin 2017'de sona ermeye başladığını, yolcu sayılarında yeniden artışın başladığını söyledi. Rus yolcuların yeniden Türkiye'ye gelmesiyle hızla toparlandıklarını kaydeden Ocak, bu yıl Avrupalı yolcuları çekmek için tur operatörleriyle bazı işbirlikleri yaptıklarını belirtti.

SABİHA GÖKÇEN’İN PİSTLERİ

Ocak, Sabiha Gökçen Havalimanı'nda yapımı süren ikinci pistin 2019 yılında tamamlanacağını dile getirerek, "Ancak ikinci pistin tamamlanmasıyla ne yazık ki hemen 2 pistte hizmete başlayamıyoruz. Çünkü mevcut pist, 2000 yılından itibaren kullanılıyor. Çatlak ve ondülasyonlar var. İkinci pisti ana pist olarak hizmete almaya müteakip asıl ana pisti de onarıma alacağız. Sabiha Gökçen'de iki pist ile hizmet için hedeflenen tarih 2019'un sonunu bulacak." diye konuştu.

KURT: ÖNCE THY TAŞINACAK

DHMİ Kamu-Özel Sektör İş Birliği Daire Başkanı Cengiz Kurt da taşınma sürecini üç bölüme ayırdıklarını, en son aşamada işlemlerde en büyük payın Türk Hava Yolları'na (THY) ait olduğunu, arkasından hava taşımacılığı yapan Türk ve diğer yabancı şirketlerinin geldiğini söyledi. Kurt, THY'nin 31 Ekim saat 02.00'de uçuşlarını keseceğini, 12 saat süreyle operasyon yapmadan taşınmayı sağlayacağını belirterek şunları kaydetti:

"Dünyanın en büyük havalimanı olduğu için dünyanın en büyük taşınma işlemlerinden biri olacak. Bu bir de karayolu ile olacak. İstanbul gibi son derece yoğun bir trafik üzerinden taşınma olacak. Çok ciddi bir koordinasyon gerekiyor ama herhangi bir sorun olacağını düşünmüyoruz. Güzergahı Basın Ekspres Yolu, Mahmutbey Gişeler üzerinden olacak. Yol güzergahı üzerinde görev yapan belediye, jandarma ile tüm kamu ve kuruluşlar, AKOM'dan koordine edilerek, taşınma yapılacak. Taşınmada gerekirse trafik de kesilebilecek."

Zaman varken kademeli taşınma üzerinde bir kez daha düşünülmeli

MUSA ALİOĞLU
 

Gökyüzündeki ve yeryüzündeki havacılık trafiğinden sorumlu olan devlet kuruluşu Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ve bağlı olduğu Ulaştırma Bakanlığı artık en büyük mesaiyi, yapımı büyük bir hızla devam eden yeni havalimanına taşınmak için harcıyor.

Halen sahada, üç ayrı vardiyada 31 bin kişinin çalıştığı yeni havalimanına Atatürk Havalimanı’ndan 44 saat 55 dakikada sorunsuz ve aksamaya yol açmadan taşınma gerçekleşebilecek mi? Yani, 1 Kasım 2018 günü gelince Atatürk Havalimanı'nın bütün trafiği tamamıyla İstanbul Yeni Havalimanı’nda olabilecek mi?

Şimdilerde pistin çizgilerinin boyanması tamamlandı. Elbette, yoktan var edilen bir meydana taşınmak çok da kolay bir iş değildir. Adına, ORAT (Operational Roadriness and Airport Transport) yani, İşletmesel Hazırlık ve Havalimanı Taşınma denen bu iş çok değişik konuları ve uzun bir süreci içeriyor. Son olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı Suat Hayri Aka başkanlığında yapılan ORAT toplantısına ilgili genel müdürler ve yeni havalimanını inşa eden IGA konsorsiyumunun yetkilileri katılarak hazırlıkları gözden geçirdiler. Taşınmayla ilgili simülasyon işlemlerinin 8 hafta sürmesi bekleniyor. Bu işe, İstanbul'un herhangi bir yerinden yola çıkan bir yolcunun havalimanına ulaşıp, uçağa binip tekrar geri dönüp, meydanı terk etmesine kadar geçen sürede var olan tüm aşamaları, teker teker ele alıp, neyin nasıl olacağının bir senaryosunun hayata geçirilmesi diyebiliriz.

Bu taşınma sürecini bize en iyi şekilde DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak anlattı. Türkiye'deki 55 havalimanından 49'unu işleten bu kurum 1 milyon kilometrekarelik hava sahamızdan da sorumlu. Bu kurumda, 10 bin 500'ü kadrolu, 6 bin 500'ü de hizmet alımı olan 17 bin personel çalışıyor. 2017'de 1 milyon 912 bin uçak trafiğine ve 193 milyon 300 bin yolcuya hizmet veren bu kuruluşun, 821 milyon lira ile yatırımcı ilk on kuruluş arasına girdiğini de bilelim.

Her şey bir yana yeni havalimanı bir yana deyip taşınmanın detaylarına ve püf noktalarına bakalım.

  • Dünyanın gözü üstümüzde diyen DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak, bu tesisin sivil havacılık tarihinde bir dönüm noktası olacağını belirterek, "Kamu, özel sektör ve siyasi irade üçlüsünün en güzel işbirliği burada hayata geçiriliyor. Taşınma konusunda aksama ve öteleme olmayacak, hava sahasının ve hava seyrüsefer entegrasyonunu da DHMİ'nin vereceğini kurala bağladık. Teknik ekipman hazır bekliyor. Trafik kontrolörlerimizin eğitimi sürüyor. 29 Ekim 2018'de hava sahasının yeni şekli budur diye tüm dünyaya ilan edeceğiz" dedi.
  • En önemli konuların başında ulaşım işi geliyor. Kent merkezine 50 kilometre uzaklıktaki bu meydana yolcular nasıl ulaşabilecekler? Bu sorunun yanıtı ulaşım yatırımlarından sorumlu kurumların gayret ve çabalarına bağlı. İkinci ve üçüncü köprülerle bağlantılı bir otoyol bitmek üzere. Aracı olmayanlar için ise toplu taşıma çok önemli. Metro inşaası açılışa yetşmeyecek. O zaman metrobüs gibi alternatif ulaşım araçları devreye sokulacak.
  • Alana varan yolcuların otoparklara ve yolcu gidiş salonlarına en doğru ve en hızlı şekilde yönlendirilmesi için eksiksiz tabelaların çok önemli olduğu bir gerçek. IGABot adlı yönlendirme robotlarının ne kadar çözüm sağlayacağını zaman içinde görebileceğiz.

* Yolcuların kara tarafından girişlerindeki güvenlik kontrollerini çok önemli oluşunu söylemeye gerek yok. Meydanda, 282 x-ray bulunacağını ve her bir cihazın başında da 4 kişinin görev yapması gerektiğinden hareketle üç ayrı vardiyada işe alınacağı söylenen toplam 3 bin 500 güvenlik görevlisinin bu dev tesis için çok yeterli olamayacağı ve kuyrukların uzamasına neden olabileceği bir sorun olarak karşımıza çıkabilir.

* 7.5 milyon metrekarelik geniş bir araziye yayılan binaların yangın, sabotaj ve terör eylemlerine karşı korunması için itfaiye ve özel harekatçı polislerde bu meydanın korunması için önemli görev üstlenecek.

* Atatürk Havalimanı'na bir günde bin 500 uçağın inip kalktığını, bunun da günlük 250 bin yolcu demek olduğunu bilindiği için, her türlü önlem bu rakam göz önüne alınarak alınmalı. Her şeyin, eş zamanlı olarak devreye girmesinde elbette aksaklıklar olabilir. İnsan unsuru ile bu dev operasyonu kusursuz ve sıfır hata ile yapmasını hiç kimseden bekleme hakkımız yok. Dünyada örneği çok az olan tüm havalimanı taşınmalarında da birçok hata ve kusur bulunmuştur.

* Bu operasyona, yolcular, havayolları, yer hizmetleri kuruluşları, polis, jandarma, gümrük, özel güvenlikçiler, sağlıkçılar, ikram (catering) şirketleri, uçak yakıtı tedarikçileri, konaklama tesisleri, taksi ve diğer ulaşımcılar, bilişim alt yapısını yapıp çalıştıranlar, pasaport (GBT) uygulaması, bilet satış, check in kontuarları, duty free mağazaları, yiyecek içecek alanları, satış mağazaları, bankalar ve eczaneler, döviz büroları ve daha aklımıza gelmeyen birçok konu ve branşta faaliyet gösteren yüzlerce başlık altında binlerce kişinin görev yapacağı, gelip gidenler, refakat eden, uğurlayanlar ve de karşılayanlarla orta büyüklükte bir şehir ortaya çıkacak.

* Sabah, AHL'den (IST) kalkan bir uçağın akşama yine aynı IATA koduyla, bu yeni meydana inmesi planlanıyor. Bu iş söylendiği kadar kolay bir iş değildir. Zincirin bir halkasının bile kopması, bir aksaklık veya gecikme tam bir domino etkisi meydana getirecek ve gecikmeler, rötarlar ve uzun kuyrukların oluşmasına neden olacaktır. Gökyüzünde uçakların asılı kalması, dolanıp fazla yakıt yakması veya en yakın meydan olarak Sabiha Gökçen Meydanı'na (SAW) yönlendirilmesi de gündeme gelebilecektir.

* İşte tüm bu istenmeyen aksaklıkların hiç gündeme gelmemesi için 12 ayrı gurup gece gündüz bu işin selameti için beyin jimnastiği yapıp, 200 ayrı senaryoyu bir bir hayata geçirmek için kafa yoruyor.

* AHL'nin geçmişini bilen ve adeta hafıza özelliği taşıyan bilgi sahibi yöneticilerin görüşlerinden yararlanmak fayda sağlar.

* Şimdi, bir yandan meydanı 29 Ekim 2018 tarihine yetiştirmek için büyük bir gayret sarf edilirken, taşınma kabusunun kötü etkisinden uzaklaşmak için geçmişte dile getirilen bir öneriye kulak vermeliyiz. THY yönetimi, taşınmayı en az hatayla yapabilmek için kademeli geçiş formülü ile ortaya çıktığında, nedense bu fikre üst makamlar hemen karşı çıktılar. Yani, üzerinde düşünülmeden, faydaları ve de zararları tartışılmadan bu görüşün hiç dikkate alınmamasına doğrusu şaşırdım. Önce, özel sektör ve yabancı havayolu şirketlerini taşıyıp, ardından THY'yi iç hatlar veya dış hatlar olarak ayırıp belli bir zaman diliminde taşınabilirdi.

* Yabancı havayolu şirketlerinin seferlerini iki gün durduracağını, 30 ve 31 Ekim günlerinde onların yokluğunda yüzlerce apron aracını, makineyi, ekipmanı 50 kilometre uzağa taşımak için zamana ihtiyaç olacak ki, kademeli taşınma bunu kolaylaştırırdı.

* THY gibi gözbebeğimiz, global markanın taşınmanın gecikmesi nedeniyle bir yara alması, itibar ve prestij kaybına uğraması doğrusu hepimizi çok üzer. Bu nedenle bu hızlı taşınma kararının vakit varken bir kez daha gözden geçirilmesi iyi olur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106