Türkiye, 2016 yılında, bir ülkenin karşılaşabileceği en ciddi sorunlarla karşılaştı.
Temmuz ayının ortasında, bir terör örgütü mensuplarının, demokratik düzeni devirip iktidara el koyma girişimi yaşandı. Tanklar sokaklara çıktı, uçaklar TBMM'yi ve bir çok yeri bombaladı. Özel timler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürme operasyonları yaptılar. İçlerinde onlarcası asker ve polis olan yüzlerce kişi öldü, yüzlercesi yaralandı. Halkın büyük tepkisi ile darbe girişimi başarılı olamadan bastırıldı. Sonradan anladık ki terör örgütü, en kritik devlet kuruluşlarının en üst makamlarına sinsi biçimde yerleşmeyi başarmıştı.
Bir başka terör örgütü de, Türkiye'deki sıkıntıyı fırsat bilerek güney doğudaki kentleri ele geçirmeye çalıştı. Sokaklara binlerce barikat ve hendek, binaların altına tüneller kazıldı. Hükümetin ve silahlı kuvvetlerin haftalarca süren kararlı ve etkili mücadelesi ile bölge tamamen teröristlerden temizlendi.
Doğrudan etkili olamayan terör örgütleri, kent merkezlerinde bombalar patlatarak, onlarca polis, asker, sivil ve turisti öldürüp Türkiye'yi dış dünyadan uzaklaştıracak, turizmi yok edecek bir stratejiyi uygulamaya koydular. Masum insanları hedef alan saldırılara çok yakın zamanda da tanık olduk.
İşte böylesine bir ortam ve olaylarla 2016'yı tamamlayan Türkiye'nin ekonomik açıdan nasıl bir performans gösterdiğini araştırdım ve sonuçlar beni hem şaşırttı hem de çok memnun etti.
İsterseniz ihracatla başlayayım. Aralık ayı ihracatımız yüzde 9.3 gibi büyük bir oranda artarak 12 milyar 817 milyon dolara ulaştı. 2016 yılı ihracatı ise bir önceki seneye kıyasla sadece binde 8 gerileyerek 142 milyar 610 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dünyanın büyük bir durgunluk yaşadığı dönemde bir önceki yılı yakalamak bence başarıdır.
Enflasyona baktığımızda da çok karamsar olmanın gerekmediğini düşünüyorum. Dövizdeki çok şiddetli yükselişe rağmen Aralık ayı enflasyonu yüzde 1.64 ve yıllık enflasyon da yüzde 8.53'de kaldı. Merkez Bankası'nın hedefinin çok küçük oranda üstüne çıkan bir enflasyondan söz ediyoruz.
Büyümede üçüncü çeyrekte beklenen gerileme oldu ve yüzde 1.8 oranında gerileme görüldü. İlk iki çeyreği yüzde 4.5 olarak tamamlayan büyümenin son çeyrekte yeniden yükselişe geçmesi ve yıllık büyüme oranının yüzde 3'ler dolayında olması bekleniyor. 2017 hedefimiz ise kesinlikle yüzde 4'ün altında değil.
Ekonominin en temel göstergeleri sanırım Türkiye ekonomisinin gücünü ortaya koymaya yetiyor. Beni iyimser yapan bir başka gelişme de, ekonomiyi tedirgin eden döviz yükselişine karşı yaşadığımız birlik ve dayanışma kampanyası. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'dövizleri bozdurup TL'ye geçme' çağrısına yurdun her köşesinden, her düzeyde olumlu cevap geldi. Çok sayıda kişi ve kuruluş hızla harekete geçip dövizlerini TL'ye çevirme yarışına girdiler.
Ekonomimizin dev kuruluşları da bu yolda geri kalmadı. En büyük kamu ve özel sektör kuruluşları döviz hesaplarını TL'ye çevirdiler. Kamu ihalelerinde TL'ye geçildi ve ürün satışlarının TL ile yapılacağı duyuruldu. Biz de, Türkiye'nin öncü ve örnek OSB'lerinden birisi olan Çerkezköy OSB olarak bu konuda en erken hareket edenlerden birisi olduk. Hiç beklemeden, ÇOSB Yönetim Kurulu olarak, ÇOSB’nin finansal varlıklarını TL’ye dönüştürme kararı aldık. Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısına reel sektörün temsilcileri olarak katkı sağlamayı bir görev olarak addettik. Tüm finansal varlıklarımızı TL'ye çevirdik.
Böyle yüksek bir düzeyde birlik ve dayanışma içinde olmamız, ekonomik darboğazı en kısa sürede aşacağımızın kesin bir göstergesidir. Aynı kararlılıkla yürüyüşümüzü sürdürürsek tüm hedeflerimize ulaşacağımızdan hiçbir kuşkum yok.
2017 yılında sanayici dostlarıma, mutlu, başarılı, bol kazançlı günler diliyorum.
