Borusan Mannesmann’ın 150 milyon dolarlık yatırımını yerinde görmek üzere Texas’a gittiğimizde Türkiye’nin Houston Başkonsolosu Ferhat Alkan, Yardımcısı Abdullah Topçu ve Ticaret Ateşesi Engin Yaşar’la buluştuk.


Alkan, 
Texas eyaletinin Houston kentinde konsolosluk açılışının 1985’e uzandığını belirtti:


- O yıllarda daha çok tedaviye gönderilen hastaların işlerinin takibi amaçlanarak konsolosluk açılmış. O dönemde yılda 200 dolayında hasta tedaviye gelirmiş.


- Milletvekili ve üst düzey bürokratlar olmalı değil mi bu hastalar?


- Genellikle öyle. Zaten özel hastaların, yani kendi imkanlarıyla Houston’da tedavi görenlerin bizimle pek işi olmuyor.


- Şimdi hasta trafiği nasıl?


- Oldukça azaldı. Yılda 10’u pek geçmiyor hasta sayısı.


Ticaret Ateşesi Yaşar araya girdi:


- Şimdi buradan Türkiye’ye özellikle göz tedavisi için gidenler oluyor.


Alkan, 
kosolosluğun görev bölgesine değindi:


- Texas’ın yanı sıra Alabama, Arkansas, Tennesy, New Mexico, Oklahoma, Mississippi bizim görev alanımızı oluşturuyor. Bölgenin toplam nüfusu 55 milyon. Konsolosluğuma kayıtlı Türk nüfusu da 20 bin. Bir yandan vatandaşlarımıza hizmet verirken, diğer taraftan ülkemizle bu bölgelerin iş ilişkilerinin gelişmesine çaba harcıyoruz.


Yaşar, 
bölgenin milli gelirine örnek verdi:


- Houston’da milli gelir 517 milyar, Texas’ın tamamında ise 1.4 trilyon dolar.  2013’te Texas’a ihracatımız 822 milyon dolardı. Bu yıl yüzde 15 büyüdü.


Alkan, 
THY’nin İstanbul-Houston direk uçuşunun ticari ilişkilere katkısının büyük olduğunu vurguladı:


- Bugüne kadar THY ile seyahat edip, şikayetçi olan Texaslıya denk gelmedim.


Borusan Mannesmann’ın yatırımının önemine işaret etti:


- Er-Bakır kısa süre önce New Mexico’da yatırım yaptı. Orhan Holding’in bizim bölgede oto yan sanayi tesisi var. Borusan, kaya gazının öne çıktığı, sondajın yoğunlaştığı bir dönemde yatırımı yaptı ve çok doğru bir adım oldu.


Kısa süre önce Bursa’dan uzay ve havacılık için bir heyetin NASA’nın merkezinin bulunduğu Houston’a inceleme gezisi yaptığına değindi:


- Gemi ve Yat İhracatçıları da bir süre önce inceleme gezisine geldi.


Yaşar, 
ABD’deki eyaletler içinde Texas’ın Türkiye’nin en büyük ticaret partneri olduğuna dikkat çekti:


- Mümkün olduğuna Türkiye’den iş heyetlerinin gelmesi için çaba harcıyoruz. Ayrıca, kosolosluğumuzun görev bölgesindeki eyaletlerden işadamlarını ülkemize yatırıma çekmeye çalışıyoruz.


Aklına TV dizileri geldi:


- Houston’da izlenen İspanyol kanalı El Mundo’da Muhteşem Yüzyıl dizisi yayınlanıyor. Türk dizilerinin dünyanın birçok noktasında izlenmesinin ülkemize önemli katkısı oluyor.


Türkiye, Houston’u rahmetli Turgut Özal’ın tedavi gördüğü dönemlerde sıkça duydu...


Şimdi başta Houston olmak üzere Texas, Türkiye’den yatırım çeken, ABD’deki en büyük ticaret partneri noktasına ulaştı...


İyi yıllar…

 


 

Biz bankayı ikna Etmede rol oynuyoruz

Geçenlerde eskiden Ernst & Young adıyla bildiğimiz, 2013’te daha kısa anılmayı seçerek “EY”ye dönüşen ünlü uluslararası danışmanlık şirketinin Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca’yla yeni ofisinde sohbet ettim. Çamlıca, şirketlerin danışmanla çalışmayı genelde sıkıntılı günlerde akıllarına getirdiğini belirtip, rollerinin çeşitlendiğine örnek verdi:


- Biz, şirketin kaynak istediği bankayla ilişkisini daha iyi kurabiliyor ve ikna edebiliyoruz. Şirketin arkasında bizim gibi bir danışmanı gören banka, kullandıracağı kredinin vadesini daha uzun tutabiliyor. Bu durum, kredi istenen projede şirketin elini rahatlatıyor.


Özellikle küçük ölçekli şirketlerin spot krediyle iş yapmaya kalktığını kaydetti:


- Spot kredi, şirketin işini zorlaştırıyor. Proje tamamlandıktan sonra para kazanmaya başlamadan kredinin günü geliyor, sıkışıklık oluşuyor.


Otel projelerinden örneğe değindi:


- Bizim yaptığımız finans mühendisliği. Bazı otel projelerinde bu yönümüzü kullanarak daha uygun maliyetli ve vadesi uzun kredilerin yolunu açtık.

Çamlıca’nın anlattıklarına bakılırsa, “danışman” işini hafife almamak gerekiyor.

 


  

Bizim dönemde Marks-Lenin okunurdu, Şimdi ‘140 karakter’e sıkıştık

  

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İnovasyon Haftası’yla ilgili bir sohbette, Facebook’u, Twetter’ı çok yoğun kullanmanın tek başına övünülecek bir konu olmadığını savundu:


- Bizim üniversite yıllarımızda Lenin, Marx, Mao’nun kitaplarını okumamız önerilir, sonra üzerinde tartışılırdı. Yani, entelektüel birikim sağlanırdı. Şimdiki gençliğin 140 karaktere sıkışıp kalma tehlikesi var. Bunu aşmak gerekiyor.


Büyükekşi, 
bu endişeyi yaşamakta haklı değil mi?


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106