Öne Çıkanlar Endüstri 4.0 Sao Paulo Necat Öney ÇOSB Habertürk Bakış programı Hababam Sınıfı ÇOSB

Philipp Haas : İlaçta ruhsat işlemleri hızlanmalı

ARİF ESEN

Türkiye ilaç sektörünün en önemli oyuncularından DEVA Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Philipp Daniel Haas ‘Global Sanayici’nin sorularını yanıtladı. Çerkezköy OSB katılımcısı DEVA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Haas, “Yeni yatırımlar ve yeni ilaç üretimi için ruhsat bekliyoruz. Ruhsat işlemlerinin hızlandırılması gerekiyor” dedi.

- Sayın Haas, bize DEVA Holding’i gelişim ve büyüme çizgisiyle birlikte tanıtır mısınız?

- 1958 yılında faaliyetine başlayan DEVA Holding, Türkiye’nin köklü ilaç üreticilerinden birisidir. Ana faaliyet konusu beşeri ilaç ve hammadde üretimi ve pazarlaması olan DEVA Holding, veteriner ilacı, kolonya ve tıbbi ampul üretimi de gerçekleştirmektedir.

DEVA Holding’in büyüme ve gelişim çizgisi bugüne kadar şöyle bir seyir izlemiştir: 1958 yılında 27 hissedar ve 500.000 TL sermaye ile DEVA (Doktorlar Ecza ve Alat) Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi kuruldu. İlk üretim tesisi 1960 yılında Tünel-Beyoğlu’nda faaliyete geçti. 1963’te Bomonti İlaç Fabrikası açıldı. 1968’te Ampul Fabrikası üretime geçti. 1970 yılına gelindiğinde Türkiye’nin ilk ilaç hammaddesi olarak Tetrasiklin ve Oksitetrasiklin üretimi gerçekleştirildi. Şirketin isim ve statüsü DEVA Holding A.Ş. olarak değiştirildi. Deva Holding 1973’te ilk büyük ilaç üretim tesisini Farmitalia’dan satın aldı. 1978’de Carlo Erba ilaç fabrikası DEVA bünyesine katıldı. 1981’de ilaç aktif maddeleri üretim tesislerinde Gentamisin üretimiyle, dünyada bu aktif maddeyi üretebilen 5 kuruluş arasına girildi. Deterjan ve kolonya fabrikamız 1983’te İzmit’te kuruldu.

HALKA AÇIK BİR ŞİRKETİZ

DEVA Holding halka açık bir şirket. Hisse senetleri 1986’da İMKB’de işlem görmeye başladı. Hisse senetlerimiz hem BİST’te hem de Londra Borsası’nda işlem görüyor. 1988 yılında ilaç aktif maddesi üretim tesislerinde Linkomisin (antibiyotik) üretimine başlandı. 1991’de Sentez Fabrikası’nın temeli Çerkezköy OSB’de atıldı. 1994’te Orijinal Rifaksimin etkin maddesini içeren, intrauterin sprey formundaki ilk ve tek ürün Fatroximin Uterus İçi Sprey pazara verildi.   Aynı yıl pazarın ilk uzun etkili Oksitetrasiklin içeren ürünlerinden Oxtra LA Enjeksiyonluk Çözelti de pazara verildi.

2010’DA BİRLEŞME İŞLEMİ TAMAMLANDI

2004’te DEVA Holding kutu bazındaki satışları itibariyle 120 milyon dolarlık satış ve yüzde 4.9’luk pazar payıyla Türkiye’nin ilk 10 ilaç firması sıralamasına girdi. Şirket sermayesi 48 milyon TL’ye çıkarıldı. 2004’te Amoklavin, Türkiye’de yılın en iyi satan ilacı oldu. DEVA Holding'in çoğunluk hisseleri, 2006 yılında uluslararası fon yönetim şirketi GEM Global Equities Management S.A.’nın yönetmekte olduğu fonlar tarafından satın alındı ve yönetimi üstlenmek üzere EastPharma Ltd. kuruldu. Bu yeni yapılanmaya bağlı olarak Temmuz 2006’da  Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildiM. Şirket merkezi 2007’de İstanbul Halkalı’daki yeni binasına taşındı. Çerkezköy OSB’de ve İzmit Köseköy’de fabrika yapımına başlandı. Gürcistan, Rusya (Moskova), Azerbeycan ve Özbekistan’da tanıtım ofisleri açıldı. Sektörde başarıyla geçen 50 yılımızı, 2008’de Türkiye genelinde doktor ve eczacılar ile birlikte kutladık. 2009’da AR-GE Merkezi “DEVARGE”yi kurduk. 2010 yılında DEVA Holding'in birleşme işlemi DEVA İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin devir alınması suretiyle tamamlandı.

2011 yılında, atopik egzama (AE) diye de adlandırılan Atopik dermatit (AD) adlı alerjik deri hastalığının tedavisine kullanılan ürünü pazara sunduk. Son yıllarda ileri derecede artmış olan AD prevalansı, çocuk ve genç erişkinlerde yüzde 15-20, erişkinlerde ise yüzde 2-10 oranında görülmektedir. DEVA Holding tarafından şurup ve kapsül formları ile doğal gıda takviyesi olarak üretilen ürün Türk tıbbının hizmetine Şubat 2011’de sunuldu.

500 BÜYÜK İÇİNDE 242’NCİ SIRADA

2012’de Alman Sağlık Bakanlığı'ndan Avrupa GMP (Good Manufacturing Practice - İyi Üretim Uygulamaları) uygunluk onayı aldık. Bu yıl içinde Steril Onkoloji ve Solunum İlaçları Üretim Tesisleri’ni hizmete geçirdik. 15 milyon liralık yatırımla kurulan tesis astım ve KOAH hastaları için ilaç üretecek. Yeni inhaler ilaç üretim tesisi 1700 metrekare büyüklüğünde. Yine bu yıl jenerik oftalmoloji (göz ürünleri) ürününü piyasaya verdik. Deva Holding, son 7 yılda yaklaşık 500 milyon TL yatırım gerçekleştirdi. DEVA Holding, İSO’nun 2013 yılı ‘Türkiye’nin En Büyük Sanayi Kuruluşları’ listesinde 369 milyon TL’lik üretimden satışlarıyla 242’nci sırada yer alan hem ilaç sektörünün hem de Türkiye’nin önemli bir kuruluşudur.

 

YERLİ İLAÇ PAZARI İÇİNDE İLK 5’TEYİZ

 - DEVA kaç çeşit ürün üretiyor? Kaç kişi çalışıyor? Üretim kapasiteniz yıllık kaç kutu? 

DEVA 400 çeşit ürün üretiyor. Bunlar antibiyotik, kardiyovasküler, onkoloji ve solunum ilaçları. Aslında DEVA 13 alanda üretim yapıyor. Teorik kapasitemiz yılda 700 milyon kutudur. Gerçekleşen ise 150-200 milyon kutu civarındadır. Türkiye’nin ilaç pazarı büyüklüğü içinde kutu bazında pazar payımız yüzde 5.3. Yerli ilaç pazarı içinde ilk 5’teyiz. Hedefimiz ilk 3’ün içinde yer almak. Tüm fabrikalarımızda istihdam edilen kişi sayısı yaklaşık 2 bin kişidir.

- Türkiye’nin ilaç üretimi toplam kaç kutudur ve değeri kaç dolardır?

- Türk ilaç pazarı yaklaşık 1.8 milyar kutu ve 8 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahipken, bunun yaklaşık 1.3 milyar kutusu 4 milyar dolarlık değerle yerli üretimdir.

AR-GE DEMEK ŞİRKETİN YARINI DEMEKTİR

-  DEVA’nın Ar-Ge bölümünden bahseder misiniz?

- DEVA’nın Ar-Ge merkezinde eğitimli ve konusunda uzman Alman, Hintli ve Türklerden  oluşan 170 kişi çalışıyor. Bizim için Ar-Ge çok önemli. Ar-Ge demek şirketin yarını demektir. 56 yıllık geçmişi olan şirketin daha nice 56 yıllar ayakta kalabilmesi için yarınlarına yatırım yapması gerekmektedir. Yeni ürünler araştırıyor ve geliştiriyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızla yarattığımız yeni ürünler DEVA’nın büyümesine muazzam bir katkı sunuyor. Ar-Ge merkezimiz DEVA’nın yurtdışına açılması açısındanda çok önemli, çünkü ihracat için çok daha ayrıntılı dosyalar hazırlamamız gerekmektedir. Ar-Ge merkezimiz yaklaşık 8 bin metrekarelik kapalı alan ile Türkiye’de veterinerden beşeri ürünlere, onkolojiden inhaler ürünlere, hormondan antibiyotiklere, steril ürünlerden hammadde üretimine, konvansiyonel ürünlerden Biyoteknolojiye kadar aynı anda araştırma yapabilen ülkenin en büyük ve tek Ar-Ge merkezi olma özelliğindedir.

 

Ar-Ge merkezimiz tüm bu farklı alanlarda  ürün geliştirme çalışmaları yapılırken aynı anda Ar-Ge merkezimizin bir parçası olan Analitik geliştirme laboratuvarımızda XR, NMR, LC MS MS gibi yüksek hasasiyete sahip cihazlar ile bunların analitik metodlarını geliştirip ürünün güvenlik, etkinlik ve kalitesinin değişmediği ispatlanmaktadır.

Ar-Ge merkezimizde hammadde sentez geliştirme çalışmaları da yapılmakta olup daha henüz referans üreticinin haricinde üreticisi bulunmayan hammaddelerin de geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. Kendimize ait bu sentez metodları ile zaman zaman patentler alınmaktadır.

Ar-Ge merkezimiz Ar-Ge faaliyetlerini ilgili otoritelerin beklentilerini karşılayacak şekilde, etik ve kanuni bütün düzenlemelere uygun yürütmek, ürünün güvenlik, etkinlik ve kalitesinin değişmediğini raf ömrü uzatma çalışmaları ile kanıtlayarak ürün ulaşılabilirliğini arttırmakta, sürdürülebilir büyüme için verimliliği arttırıcı yöntemler geliştirmekte ve bu çalışmalarında katma değeri yüksek ve uygun bulduklarına kendi adına patent almaktadır.

DESTEK OLMAZSA YERLİ BİR BİYOTEKNOLOJİ YATIRIMI MÜMKÜN DEĞİL

- İlaç sektöründen kaynaklanan cari açık nasıl aşağı çekilecek ve denge sağlanacak?

- Şimdi biz Türkiye’de biyoteknoloji hariç her türlü ürünü üretebiliyoruz. Türkiye’de Biyoteknolojik ürünleri henüz üretmiyoruz. Çünkü biyoteknolojik üretimde teknoloji, araştırma geliştirme ve proses çok pahalı. Çok uzun süreli bir yatırım. Yaklaşık bir ürün için 100 milyon euro ve 8 yıllık Ar-Ge çalışması gerekiyor. Ar-Ge’yi yapsanız üretim tesisi, yatırım yapmak gerekiyor. Biliyorsunuz biyoteknoloji ağırlıklı olarak klinik çalışmaya bağlı. Bütün proje 100 milyon euro, klinik çalışması ise 60 milyon Euro tutuyor. Bize klinik çalışma için destek lazım. Yoksa yerli bir biyoteknoloji yatırımı mümkün değil. 

Şimdi SGK’nın bir projesi var. Yerli ürün varsa ithal ürünlere geri ödeme yapılmıyor. Bana göre bu proje çok önemli. Yerli endüstri için çok faydalı. Cari açığı etkiler ve aşağı düşürür. Çünkü şu anda ilaç sektöründe cari açık 4 milyar dolar civarında. O zaman tüm ilaç sektöründe çok yüksek cari açık var. TÜİK’in 2013 yılı verilerine göre ilaç ihracatı 818 milyon dolar, ithalat ise 4 milyar 498 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmiş. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 18.2 olmuş. Bu yeni SGK projesi ve yönetmeliği ilaçtan kaynaklanan cari açığı düşürür.

 

BİYOTEKNOLOJİ İLE AŞI ALANINDA DAHA FAZLA DESTEK GEREKİYOR

- İlaç sektörüne devletin verdiği teşvik yeterli mi? Yeni destekler bekliyor musunuz?

- Biyoteknoloji ile aşı alanında devletin özel sektöre daha fazla desteği ve teşviki lazım. Diğer alanlarda uygulanan teşvikler bizler açısından yeterli ve de iyi işleyen bir mekanizma var. Bizler bunların sonuçlarını görmeye başladık. Biyoteknoloji ve aşı çalışmaları ise hem daha uzun soluklu hem de gelişmeye çok açık birer alan ve ülkemiz ne yazık ki gerek endüstriyel gerekse akademik anlamda bu alandaki çalışmaların gerisinde. Hem yatırım ihtiyaçları hem de riskleri çok büyük ve bu nedenle devlet teşviklerinin bu alanlarda arttırılması hayati önem taşıyor. Teşviklerin yanı sıra devletin ilaç sektörü için yapacağı bir diğer önemli destek ise ruhsatlandırma süreçleri ile ilgili olabilir. Daha hızlı ruhsat alımı, ilaca yönelik yapılan çalışmaların sonuçlarını daha hızlı almamıza ve jeneriklerin halka daha hızlı ulaşmasına katkı sağlayabilir. Bu iki unsurda görülecek her gelişim, Türk ilaç endüstrisi için çok faydalı olacaktır.

26 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ

- DEVA Holding ne kadar ihracat yapıyor? Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

-  Komşu ülkelere ihracat yapıyoruz. Irak bizim için önemli bir pazar ve belirsizlik var. Çok riskli bir pazar. Orada belki biraz teşvik alabiliriz. İhracat için bir risk sigortası olursa o da iyi olur. Şu anda hiç sigorta yok. Kimse sigorta vermiyor, ancak riski yönetebiliyoruz. Risk sigortası olursa daha çok ihracat yapabiliriz. DEVA, Avrupa Birliği GMP belgeli tesislerinde üretilen ilaçları dünyanın 26 ülkesine ihraç ediyor ve 60’ın üzerinde ülkede ruhsatlandırma faaliyetleri devam ediyor.

BİYOTEKNOLOJİ PROJEMİZ HAZIR

- Bu yıl yeni yatırımlarınızı üretime geçirdiniz. Bekleyen yeni projeleriniz var mı?

- Haziran 2014’te Steril Onkoloji ve Solunum İlaçları Üretim Tesisleri’ni hizmete geçirdik. 15 milyon liralık yatırımla kurulan tesis astım ve koah hastaları için ilaç üretecek. Yeni inhaler ilaç üretim tesisi 1700 metrekare büyüklüğünde. Yine bu yıl jenerik oftalmoloji (göz ürünleri) ürününü piyasaya verdik. Deva Holding, son 7 yılda yaklaşık 500 milyon TL yatırım gerçekleştirdi. Tabi ki yeni yatırımlarımız ve projelerimiz var. Biyoteknoloji projemiz var. Şu anda birçok yeni yatırım çalışması içindeyiz. Ruhsatları bekliyoruz. Bizim için önemli olan ruhsatlardır.

- Türkiye biyoteknolojik ürün üretebilir mi?

- Tabiki üretebiliriz. Biz zaten dışarıdan Almanya’nın en iyi iki biyoteknoloji uzmanını transfer ettik. Şu anda DEVA’da knowhow var. Almanya’dan Türk olan iki vatandaşımızı transfer ettik. Biyoteknolojik ürün geliştirmek ve proses çok pahalı. Türkiye üretebilir. Ama biyoteknoloji gerçekten çok zor ve karmaşık bir iş. Çünkü biyoteknoloji konvansiyonel ilaçtan çok daha farklı. Hücre ile çalışıyorsunuz. Hücre yaşıyor. Ve her zaman biraz farklı. Canlı bir organizma var. Özellikle biyoteknolojide klinik çalışmalara çok daha fazla destek verilmesi lazım. Çünkü 100 milyon Euro’nun neredeyse yüzde 60’ı klinik çalışmalara kullanılıyor.

 

FİYAT DÜŞSE DE ETKEN MADDE AZALTILAMAZ

- SGK ilaç fiyatlarını aşağıya çekiyor. Fiyatların aşağıya çekilmesiyle ilaçtaki etken madde arasında bir ilişki var mı? Yani etken maddenin ilaç içindeki payı azaltılıyor mu?

- Deva için böyle bir şey mümkün değil. DEVA’da böyle şeyler olmaz. Hatta ve hatta bunu bizim sistemimizde, üretim sistemimiz içinde yapmak mümkün değil. Çünkü biz Alman denetiminden geçtik. Manuel olarak çalışmıyoruz. Sistemimiz var. 120’den fazla ülkede faaliyet gösteren dünyanın ve Avrupa’nın en etkili yazılım şirketi SAP’ın (Systems Analysis and Program Development) programını kullanıyoruz. Her aktivitemiz SAP programı içinde. Kullanılan her şey otomasyonla bir program üzerinden tarafımızdan denetleniyor. SAP programı üzerinden takip ediliyor.

2023 HEDEFLERİ BİZCE ÇOK ÖNEMLİ

- İlaç sektörü açısından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 için belirlenen hedefleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

DEVA küçük bir işletme değil büyük bir kuruluştur. Hem İstanbul, hem Londra borsasında işlem görüyoruz. Çok şeffaf ve gelişimci bir firmayız. Kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz. İhracata açılmayı hedefliyoruz. Türkiye içindeki ruhsatları neden istiyoruz? Herhangi bir ürün için Türkiye içinde onayımız varsa ihracat yapabiliriz. Çünkü diğer ülkeler diyor ki ‘kendi ülkende onayı olmayan bir ürünü bizde nasıl satabilirsin?’ Biz bu ihracat vizyonuna sahibiz ve 2023 vizyonu içinde de önemli bir parça olmak istiyoruz. Tüm devlet kurumları, hükümet ve tüm Türk insanıyla beraber 2023 hedeflerine yürümek istiyoruz. 2023 hedefleri 2 trilyon dolar GSMH, 25 bin dolar kişi başına milli gelir, 500 milyar dolar ihracat hedefliyor. Bugünkü GSMH 800 milyar dolar ve kişi başına milli gelir 10 bin 500 dolar civarında. Türkiye yıllık 252 milyar dolar ithalat, 160 milyar dolar ihracat yapıyor. Bu makas yerli üretimle ve ihracatla kapatılacak. 2023 hedefleri bizce çok önemli. Tüm emeklerimiz ve çabalarımız bu hedeflere ulaşmak içindir. Bu yüzden Ar-Ge’de bu kadar uzman ve çalışanımız var. Bu amaçla sadece yurt dışı ruhsatlandırma yapan 25 kişilik bir ekibimiz var. Bunları da katarsak Ar-Ge’de yaklaşık 200 kişi sadece ihracata ve uluslararası pazara yönelik çalışma içindeler.

Hükümetimizin de desteğiyle 2023 için belirlenen hedeflere ulaşacağız. İlaç sektörü devlet ve hükümet için masraf kalemi değil, ihracat hedefine yönelik bir araç olmalı. Çünkü bu endüstri Türkiye’ye rekabetsel bir avantaj sağlayabilir. Eğer bu ruhsatlarımızı önceden alırsak, otomotiv, tekstil, beyaz eşya sektörü gibi rekabetsel bir avantaj sağlayıp, pozitif bir etken oluruz.

ÇOSB YÖNETİMİ ÇOK GÜZEL ÇALIŞIYOR

-  Çerkezköy OSB’nin bir katılımcısısınız. ÇOSB’nin çalışmalarından memnun musunuz?

- ÇOSB ile çok yakın ve sıcak ilişkilerimiz var. Onların aktif ve yardımsever yaklaşımlarından,  yönetimlerinden ve ÇOSB’nin bu şekilde yönetilmesinden çok memnuniyet duyuyoruz. Şikayet etmek bir yana şunu söylemek isterim ki gerçekten çok güzel iş yapıyorlar.

……………………..

 

PHİLİPP DANİEL HAAS KİMDİR?

İsviçre’de St. Gailen Ekonomi, Hukuk ve İş İdaresi İşletme Üniversitesi’nde ihtisas alanı bankacılık olmak üzere İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Akıcı Almanca, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce, İtalyanca ve Türkçe konuşuyor. 1992 yılından beri yatırım danışmanı ve yönetici olarak görev almış olan Philipp D. Haas, Doğu Avrupa ülkeleri ve özellikle Türkiye pazarlarında geniş bir deneyime sahip. Ukrayna ve Türkiye’de birçok yeniden yapılandırma projelerinde yer alan Haas, 90’larda kurumsal yabancı yatırımcıları temsilen birçok şirkette yönetim kurulu üyeliği yaptı. Bunların arasında Ukrayna’da bulunan Rogan Brewery ile Türkiye’de bulunan Net Holding sayılabilir. İlaç sektöründe geniş deneyime sahip olan Philipp D. Haas, gelişmekte olan piyasalardaki fonlara ilaç sektöründe danışmanlık yaparak yatırımlarını Doğu Avrupa’ya yönlendirmiştir ve bunlar arasında daha sonra Zentiva adını alan Slovakopharma firması da bulunmaktadır. Halen GEM Global Equities Management S.A.’yı temsilen EastPharma Ltd. ve DEVA Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olan Haas, aynı zamanda her iki firmada da 2008 yılından beri CEO görevini yürütmektedir. Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nde (TİSD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı’dır.

 

  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106