Öne Çıkanlar Arçelik Üretim Koordinatörü Alp Karahasanoğlu TÜSİAD Sıçrama Yapan Şirketler KPMG şirket ortağı Emrah Akın Türkonfed TEKİRDAĞ İSTİHDAM FUARI 2018

Enflasyonu düşürürseniz faiz düşer, dövize istikrar gelir

GİRAY DUDA

Bankacıların duayenlerinden Bülent Şenver, enflasyon dönemlerinde ortaya çıkan sorunlara değinerek, iş dünyası, bankacı ve tasarrufçunun enflasyondan zarar gördüğünü anlattı. Global Sanayici adına konuştuğumuz Bülent Şenver, 2022’nin herkes için zor bir yıl olacağını vurguladı.

- Sayın Şenver, Eylül ile Aralık ayları arasında Merkez Bankası’nın arka arkaya yaptığı faiz indirimleri sonrasında döviz kurunun hızlı yükselmesiyle başlayan dönemi bize değerlendirir misiniz?

- Bu döneme geçişin belirli nedenleri var. Geçmişte yapılan yatırım, borçlanma, harcamalar ve vergiler isabetli biçimde kullanılmadı. Dış ilişkiler ve politik kararlarda yapılan hataların yol açtığı güvensizlik nedeniyle döviz kurlarındaki önü alınamayan aşırı artış yaşandı. Hükümet, artışın frenlenmesi için, denize düşen yılana sarılır refleksi ile TL vadeli mevduatları kur artışına karşı korumak için devlet garantisi verdi. “Hazine Garantili Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” ürünü uygulamasını başlattı. Bu karar ucu sonu belli olmayan bir taahhüdü devletin kabul ettiği tarih olarak kayıtlara geçecek. Uzun süreli uygulanması mümkün olmayan devletin vadeli TL mevduata döviz kur artışına karşı koruma garantisi vermesi uygulaması bir gün gelecek sonlandırılacaktır. Yapılan uygulamanın faturası ise uygulama sona erdiğinde belli olacaktır.

HASTAYA AĞRI KESİCİ VERİLDİ

- Açıklanan önlemlerin hemen ardından, örneğin dolar kuru 18 liradan 11 liraya indi ve şu sıralarda 12 lira dolayında seyrediyor. Döviz için makul denilebilecek bir fiyat var mıdır? Daha da düşmesi mi gerekir?

- Açıklanan önlemleri apandisti patlamak üzere olan bir hastanın ağrısını gidermek için hastaya ağrı kesici iğnesi yapıp ağrısını geçici süreyle dindirmeye benzetiyorum. Üretmeden tüketme ve kazanmadan harcamaya yönelik ekonomik modeli tersine çevirmeden alınan ağrı kesiciler hastalığı iyileştiremeyecektir.

Kurlarını ise piyasa belirlemelidir. Eğer ülkemizde serbest piyasa ekonomisi kurallarını uyguluyoruz diyorsak o zaman dövizi indirmeye çalışacağız diye Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini azaltacak döviz satışları yapması etkili olmayacaktır. Piyasada döviz ihtiyacını azaltacak tedbirlerin almamız gerekecektir.

İŞİ BOZULAN DEVLETTEN YARDIM İSTEYECEK

- Kararlaştırılan önlemlerin Türkiye’de piyasaları, iş dünyasını nasıl etkilemesini bekliyorsunuz? Ne tür sonuçlar göreceğiz?

- Kararlaştırılan önlemler iş aleminin kendi sorunlarını kendisinin çözmesi için uğraşması yerine devletin desteğine daha fazla alışmasını sağlayacaktır. İşi bozulan herkes, hangi nedenden dolayı işi bozulursa bozulsun “devlet bize yardım etsin” diyecektir.

Serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı gelişmiş ülkelerde, mevduat sahiplerine devlet kur garantisi vermez. Şirketlerin bankalardan aldığı kredilere devlet geri ödeme garantisi vermez. Müteahhitlerin yaptığı köprü, tünel, hastane ve yollara devlet gelir garantisi vermez.

Ekonomi içinde yer alan taraflar kendi ekonomik risklerini kendileri üstlenir. Durum böyle olunca da taraflar yapılmaması gereken işleri yapmaz, girilmemesi gereken işlere girmezler. Her taraf kendi yaptığı yanlış işlerin cezasını kendisi çeker ve faturasını kendisi öder. Başkasının yanlışının faturası bir başkasına kesilmez.

ENFLASYON DÜŞTÜKÇE FAİZLER DE DÜŞER

- Bu önlemler kredi faizlerinin düşmesini sağladı mı? Sağlamadıysa ne gibi ek önlemler alınması gerektiğini düşünüyorsunuz?

- Alınan bu önlemler kredi faizlerine henüz yansımadı. Kredi faizleri özel bankalarda hala düşmedi. Serbest piyasa ekonomisi uygulayan gelişmiş ülkelerde talimatla kamu bankalarının kredi ve mevduat faiz oranlarını düşürmek doğru bir davranış değildir.

Kamu bankalarından düşük faiz ile kredi alabilenler aldıkları parayı piyasada daha yüksek faizle çalıştırıp “elin taşı ile elin kuşunu vurabilir”. Bu uygulama hükümete yakın şirketlerin ve patronların sebepsiz zenginleşmesine yol açabilir.

Kredi faizlerinin düşürülebilmesi için öncelikle enflasyonu düşürmek gerekir. Enflasyon oranının yüksek olması faiz oranlarının yüksek olması ile izah edilemez. Enflasyonun temel iki nedeni vardır. Birincisi maliyet enflasyonu, ikincisi ise arz-talep dengesizliğidir. Öncelikle bu iki faktörü düzeltmek gerekir. Enflasyon düştükçe TL faiz oranı düşer ve döviz kuru istikrara kavuşur. Daha sonra da kredi faiz oranları düşürülebilir.

PİYASA RİSKLERİNE DEVLET GARANTİSİ OLMAZ

- Sanayici ve ihracatçılar için şu dönemde yaşanan ve yaşanacak en önemli sorunlar nelerdir?

  • Sanayici ve ihracatçılar için şu dönemde yaşanan ve yaşanacak en önemli sorun “belirsizlik” ortamıdır. İş aleminde risk almadan iş yapmak mümkün değildir. Ancak alınabilecek riskler vardır ve hiçbir zaman alınmaması gereken riskler vardır. Serbest piyasa ekonomilerinde piyasa riskleri diye adlandırılan faiz oranı, döviz kurları, mal fiyatları, altın fiyatı, hisse senedi fiyatları gibi risklere karşı devletin garanti vermesi doğru olmaz. Serbest piyasa ekonomisi içinde bazı fiyatları piyasanın serbestçe belirlemesini, bazılarını ise devletin belirlemesini isterseniz bu tür ekonomik ortam “altı kaval, üstü şişhane” uygulaması yapmış olursunuz. Manipülasyona, kayıt dışına, haksız kazanca, karaborsaya, stokçuluğa velhasıl iş ahlakına uymayan uygulamalara çanak tutmuş olursunuz.

ÜÇ SİHİRLİ TOPU HAVADA TUTACAKSINIZ

- Enflasyonun düşürülmesini amaçlayan kararlar yeterli değil gibi görünüyor. Enflasyonda önümüzdeki aylara ilişkin beklentileriniz, tahminleriniz nelerdir?

  • Enflasyonun önümüzdeki aylarda aniden düşmesi mümkün görünmüyor. Her gün bir temel mala ve hizmete zam haberlerini alıyoruz. Faiz oranlarında ve döviz kurundaki belirsizlikler devam ediyor. Volatilite diye adlandırdığımız iniş ve çıkışlar çok yüksek düzeyde. Bu nedenle Türkiye’de belirsizlikler devam ediyor. Mecliste daha yeni kabul edilen 2022 yılı bütçe rakamları revize edilmek zorunda olan bir bütçe durumuna geldi.

Piyasada üç sihirli top vardır. Piyasadaki üç sihirli topu havaya atıp yere düşürmeden topları dengeli bir şekilde havada tutmak kolay değildir. Üç sihirli top, enflasyon oranı, faiz oranı ve döviz kuru. Bu toplar içinde bir tanesi vardır ki onu kontrol altına aldığınız zaman diğer ikisini de kontrol etmeniz kolaylaşır. Bu sihirli topun adı enflasyondur. Enflasyonu düşürürseniz faiz oranları da düşmeye başlar. Döviz kur artışını da yavaşlatmış olursunuz. Eğer önce faizi düşüreyim bunun sonucunda enflasyon düşer zannederseniz yanılırsınız. Üç sihirli toptan önce enflasyon topunu elinize alıp onu doğru yönetmeye çalışmalısınız. Onu doğru yönetirseniz, faiz ve kuru da doğru yönetmeye başlayabilirsiniz. Hükümetin bu yeni dönemde önceliği enflasyonu düşürmek olmalıdır.

BANKALAR YÜKSEK FAİZİ SEVMEZ

- Siz Türkiye’nin yaşadığı en yüksek enflasyonlar yıllarında finans dünyasının en aktif, zirvedeki yöneticilerinden birisiydiniz. Yüksek enflasyon ortamında bankalar neler düşünür? İş dünyası yüksek enflasyonun yarattığı sorunları aşmak için neler yapar ve yapmalıdır?

- Yüksek enflasyon ortamında piyasa faizleri de yüksek olur. Yüksek enflasyon ortamında eğer faizleri talimatla düşürmeye çalışırsanız o takdirde şirketleri düşük faizle kredi alıp mal stoku yapmaya teşvik edersiniz. Bankalar ne yüksek enflasyonu ne de yüksek faizi sever. Yüksek enflasyon ve yüksek faiz dönemlerinde bankaların kredi portföyü olumsuz etkilenir. Şirketlerin kredi geri ödemelerinde sorunlar yaşanır. Bankaların problemli kredileri artar. Yüksek enflasyonlu ortamda bankalar uzun vadeli kredi vermekten kaçınır. Kredilerde vadeler kısalır. Bankaların kredi verme iştahı azalır.

İş dünyası yüksek enflasyonlu ortamda fiyatlama yapmakta zorlanır. Aldığı mallarla sattığı mallar arasındaki kâr marjını koruyabilmek için çaba sarf eder. Böyle durumlarda piyasa alacaklarını azaltmakta ve alacak vadelerini kısaltmakta fayda vardır. Uzun vadeye sabit fiyatla iş yapmamak gerekir. Ayrıca şirketlerin banka ilişkilerini sağlıklı bir seviyede tutmalarında fayda vardır.

ŞİRKETLER DÖVİZ POZİSYON RİSKİ ALMASIN

- 2022 yılında global ticarette yaşanan gelişmeler ışığında iş dünyasının, üreticilerin, ihracatçı ve ithalatçıların yaşayacağı sorunlar ve riskler neler olabilir? Bunları nasıl aşabilirler?

  • 2022 yılı zor bir yıl olacak. Maliyet enflasyonu tüm sektörleri etkileyecek. Hammadde ve işçilik zamları maliyetlere yansıyacak. Şirketlerin satış fiyatlarını arttırması kaçınılmaz olacak. İthalat yapıp yurt içinde TL ile satış yapan şirketlerin dikkatli olması gerekecek. Döviz kurlarında yaşanacak oynaklık nedeniyle zarar etmemeleri için TL satış vadelerini kısa tutmaları gerekecek. İhracatçıların ise tahsil ettikleri dövizleri satın alacakları hammadde ve ara malı için saklamaları doğru olur. 2022 yılında şirketlere döviz pozisyon riski almamaları öneriyorum. Yani borçları hangi para birimi ile ise alacaklarının da aynı para birimi ile olmasına özen göstermelerini öneriyorum.

ENFLASYON GARANTİLİ FON HESAPLARI YARATILMALI

- Küçük tasarrufçular açısından bugün ve önümüzdeki dönemde kendi varlıklarını koruyacak, güvence altına alacak doğru davranış biçimleri nelerdir? Nasıl yatırım yaparak kendilerini korumaya alabilirler? En iyi seçenekleri bize anlatır mısınız?

- Mevcut hükümet TL mevduat faiz oranlarını enflasyonun altında tutarak küçük tasarrufçunun tasarruflarını TL vadeli mevduat hesaplarında değerlendirmesini özendirmiyor. Hatta hazine bonosu ile devlet borçlanmalarını yüzde 24 faiz oranıyla yapmasına rağmen yurt içinde bankaların TL mevduata yüzde 14-17 arası bir faiz vermesini istiyor. Bu politika küçük tasarrufçunun TL tasarruflarını enflasyona karşı korumuyor. Birikimleri TL vadeli mevduat hesabından uzaklaştırıyor.

Küçük tasarrufçunun hazine bonosu veya devlet tahvili satın alma imkânı yoktur. Yeni çıkan “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” hesabı yatıracakları paraya 3 ay ihtiyaç duymayacak küçük tasarrufçu için cazip olabilir. Ancak 3 aydan önce paraya ihtiyaçları olacaksa bu hesaba para yatırmasınlar. Zira vadeden önce hesaplarını kapatmak isterlerse hiç faiz alamazlar ve zarar ederler. Eğer acil para ihtiyaçları olmayacaksa paralarını korumak için bankalarda bulunan “Altın Hesabına” para yatırabilirler.

Tasarrufçular öncelikle kendilerini enflasyondan ve gelecek zamlardan koruyacak önlemleri almak zorunda kalacaklar. Kamu bankalarının küçük tasarrufçulara yönelik yeni “Enflasyon Garantili Fon Hesapları” yaratmaları gerekiyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106