Kentsel dönüşüm artık gündemimize iyice oturmaya başladı. Yaklaşık on sene gibi bir süreç alacak olan bu dönüşümde 6.5 - 7 milyon konutun dönüşümü söz konusu. Türkiye’deki toplam yapı stoğunun 19 milyon olduğu farz edilirse bu yaklaşık her 3 konuttan birinin yıkılıp yeniden inşa edileceği anlamına geliyor.

18 -19 Şubat 2013 tarihlerinde İstanbul’da yapılan Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde Türkiye’nin ilk yeşil bina sertifikalandırma sistemi tanıtıldı. Doğaya ve insana saygılı, enerji ve kaynak verimli olarak tasarlanan ve inşa edilen “Yeşil Binalar” günümüzde bu köşede tanıtmış olduğum LEED ve BREEAM gibi yabancı sistemler ile değerlendiriliyorlardı. Türkiye gerçeklerini içeren bir sistemin geliştirilmiş olması bu açıdan önemlidir. Bu yeşil bina değerlendirme kriterleriyle kentsel dönüşümün de tasarlanıp inşa edilmesi gündeme gelmektedir.

Konu birçok açıdan önemlidir. Aslında Türkiye kaynak fakiri bir ülkedir. Özellikle enerji başta olmak üzere birçok hammadde ve yarı mamül dış ticaret açığımızın yaklaşık yüzde 75’ini oluşturmaktadır. Çevreye duyarlı olarak tasarlanan bu yapılarda normal yapılara göre yüzde 20-50 enerji verimliliği, yüzde 40 su verimliliği sağlamak mümkün olmaktadır. Ekonomik rakamlar ile ifade edildiğinde kentsel dönüşümün yeşil olması durumunda sadece enerji verimliliğinin sağlayacağı katkı 26 milyar dolar olarak hesaplanmaktadır . 

Yeşil bina yapım maliyetinin getirdiği ilave maliyet ise yüzde 1-10 arasında değiştiği belirtilse de şu an Türkiye’de yapılan çalışmalarda bunun yüzde 1-3 oranlarına çekildiği belirtilmekte ve görünüm o ki yakında bu farkın da ortadan kalkacağı beklenmektedir. Bir binanın ortalama yaşının 60 yıl olduğunu düşünüldüğünde enerji, su ve çevreye duyarlı ve geri dönüşümlü malzeme kullanımından sağlanacak kazançlar çok büyüktür. Özellikle yıkılacak olan yapı stoğundan çıkacak olan hafriyatın değerlendirilerek geri dönüşümünün sağlanması gerekmektedir.

Diğer taraftan Türkiye, Uluslararası İklim Değişikliği müzakerelerine imza atmıştır ve yakın zamanda karbon salınımlarını azaltım yönünde bir yükümlülük altına girmesi diğer ülkelerle birlikte beklenmektedir. İklim değişikliğine sebep olan karbon salınımlarının yüzde 40 civarında bir oranının yapı stoğundan kaynaklandığı hesaplanmaktadır. Kentsel dönüşümün yeşil kriterler ile yapılması durumunda ülkemiz karbon ayak izinin önemli ölçüde azaltılması fırsatı yakalanacaktır. Kentsel dönüşümün yeşil olmasını bankalar, müteahhitler tarafında düşük faizli proje kredileriyle desteklerken, tüketicileri de yeşil ev kredileri sağlayarak talep yaratmalıdırlar. Türkiye’nin elindeki bu mükemmel fırsatı herkesin kazanacağı bir yaklaşımla değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Dr. Hüdai Kara kimdir?

Dr. Hüdai Kara iklim değişikliği stratejileri, karbon ve enerji yönetimi, düşük karbon ve sürdürülebilir teknolojiler, yenilenebilir enerji, yaşam döngüsü değerlendirmesi, atık yönetimi, araştırma ve geliştirme konularında metalürji ve malzeme endüstrilerinden kimya ve enerji endüstrilerine uzanan sanayi dallarında toplam 12 yılı aşan bir deneyime sahiptir. İngiltere Oxford merkezli Metsims Sustainability Consulting ve İstanbul merkezli Metsims Eğitim ve Danışmanlık firmalarının kurucusu ve yöneticisidir.

Malzeme bilimcisi olan ve İngiltere ve Türkiye’de birçok bakanlığa ve özel sektör firmalarına danışmanlık yapmış olan Dr. Hüdai Kara, AB araştırma ve geliştirme çerçeve programları olan 7. Çerçeve (FP7), Eureka, Eurostars ve Eko-İnovasyon proje başvurularında değerlendirici olarak Avrupa Komisyonu adına görev yapmaktadır. Kaynak verimliliği ve hammadde riskleri konularında yaptığı çalışmalardan  ötürü Aralık 2012’de European Innovation Partnership on Raw Materials’a  Avrupa Komisyonu tarafından dört seneliğine uzman danışman olarak seçilen Dr Hüdai Kara, İngiltere Teknoloji Strateji Kurulu için proje değerlendiricisi ve gözlemcisi görevlerinde de bulunmuştur. İsveç Çevre Yönetimi Konsey'i tarafından yönetilen The International EPD System belgelendirme kurumu teknik komite üyesi ve Türkiye’deki ilk ve tek EPD doğrulayıcısıdır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi çalışmalarıyla birçok ürüne EPD belgesi almış ve karbon ayak izi hesaplamalarıyla birçok ürünün ve firmanın muhtemel iklim değişikliği risklerini ortaya çıkartmıştır. Türkiye’de ilk defa karbon ayak izi ve yaşam döngüsü değerlendirmesi uygulamalı eğitimlerini vermiş olan Dr. Hüdai Kara bu zamana kadar onlarca katılımcıya eğitmenlik yaparak konunun gelişimine öncülük etmektedir.

Türkiye’deki sürdürülebilirlik üzerine olan aktivitelerini artıran Dr Hüdai Kara, REC Türkiye’nin isteği üzerine sektörlere yönelik EU Ecolabel kitapçığının yazarlığını da yapmıştır. Yine REC Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından organize edilen Sürdürülebilirlik Akademisinde davetli Eğitmen, REW İstanbul 2011 bünyesinde organize edilen “Entegre Ürün Politikaları ve Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi” eğitiminde davetli konuşmacı, Uluslararası Seramik Kongresi SERES2011’de düzenlenen karbon panelinde davetli konuşmacı olarak yer almıştır. 

Uluslararası hakemli dergilerde çok sayıda bilimsel makalesi bulunan ve uluslararası konferanslarda sunum yapan, Aylık Ekonomi ve İş Dünyası Dergisi Global Sanayici’de sürdürülebilir kalkınma üzerine düzenli olarak yazan Dr. Hüdai Kara, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden lisans ve yüksek lisans, Oxford Üniversitesi’nden doktora derecelerine sahiptir. İngiltere Malzeme Enstitüsü ve Yenilenebilir Enerji Derneği üyesidir.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106