Tarih boyunca insanlar bir araya geldiğinde her zaman yöneticilere ihtiyaç olmuştur. Yöneticiler idare eden, yöneten kişilerdir. Başlarında bulundukları sosyal birimlerin işleyişinden sorumludurlar. İşletmelerde ise mal veya hizmet üretimi için üretim elemanlarını bir araya getirir ve mevcut hedefler doğrultusunda işletmeleri çalıştırırlar. Görüldüğü gibi yöneticilik, kurumların başarıları için çok önemli bir unsurdur. Bu açıdan yöneticiliğin doğru yapılması gerekmektedir.

KLASİK YÖNETİCİLİK

Klasik anlayışta yöneticiler, genelde emir veren ve mutlaka itaat edilmesi gereken kişilerdir. İnsanlar arasında değişik fikirler ve düşünceler olsa da, bu yöneticiler içinde bulundukları toplum için "en doğru kararı" en sonunda kendileri verirler. Yöneticilerin tutumuna, karakterine ve toplumun özelliklerine göre bu kararlar bazen tartışılarak alınsa da esas olan yöneticinin fikirleridir. Bu klasik anlayışta yöneticiler diğer toplum üyelerinden farklı ve özel bazı ayrıcalıklara da sahiptirler. Toplanıldığında herkesten yüksek ya da farklı bir yerde ya da koltukta otururlar. Herkesin ulaşamayacağı mekanlarda ve lüks ofislerde kalır, insanların arasına çok da girmezler. Davranışları, giyimleri hatta yürüyüşleri bile farklı olabilir. Yaptıkları işin temelinde emirler vermek, kurallar koymak ve insanların bu emir ve kurallara uymalarını denetlemek vardır.

İş dünyasında da klasik yönetim tutumu aynı özellikler gösterir. Yöneticiler bir işin nasıl yapılması gerektiğini en küçük ayrıntılarına kadar kendileri belirler ve çalışanlara sadece emirler verirler. Klasik yönetim anlayışına göre, üretim sürecine ilişkin hiçbir karar çalışanlara bırakılamaz. Üretim, yönetim tarafından önceden belirlenmiş olan bir takım kurallara göre yapılmalıdır. Çalışanlar da bu kurallar çerçevesinde sürekli ve sıkı bir biçimde denetim altında tutulmalıdır.

Klasik yönetimin anlayışının "babası" Frederick Winslow Taylor'dur (1856-1915). Taylor, 1899’da yazdığı "Bilimsel Yönetimin İlkeleri" adlı kitabında, işçilerin yetenek ve düşüncelerine güvenmek yerine, işçilerin yaptığı her hareketin belirlenmiş kurallar çerçevesinde denetlenmesini önermektedir.

Bu nedenle Taylorist yönetim anlayışındaki şletmelerde işçilerin gözetim ve denetimi en üst düzeyde tutulur. Katı ve otoriter bir yönetim sergilenir. Bu yönetim anlayışında her bir işçinin yaptığı işler endüstri mühendisleri tarafından en küçük ayrıntısıyla zaman, hareket ve verimlilik açılarından hesaplanır. Bu hesaplamalara göre çalışanların bir makina gibi eksiksiz çalışmaları hedeflenir. İşyeri sahibi ya da üst yöneticiler işçiler ile bir araya çok gelmezler. Bu yönetim anlayışında işletme sahipleri, üretim sürecinin ve işçilerin denetim ve kontrolünü profesyonel yöneticilere devrederler.

‘Klasik Yönetim’ anlayışının bazı sakıncalı tarafları aşağıdaki gibi sıralanabilir;

*Çalışanların motivasyonları düşüktür,

*Çalışanlar, üzerinde sürekli bir baskı hissederler,

*İşletmelerde korku kültürü hakimdir,

*Çalışanlar için kurumsal başarı çok önemli değildir,

*Kendi kişisel kaygıları her zaman için daha öndedir,

*Çalışanlar, işletme menfaati için kendi görev tanımlarının dışında herhangi bir çaba sarf etmeye özenmezler,

*Çeşitli suistimaller ve yolsuzluklar için uygun bir ortam vardır,

* Güç sahibi olan yöneticilerin haksız ve yanlış tutumları işletmede bir çok haksızlık ve adaletsizliklere yol açabilir,

*Verimlilik her zaman istenilen düzeyde olmayabilir.

MODERN YÖNETİCİLİK

Modern yönetim yaklaşımlarına göre, yöneticiler ayrıcalıklı kişiler değildirler. Alçak gönüllü ve kolay ulaşılabilir kimselerdirler. Her şeyden önce iyi bir takım oyuncusudurlar. Modern yönetimin en önemli özelliği, çalışanların da karar süreçlerine katılımının sağlanmasıdır. Modern yöneticiler kendi başlarına karar vermek yerine çalışanların da düşüncelerini alarak sorunları birlikte çözmeye gayret ederler. Kararları takım arkadaşlarıyla tartışarak alırlar. Böylelikle çalışanlarının sadece kas güçlerinden değil beyin güçlerinden de faydalanmış olurlar.

Bu bakımdan yöneticiler emir veren değil ikna eden kimselerdir. Çünkü insanlar bir işin yapılması gerektiğine inandıklarında, o işi yaparken daha başarılı olabilirler. Bu nedenle yöneticilerin astlarını yaptıkları işler konusunda ve o işi neden başarmaları gerektiği konusunda bilgilendirmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda onları başarılı olacakları yöntemler konusunda da ikna edebilmelidirler. Çalışanlar ikna edildikleri takdirde onların peşinden koşulmasına da gerek kalmayabilir. Çalışanlar inandıkları ve güvendikleri amirlerinden aldıkları bilgiler çerçevesinde görevlerini severek ve isteyerek yaparlar. Ve daha başarılı olurlar. Böylelikle modern yöneticiler çalışanlarının kalplerinin de işe katılmasını sağlamış olurlar.

Modern yönetim anlayışında genel müdür, müdür, işçi, şef herkes kuruluşun çalışanlarıdır. Biri diğerinden daha değerli değildir. Özellikle alt kademelerde çalışanlara ekonomik nedenlerle belki yöneticiler kadar ücret ödemek mümkün olmayabilir fakat yöneticiler kadar “değer” vermenin hiçbir maliyeti yoktur. Dolayısıyla yönetici olmak, ayrıcalıklı olmak demek değildir. Yöneticilerin diğer çalışanlardan sadece sorumlulukları farklıdır. Bu bakımdan modern yönetim yaklaşımlarında bir işletmede herkes, her çalışan değerli ve önemlidir. Çalışanlarına ve astlarına bu şekilde değer veren ve onlara saygı duyan yöneticiler böyle yaparak çalışanların ruhlarını da işe katmalarını sağlamış olurlar.

Modern yönetim yaklaşımının bazı yararları aşağıdaki gibi sıralanabilir;
- İşletmede bir huzur ortamı vardır,

-Motivasyon yüksektir,

-Çalışanlar o işletmede çalıştıkları için mutludurlar,

-Kişisel kaygılar çok azdır,

-Bütün çalışanlar işletmenin başarılı olmasını isterler ve bunun için çaba sarf ederler,

-Takım çalışmaları nedeniyle problemler çok daha kolay çözülürler,

-Hatalar ve problemler yönetim kademelerinden gizlenmez,

-Çalışanların kurumu sahiplenme duygusu yüksektir,

- Yüksek verimliğe çok daha kolay ulaşılabilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106