İnsanlara “Ne için çalışıyorsunuz?” diye sorsak en çok “Hayatımı devam ettirmek için para kazanmalıyım” yanıtını alırız. Ancak yapılan araştırmalar çalışan insanlar için işyerlerinde en az para kazanmak kadar daha başka önemli unsurların da olduğunu ortaya koymaktadır.

İŞ TATMİNİ

İnsanlar için onlar farkında olmasa da bir iş sahibi olmak, bir yerde çalışıyor olmak, bir işyerine mensup olmak, toplum için katma değer yaratan bir organizasyonun parçası olmak çok önemli unsurlardır.

 İnsanlar çalıştıkları işyerlerinde bir yandan ihtiyaçları olan parayı kazanırlarken diğer yandan da sosyal bir statü elde etmeye çalışırlar. Mesleklerinde kariyer yapmaya ve statülerini yükseltmeye çalışırlar. Bütün bunlara paralel olarak sosyal bir çevre sahibi olurlar. Yeni insanlarla tanışırlar. Bu sosyal çevrede mutlu olmaya çalışırlar. Özellikle ilk işine başlayan gençler için bu süreç çok daha anlamlıdır.

Öte yandan yaptığı işi sevmek, sahiplenmek, kendi kişisel çabaları sonucunda bir şeyler üreterek topluma katkıda bulunmak, amirleri tarafından tanınmak ve takdir edilmek bir çalışan için psikolojik açıdan da çok önemlidir. Uyku ve ulaşımla ilgili zamanları ayrı tutarsak çalışanların yaşamlarının çoğunluğu iş yerlerinde geçmektedir. Dolayısıyla işyerinde mutlu olmayı başarabilen insanlar aslında mutlu bir yaşam da sürmüş olurlar. Bazı bilimsel çalışmalar iş tatmini unsurunun ruh sağlığı kadar beden sağlığını da etkilediğini ortaya koymaktadır. 

İş tatmini, çalışanların sosyal hayatları, psikolojik ve fiziki sağlıkları bakımından önemli olduğu kadar iş yerinde verimlilik ve etkinliğin artması açısından da gerekli bir unsurdur. İş tatmini düşük olan çalışanlarda işe odaklanmada eksiklikler olabilmektedir. Çeşitli sağlık bahaneleri ile sık sık rapor alarak işe gelmemek, geç gelmek, hafta sonu tatillerinden sonra yeni haftaya başlarken tedirginlik ve isteksizlik duymak (Pazartesi Sendromu) işyerlerinde verimliği olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

ÖRGÜTSEL ADALET

İş tatminini etkileyen önemli faktörlerden biri de “Örgütsel adalet”tir. Hangi kademede olurlarsa olsunlar, çalışanlar kendilerine haksızlık yapıldığına inandıklarında işe karşı tutumlarında olumsuzluklar olabilmektedir. Örgütsel adalet iki ayrı boyutta ele alınabilir.

1- MADDİ UYGULAMALARDA ADALET

2- MADDİ OLMAYAN UYGULAMALARDA ADALET

* MADDİ UYGULAMALARDA ADALET Çalışanlar genel olarak aldıkları ücreti yeterli görmezler. Ancak bundan da önemlisi aldıkları ücretlerini aynı işi yapan diğer arkadaşlarıyla ve diğer işletmelerdeki insanlarla karşılaştırırlar. Bu konuda kendileri aleyhine bir ücret azlığına inandıklarında bu onların iş tatminini olumsuz yönde etkiler. Bu farkın çok az bir miktarda olması bile çalışanının moralini bozar. İşletmelerdeki yöneticiler, eğer varsa astları arasındaki bu tür ücret farklılıklarının nedenlerini kendilerine inanacakları bir şekilde açıklamalıdırlar. Ücretlendirme ile ilgili prosedürler, talimatlar ve ücretlendirme kuralları açık, net ve ulaşılabilir olmalıdır. Aynı şekilde dağıtılan ödül ve primler de herkesin bildiği kurallar çerçevesinde hakça yapılmalıdır.

* MADDİ OLMAYAN UYGULAMALARDA ADALET Örgüt içerisindeki bütün süreçlerde ve işlemlerde de adalet gözetilmelidir. Yapılan çalışmalar, işyerlerinde, maddi unsurların dışındaki bazı uygulamaların da insanların mutluluğunu önemli ölçü de etkilediğini göstermiştir

EĞİTİM VE KARİYERDE ADALET Çalışanlar kariyer uygulamalarında kendilerine haksızlık yapılmadığına inanmak isterler. Bunun için iyi bir kariyer yönetim süreci uygulanmalıdır. Çalışanların alması gereken eğitimler belirlenmelidir. Bu konuda her çalışana eşit imkanlar sağlanarak eğitilmeleri ve gelişmeleri sağlanmalıdır. Çalışanlar hangi şartları yerine getirdiklerinde nerelere terfi edeceklerini bilmelidirler. Amirler bu konuda onları motive etmeli ve özendirmelidirler. Ancak aynı seviyedeki çalışanlardan biri terfi ettiğinde diğerleri bunun hakça olduğuna inanmalıdırlar. Onları inandırmak da amirlerin görevleri arasındadır. Bu konuda haksızlığa uğradığını düşünen çalışanlarda işe küsme, motivasyonda düşme olur ve iş tatminsizliği ortaya çıkabilir. Genellikle bu kişiler başka iş aramaya yönelirler.

İLİŞKİLERDE ADALET Yöneticiler sadece kendi aralarında ilişki içinde olmamalıdırlar. Özellikle alt kademedeki çalışanlara karşı da saygı duymak, onlarla selamlaşmak, sohbet etmek çok önemlidir. Yöneticiler çalışanlarıyla ilişkilerinde de herkese karşı eşit davranmalıdırlar. Çalışanlar sadece yöneticilerin ya da yöneticilerin sürekli olarak ilişki içinde oldukları bir kaç kişinin önemli, kendilerinin ise önemsiz ve bir kenara itilmiş olduklarını düşünmemelidirler.

KARARLARDA ADALET Karar süreçlerine katılmak, kararların haklı ve doğru olduğunu görmek, kararlardan zamanında haberdar olmak çalışanlar için çok önemlidir. Takımlarda yer almak, bazı projelerin içinde olmak isterler… Kendilerinin de işyeri için önemli bireyler olduklarını hissetmek isterler. Bu nedenle işyerini yönetenler her türlü karar süreçlerinde mümkün olduğunca geniş katılımı, adaleti ve açıklığı gözetmek durumundadırlar. Örgütsel adaletin iyi olduğu işletmelerde tüm çalışanlar alınan karaların doğru olduğuna, yanlış olsa bile mutlaka düzeltileceğine inanırlar.

TANIMA VE TAKDİRDE ADALET Amirleri tarafından tanınmak ve takdir edilmek konusunda da adalet gereklidir. Çok başarılı çalışmalar yaptığı halde bir çalışanın amirleri tarafından fark edilmemesi ona yapılmış bir haksızlıktır. Üstelik kendisi çok başarılı çalışmalar yaparken işine o kadar önem vermeyen bir başka kişinin amirler tarafından takdir görmesi o çalışanı daha çok üzer. Çalışma şevkini kırar. İş tatminsizliğine yol açar.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106