Avrupa Komisyonu, Ürün Çevresel Ayakizi ve Firmaların Çevresel Ayakizi çalışmalarına birçok sektörde başladı. Önümüzdeki dünya iş modeli sürdürülebilirlik ve düşük karbon iş modelleri üzerine kuruluyor. Bu gelişmeler karşısında sanayicilerimizin bir altyapı çalışmasına girmesi ve hazırlıklarına başlaması gerekiyor. Çünkü tedarik zincirinin de içinde olduğu bu kapsamlı çalışmalar çok zaman alabiliyor. 
 
Türkiye gibi tedarik zincirinde olan ülkeleri bekleyen büyük bir tehlike ya da olumlu bir deyişle fırsat var: Ürün sürdürülebilirliği. 

Nedir ürün sürdürülebilirliği? 

Üretmiş olduğumuz ürünlerin çevreye olan duyarlılığını ölçerek hesaplayabiliyor olmamız gerekiyor. Bu konudaki en önemli gelişme geçenlerde Avrupa Komisyonu tarafından ele alındı. Ürün Çevresel Ayakizi (Product Environmental Footprint)  ve Firmaların Çevresel Ayakizi (Corporate Environmental Footprint)  çalışmaları deneme olarak birçok sektörde başladı. Özellikle kağıt sektöründe yapılan deneme çalışmalarının çok başarılı olması Avrupa Komisyonu’nu diğer sektörler için hesaplama yöntemlerini geliştirmeye teşvik etti.

Kapsamlı pilot proje çalışmaları için aşağıdaki sektörler seçildi:

- Pil ve akümülatörler

- Dekoratif boyalar

- Sıcak ve soğuk su boruları

- Deterjan ürünleri

- Bilişim ekipmanları

- Deri ürünler

- Metal levhalar

- Deri olamayan ayakkabılar

- Güneş Pili elektrik üretimi sistemleri

- Kırtasiye malzemeleri

- Isı yalıtımı ürünleri

- T-shirt

- Kesintisiz güç kaynakları

Detaylı olarak incelendiğinde sektörü temsil eden kurumların bu çalışmalarda ön ayak oldukları görülüyor.  Kasım ayında başlayacak çalışmalar Nisan 2014’te tamamlanmış olacak. Yukarıdaki sektörlere yiyecek ve içecek sektörleri de ilave edilecek. Bu gelişmeler karşısında sanayicilerimizin bir altyapı çalışmasına girmesi ve hazırlıklarına başlaması gerekiyor. Çünkü tedarik zincirinin de içinde olduğu bu kapsamlı çalışmalar çok zaman alabiliyor. 

Önümüzdeki dünya iş modeli sürdürülebilirlik ve düşük karbon iş modelleri üzerine kuruluyor. Bu modelde yer alınabilmesi için altyapının hazırlanması gerekiyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhraçatcılar Birliği tarafında desteklenen ‘Yeşil Üretim Temiz Gelecek projesi’  bu açıdan önemlidir. Projede amaç, kamu, üniversite, sanayi işbirliğiyle ar-ge faaliyetlerinin çevre yönetimiyle entegre edileceği, üretim süreçlerinde eko-verimlilik sağlayacak eko inovatif alanlarda yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik iş modelleri oluşturularak, sektörde üretilen katma değeri yükseltmek ve ekonomik faaliyetlerin bilgi ve teknoloji odaklı yürütülmesinin sağlanarak, bölgenin ve ülkenin küresel rekabet düzeyini artırmak olarak hedeflenmiş.

Proje özelinde plastik, boya, kozmetik, sabun ve organik/inorganik ürün gruplarından seçilen 20 adet ürüne Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) çalışması yapılmaktadır. Ürün sürdürülebilirliği altyapısının temelini oluşturan ve Türkiye’de sanayide uygulaması henüz yeni olan LCA, dünyanın önde gelen markaları tarafından tercih edilmektedir. GAP, Nike, Walmart, Marks & Spencer, Ford Motor gibi dünya markaları sadece bu konuda aktif olarak çalışan firmalardan ilk akla gelenler. Bunların başlatmış olduğu çalışmalar diğer firmalar tarafından takdirle karşılanıyor ve uygulamaya alınıyor. Türkiye çok geç olmadan bu gelişmeleri görerek hareket etmeli ve rekabet avantajı yakalamalıdırlar. Türkiye’nin yeşil ve sürdürülebilir üretim üssü olma gibi bir potansiyele sahip olduğu unutulmamalıdır. Bu gelecekteki rekabet dinamikleri açısından sürdürülebilirlik çok önemli bir fırsat olacaktır.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106