ÇERKEZKÖY Sanayiciler Derneği Başkanı Yıldırım Ulkat arayıp, projesini anlattı, benden yazı istedi:
- \"Sanayici\" adlı aylık dergi çıkarmaya başlıyoruz. Bu öyle klasik kurum dergisini aşacak. Ekonomi dergisi olacak. Dergiyi Arif Esen yönetecek. Senden de yazı istiyoruz.
Arif Esen ve Yıldırım Ulkat\'ın adları biraraya gelince, 1980 öncesine, Dolapdere\'deki işhanından bozma binada eğitim gördüğümüz İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi\'ne bağlı Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu\'ndaki günlerimize döndüm.
O günler gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Bir an gözümü kapattım, Arif Esen\'in sesini duydum:
- Arkadaşlar...
Demek ki o gün yine okulda \"forum\" vardı... Her fraksiyon, kendine ayrılan sürede, o günkü gelişmelere göre görüşlerini açıklayacak, sempatizanlarına mesaj verecekti...
Yeniden gözümü açtım, anılara daldım...
Arif Esen, benden bir sınıf üstte, Yıldırım Ulkat da alttaydı... Okul yıllarının hemen ardından yollarımız gazetecilikte de kesişti. Esen\'le kısa bir süre Dünya Gazetesi\'nde birlikte çalıştık. Daha sonra yolu Dünya Gazetesi\'nden geçenler arasına Ulkat da katıldı.
Yıldırım bizim meslekte zirveye doğru tırmanırken bir gün aniden karar verdi:
- Artık kendi işimi kuracağım.
Önce yayıncılıkla işadamlığı provası yaptı, sonra matbaa derken, o yıllarda pek de yaygın olmayan, \"hastane yatağı\" işine daldı...
Yıldırım artık, başarılı gazetecilik günlerini geride bırakmış, iş dünyasında daha başarılı adımlar atmak için iyiden iyiye yola koyulmuştu.
Yıldırım, Beylikdüzü\'ndeki fabrikada üretimin ardından Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi\'ne yönelip, işleri daha da büyütürken, Arif\'le ben gazetecilikten başka alana sıçrayamadık.
Arif, en son Posta Gazetesi\'nde çalışırken kararını verdi:
- Artık emekli oluyorum.
- Ne yapacaksın?
- Henüz karar vermiş değilim.
Yıldırım\'la son dönemlerde karşılaştığımızda hep gazetecilik günlerini özlediğini dillendirdi:
- Arada bir yazı yazmaya başlasam...
Yıldırım, gazeteciliğe yeniden kafa yorarken, Arif\'le biraraya gelip, \"Sanayici\" Dergisi\'ne yayınlamaya karar verdi...
Böylece, \"Sanayici\"nin ilk sayısında, Yıldırım ve Arif\'le hiç ayrılmamış olsak da, yolum yeniden kesişti. Arif\'in sesi kulaklarımla çınladı:
- Arkadaşlar...
Ama artık okul yıllarında değiliz...
Hedefte, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nin (ÇOSB) sesini duyurmak, onlara ışık tutabilecek birşeyler yapabilmek var...\'Islah Organize Sanayi Bölgeleri\' işe yarar mı
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, bir süre önce Malatyalı İşadamları Derneği\'nin (MİAD) konuğuydu...
Konuyu bir işadamının sorusu açtı:
- Sayın Bakanım, Malatya\'daki fabrikamıza ÇED Raporu alamıyoruz. Fabrikayı kurarken yüzde 50-55 dolayındaki inşaat iznine rağmen, daha fazla işçi çalıştıralım diye yüzde 70\'e kadar çıktık.
Ayrı işadamı, biraz da ihbar eder gibi, Sanayi Bakanı\'na bütün organize sanayi bölgelerini inceleme çağrısı yaptı:
- Bugün hangi organize sanayi bölgesine giderseniz gidin, birçok tesisin inşaatta sınırı aştığını göreceksiniz. Bunlara bir çözüm bulsanız.
Nihat Ergün, beklenen çözümün adını net bir şekilde ortaya koydu:
- Siz benden OSB\'ler için \"imar affı\" istiyorsunuz. Bunu yapamayız. Girişimci dediğin risk alır, gözü karadır. Ancak, \"çevreye aykırı davranmak\" doğru bir risk anlayışı değildir.
Ergün, ardından yaptıkları bir çalışma üzerinde durdu:
- Şu anda \"Islah Organize Sanayi Bölgeleri\" adlı bir çalışma yürütüyoruz. Bu çalışma, organize sanayi bölgeleri dışında yapılmış tesisleri kapsayacak. Onları da \"organize sanayi bölgesi\" kapsamına alacak.
Bakalım \"Islah Organize Sanayi Bölgeleri\", birçok kentin \"göbeğinde\" kalmış tesisleri, oralardan kaldırmaya yetecek mi?
