Artık üretimin sürdürülebilir ve temiz olması için sektör bazında uluslararası seviyede çalışmalar hızlanmış durumdadır.

Nedir sürdürülebilir temiz üretim?

Üretimde doğaya zarar verecek hammaddeleri kullanmamak, etkin kullanım yoluyla kaynak verimliliği sağlarken atık miktarını azaltmak ve üretimden kaynaklanan emisyonları en alt düzeye indirmek. Konuyla ilgili çalışmalar yapmak üzere T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 635 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca, Verimlilik Genel Müdürlüğünü görevlendirmiş. Müdürlüğün amacı işletmelerin temiz üretim program ve projeleri hazırlaması ve uygulamasına yönelik faaliyetlerde bulunmak ve bu sayede temiz üretim / eko-verimlilik alanında bir altyapı oluşturmak olarak görünüyor.

Konu, Türkiye Sanayi Stratejisi (2011-2014) Belgesi’nde  yer alan 44 nolu eylem maddesinde de ele alınmış ve “Ulusal eko-verimlilik programları uygulanması, sonuçlarının izlenmesi ve değerlendirilmesi sağlanacaktır” ifadesiyle gündeme girmiş ve temiz üretim / eko-verimliliğin önemine atıfta bulunulmuştur. Pekala çevresel sürdürülebilirliğin ve iklim değişikliğinin hızla hissedilmeye başlandığı bugünlerde, Avrupa’nın üretim merkezi durumundaki Türkiye’nin durumu nedir? Yukarıdan inme yasa ve direktiflerle bu yaklaşımlar üretici seviyesinde uygulama bulmuş mudur? Bu sorulara cevabımız maalesef hayır. Neden? Çünkü temiz üretim yeni pazar fırsatıdır (yeşil pazar yani çevreye duyarlılığı kanıtlanmış ürünlere olan talep), verimli ve atığı az olan üretim karlı üretimdir. Bunun için yasa çıkartmaya ya da direktifler yazmaya neden gerek vardır? Aslında konunun yeni pazarlama stratejisi olarak ele alınması ve ürün bazında farkındalık yaratılmasına ön ayak olunması şeklinde gelişmelidir. Temiz ve verimli üretim bir yükümlülük olarak algılanmamalıdır.

Konuya sektörler bazında bir göz atalım:

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından hazırlanan, “Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünümü 2011” raporunda, Türkiye’nin, bölgenin inşaat malzemeleri üretim üssü konumunda olduğu, ancak uzun vadede bölge lideri olmak için teknoloji üssü olmaya doğru yönelmesi gerektiği belirtilmiş. Aynı raporda, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olması ve enerji fiyatları açısından dünyadaki en pahalı enerjiyi kullanan ülkeler arasında yer almasının inşaat sektörünü olumsuz etkileyeceği ifade edilmiş. Sektörün, bu raporda belirtilen olgulardan hareketle, gelecekte toplum olarak yaşam standartlarımızı korumak, ülke olarak büyüme ve kalkınmamızı sürdürülebilir kılmak, küresel arenada rekabet edebilmek için artık daha fazlasını, daha az kaynak kullanarak yapma zorunluluğunun farkında olması gerekmektedir.

Yapı malzemelerinde temiz üretim yaklaşımları Avrupa’da geliştirilen sürdürülebilir bina standartları çerçevesinde özelikle son zamanlarda Türkiye’de de uygulanan BREAAM ve LEED sertifikasyon değerlendirmelerinde çevreye duyarlılığı doğrulanmış ürünlerin kullanılarak katkı sağlıyor olmasından dolayı yapılıyor. Kısa bir tabirle pazarın beklentisi yeşil binaların yapılması ve bunun gerekliliklerini üretici firmalar Ürün Çevre Beyanlarını (Environmental Product Declarations, EPD) belgelendirmelerini yaparak yerine getirmektedirler. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (Life Cycle Assessment; LCA) yöntemi ile kantitatif olarak yapılan bu belgelendirmeler, beşikten mezara (cradle to grave) bir ürünün üretim evrelerindeki hammadde, enerji ve su girdileri ile atık ve emisyonlar toplanarak çevresel etkilerinin bir bütün olarak hesaplandığı bir yöntemdir. Özellikle Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde uygulanması beklenen Entegre Ürün Politikaları, Atık Önleme ve Geri Kazanım Stratejileri ve Sürdürülebilir Doğal Kaynak Kullanımı Kararları uygulamalarının temel taşıdır. Temiz üretim ve verimlilik için LCA çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

Temiz üretimin önem kazandığı bir diğer sektör ise tekstildir. Tekstil sektörü bu yıl içinde sürdürülebilirlik konusunda yeni yaklaşımlara sahne olacak ve bu yaklaşımlar tedarik zincirinde bulunan birçok Türk tekstil firmasını etkileyecek. Nike, Adidas, H&M, GAP, Espririt, Inditex, Puma, Levi’s gibi markalar, Walmart, Marks and Spencer gibi perakendecilerden oluşan yaklaşık 60 üyeyi bünyesinde barındıran Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu (The Sustainable Apparel Coalition)  endüstride büyük ölçekli ve anlamlı değişimler yaratılması konusunda yoğun çalışmalar içindeler. SAC, şu anda LCA yaklaşımları ile ürünlerin çevresel etkilerinin hazırlanması ve EPD belgelendirmeleri için altyapı çalışmaları yapmaktadır. Yakın zamanda tekstil üreticilerinin üretmiş oldukları her bir ürün grubu için EPD belgesi hazırlaması gerekecek. Bunun için bir altyapı gerekiyor ve üzücü olan bu altyapının henüz tekstil sektöründe oluşturulamamış olmasıdır. Avrupa Topluluğu’nun tek etiketi olamaya aday AB Eko-etiketinin (EU Ecolabel) tekstil ürünlerine alınabilmesi için temiz üretim altyapısının kurulması gerekmektedir. Greenpeace’in öncülük yaptığı tekstilde Detox programı konunun önemini anlamak için yeterlidir.

Diğer sektörlerde ise iklim değişikliği ile mücadele çabaları çerçevesinde ve özellikle sektörün en büyük ihracat pazarı olan Avrupa nezdinde düzenlenen birçok direktif ve yasalar, karbon ve enerji yoğunluğunun hesaplanması, yönetimi ve azaltılmasını öngörmektedir. Avrupa Birliği’nin de dahil olduğu, endüstrileşmiş ülkeler, ürünlerin çevresel etkilerini azaltmak amacıyla, ürüne yönelik çevresel politikalar geliştirmeye başlamışlardır. Son yıllarda tüketici eğilimlerini etkileyen çevresel faktörler dikkat çekmekte, bilinçli tüketici doğaya zararlı olmayan ürünleri ya da “çevreye saygıyı” vurgulayan ülkelerin ürettiği ürünleri veya markaları tercih etmektedir. Türkiye sanayinde yapılacak çalışmalarla, ürün ve proseslerin çevresel yüklerinin düşürülmesi, hem Türk markalarının marka değerini artıracak, hem de tedarikçi olarak tercih edilmesine yol açacaktır.

Temiz ve verimli üretim Türk sanayisi için bir markalaşma fırsatı yaratırken aynı zamanda maliyetleri düşük bir üretimin de altyapısını oluşturma imkanı sağlamaktadır.




[1] Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi (2011 – 2014)

[2] Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) “Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünümü 011” raporu

[3] CEN/TC 350 - Sustainability of construction works

 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106