Öne Çıkanlar ÇOSB Dijital Dönüşüm Atölyesi Çerkezköy OSB CEVAHİR UZKURT KPMG Türkonfed

 KOBİ'lere Sanayi 4.0 için çözüm üretmeliyiz

GİRAY DUDA

Sanayi 4.0 dönüşümü, dünya çapında ve doğal olarak Türkiye'de endüstriyel üretimin her yönünü ilgilendiren hareketlenme yarattı. Konunun kapsamı ve ülkeler için geleceğe dönük yaşamsal özellikler taşıması, sanayi üretimine yakın olan yüzlerce kişi ve kurumun da ilgisini buraya çekti. Sanayi 4.0'ın KOBİ'ler açısından anlamını ve onlar için neler yapılabileceğini Alfanorm Tasarım, Mimarlık, Mühendislik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Öztan ile konuştuk. Genel Müdür Muzaffer Öztan da söyleşimize katkılarda bulundu.


- Sayın Öztan, kimi uzmanlar, sanayi 4.0'ı tartışırken, Türkiye'de sanayi 3.0'ın bile yerleşmiş olmadığını söylüyorlar.

- Şu anda çoğunlukla sanayi firmalarımızda 3.0'la ilgili bir sorun yok. Yani bu aşamada çalışma yapanlar var ve daha geridekiler bu aşamaya kolayca geçebilecek durumdalar. Ama 4.0 başka bir yer. Sanayi 4.0 başka şeyler de istiyor.

DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİ BAŞLIYOR

- Peki isterseniz şuradan başlayalım. Böylesine geniş çaplı bir değişim, dönüşüm için Türkiye'de küçük ve ortaya boy işletmeler (KOBİ), dördüncü sanayi devrimini doğru algılayıp bu yönde adım atıyorlar mı?

- Esasında Türkiye'nin şöyle bir özelliği var. Biz ne batılıyız ne de doğulu. Bazı değerlerimiz batılı, bazı değerlerimiz doğulu. Dolayısıyla bir hiçbir şeyi batıdan veya doğudan komple alamıyoruz. Bilgi batıda, yeni sanayi devrimlerinin çıkışı da batıdan. Şimdi 4.0 dönemi başlıyor. Üretimin tüm unsurları diğerleriyle sürekli haberleşecek. Sanayi 4.0'ın tanımını tam olarak, net biçimde yapamıyoruz. Çünkü içindeyiz. Bunun batıdaki tanımlarını koyanlara baktığımızda çok büyük üretim yapan dünya pazarlarına hükmeden şirketler olduğunu görüyoruz. Batıda bunlar büyük şirketler adına konuşuluyor. Bize geldiğimizde, büyük şirket sayısı belli sayıda ve hiçbirisi de anormal büyük değil.

Ama bizim anormal büyüklükte bir KOBİ yapımız var. Batının KOBİ'leri büyük şirketlerle entegre çalışıyor. Bizde ise pek öyle değil. Bizdekiler ya kendi başlarına küçük veya dışarıdaki bazı firmalara bağımlı durumda. Bizim KOBİ hazinemizi değerlendirmemiz ve sanayi 4.0 için bunlara çözüm üretmemiz lazım. Dolayısıyla endüstri 4.0'ın Almanya'daki yorumu yerine ile bizdeki yorumunu yerelleştirmemiz gerekir.

ASLINDA AVANTAJLI SAYILIRIZ

Şöyle düşünelim: Binlerce kişinin çalıştığı fabrikanızın üretim hattı var. Bu üretimi yapıyorsunuz. Bir gün farkediyorsunuz ki elinizde çok büyük bir yatırım var ve bunu hemen değiştirmeniz mümkün değil. Ama bizde öyle bir yatırım olmadığı için ve sanayi 4.0'ın gittiği yere de baktığımızda benim gördüğüm şey, haberleşme var ve çok büyük noktasal üretimden çok, dağınık ve çıktıları birleştirilebilir ilişkiler zinciri içinde bir üretim hedefleniyor. Sizin şimdi elinizdeki çok büyük bir varlığı parçalara bölüp dağıtmanız çok kolay değil. Ama parçalar halinde olan varlıklarınızı çok kolay entegre edip, ilişkilerini kurdurup, bunlardan Endüstri 4.0'ın beklediği çıktıyı elde edebiliriz. Bu açıdan biz avantajlı sayılabiliriz.

KOBİ'LERE MOTİVASYON GEREKLİ

- KOBİ'lerle yeniliklere girişmek, üretim yöntemlerini değiştirmek kolayca başarılabilir mi? Çünkü KOBİ'ler maddi açıdan çok rahat bir ortamda çalışmıyorlar.

- KOBİ'lerin çok yönlü motivasyona ihtiyacı var. Hangisiyle konuşursanız konuşun olumsuzlukla, biz yapamayız diyerek karşılık veriyor. Aslında işlerini mükemmel, inanılmaz kaliteli yapıyorlar. Ama onun ötesinde yeni bir çalışma yöntemine gelince 'biz yapamayız' diyor.


Örneğin tasarım inovasyonun ilk adımıdır. Bu durumdaki KOBİ'ye tasarımı da kabul ettiremezsiniz. Tasarım, arzu eden olmadıkça siz ona tasarım yaptığınızı söyleyeseniz de onu alıp değerlendirme konusunda sıkıntılar oluyor.


TASARIMIN NE OLDUĞU ANLATILMALI

- KOBİ'ler tasarımcıyı lüks olarak gördükleri için mi buna soğuk bakıyorlar?

- Esasında KOBİ'lerin bünyesinde bir tasarımcı istihdam etmesi imkansız gibi bir şey. Çok zor. Çünkü bir firmanın tasarımdan beklentisi ve alacağı hizmetin nasıl olacağının ona verilmesi lazım. Büyük firmalardan bahsetmiyoruz. İrice KOBİ'lerden söz ediyoruz. Bu işletmelerin günlük sorunları o kadar çok ki bunu anlayacak durumları yok. Mali sorunu, hammadde sorunu, üretim sorunu, satış sorunu, personel sorunu, ihracat sorunu var. Sizin tasarımla ilgili bilginizi dinleyip kullanacak zamanı yok. Bunları, onların çalışma düzenini aksatmadan onlara vermek lazım. Ama en önemlisi, tasarımın ona kazandıracağı faydaları biz ona göstermeliyiz ki o da bunu talep etsin. Biz anlatamazsak, yanlış ilişkilerle bu işin olmayacağına inanıyor. Daha sonra da fikrini değiştirmemiz mümkün olmuyor. Biz bunu daha önce çok yaşadık. Firma, tasarımcı aldım iki ayda bana hiç bir şey kazandırmadı, diyor.

Biz tasarımı yanlış anlıyoruz. Normal bir tasarımcı nasıl çalışır? Ürünün oluşumundan müşterinin kullanımındaki sorunlara kadar bir çizgiyi gözeterek tasarım yapılır.

Biz, Türkiye'de fikir var ama neden ürün yok diye kendimize sorduk. Fikri, tasarımı, üretimi ve satışı birer bütün olarak alıyoruz. Halbuki birbirlerinden ayrı, geribeslemeleri farklı olan ve en baştan en sona kadar birlikte yürümeleri gereken adımlar. Bu adımları bağımsız çalıştırırsanız bir yerde kopukluk meydana geliyor.

YENİ OLUŞUMLAR ORTAYA KOYALIM

- Peki tasarım aşamasında bile sorun yaşayan KOBİ'lere 4. sanayi devrimi dönüşümü nasıl benimsetilecek?

- Benim açımdan çözüm nasıl olur, onu anlatmaya çalışayım. Tabii herkes kendi penceresinden bakıyor. Almanya kendi açısından, Amerika kendi penceresinden ve biz de kendi penceremizden bakıyoruz. Türkiye'de KOBİ'lerin üretimde yoğunlaştığı alanlar var. Bu KOBİ'lerin tek tek kendi başlarına bir şey yapmasını beklemek doğru değil. Bunlara sadece devletin bir şey yapmasını beklemek de doğru değil. İçinde çok farklı disiplinlerde insanların olduğu, KOBİ'lere eğitimden üretime çok yönlü hedefler gösterecek, teknolojinin tümünü kullanacak tasarım-prototip-AR-GE oluşumu olması lazım. Bunun destekleyicisi, o grupların sanayi odaları, birlikleri ya da devlet olabilir. Ama kesinlikle giderlerini ödememesi lazım. Yatırımını uzun vadeli desteklerle kurmalı ama kazancını işinden almalıdır. Buralar üniversitelerle bağlantılı olmalı ama yönetiminde akademisyenler değil, hakikaten bu işin içinde çalışmış insanlar olmalı. Değişik bölge veya kentlerdeki merkezler birbirine çok hızlı, kesintisiz, sanal ağlarla bağlanmış olmalı. KOBİ'leri 'şunu öğren, bunu öğren'le uğraştıramazsınız. Ticaretle inovasyon ve AR-GE bir arada olmuyor.

Bizim Alfanorm olarak politikamız, bizim gibi KOBİ'leri yoğun ülkelere yönelik destek vermek. Yapılan hesaplara göre endüstri 4.0 yatırımı için ciroların yüzde 1 ile 1.5'u yetiyor. Ama ülkemizdeki bir çok sanayi kuruluşunda sanayi 3.0'ın tamamlanmamış olması, hatta kimi yerlerde 2.0'da olmamızdan dolayı bu geçiş kolayca geçilecek bir yol değil. Böyle bir durumda endüstri 4.0 için yatırım maliyetimiz altından kalkılamayacak kadar büyük oluyor. Burada bizim önerimiz şu: Yatırım malı tasarımına yönelik kendi makinelerimizi, kendi altyapımızı kurmaya yönlendirme yapmamız gerekiyor. Buna isterseniz 4.0 Kalkınma Planı deyin, devletin, bir bilinçlendirmeyi onlara kazandırıp bir çok yatırım malı üreten bir ülke haline gelmemiz lazım. O tecrübe bizim sanayi 4.0'a rahat geçişimizi sağlayacaktır.

Resalt:

Alfanorm Yönetim Kurulu Başkanı Ateş Öztan ve Genel Müdür Muzaffer Öztan sorularımızı birlikte yanıtladı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106