Öne Çıkanlar Arçelik Üretim Koordinatörü Alp Karahasanoğlu Türkonfed TÜSİAD Sıçrama Yapan Şirketler GİRAY DUDA Hilal Ünalmış

Sektöre yeni destek ve teşvik mekanizması şart
ARİF ESEN

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, sektöre verilen devlet destek ve teşviklerinin yeni mekanizmaya bağlanmasını istedi. İstihdam ve ülke ekonomisine katkı anlamında hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün öncülüğü elinde bulundurmaya devam ettiğini belirten Tanrıverdi, Ekonomi Bakanlığı’nın Tasarım Tebliği’nin sektöre büyük katkısı olacağını söyledi.

 

-Sayın Tanrıverdi öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Sanayiciliğe nasıl başladınız?

- 1962’de Malatya Pütürge’de doğdum. Öğrenim hayatına Bayrampaşa Mustafa İtri İlkokulu’nda başladım. Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdim. Üniversite öğrenimimi Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde tamamladım. Genç yaşta iş hayatına atıldım. 1975 yılından bu yana 40 yıl boyunca tekstil ve hazır giyim sektörünün içinde bulunmaktayım. Bugün, konfeksiyon, hammadde üretim ve ihracat şirketleri, dış ticaret sermaye şirketi, otomotiv ve gıda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden oluşan İnci Grup Yönetim Kurulu Başkanlığı görev ve sorumluluğunu üstlenmiş bulunuyorum. Tekstil ve hazır giyim sektörü içindeki birçok dernek ve örgütün kurucusu ve yöneticisi olarak çalıştım. 1976 yılında kurulan TGSD (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği)  ve 1986 yılında kurulan TÜGİAD (Türkiye Genç İşadamları Derneği) üyesiyim. Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) Kurucu üyesi ve kurucu başkanı olarak 1995- 1999 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptım. İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri’ne (İTKİB) bağlı İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu’nda 1996-1998 yılları arasında üye olarak görev yaptım. Çokortaklı olarak kurulan GİSAD  Dış Ticaret A.Ş kurucularındanım. 1997-2000 yılları arasında GİSAD İcra Kurulu Başkanlığı, 2000- 2002 yılları arasında ise Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Merter Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) kurucusu üyesiyim. 1998-2000 yılları arasında MESİAD Yönetim Kurulu Başkanlığını, 1998 yılında kurulan Malatyalı İşadamları Derneği (MİAD) kurucu üyeliği ve 1, 2. ve 3. dönem olmak üzere üç dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum.  İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) 1998- 2005 yılları arası Yönetim Kurulu üyesi, 1996-2009 yılları arasında Meclis üyesi olarak çalıştım. 1999- 2001 tarihleri arasında Engelliler Federasyonu Yönetim Kurulu As Başkanlığı, Doğu Yatırım Holding A.Ş. kurucu ortağı ve 2001-2005’te Yönetim Kurulu üyesi, 2001- 2006 yılları arasında Malatyaspor Kulübü Başkanlığı, 2007-2009 yılları arasında Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) başkanlık görevini yürüttüm. Halen İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu üyesi ve 2008’den bu yana İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği (İHKİB) Yönetim Kurulu Başkanı olarak faaliyet gösteriyorum. Makedonya Cumhuriyeti Malatya Fahri Konsolosu’yum, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Vakfı ile Malatya Eğitim Vakfı (MEV) üyesiyim. Kastamonu Holding Anonim Şirketi kurucu üyesi ve ortağıyım. Evli ve üç çocuk babayım. İngilizce biliyorum.

 

ENERJİMİZİ YENİ PAZAR ARAYIŞINA YOĞUNLAŞTIRDIK

-İhracatta lokomotif sektör olan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü yeniden bu öncülüğü ele geçirebilecek mi? Bu konuda ve yeni pazarlara ilişkin ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

- Bildiğiniz gibi hazırgiyim ve konfeksiyon ihracat sektörü geçtiğimiz yıllarda Türkiye’nin en yüksek ihracat yapılan sektörleri arasında ilk sırada yer alırken, günümüzde de en çok ihracat yapılan sektörler arasında ikinci sırada yer almaya devam etmektedir. Diğer yandan, ihracat rakamlarının yanında üretilen katma değer, sağlanan istihdam ve ülke ekonomisine katkı anlamında hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü öncülüğü zaten elinde bulundurmaya devam etmektedir.

Hazırgiyim sektörümüz son dönemde en büyük pazarı olan Avrupa Birliği pazarlarında yaşanan daralma ile yine diğer önemli bir pazar olan Rusya’daki daralmaya alternatif olarak yeni pazar arayışları kapsamında Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yeni pazarlara ağırlık vermektedir. Bunların yanı sıra uluslararası yaptırımların sona ermesinin beklendiği İran pazarıyla ilgili de hedef ve beklentilerimiz yüksek seviyelerdedir.

 

ABD PAZARINDA FİYAT TUTTURMADA AVANTAJLIYIZ

Diğer yandan, 1990’lu yıllar ile 2000’li yılların ilk yarısında yüksek düzeyde ihracat yaptığımız ve başlıca pazarlarımız arasında yer alan ABD’ye ihracatta, döviz kurları ve rekabet koşulları nedeniyle daha sonraki yıllarda düşüş yaşanırken, son dönemde dolar kurunda yaşanan hızlı artış sonrası hazırgiyim sektörümüz ABD pazarında fiyat tutturma noktasında tekrar avantajlı konuma gelmeye başlamıştır. Bu noktada fuarlar ve benzeri etkinlikler ile ABD pazarındaki payımızı artırma noktasında çalışmaya devam etmekteyiz ve 2015 yılının Ocak-Temmuz döneminde hazırgiyim ihracatında başlıca pazarlar arasında ABD 8. sırada yer almaktadır.

Dış pazarlar konularında yaptığımız çalışmalara ilaveten sektörümüz özgün tasarım, markalaşma ve üretilen katma değerin artırılması konularında da çalışmaya devam etmektedir. İHKİB olarak 23 yıldır düzenlediğimiz Türkiye’nin en köklü tasarım yarışması olan Koza Tasarım Yarışması ile tasarım ve moda dünyasına genç yetenekleri kazandırırken, sektörümüzde mevcut tasarımcı ve modacılarımızı uluslararası fuar ve etkinliklerde desteklemeye devam etmekteyiz. Bu konuda Türkiye’nin moda eğitiminde öncü kurumu olan İstanbul Moda Akademisi’nin (İMA) akademik seviyedeki eğitim çalışmaları da başarıyla devam etmektedir.

    

ORTADOĞU PAZARLARINA ERİŞİM ENGELİ VAR

-Rusya’ya yaptırımlar, Ukrayna krizi, Irak ve Suriye’deki savaş, Mısır’la ilişkilerde yaşanan soğukluk sektör olarak sizi nasıl etkiledi? Bu pazarlarda doğan açığı kapatmak için ne gibi adımlar attınız, atıyorsunuz?

- Bildiğiniz gibi Ukrayna krizi ile Batılı ülkeler tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımlar sonucunda Rusya ekonomisinde meydana gelen krizin çevre ülke ekonomilerinin de olumsuz etkilenmesi, bu ülkelere yaptığımız hazırgiyim ihracatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanı sıra Irak ve Suriye’de 4 yılı aşkın süredir devam eden çatışmaların Ortadoğu pazarına olan erişimimizi olumsuz etkilemesine ek

olarak Mısır’la yaşanan siyasi kriz ve son olarak Mısır Hükümeti’nin Türkiye ile Lojistik Anlaşmasını yenilemeyeceğini ilan etmesi de bu bölgeye olan ihracatı olumsuz yönde etkilemektedir.  

 

İRAN PAZARINDAN BEKLENTİMİZ BÜYÜK

Hazırgiyim sektörümüz son dönemde Avrupa Birliği pazarlarına ilaveten Ortadoğu’nun bazı pazarlarında yaşanan daralma ile yine diğer önemli bir pazar olan Rusya’daki daralmaya alternatif olarak yeni pazar arayışları kapsamında Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yeni pazarlara ağırlık vermektedir. Bu kapsamda Irak’a yapılan hazırgiyim ihracatımız 2015 yılının Ocak-Temmuz döneminde yüzde 17 oranında artış gösterirken, aynı dönemde Romanya’ya ihracatımız yüzde 12 artmış, geçen yıl düşüş yaşanan Ukrayna’ya ihracat ise bu yılın ilk 7 aylık döneminde yüzde 28 oranında artış göstermiştir. Bunların yanı sıra uluslararası yaptırımların sona ermesinin beklendiği İran pazarıyla ilgili de hedef ve beklentilerimiz yüksek seviyelerdedir.

 

TÜKETİME AÇ VE DİNAMİK BİR PAZAR

- Nükleer müzakereler sonucu varılan anlaşmayla İran yeniden küresel ekonomiye entegre olmaya hazırlanıyor. Bu gelişme hazırgiyim ve konfeksiyon sektörüne nasıl yansır?

 

- İran ile ABD ve Batılı ülkeler arasında devam eden nükleer görüşmelerin başarıyla sona ermesi ve bir uzlaşma sağlanması sonucunda yakın zamanda uluslararası yaptırımların sona ermesinin beklendiği İran pazarıyla ilgili hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün hedef ve beklentileri yüksek seviyelerdedir. İran’ın 80 milyonun üzerindeki nüfusunun yanı sıra uzun süreden beri ülke üzerinde uygulanan uluslararası yaptırımlar sonucu tüketime aç ve dinamik bir pazarı bulunmaktadır. Genç ve dinamik nüfusu ile potansiyeliyle İranı pazar anlamında ‘İkinci Türkiye’ olarak görebiliriz. Özellikle gençler ve kadınlar, giyim, kuşam ve aksesuar alışverişlerine düşkün olup bu alanda ciddi bir potansiyel mevcuttur. Halihazırda zaten önemli pazarlarımızdan olan İran’a bu yılın Ocak-Temmuz döneminde yüzde 118 artışla 63,4 milyon dolara ulaşan hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatımızın önümüzdeki dönemde daha da hızlanarak artmasını beklemekteyiz.

 

BİZİM İÇİN EURO-DOLAR PARİTESİ SON DERECE ÖNEMLİ

- olardaki yükseliş trendi özellikle üretim aşamasında ne gibi sıkıntılar yarattı? Doların seyri hakkında nasıl bir öngörünüz var?

- Döviz kurunda özellikle Ağustos ayında yaşanan hızlı yükseliş diğer sektörlerle birlikte elbette hazırgiyim sektörünü de yakından etkilemektedir. Döviz kurundaki yükselişin normal şartlarda ihracatı ve sektörümüzü olumlu etkilemesi beklenir ancak bu kadar dalgalanmanın olduğu yerde ihracatın olumlu etkilenmesini bekleyemeyiz. Bu noktada “TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi ihracat için her halükarda yararlıdır” şeklinde yaygın kanıya rağmen ihracatının dörtte üçüne yakınını Avrupa’ya ve euro ağırlıklı olarak yapan hazırgiyim ihracat sektörü için euro / dolar paritesi de son derece önemlidir.

Paritedeki değişimin ihracata olan olumsuz etkisini daha iyi görebilmek açısından hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı 2015 yılının Ocak-Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 13.3 düşüş gösterirken, paritedeki değişimden arındırılmış reel düşüş oranı ise yüzde 1.7

oranında hesaplanmaktadır. Diğer bir deyişle Ocak-Temmuz döneminde hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı performansı paritedeki değişim nedeniyle olduğundan daha olumsuz bir tablo çizmektedir.

 

DÖVİZ KURLARINDA İSTİKRAR SAĞLANMALI

Gerek hazırgiyim sektörü ihracatı, gerekse genel ihracat için asıl önemli olan döviz kurunda hızlı artış olmasından çok, döviz kurlarındaki volatilitenin azaltılarak belli bir istikrarın yakalanmasıdır. Diğer yandan, ihracatçılar olarak tabii ki rekabet edilebilir, gerçekçi bir reel kur istiyoruz ve başta Hükümet ve Merkez Bankası olmak üzere bunun sağlanması sektörümüz ve ihracat için hayati bir öneme sahiptir. Öte yandan, ihracatın sağlıklı seyri ve rekabet gücünün korunabilmesi için reel kur endeksini de belli bir aralıkta tutmamız lazım.  Öte yandan, döviz kurlarında volatilitenin yüksek olması ihracatçılarımızı yeni siparişler alma ve bu siparişlere güvenerek yeni yatırımlar yapma anlamında caydırıyor. Döviz kurlarında istikrarı sağlayamazsak sektör bu volatiliteden zarar görür.

 

RAKİPLER KARŞISINDA REKABET GÜCÜMÜZ ZAYIFLIYOR

- Sektörün sorunları nelerdir? Verilen teşvik ve destekler sizce yeterli mi?

- İhracatta Türkiye’nin önde gelen sektörlerinden birisi olmasının yanı sıra üretim, istihdam ve katma değer alanlarında da ülkenin öncü sektörü olan hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, ülke ekonomisine ve sosyal istikrara olan katkısına karşın yeterince teşvik ve destek görmemektedir. Son olarak 3 yıl önce uygulamaya konulan kapsamlı teşvik planı da bugüne kadar hazırlanan en kapsamlı teşvik paketlerinden birisi olmasına karşın, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü için sağlanan destek ve teşvikler hem bir çok alanı kapsamamakta, hem de sözkonusu destek ve teşvikler ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için geçerli olmaktadır. Bu noktada ülkenin ağırlıkla Batısında ve diğer bölgelerinde bulunan sektör yatırımları bu destek ve teşviklerden mahrum kalmakta, lojistik, istihdam, güvenlik gibi nedenlerle mevcut yerlerinden taşınacak durumda olmayan sektör yatırımları yeterli destek ve teşvik alamadıklarından, hazırgiyim sektörümüz kendi ülkelerinde geniş teşvik ve destek paketlerinden yararlanan rakip ülke sektörleri karşısında rekabet gücünü kaybetmektedir.

 

YENİ BİR DESTEK VE TEŞVİK MEKANİZMASI İHTİYAÇ VAR

Devlet yardımlarıyla ilgili olarak esnek, güvene dayalı ve hızlı işleyen yeni bir destek ve teşvik mekanizmasına ihtiyaç olup, sektörümüzün en güçlü yönleri arasında yer alan hızlı hareket edebilme avantajımızı devam ettirebilmek açısından sektörün ihtiyaçlarına daha uygun, hızlı ve esnek destek mekanizmalarının gecikmeden geliştirilerek hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.  

Bu noktada devletten beklentilerimiz hazırgiyim ihracat sektörümüzün hammadde ve girdilere erişimi noktasında ek vergiler ve ithalata önlemler şeklinde önüne çıkan ve maliyetleri artıran engellerin kaldırılmasının yanı sıra üretim ve istihdam anlamında sektörümüze destek ve teşviklerin sağlanarak hazırgiyim ihracatında rekabet gücümüzün artırılmasıdır. 

 

ÇİN’İN ÜZERİNDE BİR SEGMENTE ÇIKTIK

- Ucuz ve kalitesiz üretimiyle öne çıkan Çin’le rekabette hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü olarak mücadelede epey deneyim sahibi oldunuz? Sektör, Çin mallarının olumsuz etkilerini hala yaşıyor mu?

- Türk hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü, 2005 yılından itibaren Çin üzerindeki kotaların kaldırılması ve Çin’deki ucuz işçiliğin Çinli firmalara getirdiği avantaj sonucunda ilk dönemlerde rekabet anlamında sıkıntılar yaşasa da, zaman içinde kendini kalite, tasarım, hızlı teslim gibi alanlarda ayrıştırarak farklı bir segmente taşımayı başarmıştır. Diğer yandan, son dönemde Çin’de de başta istihdam maliyetleri olmak

üzere üretim maliyetlerinde yaşanan hIzlı artış sonucu bu ülkenin bir çok bölgesinde ucuz üretim imkanı hemen hemen ortadan kalkmış bulunmaktadır. Çin hükümetinin yavaşlayan ekonomiyi ve ihracatı tekrar

canlandırabilmek amacıyla geliştirdiği tedbirler ile aralarında hazırgiyim ve tekstil sektörlerinin de olduğu ihracata dayalı sektörlere sağladığı yeni desteklere rağmen hazırgiyim ve konfeksiyon sektörümüz üretimde katma değeri artırarak ve tasarım gücün ön plana çıkartarak Çin hazırgiyim sektörüne karşı rekabet gücünü korumayı başarmakta ve sektörümüzü uluslararası pazarlarda Çin’in üzerinde bir segmente taşımaya devam etmektedir.

 

TASARIM YAPAN ŞİRKETLER 1.4 MİLYON DOLAR DESTEK ALABİLECEK

- Ekonomi Bakanlığı tarafından açıklanan Tasarım Tebliği hakkındaki görüşlerinizi de alabilir miyiz?

- Tasarım Tebliği kapsamında 3 yıl için 1 milyon 400 bin dolara kadar devlet desteği verilecek. Bu destek, İstanbul’un, tasarım ve modanın merkezi olması yolunda büyük bir adım olacak. Türk hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü 2023 yılı için 60 milyar dolarlık ihracat hedefi belirledi. Bu yüksek hedefe ulaşmanın yolu sektörün katma değerli ihracat ve tasarım kapasitesinin geliştirilmesinden geçiyor. 24 dolar olan kilogram birim fiyatı olan ihracat rakamını bu tebliğle birlikte daha kolay şekilde 50 dolara çıkartabileceğiz.

Firmalara sadece tasarım bölümlerini kurmak ve tasarımcıyı çalıştırmak kalıyor. Hem seyahatlerin, hem ekipmanların yarısı da devlet tarafından karşılanacak. Bu konuda üyelerimizi bilgilendirmeyi sürdürüyoruz. Tebliğle şirketlerin çalıştıracakları tasarımcı ve modelistlerin toplam 1 milyon dolara kadar olan brüt maaşları karşılanacak. Proje kapsamında kullanılacak techizat ve malzemeler için maksimum 250 bin dolar destek verilecek. 150 bin dolar da tasarımcının yurtdışı gezileri, fuar ziyaretleri, çeşitli abonelikleri için var. Böylece 3 yılda 1.4 milyon dolarlık destek sağlanacak. Bir başka ifadeyle firmalarımız 3 yılda tasarıma ayıracakları 2.8 milyon doların 1.4 milyon dolarını geri alacaklar. İhracatçımız tasarım desteği ile yüksek katma değerli üretime kilitlenip, büyük sıçrama gerçekleştirecekler. Tasarım Tebliği, firmaların daha çok tasarımcı çalıştırmasını, kendi koleksiyonlarını üretmesini, bunları satmasını ve katma değeri yükseltmesini hedefliyor. Eskiden parmakla sayılacak kadar tasarımcı vardı ama giderek sayıları artıyor. Devlet firmaya diyor ki; ‘senin modelistin kalsın, bir tasarımcı, bir tekstil mühendisi al, bunların hepsinin parasını ben vereceğim.’ Bu açıdan önemli. Önemli olan bizim firmalarla tasarımcıları bir araya getirebilmemiz.

 


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106