Son dönemde nereye gitsek, kimimle konuşsak iş dönüp dolaşıp tarıma, yerel kalkınmaya geliyor. Önümüzdeki yıllarda kendi kendine yeten, hatta kendine yetip başkalarına da satan ülkeler öne geçecek. Pandemi gibi sıkıntılarda elleri daha sağlam olacak, ekonomide daha dik duracaklar... Geçtiğimiz günlerde Un Sanayicileri Birliği Başkanı Eren Günhan Ulusoy ihracattaki kalıcı liderlikle tarımsal üretimi ilişkilendirdi. Çok önemliydi söyledikleri…

Bildiğiniz gibi şu anda Türkiye un ihracatında dünya lideri… Ulusoy işte bu liderliğin devam etmesinin daha çok buğday üretmekten geçtiğini vurguladı. Biz de bunu bir başka ekleme yapalım. Uygun fiyata ekmek yemek için de daha çok buğday üretmek durumundayız.

Un deyip geçmeyin pandemi döneminde herkes ve her ülke un stokladı. En çok aranan ürün oldu. Tarımsal üretimle yerel kalkınmayı buluşturan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler de şu anlamlı bilgiyi paylaştı:

- Pandemi döneminde ülkeleri bırakın kentler arasında bile ilişki koptu. Kendi kendine yeten kent olmanın ne kadar önemli olduğunu anladık. Biz seçim çalışması sırasında yerel kalkınmayı öne çıkarmıştık. Ancak bu süreçte öne çıkarmanın bile yetersiz olduğunu gördük ve yerel kalkınma hamlesini hızlandırdık.

Peki gerçekten hızlandı mı yerel kalkınma Ordu’da? Çok kolay değil ama Hilmi Güler düğmeye basmış durumda. Yıllardır etrafını yakıp yıkan Bolaman Deresi ıslah çalışması tam bir yerel kalkınma modeline dönüştürülmüş durumda. Bu modelle bereketli toprakların denize gitmesi durdurulacak ve o topraklardan iş ve aş çıkacak. Bolaman Deresi’nin iki yakasından bereket fışkıracak.

Fındıkla ilgili katma değer çalışması bir başka önemli yerel kalkınma atağı olacak Başkan Hilmi Güler’in. Yine fındık altı hayvancılık, muhteşem kıyı şeridi ve olağanüstü yaylalar yerel kalkınma araçları arasında yer alıyor. Ordu Karadeniz’e rol model olacak. Çalışmalar bu yönde ilerliyor.

Bir başka yerel kalkınma adımları atan kent İzmir… Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer İzmir’in sadece İzmir olmadığının altını çiziyor ve şu bilgiyi aktarıyor:

  • İzmir tarih boyuncu Ege’nin sahili, dünyaya açılan penceresi oldu. Mesela Manisa, İzmir’i sahili gibi görür. Ege Bölgesi yüzölçüm ve nüfus olarak Hollanda’dan büyüktür. Ama Hollanda dünyanın ikinci büyük tarımsal üretim merkezi. Biz yanına bile yaklaşamıyoruz. Oysa topraklarımız daha bereketli. Kadim bir tarihimiz var. Ama gerideyiz. Bunu hazmedemiyoruz. Bu yüzden yerel kalkınma diyoruz. Bu haksızlığı ortadan kaldırmak için tarımı üretimden, tasarıma, dünyaya açılmaya kadar her alanda öne çıkaracağız.

Tuncu Soyer Hollanda örneği ile yaman bir çelişkiyi dile getiriyor. Bu yaman çelişkiyi bir motivasyon aracına dönüştürüyor ve Hollanda ile yarışmanın şartlarını oluşturmaya çalışıyor. Bu nedenle zeytinden incire, üzümden hayvancılığa her alanda çok önemli adımlar atıyor ve yapılan işlerin sistemli gittiğini Tunç Soyer’in şu sözlerinden anlıyoruz:

- Eskiden tarım sadece tarlada ürün yetiştirmekten ibaretti dolayısıyla sadece ziraat biliminin konusuydu. Günümüzde tarım iletişimle, endüstriyel tasarımla, pazarlamayla ilgili bir sektör. Şunu bilmeliyiz ki ziraat bilimiyle ve toprağı eken insanla sınırlı bir şey değil tarım. Bir yandan bilimsel eşitliliği de işin içine katmayı başarmalıyız. Diğer yandan ise sürecin başından itibaren tohumdan ihracata kadar olan sürecin her bir etabının birbiri ile olan bağını ortaya çıkartarak o bağların biçimlenmesini ve arasındaki ilişkinin güçlenmesini sağlayarak sürdürmek zorundayız.

Sistemli çalışmanın ve atılan adımların somut dönüşleri de alınmaya başlanmış. Mesela karakılçık buğdayının tohumunu bir köylüden alıp saksıda yetiştirmişlerdi Seferihisar’da… Şimdi o saksıda yetişen buğday İzmir’in farklı bölgelerinde 1000 dönümlük tarlaya ulaşmış dönüşmüş durumda. 1000 dönümlük tarladan binlerce ekmek çıkıyor. Ve işin en önemli yanı bu ekmekler yok satıyor.

Benzer bir gelişme mandalina için de geçerli. Bu ürünün raf ömrü çok kısa sürüyordu. Bir kooperatif aracılığıyla kurutuldu ve şimdi raf ömrü uzadı en önemlisi de değeri 6 kat arttı. Mandalina para etmeye başladı. Tunç Soyer yerel kalkınmada kooperatiflerin gücüne çok inanıyor. Bu yüzden ne üretirlerse alma garantisi veriyor. Türkiye’yi sakin kent kavramıyla tanıştıran Tunç Soyer şimdi de İzmir’den yerel kalkınma örnekleri veriyor.

Size iki yerel kalkınma modelinden somut örnekler verdik. Şimdi yerel kalkınmada başarı hikayeleri yazma zamanı. Yerel yöneticilerin başarısı bu konuda attıkları adımlarla ölçülecek. Öyle afaki nutuklar yok. Kentin ve kentlinin zenginleşmesine ne kadar katkı verdiniz. Sizin döneminizde kentin refahı ne kadar arttı.

Kentler böyle sorgulanacak… En son Paris’teki İklim Zirvesi’nde kentlerin önemi dile getirildi. İklim krizinin çözümünün kentlerden geçtiğinin altı çizildi. Bu yüzden 400’e yakın belediye başkanıyla bu konu konuşuldu. Dünyanın ve ülkelerin sorunlarını artık kentler çözecek. Yerel kalkınma kentlerden başlayacak. Kent yoksulluğunun çaresini kentleri yönetecekler bulacak. Bu nedenle belediye başkanınızı iyi takip edin, seçerken de iyi seçin.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106