Öne Çıkanlar ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevi KOSGEB BAŞKANI GİRAY DUDA Türkonfed ÇOSB Habertürk Bakış programı

Artık ekonominin gidişatı PMI endeksiyle açıklanıyor

GİRAY DUDA

Covid 19 pandemisi döneminde dünya çapında en çok konuşulan konulardan birisi de tedarik zinciri. Hem ülkeler hem de şirketler için yaşamsal önemdeki tedarik zinciri olgusunu her yönüyle Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR) Başkanı Tuğrul Günal ile ele aldık.

- Sayın Tuğrul Günal bize öncelikle TEDAR’ı tanıtır mısınız? TEDAR ne için kuruldu, amaçları nedir ve üyeleri kimlerdir?

- Sivil toplum örgütlerinin ana hedefi, tüm paydaşlarına katma değer yaratarak ülkesinde o alanın gelişmesine destek olmaktır. Derneğimiz ülkemizde alanında kurulmuş olan ilk dernektir. Hazırlıklarına 2012 yılında başladığımız derneğimizi, 2013 yılının Aralık ayında kurduk ve misyonumuzu ilgili paydaşlarımızla birlikte, etik değerlerimize bağlı kalarak tedarik zinciri prensiplerini oluşturmak, mesleğin ve tedarik zinciri profesyonellerinin gelişmesine katkıda bulunarak ülkemizin rekabetçiliğine katma değer yaratmak olarak belirledik.

Tamamen kurumsal şirketlerin kurucularımız olmasını hedeflediğimiz için kuruluş sürecimiz yaklaşık bir yıl sürdü ve Koç, Borusan, BOSCH, BOSCH Siemens Ev Aletleri, Finansbank ve Siemens gibi ülkemizin önde gelen şirketlerini kurucu üye olarak kazanmayı başardık. Sonrasında ise örnek olarak Kibar Holding, Aselsan, Çalık Holding, TEB, Ekol, Intercity, Karadeniz Holding, Siemens Sağlık ve SOCAR gibi yine sektöründe çok değerli öncü şirketleri üye olarak aramıza katabildik. Kuruluşumuzdan bugüne birçok konferans, seminer/webinar düzenledik, yüzlerce kişiye eğitim verdik, ülkemizin çok değerli diğer sivil toplum örgütleri ile yakın iş birliği içinde olarak çeşitli ortak faaliyetlerde bulunduk.

ÜYELERİMİZİN SATIN ALMA HACMİ 15 MİLYAR DOLAR

Kuruluşumuzdan bugüne üç-dört ayda bir, alanında tek ve öncü olan sektörel dergi yayımlamaktayız. Türk Alman Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Okan Üniversitesi gibi kurumlarla yakın iş birliğimiz bulunmakta ve ayrıca PWC şirketi ile birlikte uzun yıllardır pazar araştırmaları düzenleyip kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bugün kurumsal üyelerimizin yıllık satın alma hacmi tahmini 15 Milyar USD mertebesine ulaştı. Batı ülkeleri, bu alanda ne zaman sivil toplum örgütlenmesine gitmiş olduğuna baktığınızda, tarihleri 1915 yılına dayanmaktadır. Ülkemizde her sivil toplum örgütüne tahmini 615 kişi düşerken, bu sayı Almanya’da 138, İngiltere’de 59 kişi mertebelerinde seyrediyor. Ben bu vesileyle, tüm okuyucularımızı sivil toplum örgütlerinde aktif görev almaya davet ediyorum.

TEDARİK ZİNCİRLERİNE VERİLEN ÖNEM ARTTI

- Covid 19 pandemisi, Tedarik Zinciri Yönetiminin önemini bir anda herkese göstermiş gibi gözüküyor. Sizin düşünceniz nedir?

- Uluslararası kurumsal danışmanlık şirketlerinin gerçekleştirmiş oldukları değerlendirme neticesinde yazdıkları raporlarda, yayınladıkları anketlerde ve bizim lokalde yaptığımız görüşmelerde şirketlerin tedarik zincirlerine verdikleri önemin son derece arttığını gözlemlemekteyiz. Konu hakkında yaratılmış olan farkındalık, fonksiyonun gelişmesinde önemli katkı yaratacaktır. Endüstri ortalaması olarak şirket cirolarının yüzde 52’si satın alma üzerinden geçmekte, bazı sektörlerde bu oran yüzde 70’ler seviyesine çıkmaktadır. Şirketinizin marka değerine, imajına, müşteri memnuniyetine, rekabetçiliğine, şeffaflığına, ürün kalitesine dolayısıyla sürdürülebilirliğine katabileceğiniz değeri düşünebiliyor musunuz? Bence inanılmaz boyutlarda etkileyen bu katkı ve değerin farkında olmamız gerekmektedir.

TEDARİKTE SIKINTI DEVAM EDİYOR

- Covid 19 dönemi tedarik zinciri yönetimine nasıl etkilerde bulundu? Dünyada pandemi döneminde yaşanan tedarik sıkıntılarının büyüklüğü hakkında bilgi verir misiniz? Hangi kıtalarda ve ülkemizde ne tür sorunlarla karşılaşıldı?

- Dünya genelinde çalışanlar şirketlerine, fabrikalarına, proje sahalarına gidemedi ve limanlar, havaalanları, gümrük sahaları, banka şubeleri uzun süreli kapandı. Planlanan teslimatlar, üretimler, seyahatler gerçekleştirilemedi. Fabrikanızın dolayısıyla firmanızın ihtiyacı olan ham maddeye, mamule, yarı mamule ulaşamadınız çünkü örnek olarak tedarikçilerinizin olduğu bölgelerdeki üretimler durmuştu, hizmet sağlayıcıların çalışanları rahatsızlanmıştı veya çalışanların evden çalışabilecek teknik altyapı ile yetkinliğe sahip olunmadığı böylelikle şirketlerdeki verimliliklerin düştüğü görüldü. Malınızı pandemiden dolayı kara yolu ile gönderemediniz, hava yolu kargosuna döndünüz ve lojistik maliyetiniz hiç öngöremediğiniz bir şekilde arttı. Ya da malınızı ihaleyi kazanmış olan tedarikçinizden alamadınız çünkü o tedarikçinin şirketi kapalıydı, ikinci tedarikçinizden alabildiniz, bu size maliyet artışına neden oldu ve belki bu ek maliyeti müşterinize veya ürününüze yansıtamadınız. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Elbette belirtmeden olmaz, çok ani gelişen talep yoğunluğundan konteyner dar boğazı yaşandı ve fiyatlar inanılmaz boyutta arttı. Son dönemde fiyatlar düşmüş olmasına rağmen, sıkıntı kısmen devam etmekte ve 2022 yılının ilk yarısında da ne yazık ki devam edecek gibi görünüyor.

PANDEMİ SONRASI GLOBAL EKONOMİ ÇABUK TOPARLANDI

- Perakende ve hammadde temininde hala büyük sıkıntılar yaşanıyor. Çip temin edilemediği için ülkemizdeki ve dünyadaki dev otomobil şirketleri üretime ara veriyor. Galiba bu örnekler tedarik zincirinde sürdürülebilirliği yaşamsal önemini ortaya çıkarıyor değil mi? Sürdürülebilir tedarik zinciri oluşması için şirketler tarafından neler yapılmalı?

- Bugün birçok emtiada çok önemli sıkıntılar yaşanıyor. Genel anlamda Covid-19’un ilk dönemlerinde dünya genelinde ekonominin çok yavaşladığını ve 2020 yılında önemli bir oranda küçüldüğü gördük. Sonrasında ise tedbirlerin yavaşça kaldırılması ve ülke bazındaki ekonomik paketlerin açılmasıyla global ekonomi, kendini çok çabuk toparladı. Fakat bu sefer birçok sektörde inanılmaz bir talep yoğunluğu başladı ve hala bu yoğunluk sürüyor. Ayrıca ülkemizdeki döviz kurlarındaki oynaklık dolayısı ile hem ithalatçılar hem de ihracatçılar fiyat belirlemekte çok zorlandılar ve dolayısıyla ödeme vadelerini son derece kısa bir süreye çektiler. Bu zorluklar, şirketlerde sermaye yetersizliğine neden oldu. Ayrıca talep artışından dolayı yatırım yapmak isteyen yatırımcıyı, belirsizlik ortamından dolayı tekrar düşünmeye sevk ettiğini de belirtmek gerekir.

ÇEVİK VE DAYANIKLI BİR TEDARİK ZİNCİRİ

Yukarıda belirtmiş olduğum özellikle Covid19 ve genel anlamda belirsizlik nedenli zorlukları aşmak için şirketlerimizi mutlaka kurumsal bir yapıya kavuşturup içlerinde son derece esnek, çevik ve dayanıklı bir tedarik zinciri yaratmalıyız, nasıl mı?

Tedarik zinciri bölümleri şirkette en üst seviyede temsil edilmeli, gerekli yetki ve sorumluluklarla donatılmalı, alanında en iyi çalışanları kazanmalı, modern yönetim sistemleri mutlaka uygulamada olmalı, tüm organizasyon yalın hale getirilmeli, kategori ile risk yönetimi profesyonelce uygulanmalı ve uçtan uca tüm süreçlerimiz dijital hale getirilmelidir.

PAYDAŞLARIMIZI İYİ TANIMALIYIZ

- Global çapta daha uygun bir tedarik sistemi kurmak için ileri teknolojinin faydası olabilir. Endüstri 4.0 yani dijital dönüşüm bu açıdan da aciliyet gösteriyor değil mi?

- Sektörde bağımsız dijitalleşmeyi stratejilerinde öngörmeyen şirketler, mevcudiyetlerini yakın gelecekte devam ettiremeyeceklerdir. Tedarik zincirinde ise, hem şirket içindeki paydaşlar ile hem de dışarıdaki iş ortakları ile dijital platformlarda bir araya gelerek iş birlikleri gerçekleştirilecektir. Artık bu kapsamdaki tüm süreçlerin çok kompleks olmasından dolayı, manuel uygulanabilmesi neredeyse imkansız hale gelmiştir. Kendi sektöründeki paydaşlarını tam değerlendiremeyen, ürün portföyünü güncellemeyen, çalışanların yetkinliklerini geliştiremeyen şirketlerin gelecekleri olmayacaktır.

Global bir araştırmaya göre, 2000 yılında Fortune 500’de yer alan şirketlerin yarısı artık bu listede yer almıyor. Ne kadar köklü şirket olursak olalım, global bazda sektörümüzdeki tüm paydaşlarımızı mutlaka çok iyi analiz edip kendimize uygun aksiyonlarımızı sürekli almalıyız, çok geç olmadan.

EKONOMİK GİDİŞAT PMI ENDEKSİYLE AÇIKLANIYOR

- Dünyada ve Türkiye’de makro ekonomik görünüm artık satın alma yöneticileriyle yapılan görüşler sonrasında, PMI endeksleriyle ortaya çıkıyor. Bu önemli olguyu, önemini ve gelişimini bize anlatır mısınız?

- PMI endeksinin gelişiminin takibi, ekonomi dünyası için çok önemlidir. İçeriği ise “Yeni siparişler - Üretim - İstihdam - Tedarikçilerin teslimat süreleri ve Girdi stokları”ndan oluşmaktadır. Batı dünyası PMI’ı 1950’li yıllarda kullanmaya başlamışken ülkemizde ise bu önemin hala kavranmış olduğuna pek emin değilim. Batıdaki devlet yetkilileri ülkelerindeki ekonominin gidişatını yorumlarken, PMI verilerine de değinmektedirler. Bu alanda ülkemizdeki farkındalığı arttırmak için aslında tüm ticaret odaları, ilgili devlet kurumları ve diğer paydaşlar ülke ekonomisindeki gidişatı hakkında görüş paylaşırken PMI verilerine de değinmeleri, konunun gelişimine muhakkak katkıda bulunacaktır.

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ C DÜZEYİNDE OLMALI

- Türkiye’de iş dünyasında tedarik zinciri yönetimi, şirketlerin organizasyon yapısı içinde hak ettiği yeri aldı mı? Kurumsal olarak nerede ve nasıl bir iş birliği içinde çalışmalıdır.

- Ülkemiz ekonomisi yüzde 95’in üzerinde bir oranda KOBİ’lerden oluşmaktadır, bu kapsamda ilk etapta kurumsallaşmaya azami önem verilmelidir. Tüm kurumsal yapı içinde tedarik zinciri yönetimi de C seviyesinde temsil edilmeli, gerekli yetki ve sorumluluklarla donatılmalıdır. Ayrıca ilgili organizasyon şirket büyüklüğüne göre çeşitlilik arz etse de, mümkün olduğunca az katmanlardan oluşmalı ve alanındaki en iyi çalışanları bölümümüze çekmeye çalışmalıyız. En değerli varlığımızın “İnsan” olduğunu ve dünyamızda yetenekleri kendi bünyesine çekebilme savaşlarının devam ettiğini söylememiz mümkün. Dünya genelindeki 4 milyonu aşmış olan uluslararası öğrencinin üçte birinin ABD’de eğitim aldığının ve bu öğrenciler içinden seçilmiş en yeteneklilerinin de Amerikan şirketleri tarafından keşfedildiğinin bilinmesinde fayda var. Ayrıca İsrail son beş yılda, start-up’lardan tahmini 47 Milyar USD değer yaratmışken bizde bu değer 1.2 Milyar USD seviyesinde kalmıştır maalesef.

ŞİRKETLERİMİZ KONSOLİDASYONA GİTMELİ

Tabii biz sadece tedarik zincirinden bahsediyoruz ama şirketlerimizin olgunluk seviyesi tüm birimlerimiz için benzer seviyelerde olmalıdır yoksa zaten istenilen başarı elde edilemez. Ayrıca ölçek ekonomisinden hareketle şirketlerimiz mutlaka konsolidasyona gitmelidir ve bu husus tedarik zinciri konusunda da şirketlere çok önemli katma değerler yaratacaktır. Örnek olarak, ülkemizde kabaca 13 bin küsur makine üreticisi bulunmakta ve ihracatımız 15 Milyar USD seviyelerindedir. Buna karşın Almanya’da bu alanda 10-15 şirket mevcut ve ihracatları 300 Milyar USD, buradan çıkartacağımız önemli dersler olduğunu düşünüyorum.

İTHALAT-İHRACAT TEDARİK ZİNCİRİ İÇİNDE OLMALI

- Tedarik zinciri yönetimi, ihracat ve ithalat ile doğrudan iş birliği ve koordinasyon gerektiriyor değil mi?

Bir adım öteye gidip ithalat ve ihracat bölümünüzü tedarik zinciri yapınız için kurgulamalısınız. Çünkü şirket olarak hem ihraç hem de ithal ettiğiniz mamul, yarı mamul veya hammadde direkt olarak şirketinizin tedarik zinciri prosesinin içinde yer almaktadır. Böylelikle tek elden yönetimi sağlamakta ilerlemiş ve şirket içindeki organizasyondaki kesişme noktalarını azaltmış olursunuz.

EĞİTİMLER SÜREKLİ GÜNCELLENMELİ

- Şirketlerde bu konuda çalışacak düzeyde bilgiye sahip yeterli personel olduğunu düşünüyor musunuz? Eksiklik hızlıca nasıl giderilebilir?

Son zamanlarda ülkemizdeki iyi liselerde okuyan gençlerimizin, yurt dışına gidip eğitimlerini orada tamamlama arzusunda olanların çok arttığını gözlemlemekteyiz. Yukarıda belirttiğim gibi günümüz, yetenekli iş gücüne sahip olma, onları geliştirme günüdür yoksa ülke ve şirketler olarak rekabetçiliğimizin sağlanmasında en önemli avantajımız olan yetenekli iş gücünü kaybediyor olacağız. Şu anda iyi eğitimli, yetkin çalışanlara ulaşmakta bir sıkıntı gözlemlenmemekle birlikte şirketlerimizin kurumsal kültürlerinin bir parçası olması gerekli olan sürekli olarak insana yatırım yapmayı kendilerine esas edinmelidirler. Hem varsa şirket içi, yoksa şirket dışı eğitimlerle çalışanların, bireysel ve teknik yetkinlikleri gelişen tedarik zinciri ihtiyaçları çerçevesinde sürekli olarak güncellenmelidir. Biz TEDAR olarak kurulduğumuzdan bugüne kadar, her yıl açtığımız çeşitli eğitim programları ile alanımızda çok yoğun eğitimler vermekteyiz son olarak Koç Üniversitesi ve CIPS’in birlikte kurmuş oldukları Satınalma Akademisi Sertifika Programı’nda TEDAR olarak katılım gösterdik.

NİTELİK ÖNEMLİ

- Üniversitelerde tedarik zinciri yönetimi konusunda verilen eğitimler yeterli mi? Nasıl bir eğitim ve yeni dersler verilmelidir?

- Genel anlamda bir karşılaştırma yapma imkanım yok ancak her zaman nitelik önemli olmalıdır. Farklı bir alandan örnek vermek gerekir ise, Almanya’nın büyük baş hayvan sayısı ülkemize göre, on kat fazladır. Orada beş tane veterinerlik fakültesi mevcut bizde ise bu sayı 33’tür. Hayvancılığımız maalesef çok gerilemekte ve bu fakültelerden mezun olmuş arkadaşlarımız başka alanlarda iş aramaktadır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106