Öne Çıkanlar İKV BAŞKANI AYHAN ZEYTİNOĞLU ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevi KPMG TÜRKİYE Sinem Cantürk TÜRK Eximbank irtibat bürosu açıldı GİRAY DUDA

Banka sistemlerinde dünya Deviyiz kamu farkında değil

GİRAY DUDA

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, TEPAV ve AllWorld Network işbirliğinde yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri yarışmasında ödeme sistemleri şirketi Cardtek (Karbil) yıllardan bu yana ön sıralarda yer alıyor. Üç yılda yüzde 2500 oranında büyüme sağlayan Cardtek Genel Müdürü İbrahim Durak ile bu başarının sırrını ve gelecek projelerini konuştuk.

- İbrahim bey, ‘2014 yılı En Hızlı Büyüyen Şirketler’ sıralamasında Türkiye ikincisi ve İstanbul birincisi oldunuz. Önce şirketinizi tanıyarak söyleşimize başlayalım.

- Cardtek Grubu, ödeme sistemleri dünyasında hizmet vermek, teknoloji geliştirmek üzere kurulmuş aslında bir teknoloji şirketidir. İlk kuruluş ve çıkış amacı bu şekilde. Grup 5 farklı şirketten oluşuyor. Bunlardan birincisi bizim Amiral gemisi niteliğinde olan Cardtek’in teknoloji geliştiren şirketi. Diğeri, benim de genel müdürlüğü yaptığım ve ödül alan Cardtek Servis Hizmetleri Şirketi. Donanım ürünleri yapan bir şirketimiz ile bir akademimiz ve ABD’de bir şirketimiz var.

BİZ İHRACATÇIYIZ

- ABD’deki şirketiniz ne amaçla kuruldu?

- Amerika’daki şirketimiz doğrudan orada kurulan bir ABD şirketi. ABD pazarında dünya şirketleriyle rekabet ediyoruz. Bizim şirketlerimizin hepsinin ortak özelliği ve temel konsepti ödeme sistemleri dünyasına hizmet etmek. Grubumuzun genel bilgi birikimi, tamamen ödeme sistemleri dünyası üzerine kurulu. Ödeme sistemleri dünyasından kastettiğimiz şeyler, kredi kartları, pos cihazları, ATM’ler, bunları karşılayan sistemlerdir. Özetle, bankacılık ve finans şirketlerinin içindeki ödeme sistemlerinden söz ediyoruz.

Türkiye yazılım ve sistem anlamında yurt dışından hizmet almıyor, tam aksine ülkemizde geliştirdiği çözümleri yurtdışına ihracat yapan konumda. Grubumuz da bu anlamda bu sektörün lideridir. Hindistan, Fransa, İngiltere ve İsrail gibi dünyaya teknoloji ihraç eden pek çok ülke bizim müşterimizdir. Ödeme sistemleri dünyasında Türkiye kesinlikle kendi ihtiyaç duyduğu ürünleri fazlasıyla geliştirebilen bir ülke. Grubumuzun temel özelliği de Türkiye pazarının ana tedarikçilerinden birisi, hatta lideri olmasıdır.

İŞLEM SAYISI VE LİSANSTA LİDERİZ

- Şu anda Türkiye’de lider konumda mısınız?

- Evet, Cardtek, ödeme sistemleri dünyasının en büyük entegratör firmasıdır. Bunu neye istinaden söylüyoruz? Pazarda belli sayıda oyuncu var zaten. Finans dünyası lisansla çalışan bir dünyadır. Bunların içinde çalışan sistemler ve sahadaki kart veya cihaz sayısı açısından bakarsanız bakın bizim teknolojilerimizi kullanarak yapılan işlem sayısı ve kurulu lisans açısından açık ara pazar lideriyiz.



BANKA SİSTEMİNİ HAZIRLIYORUZ

- Siz doğrudan bankalarla karşılıkla anlaşma yaparak hizmet veriyorsunuz değil mi?

- Evet. Örneğin, Türkiye’de 50-60 milyon tane kredi kartı veya banka kartı, yüzbinlerce pos cihazı ve binlerce ATM cihazı olan bir büyük bankamızın, bütün bu sistemleri yöneten banka içi bir ana sistemi var. Yani bunları yöneten bir yazılım var. Biz buna kart paketi veya bankacılığın içindeki ödeme sistemi diyoruz. Bizim işimiz bu yazılımları geliştirmek, hizmet vermek. Uzmanlığımız bu alanda.

SİSTEMİ KURUP İŞLETMESİNİ YAPIYORUZ

- Bu, oldukça büyük, ciddi bir iş. Önceleri ithal ediliyordu değil mi?

- Türkiye için 15 yıldan bu yana olmadı. Belki daha önceleri ithal ediliyordu. Türkiye bankacılık sektörü çoğu zaman kendi ihtiyaçlarını ülkeden veya kendi içinden geliştirmiş. Bunun sebebi de Türkiye’nin kendine özgü regülasyonları, ihtiyaçları. Bir de bu sistem zaten çok hızlı gelişen bir sistem. Öyle yurt dışından bir paket alıp getirip kullanabileceğiniz bir sistemden söz etmiyoruz. Her gün kanun, ihtiyaçlar, teknoloji değişiyor. Yurt dışından çözebileceğiniz bir işten bahsetmiyoruz.

Grup şirketleri içerisinde bir de servis şirketimiz var. İş modeli olarak servis şirketimiz bu lisansları, diğer şirketlerimiz gibi teknolojileri satmıyor. Bunu kendi içine kurup işletiyor ve işletmecilik yapıp hizmet faturası kesiyor.  

BİR ÇOK SERTİFİKA GEREKLİ

Yani, ben size bu teknoloji veya bu cihazı al kullan demiyorum. Ben zaten bunu kurup işletiyorum, sen bana bunun karşılığında aylık kira öde diyorum. Satın alma, kirala, diyorum. Bizim şirketimizin bu kadar hızlı büyümesinin sebebi de bu anlamda bu işi yapabilecek Türkiye’de çok fazla firmanın olmaması. Bu iş modelini yapabilmek için ulusal ve uluslararası bir çok sertifikasyona sahip olmak gerekiyor. Bunları tamamlamadan bu hizmeti verebilme şansınız yok. Mastercard, VISA, BDDK, BKM gibi birçok kurumdan çok sayıda sertifika almanız gerekiyor.  Elbette bunlarla ilgili olarak da pek çok kez denetime giriyorsunuz.

Sonuçta bir bankaya, finans kurumuna veya işletmeye, senin finansını, ödeme sistemini ben yöneteyim, diyoruz. Sizin bana ödeme sistemini emanet etmeniz için benim verdiğim hizmetten ve bu hizmetin kalitesinden, güvencesinden emin olmanız lazım. İşte bunları sertifikasyon sağlıyor. Siz benim sertifikalarıma ya da denetim raporlarıma bakıp, beni denetlettirip benim verdiğim hizmetin güvenliğinden, kalitesinden emin oluyorsunuz.

Ben bankaya diyorum ki bunu sen yapma, ben senden daha iyi, daha hızlı ve daha güvenli, daha ucuza yaparım. Sen 10 liraya yapacağına, ben senin adına bunu 5 liraya yapayım. Biz, burada, BDDK kanununda Dış Hizmet Sağlayıcılığı denilen bir şeyden bahsediyoruz. Bizim yaptığımız işin nasıl olacağı kanunla düzenlenmiştir.

BANKALAR FARKLI YÖNTEMLER KULLANIYOR

- Bütün bankalar bu şekilde hizmeti dışarıdan mı alıyor?

- Elbette hepsi değil, bazıları böyle çalışıyor. Bizim teknoloji şirketimizden teknoloji satın alıp kendisi işletenler var. Bazıları teknolojiyi de kendileri geliştiriyor. Bunların sayısı az. Genellikle bizim teknoloji şirketimizden teknoloji alıyorlar. Bu teknolojiyi alıp da o iş modeliyle kullanmak istemiyorum, bana bunu kirala diyenlere de kiralıyoruz.

FAST 50’DE BİRİNCİ OLDUK

- Deloitte’un önceki yıllardaki Fast 50 listelerine de sizin şirketiniz girmişti değil mi?

- Evet, birkaç yıl arka arkaya girdik. Teknoloji şirketimiz de sıralamada yer almıştı. Bizim üç şirketimiz de Deloitte listesine girmişti. Teknoloji Fast 50’de Türkiye birincisiyiz. Avrupa ve Ortadoğu bölgesinde de 24’üncü olmuştuk.

- Büyüme hızları nasıl hesaplanıyor. Siz bu konuda başvuru mu yapıyorsunuz yoksa kendiliğinden işleyen bir sistem mi var?

- Biz yıl bazında bizden istenen raporları, ciroları veriyoruz. Tabloları doldurup gönderiyoruz. Onaylı belgeleri de sunuyoruz. Bu kurumların diğerlerinden farkı bilgilerinizi resmi raporlarla birlikte istemesi. Ölçümü de biz yapmıyoruz. İşin ciddiyeti buradan geliyor.

TEKNOPARKLARI TERCİH EDİYORUZ

- Şirketin çalışan sayısı ne kadar?

- Grup adına konuşmak gerekirse şu anda 384 kişiyiz. Bunların yüzde 70’i mühendis. Türkiye’de 6 kentte, çoğunlukla teknokentlerde ofislerimiz var. Samsun, İzmir, İzmit, Ankara’da, teknokentlerde faaliyet gösteriyorlar. Bir tek Cardtek teknoloji şirketimiz, Ataşehir’de özel güvenlikli binada çalışıyor. Bu sertifikalara sahip şirketlerin böyle binalarda çalışması gerekiyor. Dünyada da Dubai’de, Azerbaycan’da ofislerimiz var.

Grup geneline baktığımızda son 5 yıldaki hem ciro hem de personel açısından global büyüme hedefi yüzde 303. Bizim şirketimizin gelir hedefi ise yüzde 1000’in üstünde. Bu yüksek oranlar şuradan ileri geliyor. Bizde teknolojiyi kuruyorsunuz, sertifikasyonları tamamlıyorsunuz ve yıllık veya birkaç yıllık anlaşmalar yapıyorsunuz. O yüzden daha sonrası çok hızlı gidiyor. Başlangıçta bu süreç tamamlanıncaya kadar bir gelir elde edemiyorsunuz. Ama işlemi bir kere başlatınca bu işi büyütmek daha kolay oluyor.

UZMANLIĞIMIZI KONUŞTURUYORUZ  

- Daha sonrası yeni müşteriler bulmak ve Pazar payını genişletmeye kalıyor iş.

- Evet aynen öyle. Bizim yatırımımız teknoloji, sertifikasyon ve uzmanlık alanında. Biz bu üçünü bir araya getirip diyoruz ki ben işinizi sizin adınıza işleteyim, daha kaliteli yapıp size daha çok para kazandırayım. İşin özü bu. Biz bunu teknoloji ile yapıyoruz ama asıl yaptığımız uzmanlığımızı konuşturmak. Bizim ekibimizin içinde 30-35 yılını bu işte geçirmiş, neredeyse bütün bankalarda bu konumda profesyonel olarak sistem kurmuş arkadaşlar var. Biz bu arkadaşların tecrübesiyle işleri yönetmeye talip oluyoruz. Bu arada da en iyi teknolojiyi kullanacağımızı belirtiyoruz. Çünkü bizim grup şirketimiz aynı zamanda Türkiye’nin en iyi teknoloji sağlayıcısı. Ondan alacağımız teknolojinin en gelişmiş olduğunu da garanti ediyoruz. Ayrıca sertifikasyonları da her yıl yenileyerek en güncel, en doğru şekilde hem teknoloji hem sertifikasyonu bir arada sunacağız. O yüzden sen bizi tercih etmelisin diyoruz.

ÖDEME SİSTEMLERİNDE MEVZUAT EKSİK

- Bu teknolojiyi yenileyip güncelleme de oldukça zordur herhalde değil mi?

- Elbette, oldukça zor. Bunu iyi başardığımız için tercih ediliyoruz. Ülkemizde aslında ödeme sistemleri dünyasında banka ve ödeme yapan şirketlerin dışındaki kuruluşların da alması gereken birçok hizmet var. Bunların şu anda mevzuatı oturmuş değil.



BİLET SATIŞLARINDA AÇIK VAR

- Ne tür hizmetlerden söz ediyorsunuz?

- Örnek vereyim. Siz bir havayolu şirketinden sık sık bilet alıyorsunuz ve her defasında kart bilgilerinizi girmek istemiyorsunuz. Burada aslında ödemeye aracılık etme işi var. Bu kurumlar şu anda bunları kendi içlerinde yapıyorlar. Gerektiği kadar güvenli biçimde de yapmıyorlar. Ama vatandaş bunu bilmiyor. Ben bu bileti 30 lira daha ucuza nasıl alırım diye bakıyor. Aldığım yer yeterince güvenli mi, benim kart ve diğer bilgilerim yeterince güvenli mi ya da güvenli biçimde korunacak mı demiyor. 30 lira ucuz olduğu için oradan alıyor. Aslında bu kanunen korunması gereken bir alan. Bu bilgiler kanunlarla korunan bilgiler. Biz şimdi buralara da hizmet sunmayı hedefliyoruz. Çünkü bunlarla ilgili altyapı mevzuatı yavaş yavaş olması gereken yere geliyor. İnternet ve cep telefonu kullanımı arttıkça bu işlemlerin adedi de artmaya başladı doğal olarak. Eskisi gibi değil. Eskiden kartı ve şifreyi girince iş bitiyordu. Ancak internette bu kadarı yetmiyor. Orada başka sıkıntılar başlıyor.

GÜÇLÜ ALTYAPILAR HAZIRLIYORUZ

- Zaten internetten alışverişler çok büyük boyutlara ulaşsa da hala birinci sorun güvenlik sorunu.

- Bizim şirketimizin böyle büyümesinde bunun çok büyük etkisi var. Biz, bu bahsettiğiniz altyapılara yönelik olarak çok ciddi yatırımlar yaptık son yıllarda. Şimdi o yatırımları yavaş yavaş hayata geçiriyoruz. Örnek verirsem, taksiye biniyorsunuz ve cep telefonunuzla ödeme yapıyorsunuz. Kimse bu nasıl oluyor diye sormuyor. Dün niye olmuyordu da bugün oluyor. Çünkü bunun arkasında yapılmış bir dizi yatırım var. Bunun güvenliğini sağlayacak altyapı, sertifikasyon, güvenlik yatırımları var. O sayede bu işlem kolaylıkla yapılabiliyor. İnsanlar o sayede takside veya restoranda cep telefonlarıyla güvenli ödeme yapıp çıkabiliyorlar. Bu yatırım ve teknoloji gerektiriyor.

STANDARTLAR VE DENETİMLER ÖNEMLİ

- Evet ben bankacılık sisteminde ve elektronik ticaretteki güvenlik unsurunu çok merak ediyorum. Biraz önce dediğiniz şey önemli. Ben internetten daha ucuza alma yoluna hiç gitmedim. Pek çok online alışveriş yaptım ama neyse ki şu ana kadar başıma bir iş gelmedi. Belki de şansım yaver gitti. Ama bankacılık sisteminde sistemin saatlerce kilitlendiği, binlerce müşteri bilgisinin çalındığı gibi durumlarla yakın zamanda da karşılaştık. Bu tarz büyük saldırılara karşı bunları engellemek herhalde çok güç olsa gerek.

- Zaten uzmanlık burada kendisini gösteriyor. Bizim odağımız ödeme sistemleridir dememizin nedeni bu. Ödeme sistemlerinde herhangi bir şey yapacağınız zaman kullanmanız gereken asgari standartlar var. Bu standartlar sertifikalardan geçiyor. Ayrıca kural koyucular var. Bu kurallarda herhangi bir eksiğiniz olursa sorun yaşanır.  Bu alan suistimale çok açık bir alan. Çünkü buradan milyarlarca dolarlık ödemeler geçiyor. Bir yerden delinirse dünyadaki ödeme sistemi çöker. Ondan dolayı dünyada bunu korumakla görevlendirilmiş çok yüksek otoriteler var. Her sorun anında buralara bildiriliyor ve sürekli tedbir alınıyor.

YÜKSEK GÜVENLİKLİ KRİPTO

Biz 300 tane mühendisle, bu güvenlik uzmanlığımızı Türkiye’deki ve yurt dışındaki müşterilerimize sunuyoruz. Bunu sağlamak kolay bir şey değil. O 300 mühendisin içinde de 10-15 tane farklı mühendislik var. Kripto dediğimiz yüksek güvenlik, bunların en olmazsa olmaz şeylerinin başında geliyor.

BANKALARA GÜVENCE VERİYORUZ

- Bankalarla yaptığınız anlaşmalarda herhalde çok özel maddeler vardır değil mi? Aksama, problem olursa ceza sistemlerinin devreye girmesi söz konusu mu?

- Biz bunlara penaltı ya da SAL diyoruz. Vereceğimiz hizmetin kalitesi ve sürekliliğini garanti eden birçok maddenin altına imza atıyoruz. Buna ilişkin mesleki hizmet sigortalarımız, zorunlu denetimlerimiz var. Söylediğiniz gibi bu çok sıkı bir konu. O kadar sıkı bir konu ki devlet bunu iki tarafın karşılıklı anlaşmasına da bırakmıyor.

OLAĞANÜSTÜ DURUM MERKEZLERİ

- Elbette bırakamaz, bütün toplumu yakından ilgilendiren bir konu bu. Milletin parasının başına bir şey gelirse bunu devletten sorarlar. ABD’de güvenlik açısından bir başka eyalette verilerin yedeklenmesi talimatı Türkiye’de nasıl uygulanıyor?

- Bu söylediklerinizin hepsi, bizim mevzuatımızda da değişik biçimlerde yer alıyor. Bizde ODM denilen Olağanüstü Durum Merkezleri vardır. ODM’ler nasıl çalışır? ODM’ler kaç kilometre uzakta olacak. O ilde deprem ya da elektrik kesintisi olursa diğer il de etkilenecek mi? O ilin elektrik altyapısı ile öteki ilin elektrik altyapısı aynı merkezden mi geliyor. Aklınıza ne geliyorsa kural seti olarak orada yazıyor ve her denetimde bu tekrar tekrar denetleniyor.



DÜNYANIN YÜZDE 80’İ BANKAYI BİLMİYOR

- Bu ürününüzü ya da hizmetini ihraç ediyorsunuz değil mi?

- Türkiye, ödeme sistemleri dünyasında lider ülkeden birkaç tanesinden birisidir. Uzay yarışında birinci ABD, ikinci Rusya üçüncü Çin ise Türkiye burada Çin pozisyonundadır. Bizim bankacılık alanında sahip olduğumuz teknolojik altyapı dünyanın pek çok yerinde yoktur. Zaten Türkiye’nin yüzde 75’i finansal okuryazar değil, dünyanın yüzde 80’i de bir bankanın kapısından içeriye girmiş değil.

- Bu rakamlar doğru mu?

- Evet, dünyanın yüzde 80’i banka ile ilişkide olmamış bugüne kadar. Biz Türkiye’de çok alışkınız. En azından maaş ödemelerinden dolayı ülkemizin hangi ilçesine gitseniz bir şube ve ATM bulursunuz. Afrika’da Sahranın altında bulabileceğiniz hiçbir şey yok.  Türkiye’nin yüzde 70-75’inin de finansal okuryazarlığı yok. Bu, şu anlama geliyor. Sizin düşündüğünüz anlamda bir finansal enstrüman kullanmıyor.

KAMU SADECE SİLİKON VADİSİ’Nİ BİLİYOR

- Nerelere ihracat yapıyorsunuz?

- Bizim yurtdışında ofislerimiz var. Amerikan pazarında bir şirketimiz var. Orada ana işletici şirketler var. Bunlar Fortune 500’de yer alan çok büyük şirketlerden söz ediyoruz. Biz onlarla beraber Amerikan pazarına teknoloji sunmaya çalışıyoruz. Ayrıca Avrupa’da, Rusya-Azerbaycan bölgesinde, Dubai’de ofislerimiz var. O ülkelerde kurulu birçok çalışan teknolojimiz var. Şurası kesin ki ödeme sistemleri konuşuyorsak, Türkiye bu alanda hem ithalatçı değil hem de dünya devi konumunda. Büyüklük olarak değil ama teknolojik olarak öyle. Kamu da bunun farkında olsa iyi olacak.

- Kamu, sizin bu teknolojik yetenek ve gücünüzün farkında değil mi?

- Hayır, değil. Kamu,  teknoloji deyince Hindistan veya Silikon Vadisi’ni anlıyor.

TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ TEKNOPARK’A GİRMELİ

- Siz burada Teknokent’in içindesiniz. Burada çalışmak size vergi indirimi, bilgi desteği gibi faydalar sağlıyor mu?

- Teknopark yasası, Türkiye açısından açıkçası bir vaha gibi. Eski ve uzatılmış bir yasa. Bütün teknoloji şirketleri teknopark içinde olmalı. Teknopark’ta olamıyorsa KOSGEB’in kuluçka merkezlerine girmeli. Bunun bir kere vergi mevzuatı açısından çok büyük bir önemi var. Ama burada bir kural var, Ar-Ge yapıyor olmanız lazım. Ben teknoloji şirketiyim teknoparkın içindeyim demek o teşviklerden yararlanmak için yeterli değil. Sürekli olarak teknoloji geliştirdiğinizi göstermeniz lazım.

İTÜ ARI TEKNOPARK ÇOK TANINIYOR

- Bunu İstanbul Teknik Üniversitesi’ne mi göstereceksiniz?

- Evet, burada İTÜ’ye. İTÜ’de çok sayıda ARI teknoparkları var. Çok talep gören merkezi bir yer olduğu için sürekli büyüyor. İstanbul Maslak’ta olması çok büyük avantaj. Biz Avrupa’daki bankacı müşterimizi bu ofiste ağırlayabiliyoruz. Çok önemli bir şey. Hem teknoloji geliştirip hem de burada misafirimizi ağırlamak çok prestijli bir şey. İstanbul’da İTÜ teknoparkında diyorsunuz, müşterimiz dünyanın her yanından kolayca geliyor.

Bunun dışında İTÜ insan kaynağı olarak iyi mühendis yetiştiriyor. Biz de bu anlamda üniversite ile çok yakın çalışıyoruz. Şirketin hem kurucuları hem de aktif çalışanları açısından İTÜ’nün çok aktif bir payı var. Sadece İTÜ’den eleman almıyoruz ama insan kaynağı açısından burası bize büyük olanak sağlıyor.

ÖĞRENCİLER ÜÇÜNCÜ SINIFTA STAJA GELİYOR

- Teknoparklarda üniversitenin yazılım bölümleri ile temas ve bilgi alış veriniz oluyor mu?

- Biz bu nedenle Samsun ve Ege teknoparklardayız. Buralardaki insan kalitesinin İstanbul’dan çok farkı yok. Beklentiler ise İstanbul’un biraz altında. Bizim akademi şirketimiz de var. İTÜ ağırlıklı olmak üzere yazılım ve bilgisayar mühendisliği öğrencileri üçüncü sınıftan itibaren bizde çalışıp projelerin içine giriyorlar. Bu çocuklar dördüncü sınıftan sonra ödeme sistemleriyle ilgili her şeyi öğrenmiş oluyorlar. Arzu ediyorlarsa kadroya geçiyorlar. Bugün Şikago ofisimizdeki teknoloji grubunun takım liderlerinden bir tanesi bu şekilde üçüncü sınıfta stajyer olarak başlayan öğrencidir. Bütün teknoloji departmanını yönetiyor.

ELEKTRONİK PARAYA GEÇİŞ ÇABASI VAR

- Bir de kent ulaşımı ödemelerinde önemli çalışmalar yürütüyorsunuz değil mi?

- Söylediğimiz gibi bankalar bizim müşterimiz ve banka müşterileri de bizim dolaylı müşterimiz oluyor. Türkiye’nin yüzde 75’inin banka ile ilgisi yok ama bunların bir şekilde kaydi para, elektronik para ile buluşması gerekiyor. Neden? Çünkü bütün dünyada tamamen elektronik paraya geçip kağıt paranın ortadan kaldırılması gibi bir hedef var. Kağıt para sürdürülebilir bir şey değil aslına bakarsanız. Güvenli değil ve başka riskleri var.

KENTLERDE DOLDUR-HARCA MÜŞTERİSİ

Geri kalan yüzde 75’e ulaşmak için farklı kullanım alanları oluşturmak gerekiyor. Biz buna doldur-harca müşterisi diyoruz. Doldur-harca grubunun en önemli alanı şehirler. Ben size hesap aç demiyorum. Ama bu kartı al ve doldur diyorum. Bu şekilde banka ile dolaylı ilgisi oluyor. Biz işte bu kesime çözüm sunan bir şirket olmak istiyoruz. Dünyanın pek çok yerinde bu konuda altyapı da yok. İşte burada şehir kartlar bizim için çok önemli. Türkiye’de yüzde 75’in ne kullandığına bakacak olursanız çok önemli kısmı şehir kartı ve ulaşım kartı kullanıyor. Biz bu alanda teknolojik ve sahaya inme yatırımları yapıyoruz. Akıllı ulaşım sistemleri bu anlamda bizim en önemli hedeflerimizden bir tanesi. Biz şehir kart konseptine ve akıllı ulaşım sistemlerine yatırım yapan bir şirketiz.

BANKACILIKTAKİ YENİ VİZYON

- Bu sistemler Türkiye’de bütün kentlerde var herhalde değil mi?

- Türkiye’de toplu ulaşımın olduğu bütün kentlerde var. Raylı sistemde ve otobüs kullanan ulaşım sistemlerinde var. Biz bankacılıktaki bu yeni vizyonu oraya taşımaya çalışıyoruz. Çünkü burada elimizde yeterince enstrüman, teknolojimiz var. Bankacılık da görece doymuş durumda.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106