Öne Çıkanlar Dijital korsanlığın maliyeti 400 milyar dolar ÇOSB Dijital Dönüşüm Atölyesi Çerkezköy OSB CEVAHİR UZKURT KPMG

Sanayi Odası için hedefe kilitlendik

ARİF ESEN-GİRAY DUDA

Can Grup, Türkiye’nin büyük şirketler grubundan birisi. Tekstil, enerji, tarım ve sağlık alanlarında önemli yatırımları bulunuyor ve kamuoyunda çok da ön plana çıkmadan istikrarlı ve iddialı çalışmalarını sürdürüyor. Yönetim Kurulu Başkanlığını Recep Can yapıyor. Grubun faaliyetlerini, Can Enerji Genel Koordinatörü, Can Tekstil Dış İlişkiler ve İdari İşler Müdürü, Ergene2 Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu üyesi ve Tekirdağ Sanayiciler Derneği (TEKSANDER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Erdim Noyan ile konuştuk.

- Sayın Noyan, Can Tekstil’de uzun zamandan beri görev yapıyorsunuz. Sizin daha önce de Sabancı Grubu’nda bir çalışma döneminiz var değil mi?

- Evet, Sabancı Grubu’nda da zevkli bir çalışma dönemim oldu. Sabancı Holding İnşaat Center yönetimindeydim. O zaman, ‘Sabancı etkin bir grup, onu bırakıp hiç bilmediğin Çorlu’ya mı gideceksin’ diye yakın çevremden yoğun eleştiri almıştım. İşin gerçeği buraya görüşmeye, hayatımda bir değişiklik olsun diye gelmiştim. Sabancı Holding'de yöneticimden izin istediğimde bana izin verdi, ardından da 'sanki bir şey daha söyleyecekmiş gibi bir ifade var yüzünde' dedi. ‘Ben de bugüne kadar sizden bir şey saklamadım, iş görüşmesine gideceğim’, dedim. Gülmeye başladı. 'Bu tür görüşmeler bazen faydalı olur’, dedi. İş görüşmesinin ertesi günü ise yöneticime Çorlu'ya gitme kararımı söylediğimde çok şaşırmıştı. Kısmette Can Tekstil varmış.

CAN AİLESİNE GÜVEN DUYDUM

- Sizi böylesine etkileyen iş görüşmesini kimle yaptınız?

- Can Grup Yönetim Kurulu üyesi Mahmut Can beyle aşağı yukarı yarım saatlik bir görüşmeden sonra işe başlamaya karar verdim. Mahmut bey insana gerçekten çok büyük güven verdi, aramızda daha ilk tanışmada  bir gönül bağı oluştu. Maddi konuları hiç görüşmeden, maaşımı bile sormadan Can Ailesine katıldım. Çok şükür ki bu kararımda yanılmadığımı gördüm, gerçekten doğru bir karar vermişim. Can Ailesi ile yaklaşık 15 yıldır çalışıyorum. Bu zaman içinde İkili ilişkilerimizde hiç sorun yaşamadık. Can Ailesi gerçekten yapılanı takdir eden, insana değer veren  çok değerli sanayiciler. Böylesine değerli işverenlerle çalışmak insana ayrı bir keyif veriyor, bu yüzden kendimi çok şanslı görüyorum.

Can grubunun temel çalışma felsefesinde ‘şu da olsun, bu da olsun veya durmadan çok büyümek’ değil, ‘ilk seferde doğruyu yapmak ve işimizi  mükemmel biçimde    yaparak büyümek' düstur edinilmiştir.

CAN TEKSTİL’DE ARGE VE KALİTE ÖNDE GELİR

- Erdim bey, Can Grup’u ve şirketlerini tanıtır mısınız?

- Can Grup; tekstil, enerji, tarım ve sağlık sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Grup, Recep Can’ın önderliğinde 30 yıl önce kurulmuş. İlk faaliyet tekstilde başlıyor. Üretim olarak, 1984 yılında Can İplik kuruluyor. Bundan 5 yıl sonra dokuma üniteleri ve 5 yıl sonra da boyahane ile 1994 yılında tekstilde tam entegrasyon sağlanmış oluyor. Yani ham elyaf giriyor, iplik üretiliyor, dokunuyor ve boyanarak kumaş oluşuyor. Can Tekstil olarak Çevre Yönetim Belgesi ISO 14001’i ve İş Sağlığı ve Güvenliği Belgesi ISO 18001'i, tekstil dalında TSE’den alan ilk kuruluşuz. Ayrıca ISO 9001 kalite belgesi ve Can Enerji'de de ISO 50001 Enerji Yönetim Belgesi’ne  sahibiz.



EKO-TEX 100 STANDART BELGESİNE SAHİBİZ 

Can Tekstil özellikle ARGE çalışmalarına verdiği önemle birçok ilke imza atmış, akredite olmuş laboratuvarlarıyla müşteri memnuniyetini, kaliteyi ve çevreci yaklaşımı en üst seviyede tutmayı hedeflemiş bir şirkettir. Can Tekstil, “Kalite” konusundaki titizliğini 1998 yılında test laboratuvarını kurarak kanıtlamıştır. Test laboratuvarında fiziksel ve kimyasal birçok test yapılmakta. İnsan sağlığına verdiğimiz önem doğrultusunda üretimin gerek kullanılan hammadde, gerek yardımcı malzemeler, gerekse son kullanım açısından insan sağlığına kesinlikle zararlı olmayan ,kanserojen madde içermeyen ve bunu belgeleyen uluslararası Eko-Tex 100 standart belgesine sahibiz.  

- Tekstil ürünlerinizi  ihraç ediyorsunuz değil mi?

-Üretimimizin bir kısmını ihraç ediyoruz, bir kısmını da bayilerimiz aracılığıyla iç piyasada değerlendiriyoruz. Ayda yaklaşık 1 milyon metre dış giyimlik kumaş üretiyoruz.

- Herhalde ünlü firmalara üretim yapıyorsunuz.

- Evet, ZARA, MANGO, Marks&Spencer, NEXT,H&M, Ann Taylor gibi pek çok dünya devi firma için üretim yapıyoruz. Laboratuvarlarımız bu firmalar tarafından akredite edilmiş durumda.

- Elbette satışlar için fuarlara da katılıyorsunuzdur.

- Özellikle, Paris’teki en büyük fuar olan Premier Vision’a düzenli olarak katılıyoruz.

ORGANİK DEĞİL, BİYOLOJİK DOMATES

- Tarım şirketinizde sadece biyolojik domates üretimi yapıyorsunuz. Biyolojik domates organik domatesten farklı bir şey midir?

- Biz biyolojik domates üretiyoruz. Tarım sektöründe faaliyet gösteren Agrocan adlı şirketimiz, yaklaşık 110 dönümlük cam serada biyolojik domates üretimi yapıyor. Seramızda, bu sektörde dünyanın bir numarası olarak bilinen Hollanda teknolojisini kullanıyoruz.  Agrocan domateslerinin yetiştirilmesi için gerekli tüm fonksiyonları bilgisayar otomasyonuyla sağlıyoruz.

Bu yöntemde bilgisayara, seranın içinde bulunan nem, güneş ışığı ve rüzgara duyarlı sensörlerle iletilen veriler doğrultusunda kontrol otomatik olarak sağlanıyor. Domatesler yetiştirilirken zararlılarla mücadele için ‘biyolojik mücadele yöntemleri’ kullanılıyor. Bu yöntemde zararlı böceklerle savaşmak için yararlı böceklerden faydalanılıyor. Domatesler yetiştirilirken de tozlama için ‘bombus arıları’nı tercih ediyoruz ve kesinlikle hormon kullanmıyoruz.  



Türkiye’de organik olarak satılan ürünlerinde ne kadarı organik onu da kimse bilmiyor. Ürettiğimiz domatesleri Türkiye’nin en büyük ve yaygın marketleri ne ve  yurtdışına  satıyoruz.

HES, RES VE DOĞALGAZ SANTRALI

- Sizin Genel Koordinatörlüğünü yaptığınız Can Enerji, grubun en iddialı şirketlerinden birisi. Şu anda faaliyette olan yatırımlarınız ve yeni projeleriniz nelerdir?

- 1996 yılında kendi ihtiyacı olan elektriği kesintisiz karşılayabilmek amacıyla 5 MW’lık Kojenerasyon Santralı kuran şirketimiz, bu yatırım sayesinde enerji sektörüne ilgi duymaya başladı.  Atık enerjiyi değerlendirme fırsatını elde eden şirketimiz, bunun sonucu olarak da Türkiye Kojenerasyon Derneği’nin düzenlediği yarışmalarda Otoprodüktör vasıflı enerji üretiminde “kaynağı en verimli kullanan şirketler” sıralamasında 2003 yılında Türkiye ikincisi, 2004 yıllında ise Türkiye birincisi oldu.

Enerji, bugün, Grubumuzun önemli bir çalışma alanı haline geldi. Üç ayrı enerji kaynağıyla, doğalgaz, rüzgar ve hidroelektrik santralla üretim yapıyoruz. Trabzon Vakfıkebir’de 10 MW’lık bir hidroelektrik santralımız şu anda devrede. Bozüyük’ten Eskişehir’e doğru giderken sol tarafta Metristepe bölgesinde 40 MW’lık bir rüzgar enerji santralımız var. Tekirdağ’ın merkezinde 30 MW’lık bir doğalgaz çevrim santralımız var. Ergene’de de 57 MW’lık bir doğalgaz çevrim santralımız faaliyetini sürdürüyor. 

- Santralların toplam gücü ne kadar?

- Yeni devreye alınacaklarla birlikte 200 MW’a çıkacak ama şu anda kurulu olanların gücü 160 MW’ın üstündedir.

RES’LERDEN ÇOK MEMNUNUZ

- Metristepe’deki RES verimli çalışıyor mu?

- Evet, RES’i daha da büyüteceğiz. Yakın zamanda da orada bir kapasite artırımına gidiyoruz. Lisansımızı aldık. Ayrıca Tekirdağ’daki doğalgaz çevrim santralında kapasite artışı yapacağız. Bizim enerji açısından ilk olarak gündemimizde bu büyütme projelerini tamamlamak var. Enerjide süreç çok hızlı ilerlemiyor. Takip etmeniz gereken çok fazla parametre var. Bir anda işleriniz yavaşlayabiliyor ya da hızlanabiliyor. Bürokratik işlemlerin tamamlanması gerekiyor.

- Trakya’da rüzgar enerjisi yatırımları yaygınlaştı. Sizin de böyle bir projeniz var mı?

- Bu alandaki yatırımcıların hemen hepsi bu bölgede rüzgar ölçümleri yapıyor. Elbette biz de yakınımızda böyle bir santralın olmasını arzu ediyoruz. Şu anda belirgin bir projemiz yok. Rüzgar enerjisi konusunda zaman içinde büyümeyi ve yeni yatırımlara girişimi düşüneceğiz. 

- Trakya-Çanakkale hattının rüzgar açısından çok verimli olduğu saptanmış durumda.

- Doğru, rüzgar bu bölgede çok verimli. Yatırımlar, tabii ki TEİAŞ'ın bölgede vereceği  bağlanma kapasitesine bağlı. Bu yıl Trakya’daki üç il, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne için belirlenen kapasite 170 MW. Bu kapasite bölge için gerçekten çok düşük bir rakam. TEİAŞ'ın Trakya’daki illerimiz için belirlediği bu kapasiteyi önümüzdeki yıllarda arttırmasını umut ediyoruz .



DOĞALGAZDA SORUN YAŞAMAYIZ

- Doğalgaz Çevrim Santralınızda Trakya doğalgazı mı kullanıyorsunuz yoksa ithal mi?

-Her ikisini de kullanıyoruz. Trakya'da Transatlantic’in çıkardığı yerli doğalgaz ile Botaş’ın ithal ettiği doğalgazı kullanıyoruz. Gaz olarak tek kaynağa bağlanmak sıkıntılı çünkü süreç içerisinde gelen yüzey gazı yetersiz olabiliyor. Bu nedenle alternatifli olarak İki taraftan beslenmeye mecburuz.

- Rusya-Ukrayna krizi Türkiye’ye doğalgaz akışında sorun yaratır mı?

- Bizde böyle bir sorun ortaya çıkacağını zannetmiyorum. Gaz akışı mutlaka sözleşmelerle taahhüt altına alınmıştır. Yoksa Türkiye’de sanayi durur.

SAĞLIKTA İLERİ TEKNOLOJİ KULLANIYORUZ

- Sağlık sektöründeki faaliyetleriniz neleri kapsıyor?

- Sağlık alanında iki ana firmamız faaliyet gösteriyor. Bunların birisi Lifemed Tıp Merkezi ve diğeri radyofarmasötik ürünler üreten Medicheck adlı şirketimiz.

Lifemed Tıp Merkezi, tıp bilimindeki gelişmeleri yakından takip eden, sahip olduğu yüksek teknoloji ve uzman kadrosuyla Poliklinik Muayene Hizmetleri, Onkoloji ve Kemoterapi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Ağız ve Diş Sağlığı, Estetik Birimi, İleri Görüntüleme ve Tanı Hizmetleri ile laboratuvar tetkiklerini bir arada bulacağınız, hastalarına yüksek kalite standartlarında hizmet sunan bir sağlık merkezidir.

Can Grup bünyesinde faaliyet gösteren Medicheck adlı şirketimiz de, radyofarmasötik ürünler üretmek üzere 2007 yılında tamamı İstanbul Silivri'de kuruldu. Yüksek kalite ve çevre dostu bir üretim anlayışına sahip Medicheck, 3 bin metrekare kapalı alanda radyofarmasötik ürünlerin üretimini yapıyor. Ayrıca radyofarmasötik ürünlerin ithalat ve ihracatını yapıyor.

Sağlık sektöründe bir dünya devi olan GE Healthcare ile stratejik işbirliği yapan Medicheck, kurulduğu günden bu yana Asya, Avrupa, Orta Asya ve Afrika bölgesinde GE Healthcare'in eğitim üssü olarak hizmet veriyor.

KANSERİ TANIYAN İLAÇ VE YERİNİ TESPİT EDEN CİHAZ

Medicheck’in ana konusu, FDG (fluorodeoxyglucose) diye isimlendirilen ve özellikle kanser teşhisinde kullanılan ilacın üretilmesidir. İlaç kısaca PET/CT olarak isimlendirilen moleküler tanı cihazlarında hastaya damar yolu ile enjekte edilerek, kanserli hücrelerin teşhisi ve tedavi sürecinin etkinliğini kontrol etmek için kullanılıyor.

Ayrıca Trakya bölgesinde sadece Trakya Üniversitesi’nde bulunan vücutta kanser taramasını yapan PET/CT cihazı Grup şirketlerimizden Lifemed bünyesindedir. Hasta kişi bu cihaza girmeden önce, damardan bağlanmış FDG denilen ilaç zerk ediliyor. Kanserli hücreler bu ilacı çok sevdiği için kanserli hücrede bu ilaç tutulum yapıyor, bu şekilde 15 dakika içinde izlenerek kanserli bölümün nerede olduğu noktasal olarak ortaya çıkarılıyor.



ARITMA TESİSLERİ İHALELERİ YAPILDI

- Biliyorsunuz Ergene Havzası Koruma Eylem Planı yürürlüğe girdi. Bu büyük çevreci yatırım çok önemseniyor. Elbette sanayiciler, yatırımcılar için de çok önemli. Bu projeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Çevre boyutuyla değerlendirecek olursak, tabii ki Ergene Eylem Planı sadece şirketler olarak değil ülkemiz için çok önemli olan bir proje. Tamamlandığı zaman bu konuda yaşanan sıkıntılar bitecektir. Çünkü Trakya’nın sanayisi konuşulduğunda hemen çevreye yaptığı tahribattan söz ediliyor. Süreç içerisinde hızlı bir çalışma yapılıyor. Bizim fabrikaların da içinde olduğu Ergene2 OSB’nin arıtma tesisi ihalesi yapıldı. Yeni kurulan diğer OSB’lerin de ihaleleri yapıldı ve tamamlandı. 24 ay sonra arıtma tesislerimiz bitecek. Bu arıtma tesislerinin bitmesi ve derin deşarj bağlantısı tamamlandığında bölgede umut ediyoruz sıkıntı kalmayacaktır. Bölgemizde Çevre ve Şehircilik  Müdürlüğü'nün ve OSB'lerin emisyon yönüyle de çok ciddi çalışmaları var. OSB’lerin kurulması sanayinin belli bir disiplin altında çalışmasını sağlayacaktır.

TEKİRDAĞ SANAYİ ODASI BİR MECBURİYET

- Bu kapsamda bir sanayi odası kurma girişiminiz de var. Tekirdağ Sanayiciler Derneği’ni (TEKSANDER) de kurdunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

- Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sayın Ömer Sarıoğlu öncülüğünde kolları sıvadık. Öncelikle biz Tekirdağ Sanayi Odası Müteşebbis Heyeti olarak faaliyete başladık. Daha sonra dernekleşme faaliyetine gitmemizin doğru olacağı hususunda yapılan istişareler neticesinde derneğimizin kuruluşunu yaptık. Zaten müteşebbis heyet olarak faaliyete başladığımızda 1.050 tane sanayicimizden bu noktada sanayi odası kurulması için biz gerekli yetkiyi almıştık. Bunlarla ilgili olarak bakanlıklara, TOBB’a başvuru da yaptık. Süreç maalesef biraz uzadı. Böyle olunca da biz dernekleşme faaliyetine gittik. Sanayicilerimizin tümünü dernek bünyesine çekmek için kendileriyle sürekli görüşüyoruz.

TİCARET ODALARI SANAYİCİNİN SORUNLARINI DEĞERLENDİREMEZ

Açıkçası Tekirdağ’daki Ticaret ve Sanayi Odalarının, Sanayicilerin sorunlarını çok fazla değerlendirecek durumda olmadığını düşünüyorum. Çünkü, sorunlar birbirinden çok farklı. Geçen yıl tekstil dalının boyahaneler açısından iş sağlığı ve güvenliği yönünden ‘tehlikeli sınıf’tan ‘çok tehlikeli sınıf’a alınması söz konusu oldu. Bu konuda Valimizin öncülüğü, Siyasilerin desteği  ve Tekirdağ İlinden oluşturulan bir sanayici komitesiyle Ankara’da ciddi bir çalışma yapıldı. Gerçekten iyi bir ekip çalışmasıydı. Tüm Türkiye’deki tekstil sanayicilerini yakından ilgilendirmesine rağmen, sadece Tekirdağ’da bulunan tekstil sanayicileri  tekstil sektörünü savunarak  boyahanelerin tekrar ‘çok tehlikeli sınıf’tan, ‘tehlikeli sınıf’a alınmasına öncülük etti.

- İstanbul’un da mı olmadı?

- Sadece Tekirdağ'daki tekstil sanayici temsilcilerinin girişimiyle sağlandı

- Evet, biz de Global Sanayici olarak bu konuya geniş yer vermiştik. 

-Burada vurgulamak istediğim şey, tekstil sektörünün ‘tehlikeli sınıf’tan ‘çok tehlikeli sınıf’a geçmesiyle sigorta yönüyle, kullanılacak bütün ekipmanlar ve söndürme sistemlerinde yeni yatırımlara neden olacaktı. Bunun yanı sıra A sınıfı sertifikalı iş güvenliği uzmanlarının istihdamı  gerekiyordu. Türkiye’de yeterli sayıda A sınıfı sertifikalı uzmanı yok. Değişiklille sigorta primleri çok yükselecek ve hem maddi olarak, hem de organizasyon bakımdan sıkıntılar yaşanacaktı.

BÜYÜKŞEHİR TEKİRDAĞ’A SANAYİ ODASI YAKIŞIR 

Tekirdağ Sanayi Odası çalışmalarına dönersek… İçinde 13 tane OSB barındıran Büyükşehir Tekirdağ'a, Türkiye'nin 13’üncü sanayi odasının kurulması yakışır. Tekirdağ sanayi yönü ile Türkiye'nin sanayideki 8’inci büyük ili, sanayinin bu kadar yoğun olduğu  Büyükşehir Tekirdağ'a  en kısa sürede sanayi odasının kurulacağına inanıyorum. Süreç devam ediyor, çok şükür  Tekirdağ'daki bütün Bürokratlarımız ve sanayicilerimiz sürece katkı sağlıyor. Çerkezköy Organize Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sarıoğlu'nun öncülüğünde Tekirdağ Sanayiciler Derneği, Tekirdağ’ın çok güzel manzarasına sahip bir yerinde kuruldu. Derneğimizin faaliyetleri  zaman içinde daha etkin şekilde artacaktır. Tekirdağ Sanayi Odası’nın da yakın zamanda kendi  binasında  faaliyete geçmesini gönlümüz arzu ediyor. Tekirdağ Sanayi Odası'nın kurulması konusunda hedefe kilitlenmiş durumdayız.

    
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106