İngilizce ‘Sustainability’ kelimesinin Türkçemize çevirisi olan Sürdürülebilirlik konusunda daha önceki yazılarımda detaylı olarak bahsetmiştim. Kısaca sürdürülebilirlik, sahip olduğumuz dünya kaynaklarının gelecek neslin de ihtiyaçlarını ve yaşam kalitesini karşılayacak şekilde kullanılmasıdır. Sektörel olarak sürdürülebilirlik çalışmaları tüm dünyada hız kazanmaya başladı. Bu konuda sanayicilerimizin üzerine büyük görevler düştüğünden dolayı gelişmeleri genel ve sektörel olarak bu köşemden zaman içerisinde aktaracağım. Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri olan tekstil sektörü bu ayki yazımın konusunu oluşturuyor.
Türk tekstil sektörü dünyadaki sürdürülebilirlik yaklaşımlarının neresindedir? Dünya bazında sektörün önde gelen markaları yol alırken Türkiye bazında, eğer dürüst olmamız gerekirse, ne yazık ki henüz yolun başında sayılırız. ‘Sustainable Fashion’, ‘Sustainable Textiles’ kelimeleri artık sektörün lügatına girmiş durumdadır. Enerji ve kaynak verimliliğinin yanında fonksiyonel tekstillere yönelim eko-tasarım yaklaşımları ile hızla ilerliyor. Bunlar olurken sürdürülebilirliği fırsat bilen firmalar yeni ürünler ile farkındalık yaratırken, sektöre yeni adım atanlar sürdürülebilirliği marka yaratma fırsatı olarak görüyorlar. Düşük karbon ekonomisine geçişte sürdürülebilir üretim yaklaşımları sektör için markalaşma fırsatları sunmaktadır. Tedarik zincirinin bir parçası olan firmaların ise bu yaklaşımlara adapte olarak yeşil pazardan pay almaları, önde gelen markalar ile çalışabilme fırsatlarını değerlendirmeleri gerekir.
Türkiye 1990’lı yıllarda yakalayıp lehine kullanamadığı markalaşma fırsatını bugün sektörün geleceği için değerlendirmek zorundadır. Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan rakip ülkeler bile bu konulara yatırım yapmakta, altyapı hazırlıklarını Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü (UNEP) destekleriyle hızla sürdürmektedirler. Bunun temel nedeni tedarik zincirinin büyük oranlarda üretimi bu ülkelerden temin ediyor olmasıdır. Önde gelen markalar sürdürülebilirlik konusuna bu ülkelerde altyapı kapasite geliştirme çalışmaları ile işe başlamışlardır. Türkiye bu konuda ikinci planda kalmaktadır.
Peki ne yapılmalıdır? Tüm üretici firmaların ürünlerinin çevreye olan etkisini üretim süreçleri dahil tüm tedarik zincirini de içine alacak şekilde hesaplamaları gerekmektedir. Bu çalışmalar ISO 14040 standartlarında tanımlanan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) çalışmaları ile yapılabilmektedir. Yaşam Döngüsü bir ürünün ya da servisin hammaddeden üretime, tüketimden bertarafına kadar bütün evrelerinin değerlendirildiği bilimsel bir yaklaşımdır. Avrupa’da çıkan, çevre ve sürdürülebilirlik altyapısını oluşturan Avrupa EU Ecolabel çevre etiketi, sürdürülebilir üretim ve tüketim, enerji tüketen ürünler, eko-tasarım, temiz üretim ve entegre ürün politikası gibi birçok direktifin arkasında LCA vardır.
Bunun yanında Nike, Adidas, H&M, GAP, Espririt, Inditex, Puma, Levi’s gibi markalar, Walmart, Marks and Spencer gibi perakendecilerden oluşan yaklaşık 60 üyeli Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu (SAC) endüstri grubu tekstil ürünlerinin çevresel ve sosyal etkilerini azaltmak için çalışmalar yapmaktadır. Bu anlamda Higg Index’ini geliştiren SAC, şu anda LCA yaklaşımları ile ürünlerin çevresel etkilerinin hazırlanması konusunda altyapı çalışmaları yapmaktadır. LCA uzmanı olan şahsımın da katkıda bulunması için davet edildiği bu gelişmeler Türk tekstil sektörü adına bir fırsata dönüştürülmelidir. SAC’a üye olan firmalara ve markalara üretim yapan firmalarımızın ivedilikle harekete geçmesi gerekir. Türkiye, Avrupa pazarına yakınlığı, kaliteli ve etik üretimiyle ön plana çıkarken, sürdürülebilirliği de benimseyerek insan, doğa ve kârlılık eksenine oturan üretim yaklaşımıyla markaların tercih nedeni olacak ve yeni markaların oluşumuna da altyapı hazırlayacaktır.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106