Akıl ve mantık yürütmeden, hesap yapmadan bir şehir efsanesi almış yürümüş. İki seçim milletvekili adaylığı yaptım. Köy köy ,mahalle mahalle dolaştım. Konu her açılışında aynı efsane ile karşılaştım. Anlattım, aydınlattım. Yetmedi! Bu soru hala karşıma çıkıyor.  

Efsane şu; Türkiye Lozan’da 100 yıl maden çıkartmamaya yemin etmiş, gizli maddeye imza atmış. Ergani, Murgul, Seydişehir madenler, Batman petrol kuyuları neden işletiliyor diye soruyorum, yanıt yok.

Neymiş? Türkiye’de petrol bulunmuş sonra üstüne beton dökülmüş. Cümle sadece böyle kurulunca korkunç bir komplo teorisi doğrulanıyor adeta... Ama gelin doğrusunu bilmek isteyenlere anlatayım.

1960 Petrol fiyatı 1.63 USD

1970 Petrol fiyatı 1.21 USD

1980 Petrol fiyatı 35.52 USD

1990 Petrol fiyatı 22.26 USD buraya kadar Türkiye’de kimin bahçesinde petrol bulunsa üzülür değerli okurlar. Çünkü Türkiye’de 2.000 metre derinliklerden çıkan bu petrolü siz bahçenizden çıkartıp satarsanız bire üç zarar edersiniz! Bugün bile çoğu ülke 30-35 USD aralığında petrol fiyatı söz konusu iken zarar ediyor!

Şimdi size bir soru! 1970 yılında Türkiye’de arama yapan başmühendis sizdiniz ve 2.000 metrede petrolü buldunuz. Sondaj ve pompalama maliyeti ile bu petrolü çıkartmak kaça mal olacaktı haberiniz var mı? Rezervi tespit ettiniz, çıkartma maliyeti petrolün mevcut fiyatından on kat pahalıysa ne yaparsınız? Yeri tespit eder, kayda alır, üzerini betonla kapatırsınız. Bu arada Basra’da, Kerkük’te 10-50 metreden petrol çıkaranların maliyeti ile yarışacak akıllı var mı diye soralım.

Gelelim bugüne…Bir de bugünkü projeksiyonla anlatalım.

En düşük petrol çıkartma maliyetine sahip ülkelerin başında Suudi Arabistan geliyor. Petrol fışkıran Suudi Arabistan’da 2015 yılında petrol çıkartma maliyeti bugün 10 USD’a ulaştı.

Nijerya, Venezuela ve Norveç petrol  maliyeti düşük ülkelerdir. Bu ülkelerde varil başına 20- 40 USD maliyeti var.  Alaska bölgesi de bu ülkelerle yarışır. 
Rusya 40 – 60 USD arası bir maliyetle şanslı ülkeler arasındadır. Brezilya ise bir varil petrolü 70 USD seviyelerinde mal eder. Türkiye ise bu tabloya giremez, bu maliyetlere yaklaşamaz. İşte konu bu kadar basit.



Kaynak: http://www.wtrg.com (Habertürk)

2011-2012-2013 petrolün ortalama varil fiyatı 100 USD’ın üzerinde seyretti. Ne oldu? Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde tespit edilen ve üzeri BETONLA KAPATILAN kuyulara su basarak petrol yukarı alınmaya başladı. Neden mi? Varili 100 USD da ondan!

Şimdi ne oldu? Dünyanın en büyük petrol üreticileri KARLI OLMAYAN kuyularını kapatma ve binlerce çalışanı işten çıkartma kararları aldılar. Bu adamlar LOZAN anlaşması mı imzaladı da 2016’dan sonra petrol çıkartmayacaklar? Hayır! Crude Petrol fiyatı 30 USD’da ondan!

Biraz akıl,  biraz izan. Bakın bazı bilgileri de sizlerle paylaşayım:

2014 yılında Türkiye Petrol üretimi 2.4 Milyon Ton iken 1999 yılında 4.4 Milyon Ton olmuş. Entersan değil mi? Türkiye petrol fiyatının zirvede olduğu dönemde petrol üretimini azaltmış. Buradan da ne komplo teorileri çıkar değil mi?

 1934-2013 açılan kuyu sayısı: 4.566 adet .

Ortalama kuyu derinliği: 1.864 metre.

Toplam Ham Petrol Keşfi : 121 üretim sahasında 1276 ham petrol kuyusu Türkiye'de Keşif İsabet Oranı: Yüzde 32.

Toplam Yatırımcı Şirket Sayısı: 48 (17 yabancı + 28 yerli).

Halihazırda Ruhsat Sahibi Şirket Sayısı (2014): 226.


Türkiye’de çıkarılan ilgili ilk kanun: 24 Mart 1926 tarihinde kabul edilen 792 sayılı Petrol Kanunu

MTA yetki devri: 1936 kuruldu ve arama yetkisini aynı kanunla aldı.

1940 Müjde!!! Raman-1'de petrol bulundu ama ticari değeri zayıf kaldı, işletilemedi.

1940 ikinci müjde!!! Raman-8'de bulunan petrol ticarileşti.

Bu tablo ve bilgiler sadece petrol için geçerli değil! 45-50 tenörlü madenlere sahip Türkiye’de sizin bahçenizde 35 tenörlü demir cevheri bulunsa ne yaparsınız? Öyle bakar durursunuz. Neden? Siz Lozan’da gizli bir anlaşmaya mı imza attınız? Yani atsanız ne olur atmasanız ne olur? Kapitalizm anlaşma dinler mi? O maden yüzde 90 tenörlü olsun bak ne oluyor?

Gelelim altın madenine! Her gelen aynı şeyi söylüyor: “Bak Gökhan Hocam gördün mü? Bergama’dan sonra Kaz Dağları ve  Artvin’de de altın işletmeleri devreye giriyor.?”

Aşağıda Altın çıkartma maliyeti tablosuna bir göz atın.


Altın Fiyatı ve Altın Üretme Maliyetleri (Yeşil çizgi: Altın fiyatı; Kırmızı çizgi: Altın üretme maliyeti)
Kaynak: Thomson Reuters GFMS

Altın onsu 1.000 USD’ın üzerine çıktığından beri bizde de altın çıkarmak karlı hale geldi. Şu an 1.200 USD’dan işlem görüyor. En ucuz siyanürlü yöntemle altın çıkartmanın maliyeti bile 2010’lu yıllarda 650-700 USD/Ons aralığında geziniyor.  Geriye gidelim, altın çıkartma maliyeti 2000’lerin başında 180-200 USD civarındaydı. Ekonomi bu, kar marjı bırakmaz, daraltır. 2015 yılında seni bir ton toprakta 12 gram altın bulduğunda havalara uçurur. Ama dikkat, hangi koşullarda ve ne zaman? Tablodan da anlaşılacağı üzere 2010 yılına kadar değil. 2010 yılından sonra altın fiyatı da uçunca bir ton toprakta 8 gram altını arar durursunuz. Gidelim 2000 yılına bakalım. Altın Ons fiyatı 279 USD. Bu şartlarda Türkiye’de Bergama altın maden araması başlar mı? Başlamaz. Neden? Ekonomik kazancı olmadığı için.

Hiç hesap yapmadan, şehir efsaneleri ile siyasi algılar üzerinden muhalif olmak veya sorgulamaksızın muhafazakar olmak bu yüzyılın işi değil.  Devri hesap devri, akıl devri, izan devri.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106