Değerli okuyucular, günümüzde, ticaret yapma şeklinde ve anlayışında çok önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu değişiklikler en fazla etkisini; FİYAT, HIZ, MİKTAR konularında kendini göstermektedir.

FİYAT

Günümüzün küresel rekabet ortamında, işletmelerin müşterilerine sundukları ürün veya hizmetlerin fiyatlarını belirleme yöntemleri önemli bir değişikliğe uğramıştır. Yakın zamana kadar işletmeler, müşterilerine sundukları ürün veya hizmetlerin önce maliyetlerini hesaplarlardı. Daha sonra bu maliyetin üzerine müşterilerin ve rakiplerin durumuna göre , belirleyecekleri bir kar koyarak, satış fiyatlarını belirlerlerdi . Oysa günümüzde artık satış fiyatını satıcılar değil, müşteriler belirlemektedir. Yani, FİYAT = MALİYET + KAR formülü değişmiş, yerine KAR = FİYAT-MALİYET formülü gelmiştir.

Elbette ki matematiksel olarak bu iki formül birbirinin aynıdır. Ancak birinci formülde, belirlenmiş olan maliyetin üzerine, yine belirlenmiş olan bir karın konulduğu ve fiyatın bu şekilde ortaya çıktığı belirtilmektedir. Oysa ikinci formülde var olan ve müşteri tarafından belirlenmiş olan fiyattan, maliyetin çıkarılmasıyla kar elde edildiği ifade edilmektedir. Yani artık günümüzde müşteri satın alacağı ürünün fiyatını kendisi belirlemektedir. Müşteri, "Benim fiyatım budur, bu fiyata verirsen alırım" ya da "Bu fiyata zaten başka yerden alabiliyorum" demektedir. Bu durumda ikinci formüle baktığımızda, fiyat sabit olduğundan, işletmenin kar elde edebilmesi, ancak maliyetini bu fiyata göre düşürmesi ile mümkün olabilecektir.

HIZ

Günümüzde, ticarette en çok önem kazanan kavramlardan birisi de hızdır. Müşteriler satın almak istedikleri ürünlerin veya hizmetlerin, sipariş verdikleri andan itibaren çok hızlı şekilde kendilerine ulaşmasını, ısrarla talep etmektedirler. Bu durumda en başta üretim ve sevkiyat olmak üzere ticaretin her sürecinde hızlı olmayan işletmelerin rekabet güçleri zayıflamaktadır. Artık müşteriler sipariş verirlerken, ürün fiyatlarının yanında teslim zamanını da kesin belirlemek istiyorlar.

MİKTAR

Müşteri talepleri artık küçük miktarlarda olup, çok sık değişmektedir. Bu durumda işletmeler büyük kütleler halinde üretim yaptıklarında, pazardaki talebin bu hızlı değişimi karşısında zorlanmaktadırlar. Firmaların çoğu müşterilerinin sürekli siparişlerini değiştirmesinden ve küçük miktarlarda sipariş vermelerinden şikayetçidirler. Oysa şikayet etmek yerine "Nasıl bu duruma adapte olabilirim?" diye düşünmek gerekmektedir. Çünkü artık, piyasalarda ürün çeşitliliği ve hatta kişiye özel butik üretimler her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Eskiden olduğu gibi "Büyük kütleler halinde üretir ucuza mal eder, istediğim fiyata da satarım" anlayışı geçerli değildir.

‘YALIN ÜRETİM SİSTEMİ’NİN DOĞUŞU

İşte yalın yönetim sistemi işletmelere, yukarıda sözünü ettiğimiz bu üç unsur konusunda müşterileri için daha fazla değer sağlayabilecekleri yöntemleri sunmaktadır. Yalın üretim sistemi, her miktarda ve çeşitte olan ürün ya da hizmeti, daha iyi, daha hızlı, daha ucuz ve israfları ortadan kaldırarak üretmeyi amaçlayan bir sistemdir.

"Yalın Üretim"den söz edilince akla hemen Toyota markası gelir. Toyota şüphesiz otomotiv sanayinde dünyanın en önemli markalarından biridir. Ancak büyük markaların arkasında çoğu zaman görünmeyen adeta dahi mimarlar vardır. Toyota başarısının arkasındaki dahi mimar da TAİİCHİ OHNO'dur. Ohno, Just In Time, Kayzen, Poka Yoke, Kök, Neden Analizi gibi çok bilinen yönetsel kavramları yönetim bilimine kazandırmış kişidir.

Yalın Üretim düşüncesi 1950'li yıllarda, Taiichi Ohno’nun Amerika'daki Ford otomobil fabrikasını gezdikten sonra ortaya çıkmaya başlamıştır. Ohno bu ziyaretinde kitle üretim yöntemlerinin sakıncalarını tespit etmiştir. Büyük makinalarla yapılan, büyük miktarlardaki üretimin, pazardaki esnek talep yapısı için her zaman uygun olamayacağını düşünmüştür. Özellikle rekabetin çok yoğun olduğu ve müşteri segmentlerinin çok farklı olduğu pazarlarda kütle üretiminin yanlış bir yöntem olduğunu ileri sürmüştür. İşgücü, makine, malzeme ve hammaddelerin büyük miktarlarda kullanılmasıyla elde edilen büyük kütle üretimleri, talebin değiştiği durumlarda stokta bekleyerek bir israf unsuruna dönüşmektedir. Üstelik bu tip işletmelerde, çoğu kez makinalar ve çalışanlar tek bir ürüne odaklanarak organize edilmiş ve eğitilmişlerdir. Bu durumda yeterli talep olmadığı zamanlarda stokta saklanmak üzere üretime devam etmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Ohno, Japonya'ya döndüğünde arkadaşlarıyla, Ford Otomotiv'deki bu sistemin Japon piyasası için hiç doğru olmadığını tartıştı. Japon piyasasında alıcı segmentleri çok çeşitliydi ve müşterilerin alım gücü de zayıftı. Bu nedenle çeşitli kategorilerde ürün çeşitlemesi yapmak gerekiyordu. Üretim küçük miktarlarda yapılmalı, üretim hatlarında esneklik olmalı ve çok kısa bir zaman zarfında bir üründen diğerine geçmek başarılmalıydı. Bir çok değişik kategorideki ürünleri, küçük miktarlarda olsa da, hem çok ucuza, hem de çok hızlı bir şekilde piyasaya sürmenin yollarını bulmaları gerekiyordu. Maliyetleri düşürmek için de sistemdeki israflardan kurtulmak lazımdı. İşte bu düşüncelerden yola çıkarak Toyota Üretim Sistemini (TPS) kurdular. Böylelikle, Yalın Yönetim Felsefesi, Yalın Yönetim Sistemi ve Yalın Üretim Sistemleri ortaya çıkmış oldu.

YALIN ÜRETİM SİSTEMİ NEDİR ?

Yalın Üretim sistemi, ürün ya da hizmet üretiminde, süreçlerdeki bütün israfları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir sistemdir. Yalın düşünce sisteminde müşteriye, ürüne veya hizmete değer katmayan her şey israftır.

Bir çok işletmeye baktığımızda, üretim hataları,gereksiz stoklar, gereğinden fazla işgücü ve yönetim kademeleri, gereksiz raporlar, yapılması gereksiz olan işler, ıskartalar gibi bir çok israf unsurlarını rahatlıkla görebiliriz. Yalın üretim uygulamaları ile bu tip israflar bertaraf edilerek, üretim süreçleri daha hızlı, daha esnek hale getirilebilir ve üretim maliyetleri düşebilir. Bu konuda müşteri isteklerinin doğru anlaşılması ve doğru tanımlanması çok önemlidir.

YALIN DÜŞÜNCE SİSTEMİNİN PRENSİPLERİ

Yalın Düşünce Sisteminin beş önemli prensibi vardır:

-DEĞER, DEĞER AKIŞI, SÜREKLİ AKIŞ, ÇEKME, MÜKEMMELLİK.

  • DEĞER Bütün tedarikçiler müşterileri için bir fayda sağlarlar ve bu fayda karşılığında onlardan bunun maddi bedelini alırlar. İşte bu faydanın bu bedele oranına değer denir.

  • DEĞER= MÜŞTERİYE SAĞLANAN FAYDA/FİYAT Tedarikçiler müşterilerine sundukları değeri belirlerken, müşterilerinin tam olarak neye ihtiyaçları olduğunu çok iyi anlamalıdırlar. (Hatta aşağıda belirtileceği gibi değeri müşteri tanımlar) Müşterinin ihtiyacından daha fazlasını vererek maliyeti arttırmak, müşteriye daha fazla değer kazandırmaz. Çünkü müşteriler ihtiyaç duydukları faydayı en ucuza almayı isterler. Bu nedenle tedarikçiler müşteri isteklerini ne kadar ucuza karşılarlarsa, onlara o kadar çok değer kazandırmış olurlar.

  • DEĞER AKIŞI Maliyeti düşürmek için yukarıda belirtildiği gibi sistemdeki israfları, müşteri için, ürün performansı için gereksiz olan bütün unsurları ortadan kaldırmak gerekir. Bunu yapmak için "Değer Akış Haritaları" hazırlanır. Değer akış haritaları, bir ürün ya da hizmetin, hammadde üretiminden başlayarak nihai müşteriye ulaşıncaya kadar yaşadığı bütün aşamaları gösteren şemalardır. Değer akış şemaları hammaddelerin tedarik edildiği bir önceki tedarikçideki süreçleri de, kendi işletmemizdeki üretim ve sevkiyat işlemlerini de, sevkiyattan sonra nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar yaşadığı süreçleri de içerir. Yani yalın yönetim sistemini kullanan işletmeler, nihai tüketiciye daha fazla değer kazandırabilmek için, kendisinden önceki tedarikçileriyle ve yine kendisinden sonraki müşterileri ile israfları ortadan kaldırmak amacıyla işbirliği yaparlar.

Değer akış haritaları incelendiğinde genel olarak üç çeşit faaliyet görülür.

- Müşteri ve ürüne değer katan faaliyetler,(Kesme, boyama, montaj gibi)

- Müşteri ve ürüne değer katmadığı halde yapılması zorunlu faaliyetler,(Kalıp bağlama, yükleme, makina temizleme gibi)

- Müşteri ve ürüne değer katmayan ve yapılması da gerekmeyen faaliyetler.(Tamir etme, ıskartaya ayırma, yeniden üretme, stokta bekletme gibi)

Son maddede belirtilen faaliyetlerin tamamı israftır. Yalın yönetim ve Yalın Üretim sistemini kullanan işletmeler, bu israfları ortadan kaldırmak için radikal değişimler yaparlar.

  • SÜREKLİ AKIŞ Akış şemalarında katma değer yaratmayan faaliyetler arındırıldıktan sonra, geriye kalan değer yaratan faaliyetler kesintisiz yapılmalıdır. Bu konuda müşteri istekleri ve talepleri önemli bir faktördür. Çünkü, süreki akış, müşteri istekleri dikkate alınarak, doğru üretimin, doğru miktarda ve doğru zamanda yapılmasıyla sağlanabilir. Müşteri istekleri, pazarlama,laboratuvar , tasarım, üretim hatları, kalite kontrol gibi departmanlar arasında dolaşmamalı ve zaman kaybedilmemelidir.

  • ÇEKME Çekme ilkesine göre, müşteri tarafından tanımlanmış değer, sipariş edildiği andan itibaren üretilmeye başlanır. Adeta değer, müşteri tarafından çekilir. Çekme ilkesine göre sipariş gelmeden üretim süreci başlamaz. Üretim süreci müşteri talebiyle başlar. Üretim ve sevkiyat süreçlerinde de her zaman, bir sonraki basamak bir önceki basamağa talepte bulunarak ürün nihai müşteriye ulaştırılır. Böylelikle gereksiz stoklar önlenmiş olur.

  • MÜKEMMELLİK Yalın yönetim yaklaşımı üretim sürecinde mükemmelliği hedef alır. Mükemmelliğe giden yolda şeffaf bir yaklaşım söz konusudur. İşletmede bütün iş süreçleri arasında olduğu gibi tedarikçilerle ve müşterilerle de şeffaf , açık, net ilişkiler yürütülür.

Böylelikle, üretim hataları, arızalar, beklemeler, tamirler, ıskartalar en aza indirilir.

Bunu başarmak için tüm çalışanların katıldığı Kayzen takımları kurulur. Bu takımlar PUKÖ döngüsü (Planla-Uygula-Kontrol et-Önlem al) gibi yöntemleri kullanarak sürekli iyileştirme ve geliştirme faaliyetlerinde bulunurlar. Yalın yönetim düşüncesinde çalışanlar çok önemlidir. Yalın yönetim yaklaşımı insan odaklı bir yaklaşımdır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106