İngilizce’de Life Cycle Assessment olarak geçen ve dilimize Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD) şeklinde çevrilen bu yaklaşım aslında temiz üretim altyapısı oluşumunun temelini oluşturmaktadır. YDD, bir ürün ya da hizmetin oluşumundan tüketimine kadar (beşikten mezara) tüm evreleri kapsayacak şekilde değerlendirilmesidir. SETAC  tarafından başlatılan bir yaklaşım olan YDD bir ürün, proses ya da hizmet için kullanılan enerji, hammadde ve bundan dolayı oluşan atık ve emisyonların çevresel etkilerini ve bu süreçte doğal kaynakların tüketimini ve çevresel iyileştirme fırsatlarını değerlendiren bir araç ve yöntemdir. ISO 14040 ve 44 serisi standartları ile nasıl yapılacağı ve çerçevesi belirlenmiştir. 

Aslında YDD yaklaşımı yeni değildir. Bu tip çalışmalar 1970’li yıllarda enerji sektöründe gerçekleştirilmiştir. YDD, 90’lı yılların başından bu yana karar verilmesi zor olan karmaşık süreçlerde gittikçe daha sık başvurulan ve sürekli geliştirilen bir yöntem olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle son yıllarda iklim değişikliğinden kaynaklanan endişelerin artması, daha sürdürülebilir tasarım ve üretime olan ilgiden dolayı YDD her geçen gün önem kazanmaktadır.  Avrupa Komisyonu YDD’nin, ürünlerin  vermiş olduğu çevresel etkilerin hesaplanması ve karşılaştırılması için hazırda bulunan en iyi yöntem olduğunu belirtmiştir .

Çevre duyarlılığının artması ile birlikte bir ürünün ya da geliştirilen bir teknolojinin maliyet, performans gibi klasik değerlendirme kriterlerinin yanında artık doğal kaynakların kullanımı ve küresel çevre sorunlarına yol açma olasılığı gibi etkiler de karar verme süreçlerinde gittikçe daha sık göz önünde bulundurulan faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu çevresel etkiler YDD sayesinde iklim değişikliği, stratosferik ozon tabakasındaki incelme, ötrifikasyon, asidifikasyon, toksik emisyonlar gibi doğal kaynak tüketimi bazlarında değerlendirilir. Değerlendirilmekte olan ürün ya da hizmetin “beşikten mezara” tüm süreçlerinde ortaya çıkabilecek her tür çevresel etki kümülatif olarak ortaya çıkartılmış olur. Böylece geleneksel çevresel etki değerlendirme araçlarında genelde hesaba katılmayan hammadde eldesi, sevkiyat ve nihai bertaraf gibi aşamalar da YDD yönteminde değerlendirmeye alınmaktadır.

YDD’nin temiz üretimdeki yeri nedir? Türkiye için neden önemli şimdi bunlara değinelim. Özel sektör üreticileri açısından bakıldığında YDD, iş geliştirme stratejileri, araştırma ve geliştirme, ürün ya da süreç tasarımı ve eko-etiket ya da ürün deklarasyonlarında kullanılmaktadır. Türkiye’de YDD çalışmaları özellikle inşaat sektöründe yapı malzemelerinin çevresel ürün deklarasyonu (EPD) belgelendirme çalışmaları için yapılmaktadır. Bu belgeler daha çok ürünün çevresel yüklerinin belgelenmesiyle yeşil bina sertifika sistemlerinde kullanımının artması ile bir Pazar fırsatı ve pazarlama aracı olarak kullanılmaktadır. Yeni yürürlüğe giren ve 2013 yazından itibaren Türkiye’de de geçerli olacak olan Avrupa Yapı Ürünleri Yönetmeliğinin de EPD belgeli ürünlere atıfta bulunulması bu çalışmaları hızlandırmıştır. Bu ürünlerin CE markalamasında artık EPD türü belgeler aranacaktır. 

Avrupa Topluluğu bilimsel bazlı karar verme süreçlerindeki önemi nedeniyle YDD yaklaşımını Türkiye’nin de uygulamakla yükümlü olduğu ve sanayicilerimizi etkileyen birçok tebliğ, direktif ve yasada kullandı ve kullanmaya da devam ediyor. 2003 yılında çıkan Entegre Ürün Politikası (IPP) tebliği , 2005’te yayınlanan Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı   ve Atıkların Önlenmesi ve Geri Kazanımı  stratejileri, Atık Çerçeve Direktifi   ve Sürdürülebilir Tüketim, Üretim ve Sürdürülebilir Sanayi Politikası (SCP/SIP) Eylem Planı  ve AB Eko-etiketi  (EU Ecolabel) yaşam döngüsü yaklaşımı kullanılarak oluşturulan en temel politikalardır. Yine YDD yaklaşımları kullanılarak Avrupa Birliği tarafından tüm üreticileri etkileyecek olan Ürün Çevre Ayakizi (Product Environmental Profile) çalışması son aşamalara gelmiştir . Artık tüm üretilen ürünlerin YDD yaklaşımları ile çevresel yüklerinin hesaplanması gerekmektedir. Böylelikle ürün bazında farkındalık yaratma fırsatı yakalanırken üretim süreçlerinde ve üründe çevreyle duyarlı ürün tasarımı ya da diğer adıyla eko-tasarım yaklaşımları altyapısının kurulması potansiyeli de yakalanacaktır. YDD, eko-tasarım çalışmalarında genellikle geliştirilmesi düşünülen ürün ya da ürün bileşenleri için firma içinde kullanılır.

YDD’nin özellikle kullanıldığı alanlardan birisi de gerek kamu gerek özel sektörde görülen yeşil satın alma uygulamalarıdır. Yeşil Kamu Alımları  (Green Public Procurement) AB tarafından YDD yaklaşımları ile geliştirilmiş bir iletişim aracı olup kamu ihalelerinde yüzde 50 oranında yeşil ürünlerin alımında teşvik edilmesi öngörülmüştür. Bu tür satın alma uygulamalarının doğal kaynak kullanımı ve çevresel etkiler göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmesi, var olan alternatiflere yönelik bir YDD çalışması yapılması ile mümkün olabilmektedir.

Özetle Avrupa’da temiz üretim altyapısının temelini YDD oluşturmaktadır. Türkiye’de de ivme kazanmaya başlayan YDD kullanımı ile bu değişimlere firmalarımızın ivedilikle ayak uydurması ve ürünlerine çevresel ve iklim değişikliği
açısından gelebilecek riskleri azaltma ve potansiyel fırsatları değerlendirme açısından önemli olmaktadır. 
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106