Aslında en önemli konuşmayı dünya kentlerinin başındaki isim canım İstanbul’un başkanı Kadir Topbaş yaptı… İstanbul’da yenilenebilir enerjiye önem vereceklerini söyledi ve 2050 hedefi koydu…

O zaman iyi ki yaklaşık 8 yıl önce iklim değişikliği ile ilgili kurultay yapma kararı almışız diye düşündük… Tam 8 yıldır Küresel Isınma Kurultayı yapılıyor. Amaç farkındalığın yukarı çekilmesi… Topbaş’ın başında bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu etkinliğin en önemli destekçilerinden biri oldu tam 8 yıldan bu yana…

Ve bu etkinlikte Kızılderili Atasözü, son ağaç kuruduğunda ve son balık öldüğünde paranın bir işe yaramayacağı gerçeği her defasında hem de iş dünyasının önde gelen isimleri tarafından vurgulandı.

Yani paranız olsa bile satın alınacak balık yoksa alım gücünüzün sıfır olduğunu öğrendik… Ve birbiri ardına Küresel Isınma Kurultayları yapmaya başladık… Her defasında hedeflediğimiz farkındalığı artırma hedefine biraz daha yaklaştık… Destek her yıl biraz daha büyüdü…

Ve son Kurultay sonrası onlarca bilim adamı, gazeteci ve sivil toplum önderinin görüşlerinden yola çıkarak Kurultay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Doğanay Tolunay öyle bir sonuç bildirgesi hazırladı ki ortak endişemizi ortaya koydu…

Sonuç bildirgesi özetle şöyle diyordu...

. İklim değişikliği nedeniyle EN’ler yaşanıyor. En kurak yıl, en sıcak yıl, en fazla yağış, en fazla kar, ve hortum…

. Sel ve heyelan felaketleri… Türkiye iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer alıyordu…

. Somut verilere yani Afet Veri Bankası kayıtlarına göre 1900-2015 yılları arasında sel ve taşkınlarda bin 400’ün üzerinde insan hayatını kaybetti.

. 2 milyona yakın sayıda insan olumsuz olarak etkilendi ve bu sellerin ülke ekonomisine neden olduğu zarar ise 2.2 milyar dolara ulaştı.

 - Nitekim Artvin’de Borçka ve Hopa’da gerçekleşen son sel ve heyelan da konunun aciliyetini bir kez daha gözler önüne serdi.

 

+++

Bir yandan doğal afetlerle yaşamımız tehlike altına girerken, diğer yandan açlıkla karşı karşıya kalacağız gibi görünüyor. Çünkü üretim azalıyor, verimli topraklar yok oluyor ve sonunda iş “Gıda fiyatlarında patlama” şeklinde bize dönüyor.

İşte 30 Kasım 2015’te başlayan ve günlerce süren Paris İklim Zirvesi’ndeki görüşmelerde bu konular ele alındı… Ve sonunda bu büyük mücadele insanlık lehine sonuçlandı gibi… Gerçi alınan kararları abartmamak gerektiğini söyleyenler de var ama dünyanın bir çok bölgesinde ne pahasına olursa olsun ekonomik atak anlayışı hakimken bir dakika durun demek bile önemliydi…

İşte o oldu…

200’e yakın ülkeden liderlerin, siyasilerin, bürokratların, sivil toplum temsilcilerinin katıldığı Paris İklim Zirvesi, iklim değişikliği ile mücadele konusunda tüm dünyanın beraber harekete geçeceği bir anlaşma metni ile sonuçlandı.

Anlaşma küresel ısınmayı 2C’nin çok altında mümkünse 1.5 derecede sınırlandırmayı hedefliyor.

Konunun uzmanları da umutlu… Mesela bu konuda çok önemli yazıları ve çalışmaları olan Mahir Ilgaz şu görüşleri dile getirdi…

- Paris’te tüm dünya çok açık bir mesaj gönderdi. Dünya artık kömür başta olmak üzere fosil yakıtları terk etme yoluna girdi. 12 Aralık 2015 fosil yakıtlar için sonun başlangıcı. Paris’te 200’e yakın ülkenin devlet liderleri, sivil toplum temsilcileri ve iş dünyası kömüre artık hiçbir şekilde yer olmadığını net bir biçimde ortaya koydular. Türkiye’nin de artık Paris’te  kabul ettiği anlaşmaya sadık kalarak iklim değişikliği ile mücadele konusunda samimiyetini göstermesi gerekiyor. Var olan kömüre dayalı enerji planlarını değiştirerek ve yurttaşlarına sürdürülebilir karbondan arındırılmış bir gelecek sunacak adımları atması gerekiyor.

Şimdi Paris’te alınan ortak karar uygulanır mı? Bu konuda negatif düşünenler var… biz pozitif taraftayız… Uygulanır. Hem de bal gibi…

Mesela Akbank imzayı attı….

Ve dedi ki… 

- Akbank, Birleşmiş Milletler'in Paris'te düzenlediği iklim değişikliği konferansında hazırlanan ve tüm dünyadan tarafları iklim değişikliğiyle mücadeleye çağıran “Paris İklim Taahhüdü”ne imza attı.

Başkaları da sırada… Borsa İstanbul’da faaliyet gösteren şirketlerin arasında yeşil olanların sayısı sürekli artıyor. Ayrıca şirketler sürekli sürdürülebilirlik planlarını açıklıyor…

Örnek Unilever, örnek Ülker…

Yani bu iş olur… Ama yine de iş biz de biter… Yani insanlarda… Eğer daha iyi bir dünyada yaşamak istersek yaşarız… İstemezsek kirletmeye hazır çok büyük bir gücün varlığını bilmeliyiz.

 Yeni dönemde sivil toplum örgütleri, kamu ve bilim insanlarının ötesinde özel sektör iklim değişikliği ile ilgili daha aktif ve verimli çalışıyor… Türkiye’de bu alanda en ciddi çalışmalar Koç Topluluğu bünyesinde gerçekleşiyor… Önce Arçelik’te başlayan büyük değişim sonra bütün topluluğa yayıldı. Arçelik, bu alandaki uzmanlığını ise herkesle paylaşıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106