Dünya tarihi aslında ekonomik üretim değişimlerinin tarihidir. Kimileri devrim niteliğindeki bu değişimler, toplumları, ülkeleri ve dünyayı da değiştirirler.
19’uncu yüzyılda buhar ve suyun gücünden yararlanılıp, insan gücünün yapabileceğinin çok üstünde güç ortaya koyarak hızlı ve toplu üretime geçilebilmesi aslında heyecan verici bir tarihsel öyküdür. Bugün konuştuğumuz sanayi devrimlerinin birincisidir.
Henry Ford, biliyorsunuz sanayinin efsane isimlerinden birisidir. Otomobil montaj işini parçalara bölüp basitleştirerek bir üretim bandı üzerinde hızlı ve çok sayıda araç üretim sistemi kurunca, 1.000 dolarlık araçlar 370 dolara kadar düştü ve milyonlarca kişi kolayca otomobil sahibi olma fırsatı yakaladı. Üretim bandı, pek çok sanayi dalında üstün başarıyla kullanıldı. Bir otomobil fabrikasının üretim bandında, yaptığı iş, sadece önünden geçen otomobilin sağ ön kapısını takmak olan işçiler çok ilgi çekicidir. Bu işçi, birkaç dakika içinde gelecek otomobilin de sağ ön kapısını takacaktır. Sürekli akan üretim hattının sonunda ise bir otomobil eksiksiz olarak yollara çıkabilecek duruma gelmektedir. İşte bu da ikinci sanayi devrimi olarak anılır ve bence de gerçekten devrimdir.
Bu bandın üzerinde işçilerin yanı sıra bilgisayarların ve robotların çalışması da üçüncü sanayi devrimi olarak anılır. Robotlar, hiç sıkılmadan, susayıp acıkmadan düzenli olarak aynı işi yapmaktan şikayet etmezler.
Aslında her devrim, bir önceki üretim koşullarının eksikliklerini tamamlayarak ortaya çıkmaktadır. İşte şu anda sanayi dünyasının gündemindeki 4. Sanayi Devrimi ya da Sanayi 4.0 da bir önceki adımı, baştan sona aynı üretim zincirine katan çok önemli bir değişimdir. Hammadde temininden ürün sevkiyatına kadar, her aşamanın dijital olarak planlandığı bir sanayi üretimi, bugüne göre çok büyük ölçüde değişiklikleri kapsayacak, şaşırtıcı yenilikler getirecek, kalitede sıçrama yapıp fiyatları düşürecektir. Bir bilim kurgu projesinden söz etmiyorum. Dünyanın en ileri ülkeleri ve en büyük şirketleri bu konuda hayli yol aldılar. Önde gidenlerle aramızdaki mesafenin açılmaması için aynı heyecanla işe koyulmamız gerekiyor. Tekil işyerlerinden sanayinin kamu ve özerk otoritelerine kadar herkese görev düşüyor. Boşa geçirecek zaman yok. Konferanslar düzenleyip, eğitim seminerlerine katılarak yeterli bilgi sahibi olmamız gerekiyor. 4. Sanayi Devrimi’nin önümüzden akıp gitmesine izin veremeyiz. Yeni döneme dünya ile birlikte adım atacağız. Global pazarların aktif aktörleri olan bizler, bugünkü saflarımızın kolayca başkalarının eline geçmesine rıza gösteremeyiz. 4. Sanayi Devrimini her yönüyle öğrenmeli ve işyerlerimizde uygulamalıyız. Düşünmesi bile gurur ve heyecan verici.
Tüm sanayici kardeşlerime sağlıklı günler ve bol kazanç temenni ederim.
