Kategoriler

GLOBAL SANAYİCİ

TACİR NEDİR?

Kıymetli okuyucular. Bu defaki konu olarak Ticaret Hukukunun önemli kavramlarından olan tacir nedir, gerçek kişilerde tacir olma sıfatı, tüzel kişilerin tacir olma sıfatı ve kaybedilmesini ele alacağız. Ayrıca tacir olmanın sonuçları, özellikle ticaret unvanı kullanma ticaret siciline işletmenin tescil edilmesi Ticaret Odasına kayıt, iflasa ya da konkordatoya tabi olma, fatura ve teyit mektubu düzenlenmesi ve de ayrıca tacirler arasındaki uyuşmazlıkların özel hükümlere tabi olması ve en az bunun kadar önemli olan tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme işlerinde tedbirli davranması ücret ve cezaların indirilmesini isteyememe, İhtar ve ihbarları belirli şekilde yapma gibi konular da olacaktır.

TTK 11 maddesine göre Ticari İşletme, Esnaf İşletmesi bakanlar kurulunun kararnamesinde öngörülen sınırları aşan düzeyde gelir sağlayan ve ayrıca devamlı ve bağımsız şekilde yürütülen bir oluşum olarak kabul edilmektedir ve edilmiştir.

TTK 12/1 maddesine göre bir ticari işletmeyi, kısmen olsa dahi kendi adına işleten kimseye tacir denir. Ticari işletme genel olarak sahibi tarafından işletilir. Ancak yaşı küçük olanlar veya kısıtlılar olarak bilinen şahıslar ticari işletmelerini bizzat işletemezler. Buna karşılık küçük veya kısıtlılar tacir sayılırlar. Bunlar adına ticari işletmeyi veli ya da vasileri işletirler. Ticaret Kanunu'nda düzenlenen ortaklıklar ise tüzel kişiliği içermektedir. Bu ortaklıklar, niteliği gereği gerçek kişi olan organları vasıtasıyla işletilirler.

Ticaret ortaklıklarının tacirliği söz konusu ise de bunların organı durumunda olan gerçek kişiler tacir değildirler. Diğer taraftan kişi ortaklıkları olan Kollektif Ve Adi Komandit Ortaklıklar ile sermaye ortaklıkları olan Anonim, Paylı Komandit ve Limited Ortaklıklarının ortakları kendi adlarına ticari işletmeyi yani ortaklığı işletmedikleri için tacir sayılmazlar. TTK 12/ 13 maddesi gereğince bir ticari işletme açmış gibi ister kendi adına ister adi bir şirket veya her ne şekilde olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse iyi niyetli üçüncü kimselere karşı tacir gibi sorumlu olur. Bu şahıslar da tacir değildir fakat tacir gibi sorumlulukları söz konusudur.

MEMURLAR TACİR OLAMAZ

657 sayılı yasanın 28. maddesinde memurların tacir olamayacakları hükme bağlanmıştır. Memurlar görevli oldukları kurumların iştirakları ile ilgili temsil görevleri hariç TTK 14. maddesi gereğince tacir sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamazlar. Ticari mümessil veya ticari vekil ya da kolektif ortaklıklarda ortak ve adi paylı komandit ortaklıklarda komanditte ortak olamazlar. Ancak memurlar üyesi oldukları yapı, kalkınma ve tüketim kooperatifleri ile yasayla kurulmuş yardım sandıklarının yönetim ve denetim kurulları üyelikleri görevleri ile özel yasalarda belirtilen görevleri yapabilirler.

Tüzel kişilerin tacir sıfatları, ticaret şirketleri, ticari işletme işleten dernek ve vakıflar ve ticari şekilde işletilen kamu kurum ve kuruluşlarından gelir. Ticari işletme işleten sosyal yardımlaşma ve dayanışma amacıyla topluma hizmet vermek üzere faaliyet gösterirler. Bu nedenle bağış toplamak, üyelerinden aidat almak suretiyle gelir elde edebilecekleri gibi amaçlarına ulaşmak için ticaret işletme de işletebilirler. Örneğin Kızılay bunlardan birisidir, maden suyu işletmeleri vardır. Dernek ve vakıflar amaçlarına ulaşmak için ticari işletmelerden elde ettikleri gelirleri dernek veya vakıf amacına harcamak zorundadır. Bir dernek veya vakıf amacına ulaşmak için ticari işletme işletecek olursa tacir sıfatını kazanır. Ancak Kızılay ve Türk Hava Kurumu gibi kamuya yararlı dernekler ile gelirlerinin yarıdan fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar bu hükmün kapsamı dışındadır

İL ÖZEL İDARELERİ, BELEDİYELER

Kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine tabi yönetilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet İl Özel İdaresi, belediye ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir olarak kabul edilirler. Bir ticari İşletmeyi doğrudan doğruya veya kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen bir tüzel kişiliği ile işleten kamu tüzel kişileri bizzat tacir sayılmazlar. Bu tüzel kişilere ait işletmeleri ise tüzel kişilikleri olmasa bile tacir sayılırlar. Örneğin bir belediyenin halka ucuz ekmek üretmek amacıyla Ekmek Fabrikası kurarak İşletmesi halinde tacir sıfatını bu işletmeyi işleten belediye değil ekmek fabrikası yani işletme kazanır. Bu nedenle kamu tüzel kişilerine ait işletmelerin ayrı bir tüzel kişiliği olmasa bile ticaret siciline tescili gerekir.

Kamu iktisadi teşebbüsleri Bakanlar Kurulu kararı ile kurulurlar. 233 sayılı kanun hükmünde kararname 3/1 md.özel hukuk hükümlerine tabi tutuldukları ve tüzel kişiliğe sahip olduklarından kamu iktisadi teşebbüslerinin tamamı tacir statüsündedir.

TACİR SIFATININ KAZANILMASI VE KAYBI

Gerçek kişilerin tacir sıfatını kazanmaları için kanunda öngörülen unsurları yerine getirmeleri gerekli ve yeterlidir. Böylece tacir olmak koşullarını taşıyan gerçek kişiler bu sıfatı kendiliğinden kazanırlar. Ayrıca tescil ve ilan gibi işlemler yapılması gerekmez.

TACİR SIFATININ KAYBEDİLMESİ

Gerçek kişilerde tacir sıfatı ticaretin terk edilmesi ile kaybedilir. Buna göre tacirin ticari işletmesini kapatması veya başka bir kişiye devretmesi sonunda işletme sahibinin başka bir işletmesi yoksa tacir sıfatı da sona erer. Aksi takdirde bu kişi tacir sıfatının sona erdiğini iyi niyetle 3. kişilere karşı ileri süremez.

Ticareti terk eden Tacir ilan tarihinden itibaren 1 yıl içinde iflas yoluyla takibe tabidir.

TACİR OLMANIN SONUÇLARI

1- İflasa tabi olma : Tacirler her türlü borçlarından dolayı iflas hükümlerine tabidirler Buna göre tüzel kişiler gibi gerçek kişi tacirler de iflas yoluyla takip edilebilirler.

2- Ticaret unvanı kullanma mecburiyeti: Ticaret unvanı kullanma mecburiyetinde bulunan tacirin, TTK 39. Maddesi gereğince tescil edilen ticaret unvanı ticari işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı şekilde yazılmalıdır. İfade ettiğimiz gibi tacirin işletmesi ile ilgili olarak kullandığı her türlü kağıt ve belgede tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye internet sitesinin adresi ve numarası gösterilir.

3-İşletmesini Ticaret Siciline tescil ettirme: Tacir ticari işletmesini faaliyete başlamasından itibaren 15 gün içinde ticaret siciline tescil ettirmek zorundadır

4- Basiretli bir iş adamı gibi hareket etme: Buna göre tacir bütün ticari işlerinde aynı sektörde faaliyet gösteren tedbirli ve ileriyi gören bir tacirden beklenen dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Tacirin kişisel yetenekleri ve kendi özel hayatındaki davranış biçiminin nasıl olduğuna bakılmaz.

4-1- İşlerinde tedbirli davranma: Tacir sipariş alırken piyasada mal olup olmadığını enflasyon ve devalüasyon gibi ekonomik şartları göz ardı etmemelidir. Taşıma işini yapacak kişileri özenle seçmesi, malları gönderirken sigorta yaptırması, hammadde fiyatlarının yükselenini bileceğini ithalat ve ihracat işlemlerinde çeşitli zorluklarla karşılaşabileceğini dikkate almalıdır.

4-2- Ücret ve cezaların indirilmesini talep etmeme: Bazı hallerde, örneğin TBK 182/3, 525 md Kişiler arasındaki ilişkilerde önceden belirlenen ücret ve cezalar aşırı yüksek, fahiş olduğu hallerde ve istek halinde indirime tabi tutulabilir. Tacirler ise bu hükmün dışındadır. Bunun istisnası cezai şartı ekonomik yönden tacirin mahvına sebebiyet verecekse indirim söz konusu olabilir

4-3 - Fatura ve teyit mektubu düzenleme: TTK 21. Maddesi uyarınca ticari faaliyet çerçevesinde karşı tarafa bir mal veya hizmet sunan tacir, istek üzerine fatura düzenleyerek karşı tarafa vermek ve bedel ödenmiş ise bunu faturada göstermek zorundadır. Fatura, taraflar arasında yapılmış olan bir sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa bir mal veya hizmet sunulduğunu ve bu mal veya hizmet bedelini gösteren ticari belgedir. Fatura uyuşmazlıklarda delil olarak kullanılır. Faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde bir itirazda bulunmadığı takdirde fatura içeriğini kabul etmiş sayılır. Bunun için iki şart gereklidir

Birinci şart, fatura tarafları arasında önceden kurulmuş olan bir borç ilişkisine bağlı olarak düzenlenmiş olmalıdır. İkincisi de fatura yer niteliği itibarıyla faturada bulunması zorunlu hususlar malın cinsi, miktarı, fiyatı yazılmış olmalıdır

TEYİT MEKTUBU

Teyit mektubuna gelince; kişiler arasında telefon, telgraf herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçlar ya da sözlü olarak kurulan sözleşme ve beyanların içeriğini kayıt altına almak amacıyla taraftardan birinin düzenlediği bir belgedir. Buna göre karşı karşıya olmayan kişiler arasında yapılan sözleşmede mutabakata varılan hususlar taraflardan biri tarafından yazıya dökülür ve diğer tarafa gönderilerek rızası alınır. Teyit mektubunu alan kişi kendisine tebligat yapılmasından itibaren 8 gün içinde bir itirazda bulunmadığı takdirde mektupta yazılı hususların sözleşmeye uygun olduğunu kabul etmiş olur.

4-4- İhtar ve ihbarların belirli şekilde yapılması: Tacirin basiretli iş adamı gibi davranma mecburiyetinin bir diğer sonucu da karşı tarafa göndereceği ihbar ve ihtarların kanunda öngörülen özel şekilde yapmasıdır. Yani Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürme, sözleşmeyi fesih etme veya sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar ve ihtarların noter, taahhütlü mektup, telgraf, güvenli elektronik imza kullanılarak elektronik posta ile yapılması gerekmektedir. Ancak daha önceki yasadan farklı olarak bu şekiller kullanılmadan yapılan ihbar ve ihbarları da geçersiz sayılmazlar. Örneğin telefon veya faks yoluyla gönderilen ihtar ve ihbarları da ispat edilmek koşuluyla aynı sonucu sağlayabilir.

5-Ticaret Odasına kayıt olma: Tacirin uyması gereken şartlardan birisi de Ticaret Odasına kayıt olmaktır. Ancak tacirin yaptığı ticari faaliyetin türü Ticaret Odası yerine Sanayi Odası veya Deniz Ticaret Odasına kayıt olmasını gerektirebilir. Buna göre Sanayi İşletmesi olan tacirler Sanayi Odalarına, Deniz ticareti ile iştigal edenler Deniz Ticaret Odalarına kayıt yaptırmak zorundadırlar. Sanayi işletmesinin yanında ürettiği malların satışını yapmak üzere satış mağazası açan tacirler aynı anda hem Sanayi odasına hem ticaret odasına kayıt olmak zorundadır. Kayıtlı üyeler kayıt ücreti yıllık aidat ve munzam aidat ödemekle yükümlüdürler.

Tacirler arasındaki uyuşmazlıklar ticari dava niteliğini taşır. Ticari uyuşmazlıklarda tacirler tarafından tutulan ticari defterler delil olarak kabul edilir. Tacirin işleri, işlemleri ticari hükümlere tabidir. Kanun ve sözleşmede kararlaştırılmayan konularda ticari örf ve adetleri uygulanır. Tacirlere ödenmeyen ücret ve alacaklarına ilişkin olarak karşı tarafa ait mallar üzerinde hapis hakkı tanınmıştır. İfade edilecek olursa ayrıca son olarak da ticari uyuşmazlıklarda fatura ve teyit mektubu delil olarak kullanılabilir. Bu konudaki düzenlemeler ticaret hayatının gereklilikleri olup, tacirlerimizin ülkemize faydalı olması aynı zamanda insanlarımıza ve ülkeye katma değer sağlaması çok önemli kurallardır.

Bu vesileyle tüm iş dünyasına sayının yöneticilerimize saygılar sunarım. Benim bu görüşlerimin oluşmasını sağlayan sayın çok değerli hukukçular, Yargıtay Onursal Başkanı Gönen Eriş, Prof Dr. Mustafa Çeker ve diğer tüm akademisyen büyüklerimize teşekkürlerimi sunuyor, güzel günler diliyorum.

Yorumlar