Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, elektrik toptan satışı yapan bazı firmaların OSB’lerle yapılan sözleşmeleri feshetmeye başlamalarına tepki gösterdi.
BOTAŞ’ın, “doğalgaz talebini gerçekçi oluşturarak tüm talep sahiplerine yeterli gaz arzı sağlayabilmek” gerekçesiyle 9 Aralık 2011’de OSB’lerle imzaladığı sözleşme hükümlerini değiştirme yönündeki girişiminin ardından benzer bir adımı elektrik satışı yapan firmalar atmaya başladı. OSBDER Başkanı Tuncay, “Bugün verdim, yarın vermiyorum diyerek sanayi kuruluşlarımızın öngörülemeyen zararlara girmesine müsaade edilmemelidir” dedi.
● ÖNGÖRÜLEMEYEN ZARARLAR DOĞAR
OSBDER’e üye bazı OSB’lerden gelen şikayetleri değerlendirerek açıklama yapan Tuncay, elektrik toptan satışı yapan bazı firmaların, OSB’lerle yaptıkları sözleşmelere koydukları maddeler ile daha çalışmaya başlamadan veya çok kısa süre çalıştıktan sonra sözleşmelerini feshetmeye başladıklarını söyledi. Bu tutumun ticari etik içinde kabul edilemez bir yaklaşım olduğuna işaret eden Tuncay, OSB’lerin bünyelerinde bulunan sanayi kuruluşlarına verimli, güvenli ve rekabet edebilir şartlarda elektrik tedarik etmek maksadı ile bu şirketlere güvenerek sözleşme yaptıklarını söyledi. Yaşadıkları ilk problemlerde sözleşmelerine sahip çıkmadan kaçan firmaların, kendi ticari itibarlarını zedelemenin ötesinde, bu OSB’lerdeki firmaları elektrik tedariki hususunda sonu görünmeyen bir yola ittiklerini ifade eden Tuncay, “Binlerce insanın çalıştığı, yüzlerce sanayi kuruluşuna elektrik tedarik etmek ciddi bir iştir. Bugün verdim, yarın vermiyorum diyerek sanayi kuruluşlarımızın öngörülemeyen zararlara girmesine müsaade edilmemelidir. OSBDER olarak, büyük rakamlara ulaşan elektrik alım sözleşmelerinin iki ay gibi kısa zamanda fesih edilmesinin, üretim maliyetleri ve iş yapabilme kapasitelerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekmek istiyoruz. Sanayicimiz dünya ile rekabet edebilmek için kılı kırk yararak hesabını yapmakta, üretimi için gerekli olan elektriğin sağlanmasında da içinde bulunduğu OSB’lere güvenmektedir. OSB’lere elektrik toptan satışı yapan firmaların sadece ticari kazancı hesap etmesinin dışında üzerlerinde bulunan sosyal ve ekonomik sorumluluğu da idrak ederek hareket etmeleri sağlanmalıdır. Elektrik toptan satış lisansı verilmesi sırasında da, talip olan firmaların enerji yatırımları bulunması şartı muhakkak aranmalıdır” dedi.
OSBDER’e üye bazı OSB’lerden gelen şikayetleri değerlendirerek açıklama yapan Tuncay, elektrik toptan satışı yapan bazı firmaların, OSB’lerle yaptıkları sözleşmelere koydukları maddeler ile daha çalışmaya başlamadan veya çok kısa süre çalıştıktan sonra sözleşmelerini feshetmeye başladıklarını söyledi. Bu tutumun ticari etik içinde kabul edilemez bir yaklaşım olduğuna işaret eden Tuncay, OSB’lerin bünyelerinde bulunan sanayi kuruluşlarına verimli, güvenli ve rekabet edebilir şartlarda elektrik tedarik etmek maksadı ile bu şirketlere güvenerek sözleşme yaptıklarını söyledi. Yaşadıkları ilk problemlerde sözleşmelerine sahip çıkmadan kaçan firmaların, kendi ticari itibarlarını zedelemenin ötesinde, bu OSB’lerdeki firmaları elektrik tedariki hususunda sonu görünmeyen bir yola ittiklerini ifade eden Tuncay, “Binlerce insanın çalıştığı, yüzlerce sanayi kuruluşuna elektrik tedarik etmek ciddi bir iştir. Bugün verdim, yarın vermiyorum diyerek sanayi kuruluşlarımızın öngörülemeyen zararlara girmesine müsaade edilmemelidir. OSBDER olarak, büyük rakamlara ulaşan elektrik alım sözleşmelerinin iki ay gibi kısa zamanda fesih edilmesinin, üretim maliyetleri ve iş yapabilme kapasitelerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekmek istiyoruz. Sanayicimiz dünya ile rekabet edebilmek için kılı kırk yararak hesabını yapmakta, üretimi için gerekli olan elektriğin sağlanmasında da içinde bulunduğu OSB’lere güvenmektedir. OSB’lere elektrik toptan satışı yapan firmaların sadece ticari kazancı hesap etmesinin dışında üzerlerinde bulunan sosyal ve ekonomik sorumluluğu da idrak ederek hareket etmeleri sağlanmalıdır. Elektrik toptan satış lisansı verilmesi sırasında da, talip olan firmaların enerji yatırımları bulunması şartı muhakkak aranmalıdır” dedi.
● BOTAŞ, TOPLAM MENFAATİ DÜŞÜNMELİ
BOTAŞ’ın 2012 yılı için OSB’lere getirdiği doğalgaz alım sözleşmelerinde yer alan azami ve asgari kullanım kısıtlarının, global ekonominin durumu ve gerçekleri ile bağdaşmadığını, BOTAŞ’ı global ekonominin gerçeklerini bir kez daha değerlendirmeye çağırdıklarını ifade eden Tuncay, BOTAŞ’ın “Biz KİT’iz, sadece Kurum menfaatlerine bakarız” anlayışını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Ülkenin toplam menfaatinin göz önünde tutulmasını isteyen Tuncay, “Bugün dünyada ekonomi sihirbazı olarak tanımlanan uzman kişi ve kuruluşlar dahi 2012 yılı için tutarlı, olasılığı yüksek öngörüleri belirleyemezken, sanayicilerimize Kasım 2011’de Aralık 2012 ‘nin yani 14 ay sonrasının iş durumunu düşün ona göre doğalgaz sözleşmesi yap, bu öngörün eksik ya da fazla çıkarsa, bedelini ödersin demek, bugünün finansal gerçekleri ile ne kadar uyuşmaktadır değerlendirmesini yönetsel ve siyasi karar alıcılarımızın dikkatlerine sunuyoruz. Ayrıca, doğalgaz da verilen lisanslarla bazı şirketlerin piyasaya girmesine müsaade edilmiş olsa da, BOTAŞ’ın piyasa yönlendirme g cünü elinde tutarak, rekabet unsurunu asgari düzeye indirdiği bir ortamda, kendileri tarafından belirlenen şartları piyasaya uyulması yönünde deklare etme şeklinde bir hareket tarzını tercih etmesini de yadırgamaktayız” diye konuştu.
BOTAŞ’ın 2012 yılı için OSB’lere getirdiği doğalgaz alım sözleşmelerinde yer alan azami ve asgari kullanım kısıtlarının, global ekonominin durumu ve gerçekleri ile bağdaşmadığını, BOTAŞ’ı global ekonominin gerçeklerini bir kez daha değerlendirmeye çağırdıklarını ifade eden Tuncay, BOTAŞ’ın “Biz KİT’iz, sadece Kurum menfaatlerine bakarız” anlayışını değiştirmesi gerektiğini söyledi. Ülkenin toplam menfaatinin göz önünde tutulmasını isteyen Tuncay, “Bugün dünyada ekonomi sihirbazı olarak tanımlanan uzman kişi ve kuruluşlar dahi 2012 yılı için tutarlı, olasılığı yüksek öngörüleri belirleyemezken, sanayicilerimize Kasım 2011’de Aralık 2012 ‘nin yani 14 ay sonrasının iş durumunu düşün ona göre doğalgaz sözleşmesi yap, bu öngörün eksik ya da fazla çıkarsa, bedelini ödersin demek, bugünün finansal gerçekleri ile ne kadar uyuşmaktadır değerlendirmesini yönetsel ve siyasi karar alıcılarımızın dikkatlerine sunuyoruz. Ayrıca, doğalgaz da verilen lisanslarla bazı şirketlerin piyasaya girmesine müsaade edilmiş olsa da, BOTAŞ’ın piyasa yönlendirme g cünü elinde tutarak, rekabet unsurunu asgari düzeye indirdiği bir ortamda, kendileri tarafından belirlenen şartları piyasaya uyulması yönünde deklare etme şeklinde bir hareket tarzını tercih etmesini de yadırgamaktayız” diye konuştu.
● ASGARİ VE AZAMİ KULLANIM KISTASLARI YANLIŞ
OSBDER Başkanı Tuncay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, BOTAŞ’ın da yurt dışından ithal ettiği doğalgaz alımı hususunda aynı azami ve asgari sınırlar içinde olduğu belirtilebilir. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken husus BOTAŞ’ın uluslararası hukuka dayalı uzun süreli sözleşmeler yaparak , bu sözleşme yılları içinde ödeyebileceği her hangi bir cezayı, sözleşme sonunda mahsup edebilme hakkında sahip olmasıdır. Oysa, OSB’lerimiz katılımcılarına en uygun şartlarda doğalgaz tedariki sağlayabilmek için her yıl tedarikçileri ile masaya oturmak zorundadır. Yıl içinde bir tedarikçisine ödediği cezayı, bir sonraki yıl değiştirdiği tedarikçiden mahsup şansı yoktur. Bu durum cezayı tahsil eden tedarikçiye haksız kazanç oluşturduğu gibi bunu ödeyen OSB’ye geri dönüş imkanı da ortadan kalkmaktadır. Doğalgazın temel girdi olduğu sanayilerde bugün “günlük azami kullanım miktarını geçme, yıllık asgari alım miktarın altına düşme” şeklinde bir slogan oluşmuştur. Bu rakamların belirlenmesi hususunda alt yapısı güçlü olan birkaç kurumsal sanayi kuruluşunu örnek gösterenlere de, ülkedeki firmaların yüzde 98’inin, KOBİ olduğunu ve KOBİ’lerin bırakın yıllık, aylık, haftalık dahi program yapmakta zorlandıklarını hatırlatmak isteriz. Her yeni gün, yeni bir kriz korkusu içinde yaşayan, inanılmaz bir kırılganlık ve riskler barındıran dünya ekonomisi düzleminde, ilgili her kurumu temel girdilerden olan doğalgazı asgari ve azami kullanım kıstasları içinde bağlayarak, çizginin dışına çıkışların cezalandırıldığı bu uygulamanın doğru olmadığına inanıyoruz.”
OSBDER Başkanı Tuncay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün, BOTAŞ’ın da yurt dışından ithal ettiği doğalgaz alımı hususunda aynı azami ve asgari sınırlar içinde olduğu belirtilebilir. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken husus BOTAŞ’ın uluslararası hukuka dayalı uzun süreli sözleşmeler yaparak , bu sözleşme yılları içinde ödeyebileceği her hangi bir cezayı, sözleşme sonunda mahsup edebilme hakkında sahip olmasıdır. Oysa, OSB’lerimiz katılımcılarına en uygun şartlarda doğalgaz tedariki sağlayabilmek için her yıl tedarikçileri ile masaya oturmak zorundadır. Yıl içinde bir tedarikçisine ödediği cezayı, bir sonraki yıl değiştirdiği tedarikçiden mahsup şansı yoktur. Bu durum cezayı tahsil eden tedarikçiye haksız kazanç oluşturduğu gibi bunu ödeyen OSB’ye geri dönüş imkanı da ortadan kalkmaktadır. Doğalgazın temel girdi olduğu sanayilerde bugün “günlük azami kullanım miktarını geçme, yıllık asgari alım miktarın altına düşme” şeklinde bir slogan oluşmuştur. Bu rakamların belirlenmesi hususunda alt yapısı güçlü olan birkaç kurumsal sanayi kuruluşunu örnek gösterenlere de, ülkedeki firmaların yüzde 98’inin, KOBİ olduğunu ve KOBİ’lerin bırakın yıllık, aylık, haftalık dahi program yapmakta zorlandıklarını hatırlatmak isteriz. Her yeni gün, yeni bir kriz korkusu içinde yaşayan, inanılmaz bir kırılganlık ve riskler barındıran dünya ekonomisi düzleminde, ilgili her kurumu temel girdilerden olan doğalgazı asgari ve azami kullanım kıstasları içinde bağlayarak, çizginin dışına çıkışların cezalandırıldığı bu uygulamanın doğru olmadığına inanıyoruz.”