GİRAY DUDA
Tayvan’ın İstanbul’da 25 yıldan bu yana faaliyet gösteren Ticaret Merkezi’ni canlı, dinamik bir Tayvanlı genç bayan yönetiyor. Patty Yen, iki ülke ticari ilişkileri artırmak için arı gibi çalışıyor. Oda ve dernek yöneticileriyle görüşmelerde bulunuyor, kendi başına İstanbul dışındaki kentlere giderek Tayvan’ı tanıtan sunumlar yapıyor. Eylül ayında da İstanbul’da Tayvanlı işadamlarının katılacağı bir etkinlik düzenliyor.
Türkiye için henüz “uzak” bir ülke gibi görünen Tayvan’la Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin bugününü ve potansiyelini Patty Yen ile konuştuk.
- Tayvan Ticaret Merkezi temsilcisi olarak, Türkiye’de bugünlerde gündeminizde neler var?
- İstanbul’a bir buçuk yıl önce geldim ve 5-6 yıl daha burada kalacağım. Benim dönemimde, Tayvan ürünlerini Türkiye’de daha fazla tanıtmak ve ticareti artırmayı amaçlıyorum. Aynı zamanda Türkiye’nin ürünlerini ve Türk halkını Tayvanlılara tanıtmak da benim işlerimden birisi.
EYLÜL’DE FUAR DÜZENLİYORUZ
- Bir çeşit elçilik görevi olarak kabul ediyorsunuz yaptığınız işi herhalde.
- Evet öyle. Tayvanlı firmalar, iki üç yıl önce Türkiye’yi çok fazla bilmiyorlardı. Türk firmalarının da Tayvanlı şirketler hakkında fazla bilgileri yoktu. Biz bu iki ülkenin firmaları arasında bağ kurmak istiyoruz. Tayvanlı firmaları Türkiye’ye yatırım yapmaya çağırıyoruz. Ama Tayvan ürünlerini de Türk işadamlarına sunmak amacındayız. Şu anda da Türk işadamlarının Tayvan’ın mal ve ürünleri hakkında pek bilgileri yok. Örneğin Türkiye’de yaygın olan Acer, Asus ve HDC birer Tayvan ürünleridir. Tayvan sanayi ürünlerinin Türkiye’deki farkındalığını artırmak da bizim önde gelen görevlerimizden birisi. 27 Eylül’de İstinye Park’ta fuar benzeri bir etkinliğimiz olacak. Bu beş günlük etkinlikte, Tayvan’ın en iyi ürünlerini Türk halkına tanıtacağız. Şu anda en az 42 firma katılacağını bildirdi.
- Gelecek olan 42 firma hangi sektörlerde ağırlıklı?
- Çok farklı kategorilerde çalışıyorlar. Bilişim, sportif ve sağlıklı yaşam ürünleri çoğunlukta. Buraya gelecek olan firmaların hepsinin Tayvan hükümetinden sertifikaları var.
‘TAIWAN EXELLENCE’ SERTİFİKALI
- Bu sertifikalar nasıl bir nitelik ve önem arz ediyor?
- Sizin nasıl Turquality’niz varsa bizim de Taiwan Exellence’ımız var. Bu sertifika, şirketin ve ürettiği ürünlerin dünya kalitesinde olduğunu vurguluyor. Exellence sertifikası alan firmalarla rahatlıkla alışveriş yapabilirsiniz. Almanya’da da buna benzer bir sertifika vardır. Eğer bir ürün bu sertifikayı alma hakkını kazanıyorsa o ürün mutlaka kaliteli ve değerlidir. Kaliteyi yüksek tuttuğumuz için bizim şirketlerimizin ürünlerinin fiyatları başkalarına göre biraz daha fazladır. Biz Türkiye’ye ve Türk işadamlarına, Tayvan ürünlerinin kaliteli ürünler olduğunu anlatmak istiyoruz.
- ‘Çin Malı’ndan farklı olduğunu göstermeyi amaçlıyorsunuz herhalde
- Evet ama diğer ülkelerin mallarını da hiçbir şekilde eleştirmiyoruz. Sadece kendi ürünlerimizin niteliğini vurgulamak istiyoruz. Tayvan malları, Çin mallarından çok daha farklıdır.
- Türkiye’de İstanbul’dan başka bir yerde Tayvan Ticaret Merkezi var mı?
- Hayır. Sadece İstanbul’da var. Biz kar amacı gütmeyen bir organizasyonuz. Hükümet tarafından destekleniyoruz. Ankara’da devlet destekli diplomatik birimin de bir ekonomi bölümü var.
- Siz bütün Türkiye’ye buradan yetişiyorsunuz değil mi?
- Evet, bu ofisimiz İstanbul’da 25 yıldan beri açık ve faal durumda.
ODALAR VE DERNEKLERLE GÖRÜŞÜYORUZ
- Ticaret ve Sanayi Odaları ile ilişki kurarak mı çalışıyorsunuz?
- Odalarla, ekonomik kuruluşlarla ve derneklerle çok iyi bağlantılarımız var. Onların hepsi bizi destekliyor. Aslında Tayvan sanayisi dünyada çok iyi bilinir. Bilişim, otomotiv, makine sektörlerindeki ürünlerimizi hemen hemen tüm işadamları bilir. Yılın her mevsiminde, Tayvan’dan Türkiye’ye işadamları heyetleri gelerek ekonomik işbirliği görüşme ve temaslarında bulunurlar. Sanayi ve ticaret odaları, dernekler de bu heyetler gelirken kendi üyelerine haber veriler, uygun yerlerde onları buluştururuz.
TÜRKİYE’YE GİRMEKTE GEÇ KALDIK
- Türkiye için Avrupa Birliği pazarları daralınca doğal olarak yeni pazar arayışı yoğunlaştı. Yeni yöneldikleri Afrika’nın kuzeyi sorunlu, Ortadoğu karmakarışık. Tayvan’ı tanıtmak için uygun bir zaman olabilir. Tayvan’ın tanıtımlarını nasıl yapıyorsunuz?
- İş dünyasındaki önde gelen oda ve dernekleri ziyaret ederek, yöneticilere ve katılımcılara sunumlar hazırlıyoruz. Buradaki etkinliklerimiz olduğunda onları davet ediyoruz. En önemli şey iki ülkenin birbirlerini tanımaları. Bizim ofisimiz son iki yılda eskiye göre çok aktif bir duruma geçti. Türk işadamlarına Tayvan ürünlerini tanıtıyoruz ve herhangi bir işbirliği, ortaklık düşünmeleri halinde onlara ücretsiz hizmet vereceğimizi belirtiyoruz.
Mesela geçen hafta İzmir Ticaret Odası’nı ve Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret ettim. Plastik Sanayicileri Derneği, Bilişim Derneği ve Medikal Üreticiler Derneği yöneticileriyle görüştüm. Hepsinde ayrı ayrı Tayvan’ı tanıtıcı sunumlar yaptım. Çok büyük misafirperverlik gösterdiler. Beni çok desteklediler. Hepsi de bana neden bu kadar geç geldiğimi sordular. Aslında belki de insanlar daha fazla bilmek, öğrenmek istiyorlar. Geçen senelerde biz bu kadar yakın bir ilişki içinde değildik. Bundan sonra diğer şehirleri de ziyaret ederek buradaki oda ve dernek yöneticileriyle görüşeceğim.
BİZİM KURU YEMİŞ VE ZEYTİNİMİZ YOK
- Türkiye için hangi sektörlerde Tayvan’da iyi, güzel iş yapma olanakları var. Böyle bir çalışma yaptınız mı?
- Türkiye’nin çok iyi, önemli ürünleri var. Zeytin, zeytinyağı ve kuru yemişi öncelikle sayabilirim. Bunlar sağlık için çok önemli ürünler. Tayvan’da bizim böyle ürünlerimiz yok. Bence zeytinyağının Tayvan’da çok şansı var. Tayvan, zeytinyağını İspanya ve İtalya’dan ithal ediyor.
- Tayvanlılar zeytinyağını biliyor ve severek kullanıyor öyle mi?
- Elbette. Zeytinyağı yemeklerde kullanılır ve büyük talep vardır. Biz zeytinyağını söylediğim gibi İspanya ve İtalya’dan alıyorduk. Türkiye’de üretildiğini bile bilmiyorduk.
- Ben de Egeliyim, zeytinyağını çok severiz ama bir türlü dışarıya satmayı beceremedik galiba bugüne kadar.
- Evet, çok yazık.
TÜRKİYE SIÇRAMA MERKEZİ OLABİLİR
- Asus ve Acer, Türkiye’de tutunmuş olan iki büyük firma. Bu şekilde Türkiye’de kalıcı yatırım yapmak için gelmeyi düşünen firmalar var mı?
- Asus ve Acer firmalarında yüzlerce kişi çalışıyor. Motordan her çeşit elektrikli ev aletlerine kadar çok değişik ürünler üreten Teco firması Haziran ayının sonunda Türkiye’ye yatırım için geldi. Dalgakıran ve Teco firmaları ortaklık kuruyorlar. Bence bu çok iyi bir başlangıç. Teco’nun sayesinde, onun arkasından daha bir çok firmanın Türkiye’ye geleceğine inanıyorum.
Tayvanlı firmalar için yeni bölgeler, pazarlar bulmamız gerekiyor. Türkiye’nin bölgesel pozisyonu son derecede güzel. Tayvan’da, Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya açılmak isteyenler için Türkiye’nin çok iyi bir seçenek olduğunu her zaman vurguluyorum. Bence Türkiye’ye Tayvan’dan çok firma gelecek ama tabii ki biraz zaman alacak.
Aslında Türkiye hükümetinin veya ticaret örgütlerinin, Tayvan’a gidip Türkiye’yi tanıtmaları ve yatırım için Türkiye’ye davet etmeleri gerekir. Türkiye’deki herhangi bir örgüt, dernek, oda kendilerini Tayvan’a tanıtmak isterse ben onlara her türlü yardımı vermeye hazırım.
TİCARET HACMİ ÇOK DENGESİZ
- Türkiye ile Tayvan arasındaki ekonomik ilişkilerinde Tayvan lehine olan büyük bir ticari dengesizlik var. Bu dengesizlik nasıl düzelir? Toplam ticaret hacmi aslında fazla değil ve 2 milyar doların altında. Bu rakam nasıl sıçrayıp yukarılara gidebilir?
- İki ülke arasındaki toplam ticaret hacmi 1 milyar 800 milyon dolar. Bunun 1.6 milyar doları Tayvan’dan yapılan ithalat ve 200 milyon doları da Tayvan’a yapılan ihracat. Tabii ki bu ticaret hacmini çok daha yukarıya çıkarmamız gerekiyor.
TÜRKİYE TİCARETTE STRATEJİK ÜLKE
- Çin’e Türkiye’den yıl içinde değişik sektörlerden pek çok heyet gidiyor. Aynı uzaklıkta olduğuna göre Tayvan’ı ziyaret de iş insanları için çok zor olmaz herhalde.
- Evet, Çin’e çok sayıda işadamının gittiğini biliyoruz. Umarım bu heyetler programlarına iki günlük Tayvan ziyareti de eklerler. Bu iki günlük ziyaret, onlara Tayvan’ın ne kadar farklı bir yer olduğunu anlama fırsatı verir. Çin’den gelen bütün ürünlerin tabii ki çok daha ucuz olduğunu biliyoruz. Türkiye’nin ekonomisi eskisine göre daha iyiye gidiyor. Halkın bundan sonra ucuz ürünlere değil kaliteli ürünlere yöneleceğini tahmin ediyoruz.
Ekonomi Bakanlığımız, Türkiye’yi, stratejik işbirliği yapabileceğimiz hedef ülkelerden birisi olarak seçti. Rusya, Brezilya ve Endonezya da hükümetimizin seçtiği diğer hedef ülkelerdir. Bu dört ülkenin ekonomisi iyiye gidiyor ve önümüzdeki daha da büyüyecek.
VİZEDE ÖNEMLİ BİR ADIM ATTIK
- Yakın zamana kadar Tayvan ile Türkiye arasındaki ilişkilerde, vize serbestliği ve havayollarının doğrudan iki ülke arasında seferler koyması gibi talepler vardı. Bu konularda yeni adımlar atılıyor mu?
- Biz bunu istiyoruz ama şu anda iki ülke arasında doğrudan uçuş yok. Eğer bu ticaret hacmini geliştirmek istiyorsak, tabii doğrudan uçuşlar gerekli. Hong Kong, Singapur ve Şangay’a gidip buradan Tayvan’a giden başka bir uçağa geçmeniz gerekiyor. Yaklaşık 15 saat sürüyor.
ELEKTRONİK ORTAMDA VİZE ALABİLİYORSUNUZ
Vize işlemlerinde bir kolaylık sağlandı. Temmuz’da iki ülke arasında bir anlaşma yapıldı ve insanlar elektronik biçimde vizelerini yaptırabiliyorlar. Şimdi sadece internet üzerinden form doldurup kredi kartı ile 20 dolar ödüyorsunuz, vize işleminiz bitiyor. Böylece kolaylıkla bir aylık vize alıyorsunuz. Tayvanlılar Amerika Birleşik Devletleri’ne ya da Avrupa Birliği ülkelerine giderken vize almıyorlar. Umarım yakında Türkiye ile Tayvan arasında bir anlaşma yapılır ve hem doğrudan uçuşlar başlatılır hem de vize tamamen kaldırılır.
- Vize bir çok ülke için kalktı. Tayvan ile Türkiye arasındaki vizenin kalkmamasında Çin engeli mi var?
- Evet.
TAYVANLILARIN DA SÖZÜ SENETTİR
- Bir de şunu merak ediyorum. Tayvan’a iş ziyareti yapacak iş insanlarının bilmeleri gereken kurallar diye bir şey var mı?
- Türkiye ile Tayvan birbirine benziyor. Tayvanlılar da Türkler gibi çok misafirperverdirler. Tayvan’da her şey güvenlidir, bu konuda bir problem yaşanmaz. Tayvanlılarla ticaret yaparken karşılıklı güven çok önemlidir. Tayvanlılar hep sözlerini tutarlar. Tayvanlılar size güveneceklerini bilirlerse, karşılıklı uzun süreli işbirliği yapabilirsiniz. Bana Türk işadamları, Çin ile yaptıkları ticaret sırasında, ilk partide kalitesi yüksek olan malların diğer partilerde kalitesinin düştüğünü söylediler. Bunları bana Türk firmalarının yöneticileri anlattı. Ama biz her zaman sözümüzü tutarız. Numune ürün gittikten sonra diğer ürünler de hep aynı kalitede olur. Tayvan’la iş yapanlar da kalitenin hiç değişmediğini özellikle belirtiyorlar.
………………
TAYVAN : Nüfusu 23 milyon 800 bin
Uzun yıllar Portekiz, Hollanda ve Japonya kontrolünde kalan Tayvan, 1945 yılında Çin Cumhuriyeti’ne iade edildi. İkinci Dünya Savaşı sonrası Çin'de Komünist Parti (ÇKP) yönetimi ele geçirdi. Mao Zedung önderliğindeki komünistlerle savaşan Japonya destekli Milliyetçi Parti yenildi. İç savaş 1949'da Komünist Parti’nin kesin zaferiyle sona erince Milliyetçi Parti lideri Çan Kayşek ve yandaşları Tayvan’a kaçtı. Çan Kayşek kısa sürede Tayvan’da (Miliyetçi Çin) kontrolü ele geçirdi. Çin’in muhalefeti nedeniyle Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin aralarında bulunduğu birçok ülke Tayvan’ı resmen tanımıyor. 23 milyon 800 bin nüfuslu Tayvan'ın başkenti Taipei'dir, yüzölçümü 35 bin 801 kilometrekaredir. Tayvan adası Çin'in güneydoğu sahillerine 200 kilometre uzaklıktadır. Nüfus yüzde 98'ini Çinliler, yüzde 2'si ise 444.000'i bulan sayıları ile Tayvan aborjinleri oluşturmaktadır. Tayvan halkının yaklaşık yüzde 93'ü Budizm, Konfüçyüsçülük ve Taoizm karışımı dinin mensuplarıdır.
adnan yılmaz 8 Yıl Önce
cep.05357005030