Avrupa Parlamentosu aldığı “Avrupa Yeşil Anlaşması” kararıyla Covid-19 sonrası Avrupa'daki ekonomilerin ve toplumların hızlı bir şekilde toparlanmasına katkıda bulunmak için iklim değişikliğiyle mücadeleyi ekonomik stratejinin merkezine almayı planlıyor.
Anlaşmaya göre salgın sonrası yatırımlar, iklim açısından nötr bir ekonomiye geçişi, biyolojik çeşitliliğin korunması hedefleniyor. Yayınlanan ortak görüşlerde özellikle sürdürülebilir mobilite, yenilenebilir enerji, bina tadilatları, araştırma ve yenilik, biyolojik çeşitliliğin geri kazanımı ve döngüsel ekonomi alanlarında yatırımların artırılması ön plana çıkıyor.
Yeşil Anlaşma, Avrupa'yı sürdürülebilir ve iklim açısından nötr bir ekonomiye dönüştürürken ekonomik krize yanıt vermede doğru seçimler yapılması için bir yol haritası sunuyor.
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler trilyonlarca dolar değerinde kurtarma paketleri hazırlarken, bunun nasıl harcanacağına dair seçimlerinin gelecek yıllar boyunca çevre üzerindeki etkileri de tartışılıyor. Ekonomik toparlanma sürecinin sürdürülebilirlik kapsamında yeşil ekonomiye dayanması konusundaki görüş birliği var. Bu sürecin fosil kaynaklı yakıtlardan uzaklaşılması ve temiz enerjiyi desteklemek olarak sürdürme planları var.
Birçok kuruluş çevresel taahhütleri arasında 2030 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanma hedefini de açıklamış durumda. Bildiriyi imzalayan şirketlerin yaklaşık üçte ikisinin merkezi Avrupa’da bulunuyor. Avrupa Birliği 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için çaba harcarken, şirketlerin de bu sürede üretim, ticaret ve iş yapma süreçlerini hükümetlerin belirlediği düzenlemelere uygun hale getirmesi bekleniyor. Türkiye de, yenilenebilir enerji alanında iyi bir performans sergileyen ülkeler arasında yer alıyor.
Bu çerçevede Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi (ÇOSB) de yine bir ilki hayata geçirme hazırlığını yapıyor. ÇOSB, bünyesindeki firmalara yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjiyi kullanma imkanı sunmaya hazırlanıyor.
ÇOSB, bünyesinde talep eden katılımcı firmalarına yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen yeşil enerji tedarik etmeye başlıyor. Tedarik konusunda çalışmalarında sona gelen
ÇOSB, ayrıca enerjiyi tedarik eden aracı kurum tarafından yeşil enerji tedarik eden firmalara, elektriğin yenilenebilir kaynağını belgeleyen (I-REC) Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikasını da verecek. Elektrik tüketicilerinin bilinçli ve güvenilir bir seçim yapmasına katkıda bulunmak amacıyla hayata geçen (I-REC) Uluslararası Yenilenebilir Enerjisi Sertifikası ise üretilen veya tüketilen elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretildiğini belgeleyen uluslararası geçerliliği olan bir sertifika.
Birçok çalışmada olduğu gibi bu konuda da Türkiye’de örnek ve öncü olan ÇOSB’nin bu çalışması katılımcı firmaları tarafından da memnuniyetle karşılandı.
AB İLE TİCARET YAPANLARIN HAZIR OLMASI GEREKİYOR
Konuyla ilgili konuşan ÇOSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler şunları söyledi: “OSB’lerin sürdürülebilirliğinin, rekabet gücünün ve verimliliğinin artırılması için altyapı ve kolaylaştırıcı ortamın desteklenmesi adına önemli çalışmalarımızdan birini daha hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Avrupa Parlamentosu aldığı ‘Avrupa Yeşil Anlaşması’ kararı ile karbon emisyonlarını indirmek üzere diğer uluslararası ortakların AB ile aynı hedeflere sahip olmasını şart koşmaya başladı. AB’nin bu stratejisinin ihracatın yüzde 50’sinin Avrupa ülkelerine yapan Türkiye’deki şirketlerin de yeşil dönüşümünü hızlandırması bekleniyor.
Ekonomik büyümeyi doğal kaynak kullanımından ayrıştırmayı ve AB’yi yeni bir sürdürülebilir büyüme yoluna sokmayı hedefleyen bu planlara AB ile ihracat yapan firmalarında uyum sağlamaktan başka çarelerinin kalmadığını görüyoruz. Hedeflenen dönüşümün Avrupa Komisyonunun diğer kurum ve üye ülkelerle yoğun çalışmasının gerektirdiğine dikkat çekiyor. Planın Avrupa ülkelerinin yanı sıra AB ile ticaret yapan ülkeleri de kapsadığı her geçen önem arz ediyor. AB karbon emisyonlarını indirmek üzere diğer uluslararası ortakların AB ile aynı hedeflere sahip olmasını şart koşuyor. Dolayısıyla AB’nin karbonsuzlaşma hedefleri doğrultusunda karbon emisyonlarını azaltmayan firmalar AB ile ticaret yapan ülkelerde belirli sınırlandırmalarla karşılaşacak.”
