GİRAY DUDA
Kripto varlıklar piyasaları, buraların önemli kuruluşları olan borsalar yüzlerce milyar dolarlık bir işleyişe sahne oluyor. Büyük kazançlar ve zararlar sözkonusu. Şimdi de çok büyümesi beklenen Metaverse Dünya içine giriyoruz. Bu alanlardaki hukuki düzenlemeler gereksinmesini ve hak korumalarını avukat Ayça Küçük ile konuştuk.
- Sayın Ayça Küçük, isterseniz söyleşimize dijital yaşamın önemli unsurları olan kripto paraları konuşarak başlayalım. Yüzlerce milyar dolarlık kripto para piyasasının regülasyonu henüz tamamlanmadı, yürürlüğe girmedi. Dünyada ve Türkiye’de dev kripto para borsalarının battığı bir dönemde tasarrufçuyu, yatırımcıyı koruyacak hukuki düzenlemeler yapılabildi mi?
- Kripto para ya da kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler çok boyutlu ve birçok faktörün birlikte değerlendirilmesiyle beraber oluşturulmalı. Özellikle ulusalüstü düzlemde bir düzenleme gerçekleşmeden ulusal düzlemde bir düzenlemenin yürürlüğe girmesinin güç olduğunu düşünüyorum. Kripto varlıkların hukuki niteliklerinin belirlenmesi ve buna göre kullanım alanlarının şekillendirilmesi atılması gereken başlıca adım.
Bu noktada sorunuzda ifade ettiğiniz yatırımcıların bu piyasalara neden yöneldiğini değerlendirmek de önemli. Yatırımcılar bu noktada genel hukuki düzenlemelerle korunmakta; ancak belirtmiş olduğum üzere spesifik düzlemde devlet eliyle bir koruma getirilebilmesi için öncelikle piyasada yer alan aktörlerin konumlarının belirlenmesi ve hukuki olarak kripto varlıkların tanımlarının yapılması elzem görünüyor.
DİJİTAL ADIMLAR MUTLAKA İZ BIRAKIR
- Kripto para piyasasında, olmayan hukuki mevzuatın kontrol edemediği işlemler nasıl sorunlar yaratıyor? Hangi hukuk kuralları işliyor?
- Bu anlamda en yoğun problemler AML (Anti Money Laundering – Kara para aklamanın önlenmesi) bağlamında ortaya çıkıyor. Mevzuat boşluğundan faydalanmaya yönelik bazı yönelimlerin olduğu kamu tarafından biliniyor. Özellikle kripto varlıkların ortaya çıktığı dönemde blokzincir teknolojisinden faydalanarak işlemlerin kim veya kimler tarafından gerçekleştirildiğinin “takip edilemez”liği, bu varlıkların kara para aklama bağlamında kullanılma eğilimini artırmış gibi görünüyor.
Fakat durum aslında böyle değil. Özellikle KYC (Know Your Customer – Müşterinizi tanıyın) ve KYT (Know Your Transaction – İşleminizi bilin) uygulamaları kripto varlıkların el değiştirmesinde takip edilebilirliği kolaylaştırıyor. Yine unutmayalım ki bu işlemler bilişim sistemleri eliyle gerçekleşen işlemler ve bilişim dünyasında atılan her adım bir iz bırakır. Netice itibariyle kripto varlıklara ilişkin net bir düzenleme var olmadıkça, genel hukuk regülasyonlarıyla sorunlar aşılmaya çalışılacak.
YATIRIMCIYI DEVLET HUKUKİ DÜZENLEMELERLE KORUR
- Borsaların yatırımcılara sunduğu ve imzalattığı sözleşmeler yatırımcıların haklarını koruyor mu? Kriz zamanlarında büyük maddi kayıplar ortaya çıkıyor mu?
- Borsalarca imzalatılan sözleşmelerin hukuki nitelikleri konusunda çeşitli tartışmalar yapılabilir. Bu sözleşmelerde yer alan hükümlerin genel işlem şartı niteliği taşıyıp taşımadığı bu tartışmalardan başlıcası. Bir hak koruması yaratıp yaratmadığı meselesi ancak ve ancak ilgili sözleşmenin bir yargı otoritesi tarafından denetlenmesi vasıtasıyla net bir cevaba kavuşabilir. Gözden kaçırılmaması gereken başlıca husus borsaların yatırımcıların haklarını korumak gibi bir temel kaygısının veya yükümlülüğünün bulunmadığı. Dolayısıyla bu sektörde hak korumasından faydalanılabilmesi ancak devletlerce yürürlüğe konacak düzenlemelerle mümkün olacak.
İkinci sorunuza gelince, piyasanın spekülatif niteliği gereği büyük maddi kayıpların ortaya çıkması kaçınılmaz. Bu durumlar sezonlar bağlamında ortaya çıktığı gibi münferit işlemler açısından da gündeme gelebilir.
ŞİMDİLİK META DÜNYALARDAYIZ
- Benzer biçimde metaverse dünyası da ticarete konu olan, alınıp satılabilen metalarıyla anlaşmazlıkların her an ortaya çıkabileceği bir sanal yaşam alanı. Metaverse dünyasındaki işleyişi düzenlemek ve tartışmalı durumlarda mahkemelerin başvuracağı hukuki düzenlemeler dünyada ve Türkiye’de var mı?
- “Gerçek” anlamıyla bir metaverse evreninden söz edebilmek ancak Web3 teknolojisine geçişle beraber mümkün olacak. Dolayısıyla şu an için bir metaverse evreninden ziyade münferit meta dünyalardan söz edebiliriz. Elbette bu dünyaların kendi işleyişinde bazı koruma mekanizmalarından bahsedebiliyoruz. Örneğin “oyun-içi” mahkemeler gibi.
Halihazırda mevcut meta dünyaların temel hukuki enstrümanları “Kullanıcı Sözleşmeleri”. Bu sözleşmelerde yer alan hükümlerin değerlendirilmesiyle hukuki uyuşmazlıkların çözümü mümkün kılınabilir. Ancak bu düzenlemeler dışında devlet eliyle meta dünyaların işleyişine ilişkin bir genel düzenlemenin henüz varlığından bahsedemeyiz. Ancak özellikle İsviçre ve Almanya’da bu hususta yoğun çalışmaların yapıldığını görüyoruz. Özellikle İsviçre bu konuda öncü düzenleme çalışmalarının içinde.
METAVERSE REGÜLASYONUNA İHTİYAÇ VAR
- Böyle bir düzenleme gereksinimi ortaya çıktı mı? Bu konuda hangi kamu ve sivil toplum birimlerine görev düşüyor?
- Bireyin olduğu her alanda haklardan bahsedeceğimizi ve mevcut hukuksal yapı içerisinde bireyin haklarının korunması için devlet mekanizması eliyle regülasyonların getirilmesine ihtiyaç duyulduğunu düşünecek olursak böyle bir düzenleme gereksiniminin varlığından bahsedebiliriz. Ancak bu düzenlemeler yapılırken sistemin kendi doğasından kaynaklı özellikleri göz önünde bulundurmak özellikle önemli. Bu açıdan hukuk yapıcılarının olduğu kadar bilişim sektörünün tüm paydaşlarının değerlendirmelerinin de göz önünde bulundurulması önemli. Kısacası burada hukuk ve bilişim sektörlerinin aktörlerinin beraber çalışması elzem.
METAVERSE ANLAŞMAZLIKLARINDA TAHKİM UYGULANABİLİR
- Metaverse’ün çok hızlı yaygınlaşacağını varsayarsak ticari anlaşmazlıklarda tahkim uygulaması mümkün olacak mı? Tahkime gidilmesi ve tahkimin çözümler bulabilmesi için gerekli olan ortam ve regülasyonlar nelerdir?
- Sistemin doğası gereği tahkim anlaşmazlıkların çözümü için en uygun araç olarak görünüyor. Ticari anlaşmazlıklar bakımından sözleşmelere getirilecek tahkim klozlarıyla bunu sağlamak mümkün. Mevcut hukuki yapı metaverse bağlamında çıkabilecek ticari anlaşmazlıklarda tahkim uygulamasının işletilmesi için kural olarak bir engel oluşturmuyor. Ancak bu hususun her bir vaka bazında münferit olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
ÖZEL BİR TAHKİM SİSTEMİ İŞİMİZİ KOLAYLAŞTIRIR
- Dünyada metaverse tahkimiyle ilgili örnekler var mı?
- Oyun-içi tahkimden bahsedecek olursak, örneğin “Aragon” mahkemesi olarak adlandırılan yapıyı metaverse tahkimine örnek olarak sunabiliriz. Bu mekanizmada hakemler sisteme giriş için belirli bir ücret ödemekte, yapılan oylamayla beraber verilen karar akıllı sözleşme eliyle otomatik olarak işlerlik kazanmakta. Bunun dışında Kullanıcı Sözleşmelerinde klasik tahkim yer ve klozlarının (ICC gibi) mevcut olduğunu görüyoruz. Ancak bu tahkim klozlarının ne kadar işletilebileceği belirsiz. Yapının niteliği gereği özel bir tahkim sisteminin getirilmesinin uyuşmazlıkların çözümünü doğru ve kolay biçimde halledebileceğini burada ifade edebiliriz.
FİKRİ MÜLKİYET UYUŞMAZLIKLARI MAHKEMELERE TAŞINDI
- Metaverse dünyasında en çok karşılaşılacak hukuki anlaşmazlıkların neler olacağını şimdiden tahmin ediyorsunuz?
- Kaçınılmaz olarak fikri mülkiyet uyuşmazlıkları. Zira şu an için metaverse dünyasındaki her bir unsur fikri mülkiyet hakkını barındıran bir “NFT”. Halihazırda fikri mülkiyet uyuşmazlıklarının mahkemeler önüne geldiğini de biliyoruz.
Bir diğer hukuki anlaşmazlık konusunun veri ihlalleri yani data uyuşmazlıkları olacağını öngörüyorum. Zira sistemde muazzam bir data birikimi söz konusu. Bu dataların güvenliği nasıl sağlanacak, hangi veri nasıl toplanacak ve işlenecek gibi meseleler temel anlaşmazlık konularını teşkil edebilir.
SANAL MÜLKİYET GERÇEĞE NASIL YANSIYACAK?
- Metaverse’de şimdiye kadar karşılaştığınız en ilginç hukuki tartışma konuları neler oldu?
- Kişilik haklarına ilişkin meselelerin bu dünya içindeki birinci ve en ilginç tartışma konusu olduğunu düşünüyorum. Zira burada iki farklı konseptten bahsediyoruz: “avatar” ve “dijital ikiz”. Biri metaverse dünyasında size “sınırsız özgürlük alanı” tanıyorken, diğeri sizin sanal dünyadaki yansımanız. Öncelikle bu kişiliklerin alanlarının nasıl belirleneceği hususu önemli bir tartışma konusu.
Elbette bir diğer tartışma konusu mülkiyet özelinde. “Sanal mülkiyet”in “gerçeğe” yansıması ne boyutta, metaverse dünyasında sahip olunan mülkiyet gerçek dünyadaki mülkiyete hangi bağlamda ve ne ölçüde karşılık geliyor gibi meseleler tartışılması ve çözüme kavuşturulması gereken hususlar.
DİJİTAL HUKUK EĞİTİMİ SON SINIFTA VERİLEBİLİR
- Hukuk fakültelerinde dijital hukuk, metaverse hukuku gibi konularda dersler var mı? Nasıl ve ne zaman başlamalı?
- Bilişim hukuku konusunda hukuk fakültelerinde özellikle yüksek lisans ve doktora düzleminde çalışmalar olduğunu biliyoruz. Doğru bir müfredat ve sistemin tüm aktörlerinin görüşü alınacak yapılacak bir çalışmayla bu alanda atılacak adımlar hızlandırılabilir. Unutulmamalı ki dijital hukuk ya da bilişim hukuku gibi alanların temel hukuki kavram ve kurallara hakim olunmadan doğru anlaşılması mümkün değil. Bu nedenle bu alanda verilecek spesifik eğitimlerin en az dördüncü sınıf veya yüksek lisans düzeyinde başlaması gerektiğini, temel hukuk kavram ve kurallarının da müfredat oluşturulurken ana eksene alınmasının zorunlu olduğunu düşünüyorum.