Öne Çıkanlar GİRAY DUDA Ali Yerlikaya Türkonfed ÇOSB Mesleki ve Teknik Lisesi rol model oldu Prof. Dr. Abdurrahman Satman

“Nükleer santralimiz hızla devreye girmeli”

GİRAY DUDA


Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İran’ın, gönderdiği doğalgazı kısması sonucu sanayide yaşanan enerji krizinin tekrarlanmaması için nükleer santralin bir an önce devreye girmesi gerektiğini söyledi. Yorgancılar, bir yandan da sürdürülebilir enerji üretimi için projeler yürüttüklerini anlattı.

- Sayın Ender Yorgancılar, Ocak sonunda ve Şubat başında Türkiye’de üretimi durduran elektrik kesintileri ve doğalgaz kısıntıları sanayide üretimi büyük ölçüde aksattı. Yapılan sözleşmeler yerine getirilemedi, ihracat azaldı ve sürekli çalışma ihtiyacı duyan sanayi kuruluşları zarara uğradı. Bu kesinti ve kısıntıların iş dünyasına bir daha olumsuz yansımaması için ne yapmalı?

- Doğalgazdaki sıkıntının en büyük etkisini enerjide gördük. Türkiye’deki güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve HES’lerin dışında bulunan elektrik santrallarının, nükleer enerji tesisimiz henüz devreye girmediği için büyük bir çoğunluğu doğalgaz çevrim santralları olarak çalışıyor. İran’dan ülkemize gelen doğalgaz akışının yavaşlaması ve daha doğrusu tamamen kesilmesi sonucunda enerjide önemli bir sorunla karşı karşıya kaldık.

Buna şöyle bakmak lazım. Bizim İran’dan aldığımız doğalgazın toplam ithalat içindeki payı yüzde 8-9 dolayında. Daha büyük ithalatı Rusya pazarından yapıyoruz. Dışarıya ne ölçüde bağımlı olduğumuzu, yüzde 8’lik kesintide bile açıkça gördük. Bu açıdan Türkiye’nin sanayisi büyüyor, gelişiyor, bunu ihracat rakamlarından da görüyoruz. Ama maalesef enerji kaynaklarımızı buna paralel biçimde büyütme imkanına sahip olamadık. Nükleer enerji santralımızın bir an önce devreye girmesinin ve kendi enerjimizi kendimizin üreterek dışı bağımlılığımızın azaltılmasının birinci hedefimiz olması gerektiğini düşünüyorum.

DENİZ ÜSTÜNDE RÜZGAR ENERJİSİ PLATFORMLARI

- Ege bölgesi güneş ve rüzgar açısından çok şanslı bir bölge. Yenilenebilir enerjiden daha çok yararlanmak ve yüksek faturaları azaltmak adına neler yapılmalı, teşvikler mi verilmeli, ne dersiniz?

- Yenilenebilir enerji çok önemli bir konu. Özellikle bizim bölgemiz yılda 300 gün güneş alıyor. Bergama Organize Sanayi Bölgesi tamamen yenilenebilir enerji tesisleriyle oluşmaya başladı. Türbin, kanat imalatları da burada yapılıyor. Çandarlı limanı da bittikten sonra bunların ihracatı da son derecede kolay olacak.

Rüzgar enerjisi sistemleri daha önce biliyorsunuz karada kuruluyordu. Ama artık deniz üzerinden kurulan platformlar da yaygınlaşmaya başladı. Bizim Ege Denizi sahil bandımız bu açıdan son derecede elverişli. İzmir Kalkınma Ajansı ile şu anda bu konudaki bir proje üzerinde çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz zaman rüzgar enerjisinin payının oldukça yukarıya çıkacağına inanıyorum.

BİZİMKİ MALİYET ENFLASYONU

- Doğalgaz ve elektrikteki sorunlar geçici oldu. Ancak, süregelen bir yüksek enflasyon var ki iş dünyası da en az halk kadar bu durumdan şikayetçi değil mi?

- Bu konuda önce enflasyonla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum. Enflasyon, bilindiği gibi dolaşımdaki para miktarı ile satın alınabilir mal ve hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi nedeniyle ortaya çıkan fiyatların artması olgusudur. Yani halk arasında hayat pahalılığı diye tabir edilen bir ekonomik süreçtir. İki tane enflasyon var. Birisi talep enflasyonu, diğeri de maliyet enflasyonudur. Talep enflasyonu, arzın azalması veya artması sonucunda arz-talep dengesinin daha yüksek bir düzeye gelmesiyle ortaya çıkıyor. Maliyet enflasyonu ise tamamen üretim aşamasında kullanılan girdilerin, fiyatların artmasıyla oluşan, yerli para biriminin değer kaybı ile birlikte ithal hammaddenin artması sonucu oluşuyor.

ENFLASYONUMUZ ÇOK YÜKSEK

Biz bunları üretici fiyat endeksi ve tüketici fiyat endeksindeki değişmelerle takip ediyoruz. Aslında enflasyonu yalnız biz değil bütün dünya yaşıyor. Açıklanan tüm küresel raporlarda birinci sırayı alıyor. Amerika yüzde 7, Fransa yüzde 3, Almanya yüzde 5 ve Rusya yüzde 8 dolayında yüksek enflasyona sahip. Bizi bunlardan ayrıştıran asıl nokta bizim enflasyonumuzun çok yüksek olmasından kaynaklanıyor. Bunun da neden olduğuna baktığımızda, işçi maliyetlerimizin yüksek olması, sürekli artan hammadde ve navlun fiyatları, kurlardaki değişiklik, elektrik ve doğalgaz zamları, üretici ve tüketici fiyat oranları arasındaki makas -bu da otomatik olarak ürüne yansıyacağı için- sonucu fiyatlar yukarıya doğru çıktıkça enflasyon da maalesef paralel biçimde yükseliyor.

Bir de bunlara artan faiz ve finansman masraflarını, maliyetlerini eklediğiniz zaman dışa bağımlı olarak üretim yapan ülkemizde fiyat artışının önü kesilmiyor. Üretim yaparken önümüzü görebildiğimiz takdirde çok daha iyi yatırımların yapılabileceğine inanıyorum. Ama yerli üretimin, sektörlere bağlı olarak yüzde 65 – 75 oranındaki hammaddelerinin yurtdışına bağlı olmasından kaynaklanan dövizdeki artış, artan navlun fiyatları ile birlikte maliyetleri yukarıya doğru çıkıyor.

TÜRKİYE’Yİ SANAYİ SEKTÖRÜ SÜRÜKLEDİ

- Üretici fiyatları endeksinin yüzde 100’e ulaştığı bir dönemde sanayicinin en büyük sorunu elbette daha da artan işletme finansmanı oluyor. Banka kredilerinin dışında iş dünyasına finansman sağlamak için yeterli kaynak sağlanıyor mu?

- Eximbank kredileri bizim için önemli. Ayrıca son açıklanan tedbirler kapsamında Kredi Garanti Fonu’nun sunacağı miktar da açıklandı. Bu krediler daha önce de kullandırıldı. Son derecede önemli bir destek bu. Ancak bunların doğru yerlerde, üretim ağırlıklı kullandırılmasının doğru olacağını düşünüyorum. Bu kredi kullanımlarının mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Yani yatırım yapan insanlar KGF’den yararlanamazken bu alınan paraların başka şekilde, bankalarda değerlendirilmesi amacına uygun sonuç vermiyor. Merkez Bankası sitesinde biliyorsunuz bir yazı var: Merkez Bankası’nın asıl görevi fiyat istikrarını sağlamaktır. Evet çok doğru. Fiyat istikrarı, finansal istikrar ve döviz kuru rejimiyle ilgili sorumlulukları var. Dolayısıyla piyasamıza esas olarak Merkez Bankası’nın sahip çıkması gerekiyor.

KGF için ayrılan 60 milyar lira yeterli midir ona bakalım. Türkiye’nin bugün 230 milyar dolar ihracat yaptığı bir ortamda bizim hedefimiz 500 milyar dolarlık bir rakamsa buna ne söyleyebiliriz. Pandemi döneminde gördüğümüz bir başka gerçek de Türkiye’yi sanayi sektörünün sürüklemesidir. Üretim olmazsa kalkınmak hayaldir diye her ortamda dile getiriyoruz. Bunu da söylemekten bıkmadık, bıkmayacağız. Çünkü üretim olduğu müddetçe ihracat artıyor ve istihdam sorunu ortadan kalkıyor. Bir tek eksiğimiz var, katma değerli ihracat yapamıyoruz. Maalesef bir kilo ihracatımız bir dolar dolayında. Bunu yukarı çekmemiz gerekiyor. Bu açıdan üretim ve katma değerli ihracatın ana hedefimiz olması gerekiyor.

HIZLI AKSİYON ALINMALI

- Dünyadaki ve Türkiye’deki pek çok olumsuz koşulda, sanayinin üretim ve katma değerli ihracatını daha da büyütmesi için sizce neler yapılması gerekiyor?

- Küresel piyasalarda da artan, en büyük üretim girdilerimizden; elektrik, doğalgaz ve motorindeki son fiyat artışları, hammadde fiyatları ve yeni yıl zamları ile birlikte değerlendirildiğinde bütçe dengesini bozan, rekabet etme şansını, sağlıklı fiyatlandırmayı ve öngörülebilirliği zorlaştıran çok zor bir sürece sanayicilerimizi sürüklemektedir.

Maliyet artışlarından kaynaklı olarak, vadeli ticaret yerini nakite bıraktı. Birçok firma sermaye yetersizliği yaşamaya başladı. Yüksek orandaki faizler ile kredileri almak, hem çok maliyetli hem de temini imkansız bir hal aldı. Pandemi döneminde dünya pazarlarında yakalanan rekabetçi olma ve yeniden yapılanan tedarik zincirlerinden pay alabilmek fırsatı kaybetmememiz gerekiyor. Maliyetleri olağanüstü artan başta küçük ölçekli işletmeler olmak üzere çoğunluk küçülme ve istihdam azaltma riski ile karşı karşıyadır. Benzer sebeplerle, talebin azalması zincirleme bir şekilde üreticiye de olumsuz yansıyacaktır. Çok hızlı aksiyon alınmalı.

18 MADDELİK ÖNERİLER

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak sürdürülebilir üretim için sanayicilerin 18 maddelik talep ve önerilerini hazırladık. Bunlar şöyle:

“Üretimin sürdürülebilirliği için;

1- Kira bedelinin de üstüne çıkan elektrik faturaları karşısında, söz konusu zamların geri alınması,

2- Ülkemizin sosyo-ekonomik yapısı dikkate alınarak, doğalgaz, elektrik ve akaryakıt tüketimleri üzerinden alınan %18’lik KDV’nin %1’e indirilmesi,

3- Yurtdışı örneklerinde görüldüğü gibi enerji faturaları için devlet desteği sağlanması,

4- Yapılacak zamların, enflasyon oranını geçmeyecek şekilde düzenlenmesinin yasa ile teminat altına alınması,

5- 3 ay-1 yıl sonrasına satış yapan ve bugünden fiyat vermek zorunda kalan üreticiler, 1 ay sonraki faturayı öngöremediği için zarar etme ve sürdürülebilirlikten uzaklaşma riski ile karşı karşıyadır. Bu sebeplerle, fiyatların aşağıya çekilerek 6 ay boyunca sabit fiyat uygulamasına gidilmesi,

6- Sanayi tesislerinin kendi enerjisinin bir kısmını veya tamamını üretebileceği yenilenebilir enerji (güneş, rüzgar, jeotermal) üretimi yapmasının, verimlilik projelerinin ve ilgili yatırımların desteklenmesinin sağlanması (hibe, teşvik, vergi indirimi/muafiyeti)

7- Enerji üzerinden alınan tüm vergi ve benzeri eklerin, (Enerji Fonu, BTV, Dağıtım Bedeli, sayaç okuma bedeli, kayıp-kaçak bedeli, Kullanım Bedeli gibi) faturaya yansıyan ek maliyetlerin, kriz atlatılıncaya kadar kaldırılması,

8- Sanayicilerimizin kendi imkanları ile yapacakları enerji tasarruf tedbir projeleri için Merkez Bankası politika faizi üzerinden kredi temini,

9- Orta ve uzun vadede; enerji arz güvenliğinin sağlanması adına; Milli Enerji Politika ve Stratejisi oluşturulması, enerji yatırımlarının desteklenmesi, özelleştirmenin önüne geçilmesi, mevcut ve verimsiz iletim ağlarının yenilenmesi

10- Her fabrikanın yıllık tüketim miktarına göre birim fiyatların belirlenmesi: küçük esnaf, KOBİ ve büyük işletmeler, ihracat katkısı yüksek sektörler ve stratejik sektörlere farklı tarifeler uygulanıp, ülkenin üretim gücünün korunması,

11- Ekonomik kaynakların daha uzun süreli ve verimli nükleer santral veya alternatif yenilenebilir GES, RES gibi projelerde değerlendirilmesi,

12- OSB’lere; tüketim noktası haricinde başka bir noktaya GES–RES üretim tesisi kurulması hakkının getirilmesi, ‘Aynı Dağıtım Bölgesi’ içerisinde tesis kurma kısıtı ile ilgili dağıtım bölge kısıtının genişletilmesi, ayrıca belirli limitlerde bölge dışında ülke çapına genişletilmesi,

13- GES ve RES yatırımlarında ithalat ve vergi konularında teşvik/muafiyet sağlanması, gümrük vergisi ve anti-damping gibi ek maliyet uygulamalarının kaldırılması/düşürülmesi, uzun vade, düşük maliyetli finansman ve arazi tahsisinin sağlanması,

14- Ülke genelindeki OSB’lerin belli bir yüzde de olsa kendi elektriğini üretmesi ve olası ithalat kaynaklı kesintilere karşı önlem alabilmek için, OSB’ler içine enerji santrali tesisi kurulumunun teşvik edilmesi, kurulması durumunda, hem kurulum maliyetlerinde hem de santralin enerji girdi maliyetlerinde destek politikaları uygulanması,

15- Özellikle katma değer yaratan ama enerji tüketimi yüksek olan sanayi işletmelerinin tüketim fiyatlarının belirlenmesinde, elektrik ve doğalgaz fiyat ayarlamalarının, enflasyona doğrudan etkisinin en az yarısı kadar dolaylı yansımalarından etkilendiği dikkate alınarak fiyat ayarlama mekanizmalarının düzenlenmesinde bu hususun dikkate alınması,

16- OSB’lere doğalgaz dağıtım lisansı vermek suretiyle OSB’lerin katılımcılarının doğalgaz ihtiyacını karşılamak amacıyla tüketim miktarına bakılmaksızın serbest tüketici sayılmalarının sağlanmasına ilişkin bir düzenleme yapılması,

17- OSB’lerdeki sanayi işletmeleri bakımından uygulanan mevcut “farklı doğal gaz fiyatı” uygulamasına dair tarife cetvelinin bir daha gözden geçirilerek geri alınması suretiyle OSB sanayi işletmeleri ile OSB dışı sanayi işletmeleri arasındaki eşitsizliğin kaldırılması, çift fatura uygulamasından çıkılıp, standart tarifeye dönülmesi,

18- Yıllık 300 bin sm³ olarak tespit edilmiş eşiğin daha yüksek seviyeye çıkarılması veya bu eşiği aşan tüketim miktarına uygulanan tarifenin esnetilmesi.

Üyelerimizden gelen yoğun talepler doğrultusunda, söz konusu önerilerin değerlendirilerek, hızlı aksiyon alınmasını ümit ediyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner114

banner113

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner107

banner106