Öne Çıkanlar Peryön Trakya İnsan Yönetim Kongresi Global Sanayici dergisi ÇOSB engelli araç KPMG TÜRKİYE Sinem Cantürk GİRAY DUDA

Salgın sonrası çok ciddi bir sıçramanın hazırlığını yapmalıyız

Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) ve İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Başkanı Hilmi Uğurtaş, Kovid-19 salgınından etkilenen reel sektörün durumunu anlattı. Global Sanayici’nin sorularını yanıtlayan Uğurtaş, ““Bu dönemde ekonomi için ilk adımda bu salgını en az kayıpla geçmek, salgın sonrasında ise çok ciddi bir sıçrama yapmanın hazırlıkları yapılmalıdır. Bunun için de karar alıcılar ile reel sektörün ortak çalışması gereklidir” dedi.

- Sayın Uğurtaş dünyayı kasıp kavuran Korona virüs salgınının 10 Mart’ta ilk kez Türkiye’de can aldığı açıklandı. Ticaret ve sanayi kuruluşları da faaliyetlerini azalttı veya ara vermek zorunda kaldı. Bu tarihten itibaren devlet peş peşe destek paketleri açıkladı. Reel sektör açısından bu destek paketlerini değerlendirir misiniz? İvedi alınması gereken hangi önlemler var?

- Neredeyse son on yıldır yaşadığımız küresel ekonomik ve finansal kriz, bu salgın ile yeni bir evreye geçti. İnsan sağlığı ve hayatını tehdit eden bu virüsün yarattığı korku, kısıtlama, yasaklama ve sosyo-kültürel travmalar, ekonomik yapı içindeki her unsura, her sisteme sirayet etti. Özellikle de üretim alanlarına… Virüsle birlikte çok hızlı bir biçimde kısıtlanan ve içine kapanan hayat zinciri, beraberinde hiç hesapta olmayan büyüklükte bir talep düşüşüne neden oldu. İç talepte yaşanan bu şok, sınırların kapanması ile ihracata da aynı güçle yansıdı. Ve ne yazık ki, bu dönemin ne kadar süreceği, sadece salgının seyri, önlenmesi ve tedavi imkanlarının gelişimine bağlıdır. Yani ortada hiçbir finansal sistemin başa çıkamayacağı bir bilinmezlik vardır.

VATANDAŞ, İŞLETME VE KURUMLAR GÖZETİLMELİ

Böylesi bir dönemde korunması ve kollanması gereken; vatandaşlardan, işletmelere, kurum ve kuruluşlara uzanan çok uzun bir liste vardır. Tüm bu toplumsal katmanların da koruyucu, kollayıcı ve düzenleyici olarak baktığı tek yapı devlettir. Kültürümüzde anıldığı gibi devletin bu anlarda ana-baba olması beklenmektedir.

Devletlerin ise çok hızlı ve çok güçlü gelen bu kriz ortamı içinde işletmelerin nakit olanaklarını artıracak, istihdamlarını koruyacak ya da makul ölçülerde tutabilecek, mevcut kredileri ve ödemeleri öteleyebilecek, acil gereksinimler ve özellikle de birey yaşamı için gereken kaynakları sağlayacak tedbirleri geliştirmesi gereklidir. Bu hususta Türkiye var olan kaynakları ve zorlayabileceği imkanları içinde kamunun sağlayabileceği teşvik ve destekler hususunda hızla çalışmaktadır. Verilen bu desteklerin içerik veya miktar olarak yetip, yetmeyeceği bir başka tartışma alanıdır.

ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Örneğin, kısmi çalışma ödeneği pek çok işletmeye ve çalışanına umut olmuştur. Ancak bazı destek kararlarında öteleme ile tümüyle silme ya da ötelemelere faiz çalıştırılması gibi hususlarda farklı görüşler mevcuttur.

Türkiye ekonomisinin, bu salgın öncesinde de global ekonomi ile birlikte çok sıkıntılı bir dönem yaşadığı ve dünyanın en kırılgan ekonomilerinden birine sahip olduğu da unutulmamalıdır. Bu dönemde ekonomi için ilk adımda bu salgını en az kayıpla geçmek, salgın sonrasında ise çok ciddi bir sıçrama yapmanın hazırlıkları yapılmalıdır. Bunun için de karar alıcılar ile reel sektörün, her konuda talep ettiğimiz gibi ortak çalışması ve belli bir sinerji içinde kararları ve uygulamaları oluşturması gereklidir. Bizim OSBDER olarak söylediğimiz ana vizyonumuz, çalışanlarımızın sağlık ve güvenliğinden taviz vermeden üretmeye devam etmektir.

MART AYINDA STOKA ÇALIŞTIK

- Kovid-19 salgını en çok hangi sektörleri etkiledi? Türkiye genelinde ve İAOSB’de ne kadar üretim gerilemesi yaşandı? Üretimin kesintisiz sürmesi için siz İAOSB’de ne gibi önlemler aldınız? Katılımcılarınıza ne gibi kolaylıklar sağladınız?

- Öncelikle salgının ilk ortaya çıkması döneminde oluşan korku ve tedirginlik nedeniyle tüm sektörler psikolojik olarak etkilendi. Özellikle ihracat bağlantılı başlamış olan üretimlerin teslimi konusunda özellikle Avrupa’dan gelen olumsuz geri dönüşler işletmelerimizi birdenbire stoka çalışır hale getirdi. Bundan dolayı Mart ayının ikinci yarısında üretimde düşüş daha az oranlarda oldu.

Salgının büyümesi ve salgın ile mücadelenin genişlemesi neticesinde insan yaşamında öncelikle aranan ürünler olan gıda, temizlik maddeleri, ilaç, kimya sanayi, tıbbi malzeme ve ekipmanlar gibi sektörlerde ciddi bir talep patlaması yaşandı. Bu sektörlerin dışında insan yaşamında ikincil grupta yer alan giyim, otomotiv, kozmetik vb. sektörler ise ya işletmelerini kapatma ya da kısa çalışma ödeneğini kullanmaya başladılar. Bu durum da bölgemizdeki bu sektörlerde ciddi üretim düşüşüne neden oldu.

BÖLGEMİZDE KİRALARI 3 AY ÖTELEDİK

Böyle bir dönemde doğal olarak sanayicilerimizin OSB yönetimi olarak bizlerden bazı talepleri oldu. Kendi iç karar mekanizmalarımız tarafından üretilebilen ve kendi finansal imkanlarımızın elverdiği hususlarda bazı kararlar aldık. Bölgemiz kiracılarından alınan kiraları 3 ay öteledik. Bölgemiz imkanları ile tüm ortak kullanım alanlarında dezenfektasyon çalışması yaptık. Valilik ile birlikte maske dağıtımı yaptık. Bölgemizde makine parkı ve teknolojisi uygun olan firmalarımız koruyucu ekipman üretmeye başladılar. Kamu tarafından açıklanan tedbir, destek ve teşvik bilgilerini katılımcılarımız ile paylaşarak onların gelişmelerden ivedilikle haberdar olmalarını ve bunlardan faydalanmalarını sağlama hususunda yönlendirici olduk.

ELEKTRİK VE DOĞALGAZDA DESTEK MEKANİZMASI GEREK

noktada en çok zorlandığımız konu ise bölgemiz tarafından sanayi tesislerimize sağlanan elektrik, doğalgaz gibi temel girdilerin ödemelerinin ötelenmesine dair taleplere vermek zorunda kaldığımız olumsuz yanıtlar olmuştur. Şu unutulmamalıdır; bizler elektrik, doğalgaz, su gibi temel girdileri tedarik ederek, sanayicimizin kullanımına sunmaktayız. Bizim tedarikçilerimiz ödeme gibi konularda OSB’lere bir destek mekanizması oluşturmadıkları takdirde, OSB’lerin bu yüksek tutarlardaki ödemeleri finanse etme gücü ne yazık ki yoktur.

MÜCBİR SEBEP LİSTESİ GENİŞLETİLMELİ

- 17 sektör ‘mücbir sebep’ kapsamına alındı. Bu kapsama alınmayan sektörler kendilerinin mağdur edildiğini açıkladılar. ‘Mücbir sebep’ uygulaması hakkında neler söyleyeceksiniz?

- Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi içinde ilan edilen mücbir sebep hali kapsamında değerlendirilecek sektörler çalışmasının yayınlandığı anda, en çok etkilediği düşünülen sektörleri kapsadığını gördük. Ancak bizce eksik kalan husus ilk şokla yapılan değerlendirmenin bilahare tekrar yapılarak, listenin genişletilmesi gerektiğidir. Bugün pazar mekanizmasının allak bullak olduğu bir ortamda, her iş kolunun, mesleğin ve sektörün birbiri ile dolaylı ya da direk bir bağı vardır.

her destek kararı, o an doğrudur. Elbette faydası vardır. Ancak alınan bu kararların elde edilen bilgi ve piyasa görünümüne göre güncellenmesi hususunda, çalışan ve dinamik bir yapının kurulması da gereklidir. Bu nedenle kısa ve öz olarak mücbir sebep kapsamının daha genişletilmesi faydalı olacaktır.

YAĞMURDA ŞEMSİYE TUTMAYANI UNUTMAYACAĞIZ

- Banka kredilerine erişimde ve kredi ötelemelerinde reel sektör bir sorunla karşılaştı mı? Bankaların kredi olanaklarını reel sektöre tam olarak açmadığı bizzat reel sektör temsilcileri ve hükümet düzeyinde dillendirildi. Bankaların bu tavrına karşı değerlendirmeleriniz nelerdir?

- Şu bir gerçek ki böyle olmasının doğruluğu tartışılsa da kamunun emir-komuta zinciri içinde yer alan kamu bankaları, hükümet tarafından alınan kararlara, açıklanan destek ve teşviklere çok hızlı bir biçimde karşılık verdiler. Sistemleri ve uygulamaları içinde ortaya çıkan sıkıntı ve arızaları çok daha çabuk çözdüler.

Özel sektör bankaları ise, salgının ve yaratacağı tahribatın tedirginliğini yaşadı. Üst ve orta düzey yöneticiler kar amacı ile sosyal amaçlar ve görevler arasında sıkıştı kaldı. Özel sektör bankacılığında yapılacak hataların, yaşanacak kayıpların bedelini ödeme korkusu, onların yavaş kalmasına neden oldu. Ancak özel sektör bankalarının da şu iki şeyi unutmaması gerekir. İlki, eğer reel sektör ayakta kalırsa, bankaların da bir geleceği olacaktır. Diğeri ise, yağmurlu havada kimin şemsiye tuttuğu, kimin tutmadığı da kolay unutulmayacaktır.

PANİĞE KAPILMADAN PLAN YAPMALIYIZ

- Korona krizinin ekonomide yarattığı tahribat nasıl aşılır? OSBDER olarak krizden çıkış konusunda izlenecek yol haritası konusunda neler önerirsiniz?

- Bu tür dönemlerde işletmelerimize en çok zarar verecek duygu paniktir. Bu dönemi en az zararla geçmenin tek yolu sakin kalarak; akıllı, sağduyulu, olumlu düşünerek objektif değerlendirmeler yapabilmektir. Kriz dönemindeki dalgalanmalara doğru reaksiyonlar gösterirken, kriz sonrasında oluşacak üretim toparlanması ve yeni piyasa yapılarına hazırlık yapmak zorundayız. Bu dönemde bir yandan sağlanan destek, teşvik ve diğer imkanları takip ederek, nakit döngümüzü devam ettirmenin, istihdamımızı korumanın yollarına bakmalıyız.

GELECEĞE HAZIRLANMALIYIZ

Diğer yandan ise insan, sermaye, teknoloji, pazar gücümüz ve yapımız gibi tüm envanterimizi değerlendirmeliyiz. Ayrıca, tedarik zincirlerimizi, lojistik planlamalarımızı, esnek üretim ve verimlilik modellerimizi gözden geçirmeliyiz. İşletme içinde iletişim kanallarını geliştirerek, bilgi paylaşımını ve dayanışmayı artırmalıyız. Teknolojik hedeflerimizi revize etmeli, yönetim alanında yeni yapılanmalar ve çözüm odakları oluşturmalıyız. Kısacası bu sürecin bir yandan hayatta kalırken bir yandan da geleceğe hazır olmanın dönemi olduğu unutulmamalıdır.


İŞBİRLİĞİ VE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ

OSBDER olarak, OSB’lerin karşılıklı işbirliği ve dayanışma ruhunun en üst düzeye taşınması hususunda içtenlikle gayret ediyoruz. Güçlü bir iletişim ağı içindeyiz. OSB’lerin bu dönemi el ele ve güç birliği içinde geçirmesi için gereken tedbirler ve oluşturulmasında fayda gördüğümüz mekanizmalar ile ilgili görüş ve taleplerimizi gerek kamuda gerekse reel sektör içindeki ilgili kişi, kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Yapılan her doğru ve iyi şeyin arkasındayız. Gördüğümüz eksiklikleri de dile getirmeye devam ediyoruz.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞÜKRAN DUYUYORUZ

Son olarak şunları da belirtmek isterim ki bu salgın esnasında kaybettiğimiz tüm insanların acısını içimizde hissediyoruz. En içten iyi dileklerimizle hastalıkla mücadele edenlerin yanındayız. Bu dönemde yanımızda olan başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere, sürece katkı koyan her sektöre, her bireye şükranlarımızı sunuyoruz.

İçinde bulunduğumuz zorlu durumu biliyor ve gelecekte karşımıza çıkacak sorunları öngörebiliyoruz. Ancak umutlu olmak, bu umudu yaymak ve herkesle paylaşmak zorundayız. Biz sanayiciler de çalışanlarımızın sağlığını koruma odaklı önceliklerimiz ile birlikte, üretme ve çalışma azmi içindeyiz.

OSB UYGULAMA YÖNETMELİĞİ DEĞİŞİKLİĞİ'NDE OSB’LERİN YARARINA DEĞİŞİKLİKLER VAR

- Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 16 Nisan 2020 tarihinde Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. “OSB Uygulama Yönetmeliği Değişikliği”ne ilişkin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

- Salgına karşı alınacak önlemler, tedbirler ve diğer hususlarda hükümet hızla çalışırken ve her gün yeni karar ve uygulamalar açıklanmaktadır. Bu ay içinde yayınlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği içinde yapılan bazı karar değişiklikleri de yer aldı. Geçici maddeleri ile birlikte 110 maddeden oluşan yönetmelik içinde irili ufaklı 27 maddede değişiklikler oldu. Bu değişikliklerin çoğu OSB’ler için olumlu değişimlerdir. OSB’lerde atık ve bertaraf tesisi kurulabilmesi, OSB’ler içindeki sanayicinin kullanımı dışında rüzgar veya güneş enerjisi tabanlı elektrik üretim tesisi kurabilmesinin önünün açılması, kiralamalarda bağımsız alan oluşturma gereğinin olmaması, tevhit ve ifraz ile ilgili kolaylaştırıcı uygulamalar gibi vizyon geliştirici unsurlar da bu değişiklikler arasında yer almıştır. Bunlar, OSB’lerin ülkenin gelişimine ve vizyonuna vereceği katkıyı artıracaktır.

REVİZYON GEREKEN MADDELER VAR

Ancak bazı maddelerde revizyona ihtiyaç olduğu da görülmektedir. Bunları birkaç örnek ile paylaşmak isterim. Yıllardır dile getirdiğimiz 0.70 olan emsalin artırılması talebimiz vardı. Bu değişiklikle, bölgelerde yeni yapılacak imar planları ile emsalin 1 olması imkanı getirilmiştir. Söz konusu karar, sanayicinin arsalarını daha verimli kullanmasına yardımcı olacaktır. Ancak bu madde içinde yer alan bölgenin toplam büyüklüğünün en az yüzde 10’luk kısmının ortak kullanım alanı olarak ayrılması zorunluluğu tamamen dolu olan ve genişleme imkânı olmayan bölgelerde uygulamayı neredeyse imkânsız hale getirecektir.

Ayrıca, OSB’deki altyapı olanakları ve fiziki şartların uygun ve yetersiz olması nedeniyle kurulamayacak olan tesislerde son kararın Bakanlığımıza bırakılması yöntemi ise OSB’ler içinde şartlara uygun olmayan tesislerin kurulmasının önünü açabilir.

Diğer yandan daha önce genel kurullar tarafından yönetim kurullarına devredilen elektrik, su, doğalgaz vb. tesisleri kurma, işletme, satın alarak dağıtım ve satışını yapma yetkisinin genel kurullarda bırakılması, son derece hızlı değişkenleri olan piyasalarda OSB’lerin hareket kabiliyetini kısıtlayacaktır.

Özellikle bizler gibi katılımcı sayısı yüksek OSB’lerde genel kurulun toplanması için harcanacak zaman, karar üretme sürecini uzatacak ve belki ekonomik kayıplara da yol açabilecektir.

Bizler gerek İAOSB yönetimi olarak gerekse OSBDER yönetimi olarak, OSB’ler için yapılan her çalışmayı yakından takip ediyor, olumlu değişimlerin hayırlı olmasını dilerken, bazı ufak tefek revizyon taleplerimizin de dikkate alınmasını bekliyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner115

banner114

banner113

banner112

banner111

banner110