Öne Çıkanlar GİRAY DUDA Prof. Dr. Abdurrahman Satman Türkonfed ÇOSB Mesleki ve Teknik Lisesi rol model oldu Ali Yerlikaya

'Enflasyon kalıcı olarak düşürülmeden istikrar sağlanmaz'

GİRAY DUDA

Türk Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye ekonomisinin en büyük şirket ve kuruluşlarının sahip ve yöneticilerinin üye olduğu köklü, üretken ve iddialı bir dernek. Uzun yıllardan bu yana, hangi iktidar olursa olsun doğru bildiğini söylemek gibi bir misyonu var. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’la, bugünkü dünya ve ülkemiz ekonomisinin durumunu ve sorunlarını konuştuk.

- Sayın Turan, global ekonomik sorunların giderek büyüdüğünü izliyoruz. Enflasyon, büyüme, işsizlik, üretim, tedarik gibi ana veriler açısından dünya ekonomisi nasıl bir yönde ilerliyor? Önümüzdeki döneme ilişkin global tahminleriniz neler?

- Pandemi sonrası dönemde, global ekonomide hem hızlı bir talep artışı hem de arz zincirinin tetiklediği son 40 yılın en yüksek enflasyon ortamına şahit olduk. Özellikle en önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa’da enflasyon yüzde 10’larda, üretici enflasyonu ise örneğin Almanya’da yüzde 40’a yaklaşmış durumda. Global tarafta gördüğümüz enflasyonun tek sebebi sadece arz yanlı gelişmeler değil, aynı zamanda hızlı bir talep artışının yarattığı bir enflasyon da mevcut. Bu yüzden tüm merkez bankalarının faiz artışları yaparak yüksek enflasyonla mücadele ettiğini görüyoruz. Muhtemelen de bu adımlar başarı getirecek ve global enflasyon kontrol altına alınacaktır.

AVRUPA’NIN RESESYONA GİRDİĞİNİ İZLİYORUZ

Elbette bir dönem global tarafta büyümenin yavaşladığı bir süreç kaçınılmaz olarak yaşanacak. Ama enflasyon kontrol edilemezse zaten uzun yıllar büyüme olmayacağından tüm ekonomilerde uzun vadeli yaklaşımla bir müddet büyümeden feragat edileceğini görüyoruz. Türkiye olarak en yakından takip ettiğimiz bölge, önemli ihracat partnerimiz olan Avrupa. Hem savaşın yansıması hem enerji maliyetlerinin belirgin artmış olması hem de kış aylarında yaşanması muhtemel bir gaz krizi Avrupa’da gelirleri düşürüyor. Bölgenin yavaş yavaş resesyona girdiğini analiz ediyoruz. Önümüzdeki en azından altı aylık vadede bu sürecin devamı olası.

DOLAR YÜKSEKTE DURACAK

Diğer yakından takip ettiğimiz, global ticareti şekillendiren bölge ise Çin. Orada da özellikle konut sektörü ve “sıfır covid politikası” kapsamında ekonomi belirgin yavaşlamakta. Global yavaşlama sonucunda emtia fiyatlarında ve enflasyonda yumuşama beklesek de, son dönemde global gıda fiyatlarındaki yumuşamanın kalıcılığı halen tartışılır. FED politikaları kapsamında da doların hem miktarının azalacağı hem de fiyatının yüksek kalacağı bir süreç içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Özetle hem global büyümenin yavaşladığı hem de global sermayeye erişimin zorlaştığı bir 2023 bekleriz.

ASIL HEDEFLERDEN UZAKLAŞTIK

- Ülkemizde rekabetçi kur, yüksek ihracat ve cari fazla temelinde yürütülen ekonomik politikalar sorunların ortadan kalkmasına yönelik olarak olumlu işaretler vermeye başladı mı?

- Üzülerek belirtmeliyim ki var olan politika çerçevesi sunulduğundan bu yana bir yıl oldu fakat en başta koyduğumuz hedeflerden giderek uzaklaştık. Hatırlayacak olursak o dönem enflasyon yüzde 20 idi, şimdi yüzde 80-90 seviyelerinde. Cari denge tarafında 2021’de 15 milyar dolar olan açık şu an 32 milyar dolar seviyesinde ve yıl sonunda 40-45 milyar dolara doğru gidiyor. ABD Doları geçen yıl Ağustos ayında 8.5 TL seviyesinde idi, şu an 18.15 TL ile rekor yüksek seviyede. CDS’imiz yani ülke kredi risk primimiz çok yükseldi. İhracatın ithalatı karşılama oranı gecen yıl yüzde 83 idi şimdi bu rakam yüzde 75’e kadar düştü.

ÖNCE FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMALIYIZ

Öte yandan büyüyoruz ama ücretlilerin ekonomiden aldığı pay son derece hızlı düşüyor, yani fakirleşerek büyüyoruz. Sağlıklı olan, verimlilik artışı ile uzun vadeli bir büyümeyi kalkınmayı yakalamak. Bu hedefe ulaşabilmemiz için öncelikle ekonomide fiyat istikrarını sağlamamız gerekiyor. Enflasyon kalıcı şekilde düşmediği müddetçe, ekonomiden arzu ettiğiniz performansı almamız olası değil. Özetle enflasyonla doğru yöntemlerle mücadele edemediğimiz için, konan hedeflerin bugün oldukça uzağındayız.

Türkiye’nin küresel rekabet ve üretim gücünü etkileyecek çok fırsat var. İklim politikaları ve dijitalleşme çok boyutlu bir dönüşümü beraberinde getiriyor, bu dönüşümü sahiplenen bir Türkiye için fırsat penceresi açılıyor. Yeter ki enerjimizi, günlük değişen regülasyonlarla harcamayalım, global temaları yakalayalım ve potansiyelimizi harekete geçirelim.

GÜVEN SAĞLAMALIYIZ

Yatırım ortamında öngörülebilirlik için kurumlara güven, hukuk sistemine güven ve finansal istikrara güven kritik önemde. Nitelikli insan kaynağını yetiştirmek ve ülkemizde tutabilmek gerekiyor. İnovasyon ve Ar-Ge yatırımlarının düşük karbonlu ekonomiye geçişi hızlandıracak şekilde yönlendirilmesi önemli. Enerji arzı konusunda olası riskleri yönetmemiz, enerji yoğun sektörlerin üretim kapasitesini zora sokması muhtemel konularda gerekli tedbirleri almamız kritik. İçinden geçmekte olduğumuz süreçlerin dinamikleri enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji geçişinin hızlandırılması gibi konulara odaklanmayı gerektiriyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM İÇİN PROJELER HAZIRLANMALI

- Sanayimizin dijital dönüşüm çabaları ne ölçüde başarılı oldu, nasıl ilerliyor? Dijital dönüşümün hızlanması için nelere ihtiyaç var?

- Pandemi ve hızla değişen küresel dinamikler tedarik zincirini şekillendirdi. Bu süreçte sektör ve ölçek fark etmeksizin dijital dönüşümün farkında olan, iş modellerini hızlıca entegre edebilen, teknolojik altyapısını ve donanımını güçlendirmiş şirketler fark yarattı. Sanayide katma değeri yüksek, üretimi ve küresel rekabet gücünün korunmasını mümkün kılacak teknolojik dönüşümü sağlamak gerekli. Bunun için hem dijital teknolojilerin üretim ekosistemine entegre edilmesini hem de bu teknolojilerin ülkemizde geliştirilmesini kritik önemde görüyoruz. Bu alanda öncelikli adımlar içerisinde, özel sektör ile işbirliği içerisinde ekosistemin geliştirilmesi için hedeflerin belirlenmesi ve bütüncül politikaların hayata geçirilmesi önemli.Bununla birlikte Ar-Ge yatırımlarının artırılmasını mümkün kılacak mekanizmaların güçlendirilmesi gerekiyor.

Bu süreçte ihtiyaç duyulan insan kaynağının beceri ve yetkinliklerini artırmak için etkin projelerin hayata geçirilmesinde kamu ve özel sektöre önemli rol düşüyor.

Ayrıca kaliteli veri ve yüksek kapasiteli dijital iletişim altyapısına erişim imkanlarının genişletilmesi amacıyla destek mekanizmaları dahil altyapının güçlendirilmesi de öncelikli adımlar arasında yer alıyor.

YEŞİL DÖNÜŞÜM BİR ZORUNLULUK

- Yine sanayimizin yeşil dönüşümü de yaşamsal bir zorunluluk. Bu büyük dönüşüm için yeterli destek, hibe, teşvikler var mı? Neler yapılmasını istiyor ve bekliyorsunuz?

- Verimli, yetkin ve dayanıklı bir sanayi yaratmak için yeşil ve dijital dönüşüm kritik öneme sahip. Bilimsel araştırmalar, önümüzdeki birkaç on yılın dünyamızın ekosistemi üzerindeki geri dönüşü olmayan etkilerin önlenmesi açısından kritik olduğunu gösteriyor. TÜSİAD yeşil dönüşümün Türkiye için bir tercihten ziyade bir zorunluluk olduğu inancıyla sürdürülebilirlik, iklim değişikliği ile mücadele ve döngüsel ekonomi çalışmalarını öncelikli olarak konumlandırıyor. Öte yandan, Avrupa Yeşil Mutabakatının Türkiye üzerine etkilerinin vakitlice ele alınması, yeşil dönüşümün sağlayacağı fırsatların içselleştirilmesi kritik önemde. Bu çerçevede ikiz dönüşüm politikaları ile uyumlu, yeşil yatırımları teşvik eden, küresel değer zincirlerinin sürdürülebilirlik ekseninde gelişmesine katkı sağlayan ve katma değerli üretimi teşvik eden bir yol haritası oluşturulmasını kritik önemde görüyoruz.

İklim Şurası’nda yeşil dönüşüme yönelik finansal mekanizmaların ve finansman kriterlerinin bütüncül bir bakış ile etkinleştirilmesine hizmet edecek önemli tedbirler tariflendi. Bu tedbirlerin hayata geçirilmesi sürecinde finansman araçlarının çeşitlendirilmesi ve etkili bir şekilde sürdürülebilirlik odaklı yatırımlara yönlendirilmesi ülkemizin rekabet gücünün korunması açısından son derece kıymetli.

ŞİRKETLERİMİZE YEŞİL DÖNÜŞÜM FİNANSMANI SAĞLANMALI

TÜSİAD olarak karbonun fiyatlandırılmasında emisyon ticaret sistemini etkili bir araç olarak görüyor, bu çerçevede oluşan kaynağın tamamının yeşil dönüşüme aktarılmasının önemini dile getiriyoruz. Öte yandan, yeşil dönüşümün hızlanmasında ve etkinliğinde enerji alanında dönüşüm belirleyici olacaktır. Bu çerçevede enerji verimliliği ile yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımları ve yeşil teknolojilerin geliştirilmesini önceliklendirecek tedbirlerin güçlendirilmesini çok önemli görüyoruz. Şirketlerimizin Yeşil dönüşüme uyumu için finasman kaynaklarına ulaşımı sağlamak zorundayız.

NİTELİKLİ İNSAN EKSİKLİĞİ VAR

- Sanayinin önemli bir sorunu olarak ortaya çıkan bir konu var. Sanayi alanında profesyonellerin ne gibi yeni yetkinliklere ihtiyacı var?

- Teknolojideki gelişmeler iş yapış biçimlerinde olduğu gibi geleceğin mesleklerinde de köklü bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Dijital beceri ve yetkinliklerle donatılmış nitelikli insan kaynağı dijital dönüşümün en kritik unsuru haline geliyor. Dünyada bu ihtiyaca yönelik öngörü ve planlamalar hayata geçiriliyor. Örneğin AB 2030 Dijital Vizyonu-Dijital Pusula hedefleri içinde Avrupa’da mevcut durumda yaklaşık 7.8 milyon olan bilgi ve iletişim teknolojileri alanında çalışan uzman sayısının 20 milyona çıkarılması öngörülüyor.

TÜRKİYE HIZLI ADIM ATMALI

Türkiye’nin de bu çerçevede nitelikli insan kaynağını yetiştirme yolunda adımları hızlıca atması gerekli. İş dünyasının beklentileri ve sektörel ihtiyaçlar dikkate alınarak insan kaynağının dönüşümüne katkı sağlayacak projeleri hayata geçirmek kritik önem taşıyor. Genel olarak dijital okuryazarlığın yaygınlaştırılmasının yanı sıra dijital dönüşüm için bilgi teknolojileri alanında yetkinliği artıracak programlara hız vermeliyiz. Özellikle yazılım sektörü ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümünün bel kemiğini oluşturuyor. Genç ve dinamik nüfusumuzu ve nitelikli insan kaynağımızı ülkemizde tutmayı sağlayacak mekanizmaları güçlendirmeliyiz. Bununla beraber iş dünyası olarak, üniversitede okuyan gençlerimize daha okulda okurken iş tecrübesi imkanları sağlamalı ve onların eğitimlerinde aktif olmalıyız.

‘İŞİM GÜCÜM GELECEĞİM’ PLATFORMU

TÜSİAD olarak tüm bu ihtiyaçlara bir çözüm geliştirmek için “İşim Gücüm Geleceğim” platformunu hayata geçirdik. Platform kapsamında üniversite öğrencileri ve genç profesyonellere ilgi duydukları alanlardaki çevrimiçi eğitimlerden ücretsiz olarak faydalanma olanağı sağlıyoruz. Platformda “Veri Bilimi, Yazılım Geliştirme, Veri Analizi ve Görselleştirme, Bulut Çözümleri, Mobil Uygulama Geliştirme, Yapay Zekâ, Siber Güvenlik” olmak üzere yedi eğitim programı bulunuyor. İlgilenen tüm gençleri bu platforma bekliyoruz.

Dijital yetkinlikler insan kaynağının yetkinlik gelişimindeki tek boyut değil. Gelişmeye açıklık, öz yönetim, açık fikirlilik, yaratıcılık, sorumlu karar alma, iletişim ve ilişki kurabilme gibi sosyal duygusal beceriler giderek önem kazanıyor. Aslında erken yaşlardan başlayan ve yaşam boyu öğrenme anlayışı içerisinde devam eden eğitim programları ile tüm bu yetkinliklerin geliştirilmesine öncelik vermek gerekiyor.

Nitekim TÜSİAD olarak hazırladığımız ve kamuoyuyla paylaştığımız “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa Raporu”nda da “insani gelişme ve yetkinleşme”, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye için öncelikli adım atmamız gereken üç ana unsurdan biri olarak tariflendi.

GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNDEN 6 UNICORN ÇIKTI

- Girişimcilik ekosistemimizin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Son iki yıldır tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de girişimcilik ekosistemi önemli bir ivme kazandı. Dünyada sadece 2021 yılında 390 yeni unicorn doğdu. Ağustos ayı itibariyle toplam unicorn sayısı 1.395’e ulaştı. Bu dönemde Türkiye girişimcilik ekosistemimiz, 2 tanesi decacorn yani 10 milyar dolar değerlendirmenin üstünde olmak üzere, toplamda 6 unicorn çıkardı. 2021 ülkemiz için hem yatırım turu adedi hem de girişimlere yapılan yatırım miktarı açısından bakıldığında, tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşılan yıl oldu. Girişimlere 294 yatırım turunda 1.5 milyar doları aşkın melek ve girişim sermayesi yatırımı yapıldı.

2022’nin ilk yarı raporları ise yatırımların daha şimdiden 1 milyar 393 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. İstanbul 2022’nin ilk yarısında Avrupa’da Londra, Paris, Berlin’in ardından en çok yatırım yapılan 4. şehir oldu. Oyun yatırımları anlamında ise Avrupa’da 1. sırada yer aldı. Bu gelişmeler önümüzdeki dönemde de ekosistemimizin gelişmeye devam edeceğine, gelecek vaad eden ve global vizyonu olan girişimcilerimizin artacağına ve Türkiye’den dünyaya çözüm üreten yeni unicornlar çıkacağına ilişkin inancımızı pekiştiriyor.

GİRİŞİMCİLİK KÜLTÜRÜ BÜTÜN OLARAK ELE ALINMALI

- Kurumlarda girişimcilik kavramı günümüzde çalışma ve iş kültüründe nasıl bir anlam taşıyor?

- Kurumlarda girişimcilik, inovasyonun hayata geçirilmesine yönelik temel araçlardan biri. En yalın haliyle, şirket içinden veya dışından gelen yenilikçi fırsat veya fikirlerin, şirket tarafından desteklenerek ticarileştirilmesini veya ölçeklenmesini ifade ediyor. Bugün kurumların girişimciliği gündemlerine almaları bir tercihten öte bir zorunluluk. Hızla değişen sektör dinamikleri ve artan rekabet ortamında şirketlerimizin daima dönüşüm içinde olması gerekiyor. İnovasyonu şirket içerisinde çalışır hale getirmesi, işin sahibi gibi sorumluluk alabilen ve inisiyatif kullanabilen girişimci çalışanları bünyesinde tutacak ortamı sağlaması şirketler için önemli. Tüm bunlar kurum kültürlerimizi, yönetim metotlarımızı ve iş yapış şekillerimizi baştan aşağı gözden geçirmemiz anlamına geliyor. Bu sürecin başarıya ulaşması, TÜSİAD’ın Kurumlarda Girişimcilik Rehberi’nde vurgulandığı gibi, şirketlerimizin strateji ve vizyon, inovasyon yönetim ve süreçleri ile girişimcilik kültürü bileşenlerini bütünsel olarak ele almalarından geçiyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner114

banner113

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner107

banner106