Yakın dostum olan bir büyük tekstilci, bir konferanstaki konuşmasını yaparken, ‘sanayicilerin pamuklar içinde saklanıp korunmaları gerekir’ demiş ve büyük alkış toplamıştı.
Gerçekten de öyle. Biraz yakından bakarsanız her fabrikadaki üretimin aslında bir mucizenin ortaya çıkması olduğunu şaşırarak izlersiniz. Ürünün hammadde olarak temininden, üretilip binlerce kilometre ötedeki bir ülkede satıcıya ihraç edilmesinin her aşamasında birçok kişinin yoğun emek, alınteri ve çabası vardır. Her adımda da sanayicinin karşısına akla gelmeyecek sıkıntı ve engeller çıkar. Kahraman sanayicilerimiz yaşamları boyunca bunun mücadelesini vererek hepsini aşmayı başarır.
Pandemi döneminde üretim ve ihracat rekorları kırıyoruz. İhracatın yaklaşık yüzde 70’ini doğrudan sanayici kardeşlerimiz yapıyor. TİM 1000 ihracatçı listesine Çerkezköy OSB’den de 31 şirketimiz girdi. Yani üretimin yanı sıra ihracatı da sırtlanmış durumdayız. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere her düzeyden aldığımız beğeni ve destek bizi mutlu ediyor. Heves ve çalışma hırsımız katlanıyor, işimizi sonsuza kadar sürdürme isteğimiz büyüyor.
Tam böyle bir tempoda ilerlerken beklenmedik, anlayamadığımız bazı karar ve uygulamalar üstümüze geliyor ve şaşırıp kalıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda tüm camiayı şaşkınlığa düşüren gelişmeleri arka arkaya yaşadık.
Bunlardan birincisi tahmin edeceğiniz gibi sanayi doğalgazına yapılan yüzde 49’a yakın zam kararıydı. Bu kadar yüksek ve ani bir zammın maliyetlere dönük etkisi çok açık biçimde ortada. Bu zam bazı sektörlerde yüzde 78’e ulaşıyor ve yılbaşından bu yana gerçekleşen zam oranı da yüzde 150’ye ulaştı. Elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza aynı oranda yapılan zam da yakında yüksek oranlı elektrik zammı olarak karşımıza gelecek.
Doğalgaz ve elektriğe birkaç ay önce yapılan yüksek oranlı zamlara da o zamanki yazılarımda itiraz etmiş, bu zamların geri alınması talebimizi vurgulamıştım. Şimdiki doğalgaz zammı hakkında ise tüm sanayicilerimiz en hafif deyişle itirazlarını her platformda dile getirdiler.
Bu arada bizi rahatsız eden gelişmeler bu kadarla kalmadı. Akaryakıta da yüksek oranlı ve arka arkaya gelen zamlar, kurdaki hızlı ve dengesiz yükseliş ve oynamalar bizim günlük üretim planlarımızı, hesaplarımızı altüst ediyor. Her gün oturup yeni planlama ve gelir-gider hesabı yapmaya mecbur kılıyor.
Günlük faaliyetimize bu koşullarda devam ederken aniden ortaya çıkan bir mevzuat düzenlemesi taslağı moral seviyemizi iyice aşağı düşürmeye katkı sağladı. Dünyaya örnek biçimde, sanayicinin kendisini başarıyla yönettiği Organize Sanayi Bölgelerinin yönetimlerinin Vali ve Kaymakamlara devredilmesini öngören taslak hazırlanmıştı. OSB’lerin işleyişini bilen, gıpta edilen yönetim tarzını hayranlıkla izleyen hiçbir kişi ve kurumun desteklemediği, karşı çıktığı böyle bir düzenlemeyi neden benimsemediğimizi ayrıntılarıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunduk. Umarız yanlış bir adımın atılmakta olduğu anlaşılır ve bu vahim hatadan geri dönülür.
Değerli sanayici dostlarıma her türlü sıkıntımızın geride kaldığı, sağlıklı üretim günleri diliyorum.
