21. yüzyılın karşı karşıya olduğu en büyük meydan okumalar arasında doğal kaynakların hızla tükenmesi, artan atık miktarı ve iklim değişikliği ilk sıralarda yer almaktadır. Bu sorunlar karşısında, geleneksel doğrusal ekonomi modeli sürdürülebilirliğini yitirmiştir. ‘Kaynakları çıkar, üret, tüket ve at’ yaklaşımı üzerine kurulu bu model, ekosistemleri tahrip eden bir yapıya dönüşmüş durumdadır. Bu bağlamda, döngüsel ekonomi; kaynak verimliliğini esas alan, atık oluşumunu minimize eden ve ekonomik faaliyetleri çevreyle uyumlu hale getiren alternatif bir sistem olarak öne çıkmaktadır.

Döngüsel ekonomi, yalnızca çevreye duyarlı bir modeli değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirliği ve toplumsal refahı hedefleyen bütünsel bir yaklaşımdır. Avrupa Komisyonu döngüsel ekonomiyi, “ürünlerin, malzemelerin ve kaynakların değerinin mümkün olduğunca uzun süre ekonomide tutulduğu ve atık oluşumunun asgariye indirildiği” bir sistem olarak tanımlamaktadır. Bu yaklaşım doğrultusunda, ürünlerin tasarımından başlayarak yaşam döngüsü boyunca yeniden kullanımı, onarımı, yenilenmesi, geri dönüşümü ve nihayetinde enerji geri kazanımı gibi adımlar ön plana çıkar. Döngüsel ekonomi stratejileri, malzeme bağımlılığını azaltmanın yanında, yeni iş alanları yaratmakta ve ekolojik ayak izini azaltmaktadır.

AB Müzakereleri çevre mevzuatını geliştirdi

Türkiye, döngüsel ekonomi prensiplerini uygulamaya yönelik somut adımlarını 2000’li yılların başında atmaya başlamıştır. AB ile müzakere süreci, çevre mevzuatının geliştirilmesini hızlandırmış, özellikle atık yönetimi konusunda uyum çabaları belirginleşmiştir. 2014–2017 arasında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan “Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı” bu anlamda bir dönüm noktasıdır. 2017 yılında başlatılan “Sıfır Atık Projesi” ise hem kamu hem özel sektörde kaynakların kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşüm uygulamalarını teşvik etmiştir.

Son adım UDESEP

Bu süreci 2016–2023 yıllarını kapsayan “Ulusal Atık Yönetimi Eylem Planı” ve 2020’de Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum için Ticaret Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” izlemiştir. Ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği destekli “Döngüsel Ekonomiye Geçiş Potansiyelinin Değerlendirilmesi İçin Teknik Destek Projesi (DEEP)” ile teknik kapasitesini artırmaya yönelik adımlar atılmış, Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı İhtisas Çalışma Grubu’nun katkılarıyla çok paydaşlı bir yönetişim modeli oluşturulmuştur. Bugüne kadar olan en önemli son adım ise; 11 Şubat 2025’te tanıtılan “Ulusal Döngüsel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı (UDESEP)” olmuştur. UDESEP, 6 stratejik hedef, 23 kilit amaç ve 56 eylem aracılığıyla Türkiye’nin doğrusal ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişini hedeflemektedir.

Döngüsellik oranında düşüş

Döngüsel ekonominin somut kazanımları yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal düzeyde de hissedilmektedir. Circle Economy Foundation’ın 2025 tarihli Circularity Gap Report'una göre, dünya döngüsellik oranı 2018’deki %9,1 seviyesinden %6,9’a düşmüştür. Bu oran, ekonomiye giren malzemelerin yalnızca %6,9’unun ikincil (geri kazanılmış) malzemelerden oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu çarpıcı düşüş, döngüsel ekonomi politikalarının daha da güçlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Döngüsel ekonomi stratejileri uygulandığında sera gazı emisyonlarında %45’e kadar azalma sağlanabilirken, 2 milyon kişilik yeni istihdam ve 4,5 trilyon dolar düzeyinde maliyet tasarrufu mümkün olabilmektedir. Ürünlerin yaşam döngüsünü uzatan tasarımlar, modüler sistemler ve dayanıklı malzeme kullanımı, çevresel etkiyi azaltmakla kalmayıp ekonomiye de katkı sunmaktadır.

Dijital dönüşümün sorunları

Döngüsel ekonomi uygulamaları 9R stratejisiyle yapılandırılmıştır: Reddet (Refuse), Yeniden düşün (Rethink), Azalt (Reduce), Yeniden kullan (Reuse), Onar (Repair), Yenile (Refurbish), Yeniden üret (Remanufacture), Geri dönüştür (Recycle) ve Enerji geri kazanımı (Recover). Bu model, döngüselliği sadece atık azaltımıyla sınırlı görmeyip, bütüncül bir sistem dönüşümü olarak tanımlar. Dijital teknolojilerin – özellikle Nesnelerin İnterneti, blockchain, yapay zekâ ve büyük veri – bu modele entegre edilmesiyle birlikte, tedarik zinciri şeffaflığı, ürün takibi ve kaynak kullanımında etkinlik artmaktadır. Ancak dijitalleşme, elektronik atıkların artışı ve enerji tüketimi gibi yeni çevresel sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle teknolojik dönüşüm dikkatli ve sürdürülebilir ilkelerle yürütülmelidir.

Döngüsel ekonomi ilkelerinin kurumsal stratejilere entegrasyonu, başarı için kritik öneme sahiptir. İşletmelerin yalnızca üretim süreçlerini değil, aynı zamanda pazarlama, lojistik ve müşteri ilişkilerini de döngüsel yaklaşımla yeniden kurgulaması gerekmektedir. Üst yönetim desteği, ölçülebilir hedeflerin belirlenmesi ve değer zincirinde iş birliği, bu dönüşümün sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır. Sürdürülebilir iş modellerine sahip firmalar, gelecekte hem müşteri sadakati hem de finansal performans açısından öne çıkacaktır.

Döngüsel ekonomi bir zorunluluk

Sonuç olarak, Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefi, On İkinci Kalkınma Planı’nda vurgulanan yeşil dönüşüm ve dijitalleşme stratejileriyle uyumlu şekilde, döngüsel ekonomi politikasını bir zorunluluk haline getirmektedir. Kamunun düzenleyici rolü, özel sektörün uygulayıcı kapasitesi ve toplumun destekleyici tavrı birleştiğinde, Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet gücünü artıracak, kaynaklarını verimli kullanarak çevreyle dost bir kalkınma yolu oluşturacaktır. Döngüsel ekonomi, yalnızca bir çevre politikası değil, aynı zamanda kaynak yönetiminden ekonomik stratejiye, iş modellerinden bireysel tüketim alışkanlıklarına kadar geniş bir alanda dönüşüm potansiyeli sunmaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin bu dönüşüme yönelik attığı adımlar, gelecek nesillerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyecek kritik yatırımlardır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner120

banner119

banner118

banner117

banner116

banner114