Son yedi yılda yenilenebilir enerjiyi keşfettik… Daha doğrusu Türkiye’nin bu alanda büyük olanaklara sahip olduğu anlaşıldı. Güneşte dünyada neredeyse bir numarayız. Rüzgarda imkanlar çok yüksek. Bu potansiyeller ile vizyon birlikteliği bütünleşmesi son yedi yılda Türkiye’nin yenilenebilir enerjide iki kat büyümesini sağladı.
2017’de güneş enerjisi kurulumlarıyla Türkiye 1 GW’ı aşarak, dünyada en az 1 GW güneş enerjsi kurulu gücü olan ülkeler arasında ilk kez yer aldı. Takibinde de 3 GW’ı aşarak yıl sonu itibariyle 3.4 GW’a ulaştı. Bir önceki yıla göre güneş enerjisi yüzde 310 büyüdü. Rüzgar’da da yüzde 13 artış ile 6.5 GW kurulu güce yaklaşıldı. Hele son dönemde büyük yatırımlara imza atmaya başladık. Bu gelişme bu alanda dünya çapında ses getiren kuruluşlarımızın doğmasına yol açtı.
Türkiye’nin yükselen enerjisinin yenilenebilir olduğunu keşfeden firmaların sayısı giderek arttı. Yenilenebilire yönelmek hem temiz enerji açısından hem de Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının azalması açısında adeta can simidi oldu.
En başta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak olmak üzere konuyla ilgili herkes yenilenebilir enerjiye tam destek anlayışı ile hareket etmeye başladı. Enerjide bu defa gecikilmeyeceğine ilişkin umutlar zirve yaptı. Ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü herkesin bir adım önünde vizyon ortaya koymaya başladı.
Bu vizyonu Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Dr. Oğuz Can her platformda paylaşınca anlamlı ve yararlı faaliyetler gündeme geldi. Ve sonuç muhteşem oldu…
- Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yenilenebilir enerji yatırımları konvansiyonel kaynaklara yapılan yatırımı geçti.
Peki neden yenilenebilir enerji bu kadar önemli… Konuya bütün ayrıntısı ve çıplaklığıyla ortaya koyuyor Genel Müdür Dr. Oğuz Can… İşte o çarpıcı cümleler…
* 2050 yılında mobilite 50 kat artacak. Bugün hala 1 milyarın üzerinde insanın elektriğe erişimi yok. Üç boyutlu printerler geliyor.
* Bütün bunlar enerji ihtiyacını artıracak gelişmeler… Ama bir yandan da çevre kirliliği artıyor.
Yani sektörün ifadesi ile Dr. Oğuz Can diyor ki enerji ihtiyacı daha da artacak. Ama siz bunu dünyayı kirletmeden, iklim değişikliği yaratmadan karşılamak zorundasınız.
Can sonrada ekliyor…
*Bunu göremezseniz Sony’nin durumuna düşerseniz… Endüstrideki dönüşümü Sony göremedi, Apple gördü.
Verdiği örnek de muhteşem. Apple bugün nerede Sony nerede…
Yani enerji ihtiyacı artacak bunu yenilenebilir enerjiden karşılamak için seferber olanlar Apple, bu treni kaçıranlar Sony olacak.
Yenilenebilirin başındaki ismin bu tespiti içimize rahatlatıyor…
Çünkü bunu tespit edip durmuyor. En büyük rüzgar yatırımlarının önü açılıyor. Her yere güneş tarlaları kuruluyor. Mesela bir türlü adım atılamayan çatılara güneş paneliyle ilgili somut adımlar atılıyor. İşte bu konudaki çalışmalarda son durum. Yine Dr. Can’ın ağzından aktaralım:
* Bu konudaki düzenleme üzerinde ciddi mesai harcıyoruz. İnsanların kendi çatısına güneş paneli kurarak, apartmanın ortak giderlerini karşılayabileceği ve mahsuplaşabileceği, tüketiminden fazla olan üretimini satabileceği yönünde düzenlemeler konusunda çalışmalar devam ediyor.
* Özellikle mesken, ticarethane, alışveriş merkezleri ve sanayi bölgeleri çok önemli. Maliye Bakanlığı ile de faturalama, gelir beyanı nasıl olacak, mahsuplaşma saatlik mi günlük mü yapılacak, bunları çalışıyoruz.
* Deneme yanılma ile değil sistemi tam oturtup yola çıkmamız lazım. Herkesin çatıya çıkıp da panel kuracağı bir şekilde gelişmesini istemiyoruz bu pazarın, belli bir mesleki yeterliliği olmalı.
* Sonucunda vatandaş var ve vatandaşın da hakkını hukukunu koruyacak şekilde düzenlememiz olacak.
Petrolün otoritesinin giderek yıkıldığı ve yıkılacağı, enerjiye ihtiyacın daha da artacağı ve çevre kaygılarının daha da öne çıkacağı bir dünyada yerimizi almak zorundayız.
Bu yerin neresi olacağı çok net ve çok belli. Bizi buraya doğru götürecek Dr. Oğuz Can gibi öncüler ve bu alanda yatırımın önemini kavramış girişimciler var.
Tekrar edelim. Türkiye yenilenebilir de treni kaçırmayacak. Çünkü konuyla ilgili vizyon en tepeden tabana herkes tarafından benimsenmiş durumda. Şu anda enerjinin neredeyse üçte biri yenilenebilirden geliyor.
İyi şeyler oluyor güzel ülkemde…
