Hani bazı bilim kurgu filmleri şöyle bir yazı ile başlar: 2049 yılında Kaliforniya’dan başlayıp ABD’ye yayılan korkunç salgın hastalık sonucunda 250 milyon kişi ölmüş, ülke ekonomisi çökmüştü….
Şu anda da henüz sonunu göremediğimiz virüs salgını neredeyse her ülkeye ulaşıp ölümlere yol açıyor. En büyük tesellimiz ülkemizde bu virüs nedeniyle hastalanan, ölen kimselerin olmadığının açıklanması.
Ancak, dev teknolojik adımlarla gittikçe küçülen dünyamızdaki yakın global ilişkiler öldürücü hastalıkların kısa sürede yayılmasına neden oluyor. İleri teknolojik düzeyimiz virüslere hızlı, çevik ve kesin karşılık veremiyor, virüsün olumsuz etkisinin önlenmesini beklediğimiz süratle sağlayamıyor. Ülkeden ülkeye sıçrayan virüsün tedavi ve aşısının hızla bulunmasını bekliyoruz.
Şu anda karşımızda duran Korona virüsü (Covid-19) kişi ve toplum sağlığının yanı sıra küresel ekonomiye de büyük darbeler vurdu. Salgının global ekonomiye etkisinin 1.1 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Çin’deki olağanüstü durum bir kısım fabrikaların kapanmasına yol açtı. Hammaddesini buradan sağlayan imalatçılar sıkıntıya girdi. Bu ülkeye ihracat yapanların malları ellerinde kaldı.
En büyük etkilenmeyi de turizm şirketleri yaşadı. Dünyanın en kalabalık turist grubu Çinliler ülke dışına çıkamıyor. Başka ülkelere turistik seyahat yapmak isteyenler kaygılı, düşünceli. Almanya’daki dünyanın en büyük turizm fuarı geçen hafta iptal edildi. Büyük havayolu şirketleri iflas tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Turizm sektörü, küresel olumsuzluklardan çok çabuk etkilenen kırılgan bir yapıya sahip.
Son dönemde giderek büyüdüğünü izlediğimiz spor ekonomisi de büyük darbe yedi. Uluslararası spor etkinlikleri iptal edildi. Avrupa’da futbol maçlarının seyircisiz oynanmasına karar verildi.
Çin’in içine düştüğü bu durum nedeniyle yeni pazarlar, müşteriler bulan, boşluğu doldurma fırsatı yakalayan üreticiler, ülkeler de var elbette. Her kriz birileri için problem yaratırken birileri için de yeni fırsatlar sağlıyor.
Yine de böylesi bir global belirsizlik ve korku ortamında çalışmak yerine, normal koşullarda serbest rekabet koşullarında ekonomik faaliyetlerde bulunmayı tercih ederim. Çünkü böylesi sorunlarla yarın biz de karşılaşabiliriz veya her an bizi de pençesine alabilir.
Dünyamızın, ülkemizin, ÇOSB gibi üretim üslerimizin sağlığının hiç bozulmadığı mutlu üretim günleri ve bol kazançlar diliyorum.
