23 NİSAN’dan 19 Mayıs’a, 30 Ağustos’tan 29 Ekim’e, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan adımların atıldığı özel günlerde, milli bayramlarımızda hep aynı kitabı açar, özümseyerek tekrar tekrar okurum:

Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri…

Bu kitabı Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası 2008 yılında Genelkurmay Başkanlığı’nın desteğiyle hazırlattı. Kitabın yazarı da, “görüş ve direktif”lerin sahibiydi:

Mustafa Kemal Atatürk

Uzun yıllar Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanlığı yapan Halit Narin, 15 bin adet bastırdıkları kitabın girişinde şu mesajı verdi:

- Görüşleri, tespitleri, öngörüleri, çözüm önerileri geçerliliğini koruyan, günümüze ışık tutmayı sürdüren, liderliği evrensel ölçekte kabul edilen, askerlikle devlet adamlığını, halktan birisi olmayı bilim ve akılcılığın potasında eriterek bütünleştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve O’nun düşünce sisteminden seçilmiş örnekleri sunuyoruz.

“Atatürk’ün Görüş ve Direktifleri”ni Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlarken tekrar elime aldım, ekonomiyle ilgili bölümlerini bir kez daha okudum.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomiyle ilgili görüş ve direktiflerini sizlerle burada paylaşmak istedim:

- Yeni Türkiye Devleti temellerini süngü ile değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır… Yeni Türkiye, bir ekonomi devleti olacaktır. (1923)

- Ekonomik kalkınma; Türkiye’nin hür, bağımsız daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir. Türkiye bu kalkınmada iki büyük kuvvet serisine dayanmaktadır.

- Toprağının iklimleri, zenginlikleri ve başlı başına servet olan coğrafi durumu, Türk milletinin silah kadar makine de tutmaya yaraşan kudretli eli, milli olduğuna inandığı işlerde ve zamanlarda tarihin akışını değiştiren yiğitlikle beliren sosyal benlik duygusu. (1937)

- Milli ekonomi yolunda emin olarak ve güvenerek kesin ve köklü adımlar atarken esas programımızın ilham ettiği genel tedbirleri alarak tercih etmek en doğru yoldur.

- Toplumumuzdaki bütün çeşitli meslek sahiplerini faydalı olacak şekilde bu yolda el ele vermiş, omuz omuza dayanmış bir hedefe yürüyen samimi yolcular yapmak, devletin ekonomideki yükünü azaltmak ve başarı zamanını kısaltmak tek çaredir. (1923)

- Bugünkü mücadelelerimizin amacı tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünlüğü ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksunsa o devletin hayati kuruluşlarında bağımsızlık felç olur. Her devlet organı ancak mali kuvvetle yaşar. (1922)

- Zaferinin vasıtası yalnız kılıçtan ibaret kalan bir millet, bir gün girdiği yerden kovulur, rezil edilir, sefil ve perişan olur. Öyle milletlerin sefaleti, perişanlığı o kadar büyük ve üzücü olur ki, kendi memleketinde bile mahkum ve esir bir halde kalabilir. (1923)

Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun…

Yaşasın Cumhuriyet…

Elazığ’ın Bayındır Köyü’nde Cumhuriyet vizyonuyla TÜSİAD Başkanlığına uzandı

TÜRK Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı, Ode Yalıtım’ın Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlama mesajları kapsamında sosyal medyada ilköğretim yıllarından bir fotoğraf yayınlayıp, altına çok anlamlı mesaj yazdı.

Orhan Turan’ın öyküsünü kendi kaleminden okuyalım:

- Elazığ’ın Bayındır Köyü’nde doğdum. Sınıf arkadaşlarımla sınırlı maddi imkanlara sahip ailelerden geliyor olsak da hayallerimizin sınırları yoktu. 10 yaşındayken taşındığımız İstanbul’a da bu hayalleri de taşıdığımı hatırlıyorum.

- İstanbul’un farklı mahallelerinde de, ağabeylerimle okuduğumuz devlet üniversitelerinde de benim gibi hayalleri sınırsız, Anadolu’nun farklı yerlerinden gelen yüzlerce arkadaşım oldu.

- Cumhuriyet’in 100’üncü yaşını kutladığımız bugün, o ilkokul sırasında bizlere bu hayalleri aşılayanın ne olduğunu düşünürken buluyorum kendimi.

- Gözümün önüne ailelerimizin eğitime devam edebilmemiz için yaptığı fedakarlıklar, bize Cumhuriyet’in kazanımlarını anlatan öğretmenimiz, kara tahtanın üzerinde bir çerçevenin içerisinden gülümseyerek bakan Mustafa Kemal Atatürk ve Gençliğe Hitabesi geliyor.

- Bugün baktığımda ise eğitime verilen önem, aydınlanmayı, çağdaşlaşmayı, ülkenin gençlerine aşılama tutkusu ile çalışan nesiller ve ülkenin geleceğini yine ülkenin gençlerine emanet eden bir lider görüyorum.

- Cumhuriyet bu yönüyle, bizler için yönetim biçimi olmanın çok ötesinde bir devrim. “Cumhuriyet çocuğu” olmaktan gurur duyan milyonlarca insan için, kökeni, kültürü, imkanları fark etmeksizin sınırsız hayallere sahip olma duygusunu aşılayan yaşam felsefesi.

- Yeni bir yüzyılda milyonlarca Cumhuriyet çocuğuna borcumuz da bu değeri, bu felsefeyi ve kazanımlarını korumak ve güçlendirmek. Çağımız bizlere, özgürlük ve ilerleme mücadelesinin asla sona ermeyen bir yol olduğunu gösteriyor.

- Bu yolda Türkiye’de doğan her bir çocuğun sınırsız hayallerle büyümesini sağlayacak adımlar atmak Cumhuriyetimizin kurucu nesillerine duyduğumuz minnetin en net ifadesidir.

- 100 yıl önce ulusça paylaştığımız ruhun aynısıyla, demokraside, eşit yurttaşlıkta, laiklikte, ifade özgürlüğünde, hukukun üstünlüğünde, toplumsal cinsiyet eşitliğinde ve eğitimde ülkemizi güçlendiren bu adımları atmak için en doğru zaman şu andır.

- Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının aziz hatıralarına saygıyla…

- İyi ki varsın Cumhuriyet, çok yaşa Cumhuriyet!

Orhan Turan’ın öyküsünün altına şu mesajı yazdım:

- Bayındır Köyü’nden TÜSİAD Başkanlığına uzanan yolculuk… Bu gerçekten de Cumhuriyet’in eseri…

Turan yanıtladı:

- Evet, Cumhuriyet’in eseri…

Çok yaşa Cumhuriyet…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106