Öne Çıkanlar Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu ÇOSB Sürdürülebilirlik Raporu Proje bazlı teşvikler Özel ÇOSB Kreş ve Gündüz Bakımevini Bakan Kaya açtı Necat Öney

Cem Boyner: ​​​​​​​Verimlilik, çeviklik odaklı dönüşümlere inanıyorum

Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkanı, tanınmış sanayici Cem Boyner ile tekstil sektörü, sürdürülebilir üretim ve zor koşullarda dünya çapında rekabetçi olmak hakkında konuştuk.

- Sayın Cem Boyner, sanayiciler için ve özellikle tekstil sektörü için zor bir dönemden geçiyoruz. Siz de Türkiye’nin kıdemli sanayicilerinden birisisiniz. Şu anda sektörün içinde bulunduğu durumu bize anlatır mısınız? En büyük sorunlar nelerdir?

- Türkiye’de sanayicilik, özellikle tekstil sektörü söz konusu olduğunda, her zaman yüksek direnç gerektiren bir yolculuğa ev sahipliği yapıyor. Bugün yaşadığımız dönemde artık sadece direnç değil, aynı zamanda yüksek öngörü, esneklik ve uzun vadeli vizyona sahip olmanız gerekiyor. Global ölçekte yaşanan ekonomik daralmalardan, Rusya-Ukrayna savaşı gibi jeopolitik gelişmelere, ham madde ve enerji maliyetlerindeki artışa kadar sektör ciddi bir şekilde etkileniyor. Ancak belki de en belirleyici zorluk öngörülebilirliğin giderek azalması.

Bir yandan yüksek faizler yatırım iştahını azaltırken diğer yandan da üretim maliyetlerinin artması iş dünyasındaki ekonomik sürdürülebilirlik üzerinde ciddi baskı oluşturuyor. Bu yüzden alınan kararlarda geri dönülebilir kararlar almaya özen gösteriyoruz. Çünkü içinde olduğumuz dönemde esnek ve manevra alınabilen kararlar başarıyı getiriyor.

“ESAS PRENSİBİMİZ: İLERİ ADIM ATARAK SAVUNMAK”

Ancak esas prensibimiz, geri çekilmek değil, "ileri adım atarak savunmak". “Retreat forward” kavramı, geri çekilirken dahi stratejik bir şekilde ileriye doğru konumlanmayı ifade ediyor. Biz de tam olarak bunu yaptık, Bahariye Mensucat ile birleşerek, küçülerek değil, büyüyerek atılım yapma yolunu seçtik.

Altınyıldız gibi köklü bir tekstil üreticisinin de parçası olduğu bu ekosistemde en büyük amaç ise sürdürülebilir rekabet avantajını kaybetmemek. Avrupa, Yeşil Mutabakat gibi yeni regülasyonlarla ticaret kurallarını yeniden tanımlamaya hazırlanırken; çevresel ve sosyal uyumluluk kriterlerini yerine getiremeyen firmaların yalnızca rekabet gücünü değil, pazara erişimini de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu noktada da yatırım yaparken sürdürülebilirliği iş modelimizin merkezine koymak da artık bir tercih değil hepimiz için zorunluluk. Ancak her şeye rağmen, Türkiye’nin üretimdeki yetkinliği, insan kaynağı ve sanayicisinin vizyon ve azmiyle bu krizler de fırsata çevrilebilir.

“YÜKSEK ENFLASYON ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİ ORTADAN KALDIRIYOR”

- Yüksek faizler finansa erişimi zorlarken yüksek enflasyon da maliyetleri arttırıyor. Bir süredir devam eden bu büyük sıkıntıyı aşmak için neler önerirsiniz?

- Finansa erişim zorlaştığında yatırımlarla birlikte üretimin sürekliliği de tehdit altına giriyor. Yüksek enflasyonun sadece maliyetleri artırdığını düşünmek yanlış. Bu artışlar aynı zamanda öngörülebilirliği ortadan kaldırıyor ve karar alma süreçlerini zayıflatıyor. Her kararınıza şüpheyle yaklaşmak tuzağına düşmemek lazım. Bu yüzden geldiğimiz noktada, en az sermaye kadar değerli olan şey kesinlikle öngörülebilirlik.

Burada yapılması gereken ise ekonomik yönetimin kısa vadeli denge arayışlarından ziyade, orta ve uzun vadeli güven inşasına odaklanması. Kriz zamanlarında başarının anahtarı, sadece savunma değil aynı zamanda kontrollü bir atak stratejisi geliştirebilmek. Aynı zamanda şirketler düzeyinde, inovatif finansal çözümlerle hem müşteriye hem tedarikçiye nefes aldırmak gerekiyor.

“TAŞINMAK KISA VADELİ BİR ÇÖZÜM”

- Tekstilcilerin fabrikalarını başka ülkeleri taşımalarını, buralarda üretime geçmelerini nasıl karşılıyorsunuz? Gidenler daha uygun üretim, satış ve ihracat koşullarına sahip olabiliyorlar mı?

- Bu soruya cevap verirken sadece maliyetlere bakmak yanıltıcı bir bakış açısı olur. Elbette bazı ülkelerde enerji, işçilik ya da vergi avantajı sağlamak mümkün. Ancak tekstil gibi derin bilgi birikimi, beceri ve hız gerektiren bir sektörde üretimi sadece daha ucuz olduğu için başka ülkelere taşımak, kısa vadeli bir çözüm gibi görünebilir ama uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından mutlaka doğru bir adım değil. Üretimin merkezinin sırf maliyet hesabıyla değişmesinden ziyade, verimlilik ve çeviklik odaklı dönüşümlere inanıyorum. Biz Altınyıldız’da ihracatımızı artırırken üretimimizi Türkiye’de, Çerkezköy’deki tesisimizde yapıyoruz. Çünkü bu sadece bir maliyet hesabı değil; kaliteyi, standardı, tedarik güvenliğini ve müşteri sadakatini ilgilendiren bir konu.

Üretimi başka ülkelere taşımak tabi ki bazı firmalar için geçici bir avantaj yaratabilir ama kalıcı rekabet gücünü, ülkenizin sunduğu üretim altyapısı, insan kaynağı ve sürdürülebilirlik kapasitesiyle sağlayabilirsiniz. Bu noktada Türkiye hâlâ çok değerli bir üretim merkezi.

“BAHARİYE MENSUCAT İLE ANLAŞMAMIZ BİZİ GÜÇLENDİRECEK”

- Tam da bu noktada şunu belirtmeden geçmek istemem. Altınyıldız, yakın bir süre önce Bahariye Mensucat ile yaptığı anlaşmayla globalleşme vizyonuna yeni bir ivme kazandırmakta. Tüm kumaş üretim ve satış süreçlerini kapsayan anlaşma ile Altınyıldız, Bahariye Mensucat’ın üretim süreçleri, müşteri portföyü ve geniş ihracat ağıyla gücünü daha da pekiştirecek.

Altınyıldız, bu birleşme ile aynı zamanda ilk yıl 1 milyon metre ek kumaş satışıyla birlikte toplam 6 milyon metre kumaş satış hacmine ulaşacak. Bu artışla birlikte ihracatta da büyük bir ivme kazanılması ana amaç..

“ARTIK NASIL VE NEDEN ÜRETTİĞİNİZ DE ÖNEMLİ”

- Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyondaki küresel rekabet gücünü artırmak için sanayicilere ve tasarımcılara ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

- Dünyada artık sadece üretmek yetmiyor. Ne ürettiğinizden çok, nasıl ve neden ürettiğiniz de önemli. Bizim de hızlı üretim kapasitemiz, coğrafi konumumuz ve genç, dinamik insan kaynağımız hala bu alanda gücümüzü korumamızı sağlıyor. Ancak bunların sürdürülebilir bir rekabet avantajına dönüşebilmesi için bazı ezberleri bozmak gerekiyor. Benim 2 temel önerim var.

İlki sürdürülebilirliği Ar-GE’nin bir parçası haline getirilmesi. İkincisi tasarımın endüstriden ayrılmaması. Türkiye’de hâlâ tasarım ile üretim iki farklı dünya gibi algılanıyor. Oysa yenilikçi ve katma değerli ürün ancak bu ikisini bir araya getiren sistemlerle ortaya çıkıyor. Birçok avantaja sahibiz ancak küresel ölçekte iddia sahibi olmak istiyorsak daha fazla iş birliğine, daha fazla cesarete ve daha yaratıcı vizyona ihtiyacımız var.

“TEKSTİLİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ANLAYIŞIYLA YENİDEN YORUMLUYORUZ”

- Boyner Grubu olarak, geleneksel tekstil üretimini sürdürülebilir ve çevre dostu uygulamalarla nasıl harmanlıyorsunuz?

- Bizim için sürdürülebilirlik bir proje değil, iş yapma biçimi. Özellikle tekstil gibi çevresel etkisi yüksek bir sektörde faaliyet gösterirken, her adımımızın çevreyle ve toplumsal sorumlulukla uyumlu olması gerektiğine inanıyoruz. Boyner Grubu olarak, geleneksel tekstil üretimini modern sürdürülebilirlik anlayışıyla yeniden yorumluyoruz. Altınyıldız’ın da 70 yılı aşkın bir üretim kültürünü, yeşil enerji, geri dönüşüm ve karbon azaltımı gibi çevreci uygulamalarla yeniden yapılandırıyoruz.

“ESKİYİ YENİ BİR GÖZLE GÖRMEYE ÇALIŞSINLAR”

- Genç girişimcilere, geleneksel sektörleri teknolojiyle dönüştürmek isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

- Geleneksellik bugün artık hiçbir sektörde kalmadı. Ya dönüşeceksiniz ya da geride kalacaksınız. Ancak şunu da unutmamak gerekiyor. Bu çağda başarıyı yakalamak için teknolojiye sahip olmaktan çok, teknolojiyi insanla ve anlamla buluşturabilmeniz önemli. Bu yüzden genç girişimcilere en büyük tavsiyem şu: Sadece yeni bir şey yapmaya değil, eskiyi yeni bir gözle görmeye çalışsınlar.

“ÇOSB DÖNÜŞÜM HİKAYEMİZİN BAŞLADIĞI YER”

- Altınyıldız fabrikasının üretim yaptığı Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi hakkında neler söylemek istersiniz?

- Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi, yalnızca sanayinin değil, geleceğin üretim vizyonunun şekillendiği çok önemli bir merkez. Türkiye’nin sanayi belleğinde güçlü bir yere sahip olan bu bölge Altınyıldız’ın da kalbinin attığı yer. Bu yüzden Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi, bizim sadece üretim yaptığımız bir lokasyon değil; dönüşüm hikâyemizin de başladığı yer. Burada attığımız her adımda sürdürülebilirliği, istihdamı, dijitalleşmeyi ve toplumsal katkıyı birlikte düşünmeye çalışıyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner120

banner119

banner118

banner117

banner116

banner114