Büyüme verisi açıklandığı gibi bu ayın makalesi hazır hale gelmiş oldu. İkinci çeyrekte Türkiye ekonomisi sabit fiyatlarla TL bazında yüzde 3.8 büyümüş oldu. Cari fiyatlarla ise dolar bazında bu oran -10.7 oldu.

► CARİ FİYATLAR VE SABİT FİYATLAR İFADE EDİYOR?

Cari Fiyatlarla Hesaplama: Hesaplamalarda enflasyonun etkisi gözetilmez. Üretilen mal ve hizmetlerin güncel değerleri üzerine hesaplanır.

Sabit fiyatlarla : Baz olarak herhangi  bir dönem alınır ve o yıla endeksli enflasyon oranından arındırılmış olarak reel artışlar hesaplanır. Bu durumda tabloya farklı bakmalı ve farklı okumalıyız. Daha önceki yazılarımızda sürekli aktardığımız konu rakamlara da yansıyor. Euro ve dolar ile alım yapan yabancılar için konu çok basit. Suudi Arabistan’dan gelerek Sapanca tepelerinde arazi alan kişi bir yıl önce 1.000.000 USD vererek satın aldığı yeri şimdi 715.000 dolara satın alıyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının o kadar şanslı olduğunu söyleyemeyiz. Bunu bir dostumun verdiği örnekle açıklarsam;

“Üstat, sıfır güzel bir araç alacaktım. Elimde dolar vardı, kur 3 TL’yi geçince aracı satın almaya gittim. Baktım ki param yine yetmiyor. Araca zam gelmiş.”

Özetle yerli tüketici veya yatırımcı için kur artışının dönemsel fırsatlar getirdiğini daha önce de belirtmiştik. Konut, arazi ve araç satışlarını öngörmüştük. Hatta öngördüğümüzün çok üzerinde bile gerçekleşti. Ancak bu dönemsel fırsatlar kısa vadede görülüp ortadan kalkıyor. Çünkü piyasaların da bir denge mekanizması var. Ağustos ayında araç satışlarının yüzde 37.7 arttığını düşünecek olursak, bundan sonra yeni siparişlerde yurt dışından gelecek araçların zamlı olacağını herkes tahmin edebilir. Arz-Talep mekanizması bu şekilde işlemeye devam edecektir.

► BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Kriz beklentisinde olanların hüsrana uğrayacağına inanıyorum. Kurlardaki değişkenlik bekleyişinin uzun süreden beri yazılıp çizildiğini hepimiz biliyoruz. Cari açık, Türkiye’nin iç ve dış borç stoğunun büyüklüğüne bağlı artması gereken ödeme performansı zaten ekonomiyi zorluyordu. Şimdi ise seçimler ve güvenlik endişeleri ile kurdaki artış tetiklendi ve piyasaların güvene bağlı koyduğu kur çıpası yine gerçek dünyada işe yaramadı. 2001 krizindeki “Kur Çıpasını” hatırladınız mı? O zaman devlet eliyle konan çıpa bu defa piyasalar tarafından kondu ve yıllardır “Değerli TL” gibi bir konuyu konuştuk. Hatta hatırlayın bir ara iyice hızımız alamamış ve 1 USD=1TL sloganıyla oyalanıyorduk.

Sonuç olarak TL, EURO, USD, Brezilya Reali veya İsviçre Kronu her ne para primi alırsanız alın sokaktaki enflasyon ile aradaki farkı lehe veya aleyhe elbet bir gün geri alacak veya verecektir. Eğer ekonomi parametreleri ve güven ortamı hala ticaret yapılmasına, yabancıların Türkiye’den mülk edinmesine, özelleştirmelere, yerli yabancı yatırımcılarının finans piyasalarına girmesine izin veriyorsa kriz falan olmayacak. İştahı azaltacak sorunların kısa vadede çözümlenmesi Türkiye’yi büyüme

ve gelişme yolculuğunda kesintisiz devam ettirecek. Uçak türbülansa giriyor ama gideceği yere elbet varıyor. Bu sırada bazı yolcular rahatsız oluyor, bazıları ise bu duruma alışık oldukları için hostesin verdiği ikramların keyfini çıkartmaya devam ediyor.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106