Sevgili dostlar,

Daha önceki sayıdaki yazımda İflas müessesesi ile ilgili bilgiler vermiştim. Umarım faydalı olmuştur. Bu defa konuyu yarım bırakmamak için sizlere daha fazla faydalı olmak amacıyla İflas müessesesinin hukuki sonuçları, İflas taleplerinde mahkemenin görevleri, İflas Masası teşkili ve İflas Masasına giren veya çıkarılabilecek mallar, iflasın müflisin tasarruf yetkisine etkisi bahisleri ile ilgili bilgiler vererek sürdürmek istedim. Faydam olursa ne mutlu bana.

Önceki yazımda da önce de ifade ettiğim gibi iflasın açılma anı, yani zamanı Ticaret Mahkemesinin iflasa karar verdiği andır... Bu anda borçlu hakkında iflas açılmış olur. İflas kararında iflasın açılma anı günü saati ve dakikası gösterilir. (İİK md.165) Mahkemenin iflasın açılma anını daha önceki veya sonraki bir tarih veya saati iflasın açılma anı olarak gösterme hakkı yoktur.
 

İFLAS KARARININ SONUÇLARI


İflasın açılması tarih ve saatinden itibaren karar borçlu müflisin bütün alacaklıları için hüküm ve sonuç doğurur. Karar verildikten sonra birden fazla iflas davası olsa da diğer davalara bakılamaz. Diğer mahkemeler davalarda iflas kararının kesinleşmesine kadar davaları bekletici mesele yaparlar.

İflas Kararının tebliği resen yapılır ve İflas Dairesine bildirilir. İflas Dairesi kararı kendiliğinden ve derhal ilan eder. İflas Kararı yine kendiliğinden ve derhal iflas dairesi tarafından ilgili mercilere bildirilmek zorundadır. İflas kararının bildirileceği daireler Tapu Sicil Müdürlüğü, Ticaret Sicil Memurluğu, Gümrük İdaresi, Posta İdaresi, yerel Ticaret Ve Sanayi Odaları, Menkul Kıymet Borsası, Sermaye Piyasası Kurulu, Noterler, Bankalar, Amme İdaresi, Vergi Dairesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Gemi Sicil Memurluğu gibi kurumlardır. İflasın kapandığı veya kaldırıldığı, İİK 254, 182 ve166. maddeleri gereğince aynı şekilde yukarıda yazılan yerlere bildirilir ve ilan edilir.

Alacaklının iflas talebini, iflas davası dilekçesini alan Ticaret Mahkemesinin öncelikle alacaklıların menfaati için gerekli gördüğü muhafaza tedbirlerinin alınmasını karara bağlama yetkisi vardır. Buna göre Ticaret Mahkemesi muhafaza tedbirlerinin karara bağlanmasını sağlar ve emredebilir.

Muhafaza tedbirlerinin alınması ve defter tutulması İİK 159- 163. maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Bunun için alacaklının talepte bulunması gerekli değildir. Defter tutulmasına karar verilmesi halinde takdir mahkemede olup borçlunun mallarını tespit etmek, borçlunun borçlularına yapılacak bildiri ile bunların borçluya ödemede bulunmalarını yasaklamak, borçlunun dükkan ve depolarını mühürlemek veya bu yerlerdeki ticari faaliyetini iflas davası sonucuna kadar iflas dairesinin denetimine tabi tutmak, borçlunun mallarını temlik etmesini önlemek, bu konuda Tapu Siciline şerh verdirmek, bazı mallarını yediemine teslim etmek, borçluya posta veya diğer vasıtalarla gönderilen mektup, paket, havale gibi şeylerin İflas Dairesine teslim edilmesi için Posta Gümrük İdareleri Bankalar ve Noterler gibi kurumlara yazı yazmak gibi tedbirlerdir. Bu muhafaza tedbirleri alacaklıların menfaati için zorunlu olan tedbirlerdir ve iflas davasını açan alacaklılarının alacak miktarıyla orantılı olması da şart değildir.

İFLASIN HUKUKİ SONUÇLARI

İflasına karar verilmiş olan borçluya müflis adı verilir. İflas masasının açılması ile müflisin haczedilebilen bütün mal ve hakları bir masa yani topluluk teşkil eder. Buna iflas masası denir. Buradaki kasıt müflisin haciz edilebilen bütün mal alacak ve haklarıdır. Yani bilinen klasik masalar gibi değildir. İflasın açılmasından sonra kapanmasına kadar uhdesine geçen bütün mallar da iflas masasına girer. Buradaki mallardan maksat müflisin kişisel çalışmasına dayanmayan kazanımlarıdır. Örneğin miras, vasiyet, bağışlama, piyango veya Spor Toto yoluyla müflisin mal veya para sahibi olması gibi mallar ve ayrıca mal hak ve alacaklarının geliri yani kiralar ve faizler de iflas masasına girer. İflas masası tektir.

Müflisin üzerinde rehin bulunan, başkasına rehin ettiği malları da iflas masasına girer. Fakat rehin alacaklısının iflas masasına giren rehinli mallar üzerinde İİK 206. maddesi çerçevesinde rüçhan hakkı bulunmaktadır. İflas masasına giren rehinli mallarını satılabilmesi ve bedelinden önce rehin alacaklısının alacağının ödenebilmesi için iflasın tasfiyesinin sonuçlanmasına gerek yoktur. Rehinli mallar İflas İdaresi tarafından en yakın ve uygun zamanda satılır. Elde edilen paradan önce rehin alacaklısının alacağı ödenir. Ancak bundan önce rehin muhafaza ve satılması giderleri alacağı da satış bedelinden düşülür. İflas masasına girecek olan rehinli mallar, mülkiyeti müflise ait olan mallardır. Bunlara karşılık borçlunun borcunu ödemek için üçüncü kişilerin vermiş olduğu rehinler borçlu müflisin iflas masasına girmez. Müflisin borcunu temin için üçüncü kişilerin borç vermiş olması halinde, müflis borçtan şahsen sorumlu ise rehin alacaklısı alacağın tamamını iflas masasına yazdırır.

HACİZLİ MALLARA GELİNCE

Diğer taraftan iflastan önce haczedilmiş mal ve haklar da iflas masasına girer.

İflastan önce satılmış olan malların satış bedeli ise hacizli malların satış bedeli iflas masasına girmez. Aynı şekilde haczedilen para ise bunun paraya çevrilmesine gerek olmadığından hacizli malların bedelinde olduğu gibi iflas açılmadan önce haczedilmiş olan para iflas masasına girmez, haciz alacaklılarına paylaştırılır.

İhtiyati haciz ve geçici haciz konusu mallar ise iflas masasına girer.

İflastan önceki dönemde alacaklılardan mal kaçırmak için yapılan bağışlamalar, hileli tasarrufların iptali gibi alacaklıların dava açma hakkı vardır. Bu davalar iptal davasıdır. İflasın açılmasından sonra bu iptal davalarını açma hakkı iflas masasına geçer.

İFLAS MASASINDAN ÇIKARILABİLECEK MAL VE HAKLAR

İflas masasına giren mal alacak ve hakların yanı sıra iflas masasından çıkarılabilecek mal ve haklar da bulunmaktadır.

Bunlar, iflasın açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklardır. Diğer bir deyişle müflisin iflas açıldığı andaki borçlarıdır. Bu alacağa sadece müflisin muaccel borçları değil müeccel borçları, geciktirici şarta veya belirsiz bir vadeye bağlı olan borçları ve konusu paradan başka bir şey olan borçları da dahildir.

Bazı malların iflas masasından çıkarılabilecek mal ve haklar olarak masadan çıkarılabilmeleri mümkündür. Örneğin 3 kişiye ait bir mal müflisin elindeyken iflas masasına girmişse veya müflis o malı çalmışsa bu malın gerçek sahibine verilmesi gerekir. Verilmezse mal sahibinin İstihkak Davası açma hakkı vardır. Keza iflas açılmadan önce tahsil amaçlı olarak hamile veya emre yazılmış bir senedi devretmiş olan kişi bu senedini masadan geri isteyebilir. Yani müflise ciro edilen senet tahsil cirosuyla devredilmişse geri istenebilir. Ayrıca iflastan önce müflise satılmış ve gönderilmiş olup da müflisin eline geçmeyen ve bedeli de ödenmemiş olan bir malın satıcı tarafından geri istenebileceği yani iflas masasından çıkarılabileceği düzenlenmiştir.

İFLASIN MÜFLİSİN TASARRUF VE YETKİLERİNE ETKİSİ

İflasın müflisin tasarruf ve yetkilerine etkisi İcra İflas Kanunu’nun 191- 194. maddelerinde düzenlenmiştir.

Müflis iflas etmekle hak ve fiil ehliyetini kaybetmiş olmaz. İflas masasına girmeyen, haciz edilemeyen malları ve kişisel çalışması bakımından müflisin fiil ehliyeti hiçbir kısıntıya uğramaz. Dolayısıyla fiil ehliyetinin doğal sonucu olarak iflas masasına giren mal ve haklara ilişkin iflas organlarının işlemlerine karşı İİK’nın 16. maddesi gereğince şikayet yoluna da başvurabilir. İflasın açılmasıyla müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi ise sınırlandırılmıştır. Bu çerçevede müflis masa mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruflarda bulunamaz. Bu mallar üzerindeki tasarrufta bulunmaya yetkisi müflise değil İflas Masasına aittir

Borçlu müflisin iflas açıldıktan sonra masaya ait mal ve haklar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı geçersizdir. Piyasadaki tasarruftan amaç, iflas masasının mevcudunu azaltıcı nitelikteki tasarruf işlemleridir. Örneğin satış, trampa veya bağış yoluyla taşınır ve taşınmaz bir malını başkasına devretmesi, bir mal üzerinde rehin veya ipotek hakkı tesis etmesi, bir borcunu ödemesi ya da takas etmesi, alacağını tahsil etmesi, alacağından feragat etmesi, alacağını başkasına devretmesi veya bir şirketteki payını devretmesi gibi işlemler tasarruf işlemleridir. Borçlunun borçlanma işlemleri yani örneğin satış sözleşmesi yapması yasak değildir, geçerlidir. Ancak satış konusu malı satış sözleşmesine dayanarak alacaklıya devredemez. Teslim ve mülkiyeti nakletme borcunu yerine getiremez. Bunlar birer tasarrufi işlemdir. Satış sözleşmesi geçerli ise de iflas kaldırılırsa alıcı bu sözleşmeye dayanarak malın teslimini, mülkiyetinin aksini isteyebilir. Yapılan tasarrufi işlemler alacaklılar yönünden geçersizdir. Bu geçersizliği ileri sürmek hakkı ise İflas Masasınındır. Ancak örneğin bir mal pahalıya, değerinin oldukça üzerindeki fiyatla satılmış ise İflas Masası bunu benimseyebilir. Sözleşmenin tarafları geçersizliği ileri süremez. İflas İdaresi sözleşmeyi benimserse müflisin yerine geçer. Buradaki geçersizlik de nispidir. Üçüncü kişilerin, iflasın ilanından sonra, müflisin masa malları üzerindeki yapacağı bütün tasarruflar-işlemler, masaya karşı mutlak olarak geçersizdir. Ancak iflasın açılması ile ilanı arasındaki dönemde bir bono, poliçe bedelini ödemesi iflasın ilanından önceki dönemde, müflise yapılan ödemeler, emtiayı temsil eden senetlere dayanarak iyi niyetle iktisap devir alan bedelini ödeyen 3. kişilerden bu mallar geri istenemez.

YERİ GELMİŞKEN KÜÇÜK BİR ANI

Bizim fakültede aldığımız eğitimde, daha önceki mevzuatın ağırlıklı olarak Osmanlıca olduğu malumunuzdur. Bir zamanlar Erzurum Hınıs İlçesinde hakimlik yapıyordum. Bir de İ.Y isimli 105 yaşında bir vatandaş vardı. İyi, sözü geçen bir ağa idi. İcra memuru bir haciz anında ona hacizli hayvanları yediemin olarak teslim etmiş. Ama vatandaş hayvanları sahibine geri vermiş. Bu nedenle hakkında yedieminlik görevini suiistimalden ceza mahkemesinde dava açılmış. Mahkemede, hakim, ‘söyle bakalım yedieminlik görevini suiistimal etmişsin, savunman nedir’ deyince vatandaş cevap vermiş. ‘Hakim hanım yediemin nedir, önce sen bana onu anlat, ben de sana anlatayım’ deyince hakim hanımı kızdırmış. Seni içeri atarız gibi sözler söyleyince İ.Y. susmak zorunda kalmış. Bunu bana bir başka vesile ile keşif yaparken, mahalli bilirkişi olarak dinlerken keşif sonrasında anlatınca gülmüş ve düşünmüştük.

Aslında bir mal yediemin olarak birine bir mal veya bir şey teslim edilirse görevinin ne olduğu icra memuru tarafından anlatılırsa iyi olur düşüncesindeyim. En azından vatandaş işlemden bilgi sahibi olur ve yanlışlık yapmaz. Herkese huzurlu, sağlıklı, borçsuz, iflassız günler dileğiyle sevgiler saygılar sunuyorum.

Av. Ferhan ARIKAN

Emekli Ticaret Mahkemesi Hakimi

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner112

banner111

banner110

banner109

banner108

banner106