GİRAY DUDA
Cumhuriyetin yüzüncü yılında bankacılığı ana hatlarıyla Türkiye’nin en tecrübeli bankacılarından Bülent Şenver ile konuştuk. Duayen bankacı Şenver, bankacılık sektörünün yolculuğundaki önemli kilometre taşlarını ve yüksek teknolojili yeni yüzyılda sektörün nasıl biçimleneceğini ayrıntılarıyla anlattı.
- Sayın Bülent Şenver, Cumhuriyetin kuruluş dönemi bankacılığı ne durumdaydı ve acil gereksinmeleri nelerdi?
- Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda bankacılık sektöründe yabancı sermayeli bankaların hâkimiyeti bulunmaktaydı. 1924 İzmir İktisat Kongresi’nde bankacılık sektöründe milli bankaların kurulması yönünde kararlar alındı. Sanayi ve ticari hayatın gelişmesi için milli bankacılık sisteminin güçlendirilmesine yönelik yapılan girişimler bankacılık sektöründe yeni bankaların açılmasına yol açtı.
Cumhuriyet döneminde devlet desteği ve özel sermaye ile kurulan ilk büyük banka Türkiye İş Bankası oldu. Türkiye İş Bankası 26 Ağustos 1924 yılında kuruldu. Daha sonra 19 Mart 1924 tarihinde 444 sayılı bütçe kanunuyla Ziraat Bankası’na tarımsal kredi verme yanında her türlü bankacılık yapma yetkisi tanınarak faaliyet alanı genişletildi.
SANAYİ İÇİN YENİ BANKA
Sanayi sektörünün desteklenmesi ve iştiraklerin kurulması hedefi ile kurulan bir devlet bankası Sanayi ve Maadin Bankası oldu. Sanayi Maadin Bankası 19 Nisan 1925 tarihinde 633 sayılı kanunla kuruldu.
Emlak ve Eytam Bankası bu dönem kurulan diğer bir devlet bankasıdır. Ziraat Bankası, Emlak ve Eytam Bankası, Sanayi ve Maadin Bankası, uzun vadeli kredi veren kuruluşlar olarak faaliyet göstermektedirler.
Yerli ve özel bankaların hemen hepsi kısa vadeli krediler veren ticaret bankaları niteliğindedirler. Bu bankalar arasında İş Bankası uzun vadeli yaygın yatırım ve iştiraklere girişmesi açısından öncelikli gelmektedir.
1920’lerde, devlet bankalarının 1930’lu yıllara göre ekonomi içindeki payları ve düzenleyici rolleri daha az olmakla birlikte bunlardan özellikle Ziraat Bankası’nın özel bankacılığın gelişimine büyük ölçüde katkısı bulunmaktadır.
FİNANS SİSTEMİNDE İKİ ÖNEMLİ ADIM
- İş Bankası ve Merkez Bankası’nın kurulmasının önemi ve yararları neler oldu?
- İş Bankası Atatürk’ün katkılarıyla kurulmuş ilk özel banka olarak ülkenin finans sisteminin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Merkez Bankası’nın kurulması ise finans sisteminin gelişmesi ve büyümesi için atılmış en önemli adımlardan biri olmuştur.
YEREL BANKACILIK VE REKABET BAŞLADI
- Tek parti dönemi ve daha sonraki çok partili dönemde bankacılık açısından bir değişim, hızlanma, büyüme gözlemlendi mi? Bankacılık, önemiyle paralel olarak büyüyebildi mi?
- 1923-1932 yılları arasında bankacılık alanındaki en karakteristik gelişme, çok sayıda yerel bankanın kurulmuş olmasıdır. 1923- 1925 yılları arasında kurulan yerel banka sayısı sadece 4 iken, 1926- 1929 yılları arasında kurulan yerel banka sayısı 20 olmuştur. 1923 sonrası banka sayısında yaşanan artış bankacılıkta rekabeti de başlatmıştır.
PLANLI DÖNEM
- 70’li ve 80’li yıllarda özel bankaların gündemi, çalışma tempoları, büyümeleri nasıl oldu?
- Bankacılıkta 1960-1980 dönemine “Planlı Büyüme Dönemi” denebilir. Bankacılık sektörü önemli ölçüde devlet kontrolü ve etkisi altında kalmıştır ve bu dönemde yeni banka kurulması sınırlandırılmıştır. Şube bankacılığı gelişmeye başlamış, özel ticaret bankaların çoğu holding bankası haline gelmiştir. Planlı dönemde 5’i kalkınma ve 2’si ticaret olmak üzere toplam 7 yeni banka kurulmuştur.
Bu dönemde kurulan bankalar, 1962 TC Turizm Bankası, 1963 Sınai Yatırım ve Kredi Bankası, 1964 Devlet Yatırım Bankası, 1964 Amerikan-Türk Dış Ticaret Bankası, 1968 Türkiye Maden Bankası, 1976 Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası, 1977 Arap-Türk Bankası’dır
KAMU BANKALARI ÖNEMLİ ROL OYNUYOR
- Kamu bankaları Türkiye’de ne gibi görevler üstlendi ve üstlenmeye devam ediyor? Sizce kamu bankaları zorunlu mu?
- Bankalar birçok ülkede finansal sistemin temel taşını oluşturmakta ve ekonomik gelişmelerde önemli rol oynamaktadırlar. İyi işleyen bir bankacılık ve finans sistemi ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemekte, bankacılık sektöründe yaşanan istikrarsızlıklar ise finansal sisteme ve tüm ekonomiye hızla yayılmaktadır.
Bu nedenle, dünyada birçok ülkenin bankacılık sektöründe önemli bir paya sahip olan kamu bankalarının performansının, finansal sistem ile ülke ekonomisi üzerindeki etkilerinin, kuruluş amaçlarına ne ölçüde hizmet ettiklerinin anlaşılması, kamu bankalarına ilişkin olarak çeşitli ülkelerde ortaya çıkan sorunların çözümünde kullanılan yöntemlerin ve bu yöntemlerin bankaların performansını artırma yönünde etkinliğinin araştırılması bir ülkede sağlıklı ve iyi işleyen bir finansal sistemin oluşturulması açısından önem arzetmektedir.
Ancak, zaman içinde kamu bankalarının yönetimlerine siyaset karışmaya başlamıştır. Siyasetçiler kamu bankalarını kendi çıkarları için kullanmaya başlayınca bu bankaların kaynakları çarçur edilmiştir. Kredi verilmeyecek şirketlere siyasi baskılar ile kamu bankaları tarafından büyük krediler verilmiştir. Bu krediler geri ödenmeyince kamu bankaları zor duruma düşmüştür. Denizcilik Bankası bu yüzden iflas edip kapatılmıştır.
Sonuç olarak kamu bankaları siyasilerin eline bırakılamayacak kadar değerli kurumlardır. Siyasi otorite kamu bankalarının üzerinden elini çekmediği sürece kamu bankalarının yapacağı zararlar topluma fatura edilmeye devam eder. Bu nedenle kesinlikle siyasi otoritenin kamu bankalarının yönetimine karışmaması yasal yollarla engellenmelidir.
BANKACILIK KRİZİNİN NEDENLERİ
- 1990’lı yıllarda yaşanan büyük bankacılık krizinin ve bankaların kapanmasının nedenleri nelerdir?
- En önemli nedenler kısaca şöyle özetlenebilir. Banka kurmak isteyen her holding sahibine banka kurma izini verilmesi. Çok sayıda az sermayeli küçük bankaların kurulmasına göz yumulması. Banka sahibi olan patronların banka yönetimini bilmemeleri ve bankayı doğru yönetememeleri. Banka sahibi olan bazı patronların bankanın mevduattan topladığı paraları kendi şirketlerine kredi olarak vermeye zorlamaları. Kendi bankalarından aldıkları kredileri bankaya geri ödememeleri. Bankanın içini boşaltmaları. Bankaları denetleyecek etkin bir gözetim ve denetim sisteminin kurulmamış olması.
FİNANSAL SİSTEMİN DENETLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ
- 2000’li yılların başındaki bankacılık sektörünün yapılandırılmasında ne gibi önemli ve kalıcı değişiklikler yapıldı? Faydalı sonuçlar alınabildi mi?
- Türkiye ekonomisi, 2000’li yıllardan itibaren kaynağı ve boyutu farklı olmakla birlikte iki büyük kriz yaşamıştır. Bunlardan 2001 krizi özellikle bankacılık sektörünü derinden etkilemesinin yanı sıra reel sektörde de olumsuz etkileri görülmüştür. Bu kriz finansal kurumların denetlenmesinin ne kadar önemli olduğunu sektöre ve karar vericilere maliyetli bir şekilde öğretmiştir.
Bunun üzerine 23.06.1999 yılında 4389 sayılı bankalar kanunu ile kurulmuş olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), 01.11.2005 tarihinde 5411 sayılı bankacılık kanunu ile etkinlik, bağımsızlık ve kapasite bakımından güçlendirilerek bankacılık sektörü üzerindeki etkinliğinin arttırılmasını sağlamıştır. Bankacılık sisteminin gözetimi ve denetimi için kurulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu BDDK sistem için önemli bir kazanım olmuştur.
Aynı dönemde mali yapısı güçsüz olan ve sermayeleri yeterli olmayan bankaların kapatılması için yapılan çalışmalar semeresini vermiştir. Çürük bankalar sistemden atılmıştır. Bankacılık sektörü sağlıklı bankalar ile daha güçlü bir şekilde yollarına devam etmiştir.
KRİZ DÖNEMLERİNDE, KREDİ VERİLECEK ŞİRKET SAYISI AZALIR
- İçinde bulunduğumuz dönemde reel sektör ile bankacılık arasında finansmana ulaşım nedeniyle sorunlar, soğukluk yaşanıyor. Daha önceki büyük krizlerde de aynı sorunları izlemiştik. Bu durum hep böyle mi yaşanacak. Bugünkü problemlerin kaynakları nelerdir?
- Bankalar mevduat toplayıp kredi veren kuruluşlardır. Düşük faizle mevduat toplayıp yüksek faizle kredi satarak kar elde ederler. Bunu yaparken kredileri verecekleri şirketleri doğru seçmek isterler. Aldıkları krediyi faizi ile geri ödeyebilecek şirketlere kredi vermek isterler. Ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde şirketler olumsuz etkilenir. Finansal yapıları bozulur. Bankaların gönül rahatlığı ile kredi vermek isteyeceği şirket sayısı azalır. Merkez bankası da enflasyonu kontrol etmek amacı ile parasal sıkılaştırma modeli uygularsa şirketlerin bankalardan kredi alması zorlaşır.
- Bankacılık sektöründe yapılması gereken yeni düzenleme, regülasyonlara ihtiyaç var mı?
- Bankalar gerek Bankalar Kanunu gerek Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu BDDK ve Merkez Bankası kuralları nedeni ile sıkı bir gözetim ve kontrol altındadır. Bankalara yeni düzenleme ve regülasyonlar getirmek yerine bankaları daha serbest bankacılık kararları alabilecekleri bir seviyeye getirmek gerekir. Serbest piyasa ekonomisi araçlarını kullanarak bankalara bankacılık yapma zeminin yaratılması gerekir.
GELECEĞİN BANKALARI
- Yapay zeka, metaverse dönemlerinin ve geleceğin bankacılığını bize tarif edebilir misiniz?
- Geleceğin bankacılığı, şubesiz, imzasız, kağıtsız, yapay zekanın yönlendirdiği ve yönettiği bir bankacılık olacaktır. Banka personel sayıları geleceğin bankacılığında azalacaktır. Banka genel müdürlüklerindeki personel sayısı yaklaşık on kat kadar azalacaktır. Bankaların yaptığı bazı hizmetlerin banka dışı, banka olmayan kurumlar tarafından yapılmasına izin verilecektir. Google, Paypal, Amazon benzeri kurumlar ödeme sistemleri gibi bazı bankacılık hizmetlerini bankalardan daha ucuz fiyatlarla müşterilerine sunmaya başlayacaklar. İleride Merkez Bankalarının kendi çıkaracakları dijital paralar kullanıma sunulacak. TurcoBitCoin benzeri isimlerle Merkez Bankası tarafından yaratılmış para birimleri kullanılmaya başlanacak. İnsanların bankaları cep telefonlarının içinde olacaktır. Bankalara soracakları soruları bankanın yapay zeka bilgisayarına soracak ve tatmin edici cevapları yapay zekadan alacaklardır.
BİREYSEL BANKACILIK YENİ BAŞLIYORDU
- Sizin bankacılık döneminiz galiba ATM’ler, elektronik bankacılık, kredi kartı ve banka kartlarının yoğun biçimde müşterilere sunulduğu dönemdi. Sizin döneminizdeki bankacılığın temel özelliklerini anlatır mısınız? Siz de bu dönemin öncü, lider bankacılarından birisiydiniz.
- Benim banka gelen müdür olduğum yıllarda bireysel bankacılık yeni başlıyordu. Teknoloji ağırlıklı bankacılık hizmetleri yeni gelişiyordu. Bu nedenle o dönemde birçok yeniliği yapabilme imkânımız olmuştu. O dönemde bankaların gözetim ve denetimi bu dönemdeki kadar sıkı değildi. Bu nedenle özellikle bireysel bankacılıkta yeni ürün ve hizmetleri çok süratli bir şekilde yaratıp müşterilerimize sunabiliyorduk.