ARİF ESEN
Türkiye 2011 yılında ithal enerjiye 54 milyar dolar ödedi. İthal enerji faturasının bu yıl 70 milyar dolara çıkacağı, hatta aşacağı tahminleri yapılıyor. Enerjide yüzde 72 oranında dışa bağımlı olan Türkiye, bu bağımlılığı ve ödediği faturayı daha aşağılara çekmek için atıl duran iç kaynakları değerlendirmek amacıyla peş peşe adımlar atıyor. 160 milyar kilowatsaat enerji kapasiteli su potansiyelini değerlendirmek amacıyla hidroelektrik santralı yapımlarına hız verildi. Bilinen kömür rezervleri yeni bir yöntemle enerji üretimine katkı yapacak şekilde özel sektöre açılıyor. Mersin Akkuyu Nükleer Santralının 2020’de devreye alınması planlanıyor. Sinop Nükleer Santralı için çalışmalar sürüyor. Rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları için önemli kaynaklar ayrılıyor. Türkiye petrolde yüzde 93, doğalgazda yüzde 98 dışa bağımlı. Enerjideki bu dışa bağımlılık nasıl aşılacak? Linyit sahaları özel sektöre nasıl açılacak, girişimcilerin ne yapması gerekiyor? Bütün bu soruların yanıtlarını almak üzere Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın kapısını çaldık. İşte Bakan Yıldız’a ‘Global Sanayici’ tarafından yöneltilen sorular ve yanıtları:
-Bakanlığınız atıl durumda bulanan 13.4 milyar ton kömür rezervini ekonomiye kazandırmak amacıyla çok önemli bir adım atıyor. Termik santral kurmak şartıyla bila-bedel ne kadarlık bir kömür sahası ihale edilecek? İhaleye kaç bölgede çıkılacak ve ilk hangi kömür sahası ihale edildi?
-Yüksek Planlama Kurulu kararı ile uygulamaya koyduğumuz “Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Strateji Belgesi” ile Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılına kadar, tüm yerli kömür potansiyelimizin ekonomimize kazandırılmasını hedefledik.
Bugün ülkemizde bilinen kömür rezervi 13.4 milyar ton, bunun 12.1 milyar tonu linyit, 1.3 milyar tonu da taşkömürüdür.
► TUFANBEYLİ TAMAM SIRADA SOMA VAR
Yerli kaynağımızın başında gelen kömürde çok büyük yatırım fırsatı var. 17 bin MW, yani mevcut kurulu gücümüzün üçte birine denk potansiyelimiz var. Biz bu potansiyeli ülke ekonomisine kazandırmak istiyoruz. Ve bu potansiyeli, özel sektör marifetiyle harekete geçirmek istediğimizi her zaman belirttik. 2023 yılına kadar elektrik enerjisi kurulu gücünü 100 bin MW’a çıkarma hedefini yakalayabilmemiz için kömür santrallarının 2015 yılına kadar temelini atmak durumundayız. Kömürün çıkarıldığı yerde bu santraller yapılacak. Afşin-Elbistan, Adana Tufanbeyli, Konya-Karapınar, Soma, Tunçbilek ve Trakya’da çok ciddi rezervler var. Adana-Tufanbeyli bölgesinde, 323 milyon tonluk linyite dayalı 600 MW kapasiteli termik santral projesinin ihalesini gerçekleştirdik. Bu santral, 4 milyar kWh elektrik üretecek. Toplam santral proje tutarı yaklaşık 1 milyar doları bulacak. Ayrıca, madencilik faaliyeti ile birlikte 1500-2000 kişiyi doğrudan istihdam edecek. Toplam tutarı bugün itibariyle yaklaşık 10 milyar dolarlık bir katma değerin oluşacağı bu proje son derece önemlidir. Tufanbeyli ile başlayan bu yeni modeli Soma sahası ile devam ettiriyoruz. İhale tarihi olarak 28 Ağustos tarihini açıkladığımız 153 milyon ton kömür bulunan sahada minimum 450 MW termik santral kurma potansiyeli var. İnanıyorum ki, yatırımcılarımız bu saha ve bundan sonraki sahalar için de ilgi gösterecekler ve yerli kaynağımız kömür ekonomimize kazandırılmış olacak. Soma’nın ardından Konya Karapınar ve KahramanmaraşElbistan kömür yatakları ihaleye çıkacak.
► YATIRIMCIYA 6 YIL SÜRE
-Kömür sahasının ihalesi hangi koşullarda yapılacak? Kömür yataklarını işletmek üzere devralan girişimci kaç yıl içinde termik santral kurup, işletmeye geçecek?
-Özel sektörle istişarelerimizi yaptık ve yeni bir model belirledik. Kömüre dayalı termik santral yatırımlarını artıracak model şöyle çalışacak: Tespit edilmiş kömür rezervlerimiz var. Biz, yatırımcıya örneğin 100 milyon ton kömürü satmadan tahsis edeceğiz. Yatırımcı, bunun için devlete para ödemeyecek. Yatırımcıya, ‘Bize, elektrik ürettiğiniz zaman örneğin 5 yıl sonra katkı payı verin’ diyeceğiz. Örneğin üretilen elektrikten belki 1-2 sent, kazanacak. Yeni denediğimiz ihale modeliyle, yatırımcımızı bürokrasiyle uğraştırmıyoruz. Yatırımın daha hızlı gerçekleştirilebilmesi için TKİ’den 5-6 kişiyi komisyon marifetiyle görevlendiriyoruz. Proje tamamlanana kadar bu kişiler yatırımcının bürokratik işlemlerini çözmek için çalışacak. Termik santral yapımı için de yatırımcımıza 6 yıllık süre veriyoruz. Biz devlet olarak yatırımcımızdan santral elektrik üretmeye başlayana kadar hiçbir ücret almıyoruz. Yani bu, kömürden değil, elektrikten pay almaya yönelik bir rödovans sistemidir. Ayrıca bu santrallar son teknolojiye dayalı, emisyon değerli itibariyle de çevreye duyarlı olacak.
► 100 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
- Türkiye 2011’de ithal enerjiye 54 milyar dolar ödedi. Bu faturanın bu yıl 70 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Hidroelektrik, rüzgar ve ardından termik santral atılımlarınızla ne kadar bir yatırım imkanı var?
- Biz, 2023 yılı enerji hedefleri doğrultusunda olanca gayreti gösteriyoruz. Bugün sadece, Akkuyu ve Sinop’ta inşaa edeceğimiz ve elektrikte dışa bağımlılığı azaltacak olan iki nükleer santrala 45 milyar dolar, TANAP projesine 7 milyar dolar, yerli kömüre dayalı elektrik santralı projesine 25 milyar dolar, rüzgar yatırımlarına 15 milyar dolar olmak üzere, bu dört kalemde yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım imkanı var. Biz bu yatırımları özel sektör marifetiyle ve devletimizin desteği altında gerçekleştireceğiz. Doğalgazla çalışan santralların tüketimdeki payı yüzde 43 hatta zaman zaman yüzde 50’ye çıkıyor. Hedefimiz bu oranı yüzde 30’lara indirmektir. Böylece ithal enerjiye bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltacağız.
► KÖMÜRÜ YİYEN BAKTERİLER METAN GAZI ÜRETİLİYOR
- Enerji üretiminde çeşitliliği artırmaya çalışıyorsunuz. Metan gazından da elektrik üretim projeleri var. Türkiye’nin bu konuda rantabl işletilebilecek rezervleri ne kadardır?
- Türkiye’de kömür rezervleri oldukça önemli bir kısmı düşük kalorili. Bunun için Ar-Ge faaliyetlerini artırmak gerek. Biz hükümet olarak son 10 yıl içinde Ar-Ge faaliyetlerine ayrılan payı 3 katına çıkararak 10 milyar liraya ulaştırdık. TKİ’nin Gazi Üniversitesi Teknopark ile yürüttüğü düşük kalorili kömürden metan gazı ve hümik asit üretimine ilişkin proje kaynak çeşitlendirmenin ve ithal bağımlılığı azaltmanın en somut bir örneğidir.
Bu projelerde özellikle çevreye duyarlılığı ön planda tutuluyor. Söz konusu proje ile ilgili çalışmalar iki yıldır sürdürülüyor. Proje kapsamında, termik karıncalarından elde edilen mikroorganizmalar kullanılarak düşük kalorili kömürden hümik asit ve metan gazı üretiliyor. Söz konusu bakteriler 1 ton kömürü 42 günde yiyor ve 60 metreküp metan gazı elde ediliyor. Buradaki bakteriler bir fabrika gibi kullanılıyor. O yüzden bizim bakterilerimiz değerli, iyi bakteriler.
Burada elde edilen metan gazı mutfakta bile kullanabilir. Bunun dışında tarım, savunma, çevre alanlarında kullanılabilecek çeşitli ürünler de aynı yöntemle elde ediliyor. Proje kapsamında, suda bulunan ağır metallerin ve toksik maddelerin filtrelenmesinde, baca gazı emisyonunda ve asitli suların filtre edilmesinde, kullanılacak organik hümik toprak düzenlenmesinde ve katı atıkların koku giderimi ve patlayıcıların geri dönüşümünde kullanılacak ürünlerde üretiliyor.
► PİLOT TESİS KURACAĞIZ
Laboratuvar çalışmalarında, 5 ayrı sektörde kullanılacak diğer ürünlerle birlikte, 20 dolarlık kömürden yaklaşık 2 bin dolarlık bir katma değer oluşturduk. Proje kapsamında yılda 10 bin ton üretim gerçekleştirecek, 27-28 milyon dolarlık bir pilot tesis kuracağız. Bu ticari bir tesis olacak. Çıktılarını direkt piyasada kullanabileceğiz. Bizim elde ettiğimiz verilerden çok ciddi bir katma değer oluşuyor. Aynen madencilikte ve yer altı kaynaklarında elde ettiğimiz katma değer gibi.
Bu tesisle ilgili yatırım miktarı TKİ’nin bütçesine konuldu. Böylece Türkiye’nin çevre, enerji, tarım, savunma sanayi sektörlerindeki ihtiyaçlarının bir bölümünün bu tesiste üretilecek ve hepsi yerli ürünlerle karşılanacak.
► Elektrik dağıtımı ihalelerinde, devir yapılamayan bölgeler için yeni takvim hazırlıkları hızlandı. ÖİB Başkan Vekili Ahmet Aksu, “Bu bölgelerin özelleştirilmeleri sonbaharda yapılacak” dedi.
Elektrik dağıtımında yeni ihaleler sonbaharda
Elektrik dağıtım özelleştirmelerinde tamamlanamayan ve iptal edilen ihaleler sonbaharda yeniden başlıyor. Özelleştirme İdaresi (ÖİB) Başkan Vekili Ahmet Aksu, devri gerçekleşmeyen ihaleler için yeni hazırlıkların hızla devam ettiğini, özelleştirme sonrasında 16-17 milyar dolar gelir beklediklerini açıkladı. Bugüne kadar 19 elektrik dağıtım bölgesinin ihalesi yapıldı. 2010 yılında ihaleye çıkarılan toplam 19 bölgeden 11’i ihale edildi. İhalesi gerçekleşen 11 bölgeden 5.4 milyar dolar gelir elde edilmişti. Sekiz bölgenin ihalesi ise iptal edildi. 8 bölgeye talip olan şirketler, toplamı 10 milyar 419.6 milyon doları bulan tekliflerle ihaleleri kazanmıştı. Bazıları peşinat ve taksit ödemelerini yapamadıkları için bu ihaleler sonuçsuz kalmış, 330 milyon dolarlık teminatları yanmıştı. Devri gerçekleşmeyen 8 elektrik dağıtım bölgesi var.
ÖİB, bu bölgelerden bazıları için beşinci en yüksek teklifi veren firmalarla görüşmeleri sürdürüyor. İstanbul Anadolu Yakası’nın 1 milyar 321 milyon dolar bedelle beşinci en yüksek teklifi veren Cengiz-Kolin-Limgaz grubuna devri çalışmaları yapılıyor. Bu devir gerçekleşmezse yeniden ihaleye gidilecek. Toroslar bölgesi için 1 milyar 851 milyon dolar bedelle beşinci en yüksek teklifi veren Emkat’la devir çalışmaları yapılıyor. Dicle ve Vangölü için en yüksek teklif sahipleriyle devir çalışmaları sürüyor. Aras’ta Danıştay’ın iptal kararına yapılan temyiz başvurusunun sonucu bekleniyor. Eğer bu devirler gerçekleşemezse toplam sekiz bölge için ihaleler sonbaharda yeniden gündeme gelecek.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca (ÖİB), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ)’ye ait 10 Gruba ayrılan 17 akarsu santralı “işletme hakkının verilmesi” yöntemi ile özelleştirilecek. İhaleler, kapalı zarf içerisinde teklif almak ve görüşmeler yapmak suretiyle pazarlık usulü ile gerçekleştirilecek. İhale Komisyonu gerekli görüldüğü takdirde ihaleler, pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile açık arttırma suretiyle sonuçlandırılabilecek. ÖİB’den yapılan açıklamaya göre ihalelere gerçek kişiler, tüzel kişiler ve Ortak Girişim Grupları katılabilecek. Katılımcıların, ihale konusu gruba/gruplara teklif verebilmeleri için teklif verecekleri her bir gruba ilişkin olarak ayrı ayrı ABD doları tutarında geçici teminat vermeleri gerekiyor. Tekliflerin 5 Ekim 2012’ye kadar İÖB’ye elden teslim edilmesi gerekiyor.
► 600 santralİnşahalİnde
Türkiye’de 600 civarında hidroelektrik santralının yapımı sürüyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarından su ile yapılan bu hamleden sonra 28 jeotermal sahada ihaleye çıkılacak. Şu ana kadar jeotermal sahalardan yalnızca kullanım hakkı için 419 milyon dolar girdi sağlandı. 28 jeotermal sahada ise ihalelere Eylül ayı itibarıyla çıkılması bekleniyor. ■
32 GLOBAL SANAYİCİ AĞUSTOS 2012