Öne Çıkanlar Müfit Can Saçıntı ÇOSB ÇOSB engelli araç ÇOSB Sao Paulo AB

Demirtaş : Maliyetler yüksek, piyasa fiyatı düşük
ARİF ESEN

Anadolu ve Trakya Doğalgaz Santralleri Derneği (DOĞSANT) ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, DOĞSANT’ın kuruluş amacını ve Türkiye’nin enerji politikalarını ‘Global Sanayici’ye değerlendirdi. Demirtaş, “Maliyetlerin yüksek oluşu ve piyasa fiyatının düşüklüğü santrallerimizin en önemli sorunudur. Doğalgaz piyasası saatleri, elektrik piyasası saatlerine uygun hale getirilmelidir. Dengeleme Güç Piyasası’nda, Milli Yük Tevzi Merkezi’nden gelen talimatların çok kısa ya da uzun zamanda olması zorluklara neden oluyor” dedi.

- Sayın Demirtaş, Anadolu ve Trakya Doğalgaz Santralleri Derneği’nin (DOĞSANT) kuruluş amaçlarını bize anlatır mısınız?

- Doğalgaz, dünyada ve ülkemizde kullanımı çok hızlı artan bir ürün. Dünya enerji tüketiminde yüzde 23.7’lik payıyla petrol ve kömürün ardından üçüncü kaynak durumunda. Ülkemiz enerji tüketimi içinde de yüzde 31 pay ile doğalgaz birinci sırada yer alıyor. Buna karşın ülkemizin mevcut doğalgaz rezervi ise son derece düşük bir oranda olup ihtiyacımız olan doğalgazın yüzde 98.2’si ithal ediliyoruz yani doğalgazda dışa bağımlıyız.

SORUNLARIMIZ ORTAK

Doğalgazda tamamen dışa bağımlı olmamız nedeniyle bir yandan dışa bağımlı olmanın getirdiği sorunlarla uğraşırken diğer yandan da iç piyasada, sektöre yönelik mevzuat ve uygulama gibi alanlarda önemli sorunlar bulunuyor. Bu sorunlar da tabii ki öncelikle doğalgaz santrallerini etkiliyor.   

Hepimizin ortak olan bu sorunları nedeniyle, ilk olarak bu yıl Mayıs ayında sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantıda doğalgaz santrallerimizin sorunlarına çözüm aramak, santraller arası dayanışma ve işbirliğimizi arttırmak amacıyla bir dernek kurulması yönünde mutabakata vardık. Daha sonra tüm Türkiye’deki sektör temsilcilerimize gönderdiğimiz bir yazıyla bu niyetimizi açıkladık ve işbirliği yapmaya davet ettik. 

16 kurucu üyemizle 22 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirdiğimiz imza töreniyle “Anadolu ve Trakya Doğalgaz Santralleri Derneği”mizi kurduk. Resmi başvurumuzu 3 Eylül 2014 tarihi itibariyle yaptık. Derneğimiz, doğalgaz santralleri yetkililerini tek çatı altında toplayan ilk dernek olma özelliğini taşıyor.

GENİŞ BİR KATILIM BEKLİYORUZ

- Türkiye’de 272 adet doğalgazdan elektrik üreten firma var. Siz kaç elektrik üreticisi firmayla yola çıktınız? DOĞSANT bu 272 firmayı çatısı altında buluşturabilecek mi?

- Dernek kuruluşuyla ilgili kararı aldıktan sonra tüm Türkiye’deki sektör temsilcilerimize yazı göndererek işbirliği yapmaya davet ettik. Hatta bulunduğu bölgede doğalgaz santrali olan ticaret, sanayi ile ticaret ve sanayi odalarına, organize sanayi bölgesi temsilcilerine de yazı göndererek bölgelerinde faaliyet gösteren santralleri teşvik etmelerini istedik.  

16 firma temsilcisi kurucu üye olarak olumlu dönüş yaptı. Birçok temsilci de kurucu üye olarak değil de Derneğimiz kurulduktan sonra üye olacaklarını iletti. Kuruluş sürecimiz tamamlanınca kendileriyle tekrar temasa geçtik. Derneğimizin çalışmalarının, ülkemizde faaliyet gösteren doğalgaz santralleri temsilcilerinin geniş katılımıyla başarılı olabileceğine inanıyoruz. 

SARIOĞLU’NUN BİRİKİMİNDEN YARARLANACAĞIZ

Kurucu üyelerimizden, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız ve Uğur Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Sarıoğlu’nun derneğimize ve sektöre katkılarını da bu arada özellikle vurgulamak istiyorum. Onun bilgi birikimi, girişimciliği, sektöre yönelik derin tecrübesi de derneğimize çok önemli katkılar yapıyor. 
 
Derneğimiz sektörde ilk olma özelliği taşıyor. Faaliyetlerimizle birlikte her geçen gün üye sayımızın artacağına inanıyoruz. Hedefimiz en geniş katılımı sağlayarak derneğimizi büyütmek ve sektörümüzün sorunlarına hep birlikte çözüm aramak.

MALİYETLER YÜKSEK PİYASA FİYATI DÜŞÜK

- DOĞSANT olarak hükümetten istek ve talepleriniz nelerdir?

- Santrallerimizin en önemli sorunlarının başında; maliyetlerinin yüksek olması geliyor. Piyasada oluşan doğalgaz fiyatlarının düşük kalması sebebiyle çalışma süreleri azalıyor, bunun sonucunda da santrallerin inşasında kullanılan kredilerin geri ödemesinde büyük problemler yaşanıyor. Bu durumda firmaların iflasları gündeme geldiğinde, kurulu güç açısından da problemler artmaya başlayacak ve arz güvenilirliği tehlike sinyalleri verecektir. Firmaların doğalgaz temini için yaptığı anlaşmalarda belirtilen doğalgazı karşı taraftan alamamaları durumunda da maliyetler daha da artmaktadır. 

DOĞALGAZ SAATLERİ, ELEKTRİK SAATLERİNE UYGUN HALE GETİRİLMELİ

Doğalgaz piyasası ile elektrik piyasası saatlerinin farklı olması nedeniyle doğalgaz tahmini için Botaş’a gönderilen değerlerin daha doğru tahmininin sağlanmasına yönelik olarak doğalgaz piyasası saatleri, elektrik piyasası saatlerine uygun hale getirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Dengeleme Güç Piyasası’nda, Milli Yük Tevzi Merkezi’nden gelen çok kısa süreli talimatlar olması ya da uzun süreli olan talimatların da talimat başlangıç saatinden çok kısa bir zaman sonra aniden geri çekilmesi işletme açısından büyük problemler yaratmaktadır.  


Ayrıca; 

Primer Frekans Tutma zorunluluğun 7x24 değil, sadece üniteler çalıştığı zaman aralığına indirgenmemesi, 

Elektrik Piyasası Şebeke Yönetmeliği ve Elektrik Piyasası Yan Hizmetler Yönetmeliği’ne yönelik sıkıntıların giderilmesi,

Kamu enerji santralleri ve özel enerji santrallerine uygulanan gaz alışındaki farklı fiyat politikaları, 

Piyasanın şeffaflaşması çalışmalarının daha da ileriye götürülmesi gibi oldukça önemli sorunlar mevcut olup acilen çözüm beklemektedir. 

TALEPLERİMİZİ DOSYA HALİNDE SUNDUK

Kuruluşumuzun üzerinden kısa bir süre geçmesine karşın bu sorunların çözümü için hemen harekete geçtik ve dernek olarak ilk ziyaretimizi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Taner Yıldız’a gerçekleştirdik. Müsteşar Yardımcısı Zafer Benli ve BOTAŞ Genel Müdürü Mehmet Konuk ile birlikte bize uzun bir zaman ayırarak tüm sorunlarımızı tek tek dinlediler. Tüm taleplerimizi bir dosya olarak kendilerine sunduk. Sayın Bakanımız, tüm taleplerimizi tek tek inceleyeceği sözünü verdi.

TÜM DİKKATLER YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINDA

- Türkiye enerjide dışa bağımlı ve bu bağımlılık da cari açığın en önemli ayağı. Enerjide dışa bağımlılığı Türkiye nasıl aşabilir?

- Dünyada enerji sektörü, iklim değişikliğinin yarattığı sorunlar nedeniyle radikal bir dönüşüm sürecinden geçmektedir. Uluslararası alanda çevre sorunlarının önem kazanması ve bu kapsamda ortaya konulan Kyoto Protokolü’nün bir sonucu olarak, tüm dünyanın dikkati yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiştir. 

Fosil kaynaklara sahip olmayan ve dışa bağımlı durumda bulunan sanayileşmiş ülkelerde yenilenebilir enerji kaynakları öne çıkmaktadır. Önümüzdeki süreçte Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyanın önde gelen ülkelerinin enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması hedeflenmektedir. 

Dünyadaki gelişmelerle paralel şekilde, ülkemizde de tercih edilen enerji kaynakları açısından önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Tabii ki Türkiye’nin enerji kaynak tercihinde görülen bu değişikliklerin nedenini sadece çevresel faktörlerle açıklamak doğru olmayacaktır. Sizin de belirttiğiniz gibi ülkemiz ekonomisinin yumuşak karnını oluşturan cari açığın en büyük nedeni Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı olmasından kaynaklanmaktadır. 

YERLİ ÜRETİM YETERSİZ 

Türkiye’de petrol ve doğalgaz aramalarında istenilen gelişmelerin meydana gelmemesi, yetersiz yerli üretim birincil enerji arzında yüksek bir değerde dışa bağımlılık doğurmuştur. Artan birincil enerji ihtiyaçları karşısında bu oranın gün geçtikçe artması beklenmektedir. Türkiye’de petrol ve doğalgazın neredeyse tamamı, kömürün ise beşte biri ithal edilmektedir. 
Dışa bağımlı olunan petrol ve doğalgazın kullanımının azaltılması, kullanım alanları dikkate alındığında pek mümkün gözükmemektedir. Bununla birlikte; kalkınma süreci devam eden bir ülke olarak Türkiye’nin elektrik tüketiminin her yıl yaklaşık yüzde 7-8 oranında arttığı, bu hızlı artış ivmesi nedeniyle de Türkiye’nin elektrik üretmek için gerekli hammaddeyi zaman zaman dışarıdan karşıladığı görülmektedir. 

YERLİ KAYNAKLARIN KULLANIMI ARTIRILMALI

Ancak ham petrol ve doğalgazda yetersiz üretim miktarına rağmen, Türkiye’de elektrik üretimi konusunda yerli kaynaklara dayalı imkanlar olduğu bilinmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin elektrik üretimi için yeni çözüm yolları bulması gerekmektedir. Bu noktada; elektriğin yerli kaynaklardan üretilmesi, izlenebilecek en doğru yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradan hareketle cari açığı daha düşük seviyelere indirmenin en önemli yolunun yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı içindeki payının arttırılmasından geçtiği sonucuna ulaşılmaktadır. Ülkemizin genelinde bir sorun olan, bazı bölgelerde ise daha da artan elektrik kayıp ve kaçak oranlarının daha da düşürülmesi gerekiyor. 

DEPOLAMA PROJELERİ HIZLANDIRILMALI

Ayrıca, Onuncu Kalkınma Planımızda yer alan; 

Petrol ve doğal gazda olağanüstü durum arz stokları yeterli düzeyde oluşturulacaktır. Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Projesi ile Trakya’da yer alan doğal gaz depolama tevsii projeleri tamamlanacaktır. Doğal gaz iletim ve dağıtım ağı ülke sathında genişletilecek ve talep noktalarına doğal gaz ulaştırılacaktır, hedeflerinin de bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

KAYNAKLARIMIZ KIT JEOPOLİTİK KONUMUMUZ ÖNEMLİ

- Bildiğiniz gibi Türkiye’nin etrafı ateş çemberi. Rusya-Ukrayna anlaşmazlığı doğalgaz tedarikinde Türkiye’yi nasıl etkiler? Olası bir olumsuzluk durumunda Türkiye’nin doğalgaz stokları yeterli olur mu?

- Türkiye’nin yer aldığı coğrafyaya bakıldığında neredeyse tüm komşu ülkelerin enerji kaynakları açısından son derece zengin olduklarını görüyoruz. Günümüzde sadece enerjiye sahip olmak yetmemekte, aynı zamanda enerjinin güvenli yollarla ihtiyaç duyulan pazarlara iletilmesi de en az o enerji kaynaklarına sahip olmak kadar önem taşıyor.
Enerji üretimi açısından komşularıyla kıyaslandığında o kadar da zengin bir ülke sayılmayan Türkiye’nin bölgesindeki enerji güvenliğine nasıl katkısı olabileceği sorusuna cevap aradığımızda Türkiye’nin bölgesel enerji güvenliğine katkısı bu noktada ortaya çıkıyor. Çünkü Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle enerji hatlarında olmazsa olmaz ülkeden birisi haline gelmektedir.

SAVAŞLAR  DOĞALGAZDA ARZ SIKINTISI YARATTI

Ülkemizde doğalgaza talebin her geçen gün artması ve yurt içi rezerv ve üretim miktarlarının da bu talepleri karşılamak için yeterli olmaması, doğalgaz ithalatını zorunlu kılıyor. 

Rusya ve İran’dan boru hatları aracılığıyla, Cezayir ve Nijerya’dan sıvılaştırılmış olarak deniz yolu ile satılıyor. Ayrıca Azerbaycan ve Türkmenistan ile de ülkemizin doğalgaz temini konusunda çeşitli anlaşmaları var.

Rusya-Ukrayna anlaşmazlığının Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine dair aslında bir öngörü yapmaya da gerek yok çünkü geçtiğimiz yıllarda çok benzer bir durumu tecrübe ettik. 2006 yılında Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan doğalgaz krizi sonrasında Batı Hattı’ndan gelen doğal gazın azalması, İran’ın teknik sorunlar ve iç tüketimini karşılayamadığı gerekçeleriyle kış aylarında ihraç ettiği doğalgazı kesmesi, yeterli depolama kapasitesine sahip olmayan Türkiye’nin boru hatlarından gelen doğalgazda arz sıkıntısı yaşamasına neden olmuştu. 


ENERJİ TERMİNALİ POTANSİYELİMİZİ DEĞERLENDİRMELİYİZ 

Ülkemiz, başta Ortadoğu ve Hazar Havzası olmak üzere, dünyanın ispatlanmış gaz rezervlerinin yüzde 71.8’inin ve ispatlanmış petrol rezervlerinin yüzde 72.7’sinin bulunduğu bir bölgede yer alıyor. Bu nedenle; Türkiye doğu-batı koridoru ile tamamlayıcı nitelikteki güney-kuzey-batı koridorları ile petrol ve doğalgazda etkin bir enerji terminali olma potansiyeline sahip olduğunu göz önünde tutarak Türkiye’nin bu potansiyelinin iyi değerlendirilmesi gerekiyor.

BORU HATTI PROJELERİNDE ORTAKLIK ŞART

- Türkiye doğalgaz alımında Rusya dışında nasıl bir çeşitlilik sağlayabilir?

- Yerli üretimin oldukça kısıtlı olması nedeniyle doğalgaz tüketiminin tamamına yakını ithalatla karşılanıyor. Bu nedenle sektörde arz güvenliğinin sağlaması ve rekabet koşullarının sağlandığı bir ortamın oluşması önem taşıyor. 

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Ana İhraç Boru Hattı, 

Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, 

Hazar-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 

Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı, 

Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 

Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 

Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 

Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı, 

Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 

Hazar Geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi gibi ortaklıklar bu ortamın sağlanmasında oldukça önemli. 

Ayrıca; Türkiye’nin basit bir transit ülke olması değil, doğalgaz taşıma ve ticaret merkezi olması anlayışına ulaşılarak bu anlayış üzerinden politikalar üretilmelidir.  

EN ÇOK REZERVE RUSYA SAHİP

- Türkiye’nin kendi doğalgaz üretimi ne kadar? Belirlenen doğalgaz yatakları ne kadar kapasiteye sahip? Yerli üretim toplam tüketimin ne kadarını karşılıyor? 

- Dünya’da doğalgaz rezervlerinin yarısından fazlası Rusya ve Ortadoğu’da bulunmaktadır. Ülke bazında baktığımızda; Rusya 44.6 trilyon metreküp rezerviyle ilk sırada yer alırken, onu 33.1 trilyon metreküplük rezerviyle İran ve 25 trilyon metreküplük rezerviyle Katar izliyor. 

BP tarafından yayınlanan “2030 Yılı Enerji Görünümü Raporu”na göre; 2030 yılına kadar dünyada en hızlı tüketim artışının yıllık yaklaşık yüzde 2 gibi bir oranla doğalgazda olması öngörülmektedir. 

Uluslararası Enerji Ajansı ise; santrallerdeki verimli kullanımı nedeniyle önemi daha da artan doğalgazın birincil enerji tüketiminde yüzde 21 dolaylarında olan mevcut payının 2035 yılında yüzde 25’e çıkacağını tahmin ediyor.

DOĞALGAZ REZERVİMİZ 7.2 MİLYAR METREKÜP

Etrafımızda doğalgaz konusunda bu kadar şanslı ülkeler bulunurken ne yazık ki ülkemiz bu kadar şanslı değil. Ülkemizin mevcut doğalgaz rezervi 7.2 milyar metreküp gibi komşularımıza göre son derece düşük bir rakam. Üretimimiz ise daha da az, 793 milyon metreküptür. Bunun sonucu olarak da ihtiyacımız olan doğalgazın yüzde 98.2’sini ithal ediyoruz.

REKABET KOŞULLARI SAĞLANMALI

Bu kadar dışa bağımlı olmamıza karşın ülkemizin enerji tüketimi içinde yüzde 31 pay ile doğalgaz birinci sırada yer alıyor. Son 10 yılda doğalgaz tüketiminin iki kattan fazla arttığını görüyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan projeksiyonlara göre; 2020 yılında doğalgazın toplam enerji tüketimi içindeki payının yüzde 34.9’dan yüzde 26.7’ye düşeceği öngörülüyor.  Doğalgazın kullanımına baktığımızda ise yüzde 48 ile elektrik birinci sırada yer alırken, sanayide ve ısınmada kullanım oranı aynı, yüzde 26’dır. Doğalgazda tamamen dışa bağımlı olmamız nedeniyle arz güvenliği ve rekabet koşullarının sağlanmasını bizim için hayati önem taşıyor.
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner115

banner114

banner113

banner112

banner111

banner110