GİRAY DUDA
Süleyman Şah Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fatih Macit, enerji konusundaki yoğun çalışmaları ile tanınıyor. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi’nde de araştırmalar yapan Macit ile Türkiye’deki enerji boru hatlarını ve TANAP’ı konuştuk.
- Sayın Macit, sizinle Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’ni (TANAP) konuşmak istiyorum. Önce, Türkiye’nin boru hatlarıyla başlayalım. Topraklarımızda bir kısmı petrol, bir kısmı doğalgaz boru hattı olmak üzere kaç önemli boru hattı var?
- Türkiye, coğrafi konumu itibariyle enerji koridoru bir ülke. Boru hatları olarak geçmeye her zaman müsait bir ülkeydi. Türkiye’nin doğusuna ve biraz da güneyine inerseniz petrolün ve özellikle dünyadaki doğalgazın 3’te 2’si var. Batı tarafında ise doğalgazın en büyük ithalatçısı ve tüketicisi olan bir bölge olan Avrupa var. Dolayısıyla Türkiye zaten doğal olarak boru hatlarına ev sahipliği yapmaya müsait bir ülke idi. Bu durum, bugüne kadar çok fazla realize olamadı. Türkiye’ye bu döneme kadar gelen boru hatları, Türkiye’nin ihtiyacının karşılandığı boru hatları oldu.
BAKÜ-TİFLİS-CEYLAN BORU HATTI
Mavi Akım denilen boru hattı var Karadeniz’den bize bağlanıyor. Rusya’dan bize gaz sağlıyor. Ukrayna, Macaristan, Bulgaristan üzerinden gelen bir batı hattı var. Yine Türkiye’ye doğalgaz sağlayan hat. Hazar Bölgesi’nden gelen Güney Kafkasya boru hattı, Azerbaycan’ı geçip Erzurum’dan giriş yapan, yine Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılamak için kurulan boru hattı var. Türkiye’nin enerjide koridor olmasına yönelik en önemli boru hattı Bakü-Tiflis-Ceylan Boru hattıdır. Bu hattın doğrudan kullanıcısı değil, sahipliğini de yapıyor Türkiye. Diğerlerinden bizim sınırlarımıza geliyor ve biz kendi iç kullanımımızda kullanıyoruz.
ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ ARASINDAKİ MERKEZ OLDUK
Ama enerji koridoru olmaktaki kastımız bu değil tabi ki. Enerji koridoru demek üretici ülkelerle, tüketici ülkeler ve bölgeler arasından koridor olma, merkez olma işlevi aslında. Bu anlamda en önemli ilk proje Bakü-Tiflis-Ceylan Boru Hattı idi. Bu proje Azerbaycanlılar açısından asrın projesi idi, onların kaderini değiştiren bir projeydi. Türkiye açısından enerjide koridor olma anlamında en önemli projelerden bir tanesiydi. Buradan günlük 1 milyon varilin üzerinde bir petrol akışı gerçekleşiyor. Bu hattan önce buradan akan petrol tankerlerle boğazdan geçiyordu. Bu projeyle birlikte boğazdaki trafik ciddi şekilde azaldı.
Bunun yanında belki de Kerkük-Yumurtalık boru hattı bugün her ne kadar tam kapasite ile çalışmasa da Kuzey Irak’taki petrolün ticarileşmesi açısından, Ceyhan’ın da petroldeki merkez olması anlamında önemli bir projeydi. Bu zamana kadar bu iki projenin haricinde Türkiye’nin enerji koridoruna hizmet edecek, Türkiye’nin merkez olmasını sağlayacak bir proje ortaya çıkmamıştı. TANAP ortaya çıkıncaya kadar.
FİRMALARIMIZA YARAYACAK
- Enerji koridoru olmak iyi bir şey midir? Kazançlı mıdır?
- Bunun kazançları aslında birkaç boyutludur. Birinci boyutu bu boru hatları sizin topraklarınızdan geçtiği zaman sizin için yatırım imkanı demektir. TANAP’ın projesinde demir çelikten tutun da çimentosuna kadar birçok Türk firması aktif rol oynuyor. Yaklaşık olarak 10 milyar dolar civarında bir yatırımdan söz ediliyor. En azından belli sektörlerde ciddi bir yatırım ve satış imkanı ortaya çıkarıyor. Olayın bir de istihdam boyutu var. TANAP projesinin yaklaşık olarak doğrudan ve dolaylı olarak 15 bin ek istihdam sağlayacağı belirtiliyor. Birincisi bu.
İkinci faydası bence minimal bir fayda ama yine de faydadır, siz bu boru hatlarına ev sahipliği yaptığınız için transit ücret alıyorsunuz. Buradan transit geçiş ücreti almış oluyorsunuz. Bu çok ciddi para değil. Örneğin Bakü-Tiflis-Ceylan boru hattı 2006 yılından beri aktif olarak çalışıyor. Türkiye’nin 2006 yılından itibaren yaklaşık geliri 400 milyon dolar. Çok büyük para değil ama sonuçta bir gelir. Bu sadece bir tane boru hattından gelen gelir.
ENERJİ BORSASI KURMAK ŞART
Boru hattının geçmesinden dolayı hem fiziksel hem sanal anlamında borsasının kurulması, fiyatların gerçek anlamda burada belirlenmesi daha büyük önem taşıyor Türkiye için. Türkiye burada Ukrayna örneğinde olduğu gibi sadece transit ülke olarak kalırsa ekonomik anlamda, maddi anlamda çok büyük kazanç sağlamayacaktır. Ama siz hem fiziksel hem de sanal anlamda borsasını kurup enerjide bu anlamda merkez olursanız, bu, Türkiye için ekonomik kazançlar getirebilecek bir proje. Türkiye bunu başarabilirse ekonomik açıdan kazanç sağlar.
Bir de şu var. Akademik literatür bize şunu gösteriyor. Şimdi bu başarılı bir şekilde uygulanırsa Türkiye’nin jeopolitik önemini de artırabilecek bir şeY. Mesela, Avrupa Birliği, enerjide, özellikle doğalgazda dışa son derece bağımlı. Rusya ile son dönemdeki probleminden dolayı yaşadığı sorunlar göz önünde. Eğer şu anda aldığı yerden daha güvenli bir hat bulduğunu anlarsa aldığı o bölgenin jeopolitik ve stratejik olarak önemini daha da arttırır. Dolayısıyla o ülkede uzun vadeli siyasi istikrarın oluşması, uzun vadeli çatışmalardan belki uzak tutulması ön plana çıkıyor. Siyasi istikrarın oluşması, jeopolitik çatışmalardan o ülkenin uzak olması dolaylı yollardan o ülkeye ekonomik yatırımlar getiriyor, dolaylı yollardan ekonomik kalkınma oluyor.
NABUCCO’DA BİR ÇOK ŞEY KONUŞULMADI
- TANAP şu anda hangi aşamada? Daha önceki bir büyük proje iptal oldu. Gerçekleşmesi olasılığı nedir?
- Bunlar çok büyük projeler. 2018 yılında gaz akışının başlaması planlanıyor. İlk gaz akıncaya kadar sürekli teyakkuzda bulunulması gereken projeler bunlar. Çünkü ne zaman sorun çıkacağı belli olmuyor. TANAP, Güney Gaz Koridoru dediğimiz projenin bir ayağı aslında. Güney Gaz Koridoru, AB’nin 1990’larda ortaya attığı Hazar Bölgesi ve Ortadoğu’daki enerji kaynaklarının, özellikle doğalgaz kaynaklarının AB’ye ulaşması ve AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının azalması ve tedarikin çeşitlendirilmesi projesi aslında. Bu fikir ilk çıktığında ana amaç aslında Türkmen gazını AB’ye ulaştırmaktı. Türkmenistan, Rusya, Katar, Irak’tan sonra dünyanın en büyük 4’üncü doğalgaz rezervine sahip ülke. Bu zamana kadar ne bu proje gerçekleşti ne de Türkmenistan kendi kaynaklarını etkin, verimli bir şekilde kullanabildi.
Yıllar sonra ilk defa bu bölgedeki iki ülkenin önderliğinde, Türkiye ve Azerbaycan’ın önderliğinde bir proje hayata geçiyor. Mesela bazı projeler hayata geçemedi, öldü. Türkiye’nin de ortak olduğu Nabucco projesi yıllarca konuşuldu. Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan ve Avusturya üzerinden doğalgazın sağlanmasını öngören bir hattı. Türkiye üzerinden AB ülkelerine Kazakistan ve Türkmenistan doğalgazını taşımak üzere kurgulanan uzun geçişli bir boru hattı taşımacılığı projesi Nabucco ortaya atıldı. Nabucco Avrupa’da tedarik çeşitliliğini artıracak, Rus gazına bağımlılığı azaltacaktı. Çünkü özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin Rus gazına bağımlılığı Batı Avrupa ülkelerine göre çok daha fazla. Fikir güzel fikirdi ama bazı şeyler konuşulmadı. Tamam boru hattı inşaatını yaptık da gazı kim sağlayacaktı? Bu hiçbir zaman konuşulmadı. Bu boru hattını kim finanse edecekti? Bulgaristan, Yunanistan sınırına kadar gazı kim getirecekti, bunlar konuşulmadı.
TANAP’DA GÖRÜŞ AYRILIĞI YOK
- O zaman bu kocaman projeler nasıl ortaya çıkıyor?
- 1990’lı yıllarda Türkmen gazını getiririz diyorlar. Ama bölgeye nasıl taşıyacaksınız? Trans Hazar Boru hattını ele alalım mesela. Halen Hazar Denizi bir deniz mi göl mü diye bölge ülkeleri arasında fikir ayrılığı var. Bütün bunları göz ardı edip proje geliştirdiğiniz zaman belli bir zamanda bu proje hayata geçemiyor. Ama TANAP’ta bu yok. TANAP’ta gazın çıktığı yerden Şah Deniz 2 sahasından boru hatlarının Avrupa’da İtalya pazarına kadar ulaşacağı o kısımdaki hat belli, bu boru hattına gazı kim verecek belli, bu boru hattının inşaatını kim yapacak o da belli. TANAP’ta, SOCAR, BOTAŞ ve BP’nin ortaklığı var.
Burada çok daha somut bir projeden bahsediyoruz. İlk etapta Azerbaycan 16 milyar metreküplük bir gaz sağlayacak. Ben Nabucco projesinin de tamamen öldüğü fikrine de katılmıyorum. Bu proje tekrar bir gün gündeme gelecek. O bir gün de çok uzakta değil bence. TANAP projesi şu açından da çok önemli, bu proje bölgedeki ülkelerin de cesaretlenmesini sağlayacaktır. 1990’ların başında bu fikir atıldı ortaya, biz 25 yıldır Türkmen gazını ne Türkiye’ye getirebildik ne de Avrupa’da götürebildik. Ama ilk defa bölgedeki iki ülke bir inisiyatif alıp taşın altına elini sokuyorlar. Ve projenin her şeyi somut. Gazın kimin sağlayacağından, finansmanı kimin sağlayacağına kadar.
KAMULAŞTIRMALAR BİTME AŞAMASINDA
- Ortaklık payları nedir?
- TANAP’ta Azerbaycan Milli Petrol Şirketi SOCAR’ın yüzde 58 payı var. BOTAŞ’ın payı yüzde 30 ve en son BP yüzde 12 ile ortak oldu. Bu oranlar şu an için değişmeyecek. Çünkü nihai yatırım kararları alındı, hatta TANAP’ın geçeceği güzergahlarda kamulaştırmalar da bitmeye yakın. Bu aşamadan sonra eğer çok büyük bir şey olmazsa ortaklık paylarının çok değişeceğini sanmıyorum. Bu proje gerçekleşirse bölgedeki ülkelerin de cesareti artar. Geçenlerde Türkmenbaşının da bir ziyareti oldu. Türkmenistan da cesaretlenecek, bu ülke de ‘ben çok cüzi bir paraya Çin’e satmak yerine daha yüksek fiyata ve pazarımı da çeşitlendirme adına Avrupa’ya satayım’ diyecek.
Bakın Kuzey Irak’ta 2-3 trilyon metreküplük çok muazzam doğalgaz rezervleri var. Bunun ticarileştirilebileceği tek güzergah Türkiye üzerinden geçen güzergah. İşte Doğu Akdeniz’de şu anda donmuş gibi gözükse de muazzam doğalgaz kaynakları var. Burada belki alternatif projeler üzerinde konuşuluyor ama bunun da en makul, en ekonomik ve en ticari güzergahı Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak güzergahtır. İşte bütün bunlar gerçekleşirse TANAP iyi bir örnek olursa ilerde Türkiye koridor enerji merkezi olmasına da ulaşılmış olacak.
AVRUPA’YA KOLAYCA DAĞILIR
- Projede yeni düzenleme, değişiklik var mı? TANAP doğalgazı getirip sınıra koyacak, oradan da TAP hattı olarak devam edecek, Yunanistan, Arnavutluk, İtalya’ya ulaşacak değil mi?
- Avrupa’da var olan bağlantılar nedeniyle, TAP bağlantısı nedeniyle Avrupa’ya bir yerden girmeniz yeterli. İtalya’ya giren gazın Almanya’ya gitmesinin önünde hiçbir engel yok. Burada şöyle bir şey de var. Gazın İtalya’ya gitmeden önce geçeceği Karadağ ve Arnavutluk’ta doğalgaz altyapısı hiç yok. Buralarda da ekstradan bir yatırım fırsatı var. Doğalgazın nihai tüketiciye ulaştırılması açısından, Karadağ, Sırbistan, Arnavutluk, Bosna Hersek gibi ülkelerin şöyle özelliği var. Sırbistan ve Bosna Hersek için söyleyeyim, tükettikleri gazın yüzde yüzünü Rusya’dan alıyorlar. Bu ülkeler açısından çok zor bir durum. TAP’ın şu anda burada gazı satma imkanı yok. Ancak bağlantılar yapılırsa ki bunlar gaz oraya geldikten sonra çok büyük maliyet tutmaz. Gaz bu ülkelere sunulursa, bu ülkelerin de bir nebze olsun doğalgaz tedarikini çeşitlendirmesine yol açar.
2018’DE DOĞALGAZ AKIŞI OLACAK
- TAP hattında durum ne, orada çalışma başladı mı?
- Şu anda orada çalışma başladı. 2018’in sonunda ilk doğalgaz akışının başlaması planlanıyor. 2018’in sonunda ilk doğalgaz akışı Türkiye’ye verilecek, Avrupa’ya verilmesi bir yıl sonra yani 2019’da planlanıyor.
- TAP’ı kim finanse ediyor?
- Orada da konsorsiyum var. SOCAR ve BP’nin payı var. BOTAŞ ortak olmayı planlıyor. Ama orada hali hazırda işi üstlenmiş bir konsorsiyum var.
TANAP, AB İÇİN STRATEJİK PROJE
- Bu proje bölge ülkelerinin tümünün sıcak baktığı bir proje mi?
- AB geçtiğimiz ay enerji bildirgesi yayınladı. AB, bildirisinde, ‘artık enerjide bir birlik olma yolunda ilerliyoruz, üye ülkeler kendi başlarına hareket etmesinler’ diyor. ‘Örneğin Rusya ile stratejik olarak bir problemimiz varsa Almanya, Fransa, Hollanda gidip kendi başına Rusya ile anlaşma yapmasın, birlikte hareket edelim’ diye bir bildirge yayınladı. Bu bildirgede şu an TANAP stratejik bir proje olarak yer alıyor. Güney Gaz Projesi ve buna bağlı olarak TANAP ile Hazar Bölgesindeki enerji kaynaklarının özellikle doğalgazın Avrupa’ya ulaştırılması, Avrupa’nın enerji anlamında en önemli stratejilerinden bir tanesi. Dolayısıyla AB’de proje konusunda en ufak bir soru işareti yok. ABD’nin bir numaralı enerji sorumlusu da güney gaz projesini desteklediğini sürekli olarak söylüyor.
Bir de bu projenin bölge ülkelerini ortak menfaat etrafında toplama yönü var. Burada ben Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye’den söz ediyorum. Gürcistan’ın biz ne kadar önemini kavradık bilemiyorum ama hem bizim için hem de Azerbaycan için çok stratejik öneme sahip ülke. Haritayı biraz gözünüzde canlandırdığınız zaman Gürcistan kapısı kapanırsa Türkiye’nin neredeyse Orta Asya’ya açılan kapısı kapanmış olur. Aynı şekilde Azerbaycan’ın da Avrupa’ya açılan kapısı kapanmış olur. Şimdi burada Türkiye-Gürcistan ve Azerbaycan arasında çok ciddi bir işbirliği fırsatı doğmuş oldu. Bu üç ülke çok büyük projelere imza atacaklarını TANAP projesi ile de göstermiş oldular. Bu, Türkmenistan’ı ve Kazakistan’ı eklerseniz çok büyük bir işbirliğinin oluşmasını, ekonomik ve siyasi işbirliğini, çok daha büyük her açından bir pencere açılmasını sağlıyor.
TÜRK AKIMI TRAKYA’DAN GEÇECEK
- Şimdi de Putin’in Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında gündeme gelen Türk Akımı Projesinden söz edelim. Bu proje gerçekten bir tepki projesi mi? Ayağı yere basıyor mu? Türk Akımı’nın güzergahı ne?
- Rusya gerçekten petrolden çok büyük gelir elde ediyor. Petrolü ticari olarak kullanıyor. Doğalgazdan da para kazanıyor ama sanki bunu biraz daha siyasi kullanıyor. Türk Akımı ne kadar gerçekçi proje şöyle söyleyeyim.
Öncelikle iptal edilen Güney Akımından söz edeyim. Güney Akım Projesi, Rusya’nın Karadeniz’den geçerek hiç Türkiye’ye uğramadan direkt Bulgaristan’da boru hatlarına ulaşması, oradan da Doğu Avrupa pazarına doğalgaz tedarikini sağlamasıydı. Rusya şu an Avrupa’ya sattığı doğalgazın yaklaşık yüzde 40’lık kısmını Ukrayna’daki boru hatlarından geçirerek sağlıyor. Ukrayna önemli trans ülke. Ukrayna’da yaşanan problemler herkesin malumu. Rusya’nın Ukrayna ile yaptığı sözleşmeler 2020’de bitiyor. Rusya artık Ukrayna üzerinden 1 metreküp bile gaz sevk etmek istemiyor. Güney Akımı bu nedenle çıkmış projeydi. Ama AB bazı nedenlerle buna çekince koydu. Rusya iptal etmek zorunda kaldı. Bulgaristan da çok sıcak bakmadı. Ardından ortaya Türk Akımı projesi çıktı.
Güney Akım ile Türk Akımının offshore dediğimiz denizden giden kısmı tamamen aynı. Rusya’dan çıkıyor Karadeniz’de yaklaşık 400 kilometre denizin altından gidiyor. Güney Akımı buradan direkt Bulgaristan’dan geçerken Türk Akımı’nda direkt Trakya’ya gelecek. 240 kilometre civarında Trakya’dan geçecek oradan Yunanistan’a oradan da Avrupa pazarına gidecek.
Biraz önce Nabucco ölmedi derken bunu kastetmiştim. Rusya tekrar bu gazı Nabucco gibi proje ile yukarı çıkartabilir. Şimdi Ukrayna üzerinden gelen hattan Türkiye de gaz alıyor, Batı Hattı dediğimiz hattan. Bu yıl kışın başında Ukrayna ile yaşanan sorundan dolayı Rusya gazı kesmek zorunda kaldı ve yaklaşık 3-4 haftalık Türkiye problem yaşadı. Alması gereken gazın neredeyse yarısını aldı. Dolayısıyla bu hat enerji güvenliği açısından da sıkıntılı bir hat. Türk Akımı’nda Rusya 63 milyar metreküplük bir hat geçeceğim buraya diyor. 4 tane ayrı paralel boru hattından oluşacak diyor. 15.75 milyar metreküplük gaz taşıyacak. 2016 yılı sonunda yapmayı planlıyor. İlk hat Türkiye’yi besleyecek diyor. Ukrayna üzerinden gelen hattı iptal edecek. Aynı Mavi Akımda olduğu gibi hiçbir risk almadan doğrudan transit olarak gaz alma imkanı doğacak.
İKİ PROJEYİ ZOR YÜRÜTÜR
Bu kulağa hoş geliyor mu? Evet. Ama daha sonraki hatlarla Avrupa’yı besleyeceğim ve Türkiye’de enerji borsası kuracağım, diyor. Burada Türkiye ve Yunanistan yarışıyor. Yunanistan kendisinin olmasını istiyor. Burada bir Hub ülke olacaksa Yunanistan olacak diyor. Benim burada çekincelerim var. Birincisi finans konusu. Rusya’nın karşılaştığı durumlar ortada. Bir Rus bankasının uluslararası arenada borçlanması mümkün mü ona bakmak lazım. Rusya, Türkiye’de iki tane proje yürütecek, Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali. Petrol fiyatlarının 55 dolarlar seviyesinde gezdiği dönemlerde Rusya’nın 2 projenin de ikisini finanse etme imkanı çok az. Güney Akım yani Türk Akımı’nda toplam 60 milyar dolarlardan bahsediliyor. Bu birinci boyutu. İkinci boyutunda şöyle bir çekincem var. Türkiye’nin etrafında çok zengin petrol rezervleri var. Türkiye’nin, daha uygun fiyatla petrol alacakken böyle bir projeye girmesini doğru bulmuyorum.
Ben Kuzey Irak’taki petrol ve doğalgaz rezervlerini getirebilirim. Türkmenistan’daki doğalgazı getirme veya 4-5 ayrı alternatif varken Rusya ile yeni bir boru hattı üzerinde çalışması bana açıkçası enerji güvenliği açısından riskli geliyor. Şu anda tükettiğimiz doğalgazın yüzde 55’ini Rusya’dan alıyoruz. Bu hat bu şekilde tamamlanırsa 2020’de yüzde 60’lara çıkacak. Bir de buna Akkuyu Nükleer Santralini ekleyin Türkiye’nin Rusya’ya enerji anlamında ciddi bir bağımlılığı ortaya çıkmış olacak.
AVRUPA YÜZDE 30’DAN RAHATSIZ
- Akkuyu Rusya’ya bağımlılık olarak sayılır mı? Türkiye’nin toprakları üzerindeki bir santral olacak. Sinop’u Japonlar yapacak.
- Ama yine de enerji anlamında bir ülkeye bu kadar bağımlı olmak soru işaretlerine neden oluyor. Avrupa’nın tükettiği doğalgazın yüzde 30’unu Rusya veriyor. Buna rağmen gaz tedarikini çeşitlendirmeye çalışıyor. Biz yüzde 55 bağımlı olmamıza rağmen bunu aşağı çekmek yerine neden böyle oluyor?
- TANAP ile bu yüzde 55 aşağı çekilir mi?
- Türkiye Azerbacan’dan hali hazırda gaz alıyor. Bizim Rusya ile İran ile yaptığımız anlaşma gereğince almasak da gazın parasını ödüyoruz. Türkiye’nin geçmiş yıllarda doğalgaz talebi beklenenden daha az düzeyde kaldığı için Rusya ve İran’dan sözleşme kadar gaz alamadı. Bu sefer Azerbaycan’dan alabileceği bir gazı daha ucuza alamadı. Öncelikle Rusya ve İran’dan almak zorunda. Şimdi bu yıl ne Rusya’dan ne İran’dan parasını ödeyip de alamadığı gaz kalmadı. Biz bu yıl Azerbaycan’dan almamız gereken gazı tam miktarda alacağız. 6.6 milyar metreküp. Daha uygun fiyata. TANAP projesi gerçekleşirse 6.6 milyar metreküplük gaz sağlayacak. Rus gazına olan bağımlılığı bir miktar azaltacak. Miktar olarak belki değişmeyecek çünkü sözleşmeler halen devam ediyor. Ama oransal olarak azalacak çünkü Türkiye’nin talebi büyüyor.
ALTERNATİF PROJELER ŞART
Alternatif projelerden bahsederken bunu da söylemek lazım. Türkiye’nin doğalgaz ile yaptığı anlaşmalar Rusya ve İran ile 2020’nin ortalarında son buluyor. Türkiye, 2022-2023’te tekrar Rusya ile İran ile masaya oturacak. Bu yıla kadar alternatif projelerin oluşturulması gerekiyor. 2022 yılına geldiğimizde eğer Türkiye, Kuzey Irak’tan yıllık 10 milyar metreküplük doğalgaz alacak boru hattını gerçekleştirmişse, Azerbaycan’dan yıllık 10 milyar metreküplük doğalgaz alacak hattı gerçekleştirmişse, Rusya ve İran ile pazarlık yaptığında bizim için inanılmaz pahalı gaz satıyorlar. Asya pazarlarında bile bin metreküp doğalgaz 250-260 dolarla düşmüşken biz İran’dan şu anda 500 dolar gibi çok fahiş fiyattan doğalgaz alıyoruz. Türkiye’nin alternatif projeler gerçekleştirmesi lazım. TANAP örnek olacak bir başlangıç.
UZUN VADELİ ANLAŞMALAR ALEYHİMİZE OLUR
- Türk Akımı’nda Türkiye’nin ciddi harcaması olacak mı?
- İşin deniz kısmını Ruslar yapıyor. Kara tarafını da Ruslar kendisi yapmak istiyorlar. BOTAŞ’ı karıştırmak istemiyorlar. Ben olumsuz yönlerini söyledim. Türkiye kendi tüketimine dayalı, kendini taahhüt altına sokmadan Ukrayna’dan gelecek gazı baz alıp Türkiye’nin üzerinden geçirirse Türkiye için makul olabilir. Buraya Azerbaycan’dan, Rusya’dan, İran’dan, Türkmenistan, Kuzey Irak’tan gaz gelecek ki merkez olsun. Türkiye’nin uzun vadeli anlaşmalardan sakınması lazım.
- Bu koşullarda TANAP’ın ödemelerinde sorun çıkar mı?
- TANAP zaten finansmanı yapılmış bir projedir. Öz sermaye ve kredi anlaşmaları yapılmış bir projedir. Petrol fiyatlarındaki uzun seyir ve dünyadaki ekonomik büyümeler belki bundan sonra çıkacak projeleri belki etkileyebilir ama TANAP’ı etkilemez.